Said Nursi yanında hakikati gören,
Mustafa Sungur Hoca Hakka kavuşmuştur.
Risale-i Nur ile saadete eren,
Mustafa Sungur Hoca Hakka kavuşmuştur.
İslam dini için çalışıp hizmet veren,
Yaptığı hizmet ile gönüle giren.
..
Sonra Dedim ki Kendi Kendime
Çok yorucu bir günün ardından iş çıkışı kendimi sokaklara atıverdim. Aklımda o vardı. Yürürken gözüm birden tabelalara takıldı. Birkaç avukat, birkaç diş hekimi tabelası gözüme çarptı. Onu adı yazılıydı.
Sonra bir amaca yöneldi bakınmalarım. Tabelalarda onun adını aramaya başladım. Sonra dedim ki kendi kendime; “vakit geç oldu, doğru eve”
Dışarı zili çalınca koşan, içeri zili çalınca duymazlıktan gelen öğrenci gibiydim. Poşetlere hayallerimi doldurup ayaklarımı sürükleyerek vardım eve. Kapı açılınca, polisin eylemcilere sıktığı biber gazı ile karşılaştım. Dudaklarımda ters yakılmış sigaranın acımtıraklığı. Karşımda sırf para kopartmak için düğünlerde klarnetini kulağının dibinde öttüren bir çalgıcı.
..
Dere boğazında on üç ölü var,
Çoğu ağır otuz üç yaralı kar,
Acaba bu yollar bizlere mi dar? ,
Isparta şehrimiz kana bulandı.
Öğrenci geziye hevesle çıktı,
Yuvarlanan araç umudu yıktı,
..
Sözleşmesi olmayan.
Makaslı böcek.
Eş görevli kelimeleri
Veya önermeleri
Birbirine bağlayan
Kelime türü, rabıt,
Rabıt edatı.
..
Yasaklar yüzünden çok çekti çile,
Kendi evini terk etti Üstazım.
Kuran'ı öğretmek gayesi ile,
Ordan Kabakçı'ya gitti Üstazım.
İstanbul'da ne yaptıysa olmadı,
Yaşamanın tadı tuzu kalmadı.
..
Haydi çocuklar okula gidelim,
Eğitimde seferberlik başlattık.
Okuyup yazarak bayram edelim,
Eğitimde seferberlik başlattık.
Okullarda öğrenci olmalıyız,
Öğretmenlerden dersler almalıyız.
..
Doğduğun gün ufacıktın ele avuca alınmazdın
Sevip okşamaya kıyılmazdın küçücük çocuktun
Sana baktıkça her gün umudum diyorum
Büyüdün okula başladın öğrenci oldun
Her gün yolunu okul dönüşünü bekledim
Yıl sonunda karnende pekiyi arardım
..
Zamanın parçalı ve tanecikli olan yapı boşlukları arasına, geçmişler girişir. Bu sanal girişmeleriyle uzam yaptıkları için devinirler. Tıpkı rüyalarınızın boşluklu tanecikli yapı içine hareketlenen bir uzam alan devinmesi gibidir. Sınırsızlık; geçmişin gelecek içinde kuantik oluşları ilişkilenmelerine (aitliğine nedensel bağ) , şimdilerin eklenip örgüleşmesi ile kesikli süreklilik kazanırlar. Aksi halde zaman donar kalırdı. Geçmiş ve gelecek olamazdı. Geçmiş, zamanın kesikli, sürekli yapısının tezahürüdür. Geçmiş, olgu ve olaylar da, süren varlıklar da (olgu ve olaylarda, kendi başlangıç koşullarının çevresel etki ya da çevresel basınçları olmaması pasifliğini ve nedenli belirlenimciliğin boşluğunu [girişmesini] taşırlar) özne içinde, yeni durum alamazlar bu yüzden hatırlanışları olur, muhasebeleri olur. Olgu ve olayların vacibi vücududurlar. İsteseniz de geçmişiniz, o koşulların ilişkilenmesi içinde olamadığından ötürü, gününüzde kendi temel etki ve yön vericilikleri ile devinemezler.
Bu nedenledir ki, süper konumlar ya da olasılıkların üst üste olmaları veya olabilirliklerin kaostik ve olamlılık, kesir değerleri mevcuttur. Geçmiş, mini minnacık bir kısmını aitlikle yeniye kaotikçe ilgiler.
Geçmiş, içimizde paket halindedir. Birleşen yapılarda; kişiler bağlamında ya da kişiler bazında, benzer iliş kinlikler, ayrı akıtılacaktır. Çünkü sizin içinizde geçmişlere ilişkin dışsal seçenlik ilişkisi yoktur. Olay ve olgunun seçenlik bağı yerine artık siz de enerji transferiyle bağ kurup duygular ve somut kimi girişmeleri var ediyorsunuz. Bunlar çatışan; uzlaşan, ayrışan, destekleyen ya da köstekleyen süreçler olaraktan da belirecektir. Bu duygular sosyolojik, öğrenme ve geçimsizliklerin aidiyetçi nedenidirler de.
