Öğrenci veliye, oyun ederse,
Okula diyerek, parka giderse,
Derslere çalışmaz, kopya çekerse,
Söyleyin veliye, hiç ağlamasın.
Öğrenci sürekli, gezip tozarsa,
Derslerde gün boyu, mesaj yazarsa,
..
Bir Öğrenci Olarak; Öğreniverdiğim Bir Bilgi ile Umutlu Olabilirim! .
= Kayıt No: 005 =
Bir Öğrenci Olarak; Kitap Okumayla Geçireceğim Günleri Arıyorumdur! .
Bir Öğrenci Olarak; Okuyor ve Paylaşıyorum, Çok Çok Şükürler Olsun! .
Saygıdeğer büyüklerimizin peşinde; duyarlılığımı gösterebilmeliyim! .
..
Bir Öğrenci Olarak; Öğreniverdiğim Bir Bilgi ile Umutlu Olabilirim! .
= Kayıt No: 001 =
Bir Öğrenci Olarak; Kitap Okumayla Geçireceğim Günleri Arıyorumdur! .
"BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE" Adlı Romandan:
/ Çalışmak için çeşitli iş bölgelerine dağıldılar. / Kaba bir rüzgar ortalığı altüst ediyordu. Yukarda da öfkeli, kapkara bulutlar. / Cigaraları yaktılar / Göz kulak olalım kendimize kardaşlar / Birbirimize iyice sarılalım, el sözüne kulak asmayalım / Kaba rüzgar, kaynaşan bulutlar / Yıldız dolu, berrak bir yaz gecesini hatırladılar. Ağustos ortasında, sıcak bir geceydi / Korkmamıştı. Yattığı yerden kımıldamamıştı bile. / Torbasını omzuna vurup evden çıktığı sırayı hatırlamıştı. { Kitap Yazarı: Orhan KEMAL }
..
Bir Öğrenci Olarak; Öğreniverdiğim Bir Bilgi ile Umutlu Olabilirim! .
= Kayıt No: 000.007 =
Bir Öğrenci Olarak; Kitap Okumayla Geçireceğim Günleri Arıyorumdur! .
Bir Öğrenci Olarak; Okuyor ve Paylaşıyorum, Çok Çok Şükürler Olsun! .
= II =
Anadolu Kültürü içersinde eğitimimize devam eden insanlarız, şükür! .
..
Babam işçi H.... benim
öğrenci S.... kendim.
işçi H.... emekçiyse
öğrenci S.....ekmekçiyse
işçi H......çok çalışmalı,
emek göstermeli
öğrenci S.....emekçi oluncaya dek
..
Gittiği her yerde yapacaklar han,
Devlette kurumlar açar imtihan,
Şoka girdi ahmet,muhammet,cihan,
Öğrenci,veliler tatmin olmuyor.
Şifre tereddütü kuşku yarattı,
Medya fırsat bildi haber donattı,
..
Eğitim Üzerine Yazılar:
EĞİTİMDE SEVGİ AYARI
Öğrenci okulu sevmiyor. Eğitim bakanlığı okulları sevdirmek için ne yapıyor acaba? Çirkin mimari mi sevdirecek okulları. Beton yığını yeşile yer vermeyen, her biri bir kışla misali soğuk, hapishane gibi sıkıcı. Öğrenci sayısı arttıkça yapılaşma artmış, oyun ve dinlenme alanları yok denecek kadar azalmıştır.
Öğretmen notla tehdit eder. Sınıfa hakim olmayı bilmez. Dersi ve kendisini sevdirmez, sevdiremez, tek çıkış yolu azarlama, disiplin ve tehdit. Anaokulunda sevgiyle kaynaşan yavru, ilk okulda bu sevgiyi kaybetmekte, orta okulda hırçınlaşmakta, lisede çeteleşmekte, üniversitede toplum düşmanı olmakta, bitirince de ailesinin başına bela işsiz bir fert olarak problem üretmektedir.
Milli eğitim bakanlığı acaba bu analizleri yapıp çare üretmekte midir? Üretiyorsa biz bir eğitimci olarak neden farkına varamıyoruz. Yani yapılan okullar mimari olarak biraz değişiklik arz etse de yeşil alan olarak iç açıcı bir noktaya gelen atılımlara rast gelinmemektedir.
..
10.09.13 Salı
Bölge zümresi yapacağız. Ben okulun zümre başkanıyım. Bu yıl ilk olacak bu. Akşam zümreyi indirecektim unuttum. Boşuna toplandık dün. Müdürü beklemekle vaktimiz geçti. Okulda müfettiş varmış. Bir öğrenci şikayeti. 67 almış sınavdan geçmesi için 70 alması gerekiyormuş. Aslında yanlış bilgi. 70 le de geçemiyor.
