Doğdular,
Doğurdular,
Doğduk.
Anamın kucağında bebek,
Anamın kucağında çocuk,
Anamın kucağında sevgi.
..
Ah bir öğretmen olsaydım;
Tomurcuk güllerin arasında yaşasaydım
Ben anlatsam onlar öğrense,
Onlar başarsa ben övünseydim.
Ah bir öğretmen olsaydım;
Anlatsaydım Atatürk’ ü, ilkelerini, devrimlerini
..
ÖĞRETMENİM
Dost ararken seni buldum gönül bağında,
İyilik, güzellik, sevgi var otağında,
Pare pare güzel sözler gül dudağında.
Canım benim, gülüm benim gül öğretmenim.
..
Yaşadığı müddetçe-bizlere yol gösteren
Öğretmendir biliniz -cahilliği hep yeren
Gürül gürül akan su-onlardır çağlayanlar
El ele tutuşarak-canları bağlayanlar
Öğretmen şelaledir-onlar verir bilgiyi
Çocuk ile gençlerle-hepsi kurar ilgiyi
Memleketin ümidi-yarınlar sizi bekler
..
ben sana gönlümü verdim
ona hiç bir şey öğretmedin öğretmen
ben sana galiba... diyemiyorum
çünkü ne zaman o cümleyi söylesem
eriyorum öğretmen.
şimdi zaman kendi kendini erittiği vakittir
..
Günlerdir süren hazırlıktan sonra; Merak ettiğim Antep,Maraş ve Hatay yolculuğumuz başlıyor. Atatürk Hava limanından kalkıyoruz. Adeta süzülüyor uçağımız. Güzel bir gün güzel bir niyet. Haydi hayırlısı. Bir saatten fazla uçuyoruz kaptanımız" İnişe geçiyoruz kemerlerinizi bağlayıp dik oturun "Diyor. Aşağıya bakıyorum. Maraş yeşil bir ova gibi görünüyor bir kısmı dağlık. Asıl amaç Maraş ta Kızımın düğününü yapmak biraz da yakın çevreyi gezmek. Nihayet, Kahraman Maraşa ayak basıyoruz saat ona çeyrek var. Derken uçaktan çıkıp bagajımızı alıyoruz biraz küçük hava alanı. Sonra kızım ve damadım bizi karşılıyor birde kiralık araba firmasının yetkilisi. Arabalarımıza binip, Maraşa doğru ilerliyoruz. Şehir çok uzak değil. Bu arada araca ilk istasyondan petrol alıyoruz ve damadın arabasını takiple öğretmen evine gelip dinleniyoruz. Sonra damat geliyor onu takip ederek dünürlerin evine doğru ilerliyoruz. Maraşın ortasından geçip adeta dağ yamacına tırmanıyoruz. Sanki Maraş halkı sırtını dağa vermiş. Daha sonra öğreniyoruz önceden olan bir deprem buna neden olmuş. Yeni bir aile yeni bir kültüre merhaba diyoruz. Sıcak kanlı insanlar. Şiveleri biraz değişik geliyor. Hoşbeş yorgunluk kahvesi ve Maraş usulü yemeklerden sonra.Kısa bir Maraş turuna çıkartılıyoruz. Önce terasa gidiyoruz. Manzara muhteşem. Çayla birlikte Antepfıstığı ve tarhana geliyor ama bizim usülden değil incecik. Aklıma jelatin geliyor. Çekiniyorum yemeye sonra ufaktan alışıyorum. Biraz oturup resim çekiniyoruz. Sonra kalkıp Kaleye gidiyoruz. Ve anlatıyorlar. Tarihten tarih çıkıyor ve karşıda bir camiyi işaret ediyorlar. Sütçü imamın cami. Vaaz verirken kalede şu andaki şanlı bayrağımızın yerinde Fransız bayrağı varmış ona bakarak diyor ki:" O bayrak orada iken içiniz nasıl rahat ediyor nasıl huzur buluyorsunuzé ve ardından isyan başlıyor. ve o bayrak nihayet indirilip Türkün şanlı bayrağı çekiliyor. Ruhları şad olsun. Bu güzel şehri bize hahşedenlere saygımız sonsuz. Ve kale içinde bulunan saraydan padişahtan ve kızından bahsediyorlar ve gizli geçitten karşıda bir hamama nasıl gidip geldiklerinden. Ben çok kale gördüm mekruh,yıkık, pislik içinde. Burası adeta korunmuş. Daha önce biri işletiyorum sosyal tesisler varmış ama kapanmış. Sonra tekrar öğretmen evine dönüp istirahat ediyoruz. Ertesi sabah erkenden Antepe gidip geziyoruz tarih 24 Mayısı gösteriyor. Maraş hep yağıyor. Antep sıcaktan kavruluyor. Ve o gece düğün oluyor Liva düğün salonunda. Maraş usulü güzel bir düğün. Yeni çifte mutluluklar.Tarih 25 Mayısı düşüyor. Tekrar Maraşı geziyoruz. Şehrin ortasında uzunlamasına bir bark parkın baş tarafındanda bir anıt ve daha sonra yol kaleye uzanıyor. Yer altı çarşısı ve eski bir çok anıt. Maraş güzel. Huzurlu ve en önemlisi yeşil. Her yerde Dondurma reklamı var. Sonra bir Pastahaneye giriyoruz. Künefe ve Maraş dondurması yiyoruz. Afiyet olsun.