Seçenlik sözcüğünü ben; her olgu ve olayın kendi başlangıç koşullarındaki özel durumu olaraktan kullanmaktayım. Çevrenin daima sunumları vardır. Çevrenin sunumları içinde olanların, güncel (aktif ve aktüel) çevresi ile karşılıklı (eytişimsel-diyalektik) girişmeli olacaktır. Söz gelimi bir bıldırcın yumurtası her değer ısıyı değil de illa 37,5 derece değerdeki ısıya denk geldiğinde girişip civcivleşip süreç (yumurta iç süreci) ileri doğru akacaktır. Bu karşılıklı girişme belirlenimci olan seçmeci, ayıklamacı ilke ilen de olaylara yön verecektir. Böylesi olan, bir alan girişmesi olaraktan seçenlik sözcüğünü belirtmekteyim. Yukarıda dendiği gibi her olgu olay ve girişmenin eşik değer aşaması vardır.
..
Dünya bir okuldur, bizler öğrenci,
Yaşımız, ırkımız önemli değil.
Öğreten, öğrenen, yaşlısı genci,
Dost, hiçbir farkımız önemli değil.
*
İlham veren, ilham alan bizleriz.
Yol yürüyen, yolda kalan bizleriz.
..
Kültürlü olmanın temeli sende
Aydınlık yolunda eşsiz yaverim
Donanır beyinler taşar sayende
Öğretmenim, derya küpüm, rehberim.
Sevgi şefkat yayar gülen gözlerin
İnsanlığa hizmet özlü sözlerin
..
sen, parçalanmış ruhlardan oluşan
hüzünlü bir bedensin
sigara dumanıyla gökyüzüne yazılmış
romantik bir şiirsin
politik tartışmaların ortasında
masumiyetini korumayı başarmış bir çocuksun
sen,
..
tebeşir gibi parmakların
gözlerin bağımsızlığın közleri
bir yirmidört kasımın var
bir de kocaman kasımpatı yüreğin
iyi ki varsın öğretmenim
mendil satıcılığımdan öncesin
ellerin annemin beni bıraktığı yerde
..
Sen yoksulluğu ne bilirsin gardaşım
Hiç aç ve susuz kaldın mı bu âlemde
Uzun süre, yırtık ayakkabı ile dolaştın mı?
Dedim ya bu âlemi sen ne bilirsin
Öğrenci iken deftersiz, kitapsız
Banyo yaparken, Leğen içinde
..
Aşkın masalımsı yolunda ya hüzün gülleri olarak sararacaksın ki bahar damlaları adını yazsın Yada pes etmeden yüreğine söz geçiremeyen kalbinde dua çiçeklerinin sonucu olarak yediveren gülü olacaksın ki mevsimi tanımayan Bu kalbin ilahi dilidir o nedenle aşk kral ve kural tanımaz kendi kurallarını kendi yazar Peki yüreğe kalan nedir beklentisiz bir beklemektir Aslında aranan manevi alemden maddi aleme gelirken özdeki ateşi tekrar bulmaktır özündeki suyu doya doya içmektir Yaradılışın kalp imzasıdır Bu nedenle evren dilinde çırılçıplak dili kişi kelimeleri giydirip süsler Çünkü süs ruhun mevsimidir Eğer ki sonbahara düşmüş bir hayal peşine düşerse ruh aşk peşine düşmüş bir gecedir aslında Amaç genine yakın karşıt bir cinsin kalp kapılarını kırıp içine sonsuzluğa kadar kalmaktır Bu nedenle aşk yaşlanmaz yaşanır martı kanadında uçan bir kelebek inceliğindedir
Toplumsal sınıflandırmalar, inanç kurallarına tutuklu kalan üşüyen beynin kalp sıcaklığını araması ne kadar aşama kaydetti yaşanan zaman olgusunda İnsanlık kademesi duygularda ne kadar mesafe kaydetti Gözyaşı renginin değişmemesi gibi bunlarda değişmeyip aynı mı kaldı
Yada evren gerçekliğin yaşanılmasının bulunması mı kadar yuvarlanıp gidecek Tarihin aradığı gerçekler tiyatrosu gün ve gün ne kadar kurulacak Kuran ve oynayan kalp değil mi İnsanı terleten sorular grileştirmedi mi Havvanın gözyaşını Yada bir günahın ödenişi mi bu nesilden nesile akıp giden Yüreğin hükümsüz yükselişi ve çöküş hikayesi değil midir adına aşk denilen kavuşulamayanlar Adaklar dualar hatta büyüler o gizemli duyguyu tatmaya yönelik bir bencilliktir Kadını güzel ve etkiyelici yapan karşıt cinsin bir bakışı değil midir Sahiplenmek olgusunda ölümü tatmaktır terk edilişlerde Bir yangının külünde arar o zaman yüzünü gösteren aynayı Yada kendini bulmak ve cevaplarını kendi içinde aramaktır tarihsel uykulara yatırmaktır gözlerini
