şehirlere akşam ağlamaklı inerdi
kimseler duymazdı bekleştiğimizi bilmezlerdi
daha çocuktu ölmeyi bilmek ve göğün sarsıcılığı
güneş kendi kabuğuna çekilirdi kıt kanaat
limon ağaçlarının arasından sızan bir ışık gibiydi
saçlarının nefesimde kalan tortusu
şehirler ağlatırdı akşamı
geceyi izleyerek büyürdüm
titizce yalnız....
mutluluk karşı pencere bile olamazdı
kar yağardı evlerin utancına
evler ki öyle mahçup ateşine gençliğimin
çamaşırlar balkonlarda mahzun
saksılarda ilk akşamın güdük ve tiz çığlığı
güneş kızılı bir bekleyişle kısalır ömrüm
kimselerin anlayamayacağı kadar ani
ağzını bıçak açmaz hiçbir kapının...
kendime ait bir tebessümüm yok
içeriyi göstermez tüller çekilmiş gözlere
ara sokaklar ana caddeler kavşak noktaları
tüm çıkışlar kancayı atmışlar yalnızlığıma
ve alnının özürlü şımarık boşluğunu öpmek isterken
ağlamak akşama şehirli inerdi
bütün ayrıntılarıyla sinerdi sesimize ölüm
sığındığımız o kaçak grilikte
yalnızca unutmanın ve unutulmanın hükmü
şarkılarla gelirsen de ağlarım
sessizce gidersen de...
Kayıt Tarihi : 17.3.2011 01:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/03/17/o-kacak-grilikte.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!