O günler Şiiri - Sebahattin Kömürlü

Sebahattin Kömürlü
820

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

O günler

Öyle
Hissediyorum ki sensizliği,

Milyar yıl
Toprağın altında yatan ölü,
Ağlıyor.

Tut,
Sil gözlerimden yaşları.
Dayanılmaz acılara açılmış bağrımda,
Eğrelti otları türedi.

Dön,
Diyorlar.
Arkalara.
Donuk ufuklarda batan güneşler,
Gelir de aklıma,
Kim sapladı,
Zehirli hançerleri boğazımda,
Hıçkırıklar,
Çoğaldıkça çoğalmakta.

Bilirler mi?
Bilmeyenler,
Yaşamın böylesini,
Dağlardan yükselen duman söyler,
Ovalar dolusu yonca çiçekleri,
Anlatır,
Kelebeklerin kanatları
Belki,
Dünya da
Yaşama zevkini,
Gerçekler alıp gitti…

Kaybedilmiş hazinelerde arıyorum,
En güzel hayallerimi…

Dönülmeyen bir yoldu,
Çıktığımız yol.
Kudurmuş dalgalara meydan okurcasına,
Kulaç atmasını unutmuş kollarımıza,
Yüklendikçe, yüklendi okyanuslar…
Ağladı,
Balıklar,
Ağladı, sahillerde kumlar,
Tüm yosunlar,
En güzel yeşilliklerini kuşandılar,
Ve
Dalgalar,
Ve
Dalgalar,
Durmadılar…
Martılar,
Öyle haykırdılar ki,
Çekip alı verdi,
Gök kubbenin üstüne Tanrı bizi.
Tam unutmuşken gerçekleri,
İki yağmur damlası ile
Düştük ansızın yeryüzüne…
Ağlayanların gözyaşında boğulmak ne?
Anlatamamıştık derdimizi,
En yüksek katta ulaştığımız halde.

Görür de göz,
Durumu yürekte kan,
Kırbaçlar altına yatırılan can,
Haykırır doğru bildiğini durmadan.

Kahrettiğimiz,
Kara günler
Değil.
Bizim
Boynumuz büken,
Kara dikenlerdi.
Dört bir yanımızı çeviren
Kara dikenler…

Üstümüzde,
Binlerce yılın
Kokuşmuş kiri,
Mağara devri bile, değildi yaşadığımız devir,
İnsan sevgisi,
Köpekler kadar değil,
Al
Yanaklara patlatılan şamar,
Dökülür ansızın,
Burunlardan,
Damar, damar kan,
Ne yaptığını,
Ne yapacağını,
Şaşıran,
Bir sürü zavallı dan,
Farksızdı,
Farkımız,
Bazı, bazı
Anlamsız kahkahalar çınlatır,
Tavan aralarında tozları.
Unutmuştuk,
Okumasını yazmasını,
Bu,
Nasıl devirdi
Devir,
Öyle devrilmesi gereken şeyler var ki,
Çıplak kadınlar,
Sömürüldü cepler boşalana dek.
Dayakla satılan bilet,
Bilmiyorum,
Bunca çirkeflik,
Nasıl bitecek?
Tuvalete sokulmayan
Acemi
Bilen var mı?
Neyler.
Gün
Gelir
Geçer
Ama
Ayaklar altında nasır,
Her şeye
Bahane hazır,
Ölmüşsün, öldürülmüşsün,
Umurunda mı Dünyanın…
İntihar eden
Zavallıların
Boynuna bakın,
Düğüm, düğüm
Halkalanmış gerçekler,
İki satır tutanakla,
Halledilmiştir her şey…
Anası,
Babası,
Göz
Yaşları,
Karısı, çocukları
Yolsun saçlarını,
Herkesin
Günü nü saydığı bir yerde,
Saniyeler bile
Önceden hesaplanmış…

Ve
Gemisini kurtaran kaptandı.
Kaptan
Gördüğüm kadarıyla, denizde
De
Karada
Da
Ve burada da kaptandı,
Kaptan.

Kıvran,
Kıvranabildiğince,
Dili dönmüyordu
Damaklar kenetli
Bir anda,
Bir surat,
Simsiyah oluverdi.
Zannedersin ecel,
Ansızın tokadını,
Gözler önüne serdi.
Kıvrandı, kıvrandı
Can
Kaçamadı…
Sıktı elini,
Sıktı dişlerini,
Köpükler yükseldi
Dudaklardan…
Amansız iniltiler dudaklardan,
Uçu
Uçu verdi.

Zannedersin özgürlük,
Bulutların üstünden,
Acı
Acı güldü.

Ve
Bütün duygularımızı,
Bu
Acımasız günler
Öldürdü.

Ruhumuzda,
Zoraki yeşeren güzellik fideleri,
Birer, birer yapraklarını döktü.

Sebahattin Kömürlü
Kayıt Tarihi : 22.12.2011 14:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sebahattin Kömürlü