İşte değişmeyen bir döngü içine girmek isteyen ve cevaplarını arayan tutkularının takipçisi karşı cinslerin dikkatini çekmeyen bayan tarihçi bir kazı çalışmalarına katılır İlgi alanı bulutların itelediği mavi hayaletler di bu nedenle yüksek okulda antik çağ aşkları ve inançlar araştırma konusunu ele almıştı Kazıya katılma amacı o dönemlerdeki yaşanmışlık dokusuna dokunup unutulmuşluğun uykusuzluğunda tanrılaştırılmanın efsunlu soluğunu solumaktır
buğulu bir hava dişlerını gösterircesine esen bir rüzgar kar mantosunu giymiş bir gece Çıplak ayakların yorgunluğundan sanki kaçıyordu yollar sanki yamaçlar ağlıyordu dönemeçlerin haline Dolanırken düş sokaklarda bir kadın karşıladı sözlerini bakışlarına taşımış Sevmenin yüceliğinde karşılaştığı ihanette çökmüş Çöküntüsünde mevsimin soyunan kırların yeşil ışığını yakarak dimdik ayakta kalıp aşkına kelimelerin grisini düşürmemiş Sanki tarih sayfaları yıldızlara birden uzandı Ak sakallı ermiş soluğunda sayfalar birden canlandı Bir adım attım ürkekçe kadına Kadın dedi ben tecrübe Duyguların küflenmeden avucundaki ışık taşını at sulara ki sular çağlasın Perenna olsun her damlası
ve tecrübe anlatmaya başladı
yaşam haritası yok ki hiçbir canlıda yanlışı yaşamadan doğruyu bilsin Gel benim zaman tünelimin geçmişine gidelim Gönül gözün seni saran benlikten uzak olsun ki keşkelerin özündeki gerçeği görebilesin
..
tercihlerini sana bırakıyorum
vasiyet burukluğu mavilerimde
mirasyediyim acılarına
kapı komşun olsam külüne muhtaç
yedi kat yabancın olsam özlem yorgunu
rotatiflerde serçelerin kavgası
bildiriydin yasaklı haricimde başkalaşmalı
..
tek taraflı çifte suskunluğumuzu seyhan nehrine
ikicil bencilliğimizi bırakalım menderes bulvarı'na
gazipaşa'da kendini arar gibi unutmuşsun beni
benim elimde tuttuğum sinema biletini öğrenci indirimli
kasım gülek köprüsü'nde trenlerle dalga geçtim
raylar boğazıma yapıştı utanmazca gaddar
..
Kelebek misali bir ömür beyhude gecti
Düşüp kalkdı dünyayı tanıyıp yürek secti
Kurumuş başakları saman deyip biçti
Sevdam ariflerin saf dergahında yetişti
Degersize deger ver Görürsün ezerlerdi
..
Dursun Bey emekli,altmışaltı yaşında
Bedeni yorgun,ruhu doygun
Ölümü özlemiş,gözlerinin feri sönmüş
Gitsin
Hırsız Servet aranıyor,her daim kaygılı
Onu gizlesin istiyor şehrin kalabalığı
..
Faşizmi özlüyorum.. Evet gerçekten özlüyorum. Klasik faşizmi özlüyorum.
Benim bildiğim faşizm bütün dehşetiyle karşımdaydı. onunla savaşacaksam savaşabilirdim, kaçacaksam kaçabilirdim, sinerdim, uyum sağlardım, kaybolurdum vb. Onu görürdüm, bilirdim, tanırdım; ayak seslerini duyardım. Dosta düşmana gösterebilirdim, görünce, anlatınca onlar da tanımakta güçlük çekmezlerdi.
Günümüzde bambaşka bir faşizm var: Post-modern Faşizm, Örtülü Otorite, Mikro-Faşizm vb. binbir türlü ad konulabilir -bu kuramcıların işi-. Reklam diliyle Gizli-Süper-Faşizm de diyebiliriz. Ya da daha önceden de epey kullanıldığı gibi İçimizdeki Faşizm; evet bunu içeriyor ama dışımıza o kadar taştı ki sanırım bu adlandırma da karşılamaz.
Faşizm2000 diyeyim ben. 2000 li yılların iyice belirgin kıldığı faşizm; en azından Türkiye'de karşılar bu adlandırma bence. F-2000'nin gönüllü ya da resmi temsilcileri her yerde; yanımızda, yöremizde. Öyle ki çoğu zaman içimizde. Sıklıkla bastırmaya çalışıyoruz onu. Bazen bir parçası olduğumuzu bile farkediyoruz. Kısacık bir uyuklamamızda benliğimizi ele geçirebilir, bu nedenle uyanık olmak durumundayız.
..
İlk tanıştığımızda öğretmenim,
Sizden çok korkmuştum!
Yeni ayrıldığım ana kucağından,
Ziyadesiyle memnun olmuştum!
Böyle anlatmamışlardı bana.
İçi dolu sınıf, tıklım tıklım.
..