Müdür ders dağılımını görüştü bizimle. Zeynep Hanım 9 ile 10 u istedi. O sınıflarda ders yapmak kolay. Ben dengeli dağıtım olsun dedim. Adaletli olan bu. Kimisi öğlen ağırlıklı ders istiyor. Ben sabah ağırlıklı istedim. Müdür pek olumlu bakmıyor isteklere. Biz onun ricasını yerine getirmedik ya. Üstelik ricacı olduğu öğrenci 32 almış. Ben prensip olarak onu geçirirdim. Ama o kadar çok öğrenci sınava girdi ki kâğıt fazlalığından gözümden kaçtı.
Eğitimi bitiren bu ricalar. İl başkanları, müdürler araya giriyormuş. Eğitimde siyasallaşma. Eğitimi bozan bu. Kentin en iyi yerinde en başarısız. En düşük puandan öğrenci alıyor bu okul. Nedeni anlaşıldı şimdi.
Sabah dolmuşla gideceğim. Yola çıktım bir araba geçti. Yakalayamadım diye geri döndüm. Sonra durakta beklediğini gördüm. Ben de tekrar durağa yöneldim. Bayırdan zoraki çıktım. Otobüsü yakaladım. Arabadakiler bana bakıyor. İçlerinden biri kızıyor. Seni bekliyoruz niye sallanıyorsun. İzah ediyorum. Nefes nefese olduğumu görüyor. Meğer beni beklemişler. Yolcular kızgın. Haklılar ama benim suçum değil. Beklemese bir şey diyemezdim.
Bölge zümresinde yasemin hanım beni tanımış. Ama tanışlık vermedi zümre bitinceye kadar. Dünya tatlısı bir kızı var. Macar dadısı da beraber. Süper zeki ve olgun. Yaşına göre iyi yetiştirilmiş. İngilizce de öğrenmiş bu yaşta. Dadısı pek fazla Türkçe bilmiyor. Ben size ders vermiştim diyor. Formator öğretmen. Bilgisayarı iyi kullanıyor. Ondan daha iyi kullanan var. Allah’tan bu zümre anında yapıldı. Elde bir örnek var. İnternetten alınma. Ama yönetmelikle uyumlu değil. Taşkın bey bir tane indirdi bana.
Fen lisesinden öğrencilerimi gördüm. Ayşegül Ay birdi ve şimdi ismini hatırlamadığım bir kız öğrenci. 11lerden Yusuf Sinan çıktı sonra karşına Fem dershanesinden geliyormuş. Çaya davet ettim gelmedi.
..
Aynı acıyı, sevinci birlikte yaşadık
Öğrenci, eğitimci canlar merhaba!
Karlı kışta, hastamızı sırtta taşıdık
Öğrenci, eğitimci canlar merhaba!
Okul için yüreğim deli gibi çarpardı,
Kaşlarımı çatarsam, sınıfım çağlardı
..
ŞİİR OKURUNA NOTLAR
1
Şiire başlayışım çok iddialı değil.herkes 18'inde şairdir 20'sinde bitirir.ben onların bıraktığı yerden başladım.ilk şiirimi lisede yazmıştım. Hece ölçüsüyle idi. Kompozisyon dersinde hocamız şiir yazmamızı istemişti. Son dörtlüğün son mısraını yazamamıştım.sonra ne oldu nasıl oldu şiire başladım hatırlayamıyorum. Herhalde Sezai Karakoç'u tanıdıktan onun şiirlerini okuduktan sonra başladı bende modern şiir hevesi.yıllar sonraydı.ikinci fakültede öğrenciydim. Şiirlerimi toplayıp bir defter yapmıştım. Kasımpaşa'da bir otelde kalıyordum öğrenci arkadaşlarla bir öğrenci misafirimiz vardı Ankara'dandı herhalde. Şiirlerimi ona okudum. Ses çıkarmadı. yıllar geçti fakültede bir kıza aşık olmuştum. Alevden Güller 1-2 ve benzeri şiirleri yazmıştım. O yine gelmişti. Bu kez yeni şiirlerimi ona okudum. İşte dedi şimdi oldu. Bunlar gerçek şiirler. Bu kız senin şair olman için görünmüş sana. Kara sevdaydı. Hiçbir zaman yüz vermedi bana. Ben onun acısıyla bir sürü şiir yazdım.
..
Hocalara sinirim geçmedi hâlâ
Biri de efendi olsa hepsi ukalâ
Hayat onlara güzel oh ne âlâ
Ne söyleseler demeliymişiz: Eyvallah, Pekâlâ.
Hocam siz hiç mi olmadınız öğrenci?
Üç-beş puan için ettiniz bizi dilenci.
..
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi O, heyecanla Çankaya köşküne geldiği vakit, Atatürk’ ün yanında bana bir kâğıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı ‘ Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir and meydana çıktı İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı’ dedi:
Türküm, doğruyum, çalışkanım Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir Varlığım Türk varlığına armağan olsun
Bu sözler, Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır Vatanperver Dr Reşit Galip, evvelâ bir baba olarak bu hisleri duymuş; sonra da Millî Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına bu andı içirmişti”
..