Daha sonra çarşı pazar gezinip istirahate çekiliyoruz. Sabah otelimizde kahvaltı yapıp Hataya doğru yola çıkıyoruz. gezip dolaşıp yiyip içip geliyoruz. Biraz dinleniyoruz ve telefonumuz çalıyor. Dünürlerimiz akşam yemeğine davet ediyorlar. Arabamızla bin evlere doğru gidiyoruz yolda kavun ve karpuz alıyoruz. Güzel bir akşam yemeği yiyoruz. Ev sahibinin eline sağlık, kesesine bereket. Mantı ve içli köfte aklımızda kalıyor. Sonra gece basıyor otele dönüyoruz. Tabii akrabalarla vedalaşıyoruz. Yarın İstanbul'a yolculuk var. uykuya dalıyoruz.
26 Mayıs Pazartesi Hava alanındayız son kez resimler alıyoruz. Kiralık arabamızı teslim ediyor ve güvenlikten geçiyoruz. Uçağımız onbeş dakika rötarlı kalkıyor ve İstanbul.
27.5.2014Ataşehir/ İST
..
Bütün meslekler kutsal-birbirini tamamlar
Zincirin halkasıdır-kaybolur bütün gamlar
Öğretmenlik temeldir-çünkü ana bir meslek
Eşi ve benzeri yok-aynı zamanda bil tek
Öğretmen konuşmazsa-kaplar yurdu cehalet
Gerçekten cahil kalır-ilerleyemez millet
Milletleri kurtaran- yalnız öğretmenlerdir
..
Ben öğretmen olmak istiyorum!
Her tarafı çiçeklerle doldurmak,
İstiklal Marşını gururla söyletmek istiyorum.
Yolları doktorlar, mühendislerle doldurmak,
Ülkemi yükseklere çıkartmak,
İlerletmek istiyorum.
Bu işleri yapacak çocukları yetiştirmek,
..
Vatanın dört yanında-sabah akşam ve gece
Ders anlatan biri var-hâlleri bakın nice
Yazıyor okutuyor-anlatıyor durmadan
Güçlerine güç katsın-dünyamızı Yaratan
Duy öğretmen sesini-erken davran yetkili
Saygı ve sevgi göster-yaraya banın eli
Irmak nehirler gibi-kalpleri ve ruhları
..
Öğretmen ol çocuğum;
Mağrurlara tarihini anımsat,
Katı yürekleri sevgi ile yumuşat.
Ağacı isteyenlere,
'Tohuma'sahip olunmasını hatırlat...
Öğretmen ol çocuğum;
Yüzü ışıktan uzaklaşanları
..
Haberini alınca!
Sevinçten,gözlerim doldu,
Mecliste Mebus olsa,
Mazbatasını alsa,
Bu kadar sevinmezdim,
Oğlum,Öğretmen oldu.
..
Öğretmen Okulundaki üç arkadaşım Cevat Özer, Dinçer Oktay ile Yurder Teker’den sık sık söz ederim. Aslında bu okuldaki arkadaşımız üç değil dörttü.
Dördüncüsü Necdet Özaltan’dı. Ne yazık ki Necdet aramıza katılıp bizimle edebiyattan konuşamazdı. Oysa bunu çok isterdi... Bize katılamazdı, çünkü Öğretmen Okulunun Kütüphane görevlisiydi o. İşinden ayrılamazdı.
Böyle bir görevi niçin seçtiği üzerinde hiç durmamıştık. Meğer o ne yaman bir kitap kurduymuş. Edebiyat içine işlemiş de kendisinin de bizim de haberimiz yok.
Gizlli bir şair olduğunu bile geçenlerde kendisiyle yaptığım bir telefon konuşmamızda daha yeni öğrendim. Onu da ağzından kaçırdı...
