dost dedim,
yâr dedim
yâren dedim
bir ona sırrımı dedim
benmiş gibi sevdim
öyle güvendim
o beni sırtımdan vurdu
bir kalleş gibi
bir düşman gibi
bir korkak gibi
bir yılan gibi
bir çakal gibi
o beni sırtımdan vurdu
Kayıt Tarihi : 4.4.2011 11:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sevgi Akkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/04/04/o-beni-sirtimdan-vurdu.jpg)
Başlıkla birlikte 42 kelimelik, başlık hariç 38 kelimeden oluşmuş farklı ve anlamlı bir şiir.
Dikkatimi çeken, bu kadar az bir kelime ile ve özellikle de bu kadar çok tekrar edilen kelimelerden müteşekkil bir şiirle, okuyucuyu yormadan, bıktırmadan, duyguları en iyi şekilde vurgulayarak anlatmanın mümkün olduğunu görmekti.
“dedim” dört defa,
“bir” altı defa,
“gibi” altı defa,
“o beni sırtımdan vurdu” tekrar dizesi –her bir kelime ikişer defa-
Geriye kalan kelime sayısı, yani hiç tekrar edilmeyen kelime çok az gibi.
Burada önemli olan, şiir dilinin gücü.
Şair, eğer başarabilirse, işte bu şiirde olduğu gibi çok az kelimeyle de duygularını en muhteşem, en derinlikli bir şekilde anlatabilir.
Bence kolay bir yol değil. Çünkü sesli okunduğunda “dedim, bir ve gibi” kelimeleri kulaklarda tokmak gibi de patlayabilir.
Onun için ses tonunu çok iyi kullanmalı okuyucu. Yoksa monotonlaşır şiir.
Okurken de giderek artan duygu yoğunluğunun vurgulandığını hissederek okumalı.
Her bir dize giderek artan ses tonuyla okunursa şiirini etkisi daha çok ortaya çıkacaktır.
*
Değerli Sevgi Hanım,
“dost” içi boş bir kelime değildir. Nasıl ki “sevgi” denildiğinde sevginin envai çeşidini görmek, hissetmek, yaşamak mümkünse, “aşk” denildiğinde sadece iki yücelik için âşık olunacağı –sevgili ve Allah- (gerçek aşk’tan bahsediyorum) biliniyorsa. “dost” denilince de sayısı sevgi’den (sevilenlerden)az, âşık’tan belki biraz daha çok olandır. Yani hayattaki “dost” sayısı bir elin parmakları kadardır. Fazlası, güvenilebilecek arkadaşlardan olabilir.
Onun için dostların çok iyi seçilmesi gerekir. Aslında “dost” seçilmez bile. Zaman içinde insanın güvendiği, sevdiği arkadaşlarından zaman içinde elde kalanları DOST’tur. İşte bunun için sayıları çok azdır.,.
Dost olana sırtını daya.
O, seni asla arkandan vurmaz.
O, seni hep korur, kollar.
O, senin sırrındır… O, senin ikizindir…
O sen, sen o olursun zaten.
O ve sen…
Kaç kişisiniz?
Görünen sayı iki… Hadi diyelim ki üç…
Bir sırrı iki kişiden fazlası (biri sensin) biliyorsa, o sır, sır olmaktan çıkar.
Bu da demektir ki, üçüncü kişi “dost” bile olsa, birinin bildiği sırrı diğeri bilmemeli.
O da kendi dostuna (sen olmayan dostuna) söylerse, “sır” sır olmaktan çıkar.
*
Tekrarlarla duygular güzel vurgulanmış.
Ben kendi adıma beğenerek okudum.
Bir feryat duydum…
Bir isyan duydum…
Bir pişmanlık duydum…
Bir öfke ve kendine kızma duydum…
Yüreğine, kalemine sağlık.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz, sayfalarımızda göz iziniz olsun.
Dostça ve sağlıcakla kalın.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
saygımla efendim
Mehmet YUSUFLAR
BÖYLE ÇAKALARDAN YILANLARDAN BOLCA VAR
MEMLEKETTE DİKKAT EDİN SEVGİ HANIM
YARENLER DİYARI KÜTAHYADAN EN ARIK EN
SICAK DUYGULARLA SELAMLIYORUM
ZİKZAK ÇİZMEYEN ŞAİR
TÜM YORUMLAR (8)