Geçen bir lokantaya gittim
Bir yazı ilişti gözüme
‘’Öğrenciye % 10 indirim’’
Öğrenci değilim artık ama
İndirim varsa
İyi öğrenci taklidi yaparım.
..
Bir Öğrenci Olarak; Öğreniverdiğim Bir Bilgi ile Umutlu Olabilirim! .
= Kayıt No: 002 =
Bir Öğrenci Olarak; Kitap Okumayla Geçireceğim Günleri Arıyorumdur! .
Yolda; Yoldaş, Canda; Candaş, Halde; Haldaş YİNE KİTAP, YİNE KİTAP! .
Tedirgin olacak bir durum yoktur ortada; okuyorum! Ve paylaşıyorum! .
..
Bir Öğrenci Olarak; Öğreniverdiğim Bir Bilgi ile Umutlu Olabilirim! .
= Kayıt No: 003 =
Bir Öğrenci Olarak; Kitap Okumayla Geçireceğim Günleri Arıyorumdur! .
Yolda; Yoldaş, Canda; Candaş, Halde; Haldaş YİNE KİTAP, YİNE KİTAP! .
Anadolu Kültürüne katkısı olmuş özveri yüklü büyüklerimizin izleri! .
..
Öğrenci Saadet
NAZENDE KAYA
Sokakta kemençe sesi, sınıfta Abdülbari beyin yüksek sesi
Hayız dan, etek tıraşından üstü kapalı da olsa müstehcen
..
Öğretmenlik yaptığım yıllarda rahatsızlık duyduğum bir konu vardı. O da Atatürk’ü öğrencilerimize anlatabilmek ve tanıtabilmek için giriştiğimiz yoğun çabalardı. Rahatsızlık duymam; Atatürk’ü tanıtmak ve anlatmak için gösterdiğimiz çabalardan değil, verdiğimiz bu çabaların hiç de amacına ulaşamıyor olmasından ve bizi amaca götürmeyecek yöntemler kullanılmasından kaynaklanıyordu.
Çünkü zamanlama hatası yapıyorduk, yanlış malzeme kullanıyorduk. Ya da doğru malzemeyi, yanlış yerde kullanıyorduk. Öğrencilere giydirmek istediğimiz elbise, bol geliyordu onlara.
1981-1982 Öğretim yılıydı. Bir köyİlkokulu’nda öğretmendim. Beş sınıfı bir arada okutuyordum. Her sınıfta az da olsa öğrencim vardı. Diyelim ki, birinci sınıfa giden iki öğrencim var; o iki öğrenci için ayrı bir ders veriyordum. Yani, kırk dakikalık ders saatinde, beş sınıfla meşgul oluyordum. Bu durumda, bir sınıfa ortalama olarak ancak sekiz dakika ayırabiliyordum. Dolayısıyla, bir derste öğrenciye verebileceklerim, çok ama çok sınırlı oluyordu. Buna bağlı olarak da, başarı düzeyleri, normal bir okulda okuyan çocuktan oldukça geriydi. Bunun aksini iddia etmek, gerçekleri yadsımak olurdu.
O zamanlar okullar Mayıs ayının ortalarında tatil olurdu. Okullar Eylül ayında açıldığına göre, yaz tatili dört ay kadar çok uzun bir süreyi kapsıyordu. Okullar açıldığında öğrencilerimi, hemen hemen her şeyi unutmuş,okumaları çok gerilemiş olarak buluyordum. Özellikle ikinci sınıf öğrencilerini. Köy çocuklarının yaz tatilinde, aileleri ile birlikte tarlada, bağda, bahçede çalıştığı, hiç kitap yüzü görmeden, bir günlük gazete okumadan okula geldiği düşünülürse; onların gerilemiş olarak gelmesinin hiç de şaşırtıcı olmadığı gerçeği ortaya çıkıyordu.
..
Ciddiyetle Dinlenen ve Dikkate Alınan Bir Öğretmen; Çok Şeyler Öğretiyor! .
Ben ortaokul öğretmenimden öğrendim sözcükleri cümle içinde kullanmayı! .
Bir öğretmen cümlelerle dolu kitaplarımızı sevdirmeli ve gerisi öğrenci aşkı! .
Okumalara dair kıvılcımı yüreğimize düşüren bir öğretmendir ve seviyoruz! .
Bir öğrenci, öğretmenini dinlemiş olmanın başarısında, herkese örnek olsa! .
..
Avare gezer hiç ders çalışmaz.
Kırk dakika bir sırada duramaz.
İki yılda bir sınıfı geçemez.
Sevilmez kimseye tembel öğrenci
Öğretmen derse girer ayağa kalkmaz.
Anlamıştır öğretmen ona hiç bakmaz.
..