Özaltan bir süre sonra Öğretmen Okulu bitirme sınavlarına girdi, öğretmen oldu. Ne yazık ki bizim edebiyat dostu grubumuz çoktan dağılmış, her birimiz bir başka kente savrulmuştuk. Bu nedenle onun içinde yanan ateşi gecikerek keşfettik.
Bir insan anasından yazar olarak doğarsa Necdet böyle doğmuştur, kesin. Ama o kadar böbürlenmekten öylesine uzak biridir ki, her gün iki gazetede birden yazmasına karşın yazar olduğunu bugün bile kabullenmez. Kendisinin bir sanat sever, bir okuyucu, bir hevesli olduğundan söz eder...
Oysa Mersin ile Gaziantep’in yerel gazetelerindeki yazılarını okuyorsanız, bunu siz de anlamışsınızdır. O gerçek bir edebiyatçı, iyi bir yazardır.
..
Rehberlik amacıyla gideceği okulun bulunduğu yeri bulmakta bayağı zorlanarak ilerledi, Yeşiköy’ün yeşillikler denizini andıran narenciye bahçeleri arasındaki etrafı çitlerle,tel örgülerle çevrili, böğürtlenlerle kamufle edilmiş dar yollarında bazen çamura batan ayakkabılarını silmeye çalışırken,kendi kendine de kızıyordu;
-Ne vardı yani otuz kırk dakikalık yolu yürüyeceğime belediye otobüsüne binseydim,üç yüz bin lira otobüs ücretinden mi korktum yoksa, diye kendi kendine söylenerek ilerlerken karşılaştığı birkaç insana da gideceği yeri sorarak ilerliyordu.Bazen yanılsa da tariflere uyarak ilerliyordu. Nihayet okul binasını görmüştü.Bahçe duvarını takip ederek giriş kapısından içeri girdiğinde;
T.C.
M.E.B.
..
ÖĞRENELİM, ÖĞRETELİM, ÖĞRETMENİM...
TÜRK DÜNYASI KÜLTÜRÜNE KATKI SAĞLAYAN, ÖĞRENCİLERİN DÜZENLİ YETİŞMESİNE VESİLE OLAN TÜM ÖĞRETMENLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM, ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERE BAŞARILAR DİLİYORUM. ALLAH'A EMANET OLUNUZ.
Saygıdeğer gönül dostlarım: sevgiler,selamlar ileterek öğretmenler günü anısına hocalarımı, öğretmenlerimi de hatırlayarak paylaşıma sunuyorum. Öğretmenlerin değerini 1- Makam ve mertebe sahibi olanlar çok iyi bilir. 2- Okuma özlemi olup da imkansızlık yüzünden okuyamayıp hasretlik çekenler bilir. Bu benim şahsi görüşümdür. Maziye dalınca umarım takdir edersiniz.
Öğretmenlerimize hoca diyede hitap ediyoruz. Bazı kişiler hocaları din eğitimi verenler olarak nitelendiriyor. Bir çok okulda bu eğitim verilmektedir. Benim yeterince hocam, öğretmenim olmadığından dolayı yeterli diploma sahibi de olamadım. O dönemde ki maddi ve manevi imkansızlıklar benim yeterince kültür sahibi olmamı da engelledi. Cahillikten kurtulmak için kırk iki yıldır mücadelemi sürdürüyorum. Amacım hayat okulunda başarılı olmaktır.
..
Toplum erdemliyse kaliteliymiş Öğretmeni
Öğretmen saymam ahlakı öğretmeyeni
..
İçi kin doluydu.
Nefret her yerini kaplamıştı
Hatice öğretmenin.
Ateş çıkıyordu anlatırken zeytin karası gözlerinden.
İhaneti anlattı, uzun, uzun
konuşurken.
Ve çaresizliğini anlattı
..
Öğretmen tarih öğreten değil
Tarihler yazdıracak nesiller yetiştirendir...
..
’ve kalp ve kovan ve KIZ KULESİ’’ şiir kitabı 2010 Tüyap Kitap Fuarında Cinius Yayınlarının en çok satılan kitabı...
..
İrfan ordusuna katıldım şevk ile
Ders verecektim sabilere heves ile
Düştüm yollara yaya yollar bitmez
Bebem ölür kucağımda geri gelmez
Burnumda tüter gönlümde tüter
Kimseye vermezsin bu derdi
..
Eğitime gönül verdin
Yazdın çizdin öğüt verdin
Şiirinle duygu serdin
Gönül adamı Öğretmen
Sönmez Keleşer
Hatıramda kalacaksın
..