Odalarda yanmıştı sabah ışıkları

çatlamış gibi gölgelere bürünmüştü
adeta üzerlerine üflenen cilalı bir yeşillik
vehmiyle parlıyorlardı her taraf
sanki biraz sonra kainatın çatısı yeniden kurulacak
odalarda yanmıştı sabah ışıkları
bir çok evin kapalı pencereleri

cami avlusundaki ağaçlarda
büyük bir karga sürüsü
açık fırından gelen taze ekmek kokusu
sarmıştı bütün caddeyi

hala yanıyor yarı karanlığa doğru uzanıyor
eritici aydınlıkta yutucu karanlık arasında
ayrı ayrı perdelerden bir ürperişti
bu semt , bu cadde ,bu sokaklar

bir akis gibi çok kısa bir düşünce uyanıyor içimde
sonra yerlerine başkaları
ne kadar zalim olursa olsunlar
bir düşüncenin dehlizinde yolunu şaşırmanın
hazzını yaşıyorum

sabah yolcuları, gazete satıcıları,
simit ve poğaçacıların sesleri
şehrin saatini kurmaya başlamıştı
bir güvercin sürüsü yere doğru süzülmüş

bu güzel toprakların
bir mahallesi, bir evi, dostları olmak,
onlarla beraber yaşamak
onların içinde ölmek
hiçbir saniyesini kaybetmek istemiyorum

redfer