Kavrulur mahlukat,
Zemin adeta alev.
Yarılır Ulu Pınar, damla vermez olurdu,
Sırtta, pınarı gözletti Yörükoğlu,
Hatçe'nin Memiş, taş dibini kazdırdı.
Nisanda şöyle bir belirir,
Yazıdan sökerken, erişsek de içsek.
Damaklara şenlik ettirir mübarek,
Taş pınarının lezzeti, mayhoş ekşimsi,
Lakin, kar misali serin.
*
Eskiöz'e, taze oluğu,
Boru döşeyerek,
Atam inşa ettiği için bizimdi.
Katırla taşıdık kazanı,
Kireçtendi, koyun pınarı yalağı.
Kıvılcımdan ırak durarak,
Dikenli dalın ateşinden sakındık.
*
Toprak ezildi, değirmen berisinde,
Meşe külünde, mintanlar çitilendi,
Biriktirdiğimiz Konya,
Sümerbank Basma ambalajlarıyla,
Kardeşimin, mektep defterleri ciltlendi....
Giysileri, çırpılar üstüne yayıp kuruttuk.
*
Bir yığın keşfettik,
Kayaçlarını devirdik, saçtık sağa sola fırlattık.
Avcumuzu boru misali edip,
Dudağımıza ilettik.
Guk guk, guburuk diye,
Üveyik misali şakıdık.
*
Apar topar, çırılçıplak soyunduk,
Kıyafetlerimizi, şuraya buraya fırlattık.
Yassı kaya tepesinde, dikildik çıplak kaldık,
Güğümlerde, fokurdayan sıvıyla yıkandık.
*
Sonra yamaçlara vurduk,
Keçi yollarında, seke seke.
Ayağımızda lastik pabuç,
Tozu dumana kattık.
Güneş tepemizde, boza pişirirken,
Gölgelik kovuk aradık.
*
Akşamın kızıllığı çökünce,
Karnımız zil çalar.
Ekmeğe sürdük salçayı,
Yanına kırdık soğanı,
Bir güzel tıkındık.
Ne gam, ne tasa,
O anlar, bize paşa.
*
Derken yıldızlar döküldü,
Karanlık örtünce ovayı,
Uzaktan çakal sesleri,
Ürperttik içimizi.
Sokulduk birbirimize,
Ateşin közüyle ısındık,
Masallara daldık.
*
Sabahın seherinde,
Çiğ düşmüş çayıra.
Uyandık kuş cıvıltısıyla,
Yeni bir güne merhaba.
Kayrak taşları şahit,
O masum çocukluğa,
O saf hatıraya.
Kayıt Tarihi : 20.11.2025 11:37:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!