Kendince şair-yazar...
Şu an Şanlıurfa'da Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapıyor.
Nedense hep zamana bırakıyoruz kimi şeyleri
Sanki zaman o şeyler için kutsal bir mabetmiş gibi
Sadece bırakıyoruz ama sonrası hiç yok sonra
Göle maya çalmak gibi bir şeymiş oysa ya tutarsa
Zaman hiçbir zaman hiçbir şeyi geri vermez insana
Zar zor hatırlayabildiğin çocukluğunu mesela
Bir barda ben, beraberimde bira, berde biraderim,
Biraderimle birden bire başladı beraberliğim,
Zahidim, zira zarafetinde zahirdir zikri zahitliğin,
Paramparça parelerim, perişanım, peri pervaneyim.
İçtim içtim, içtikçe içildim, içildikçe irkildim.
Aşk;
Ekmek gibi,
Aş gibi,
Her mezara,
Gerekli bir taş gibi.
Yokluğu kış gibi,
Bugün günlerden gidşinin çok sonrası
Ceplerimde Yusuf, Mecnun, Kerem gibiler
Dillerinde yitik aşklarının şarkısı
Güneş, ölü bir aşkın şarkısını bekler...
Ama bilirsin ben hiç şarkı söyleyemem...
Kartondan yapılmış, küçük, derme çatma bir ev
O küçük, şirin evin içinde küçük bir dev
Çocukları hurdacıdan daha yeni gelmiş
O da akşam yemeği için gazete sermiş.
Annesini sordum yarı çıplak çocukların
Bulaşıcı bir hastalık gibi oldu savaşmak.
Sebebi ve ya kiminle olduğu hiç fark etmez.
Yeter bir savaş olsun, kan dökülsün.
Yeter ki bir savaş olsun insanlar ölsün.
Yeter ki bir savaş olsun, anneler ölsün.
Anneler ölsün çocuklar yetim kalsın.
Bir rüya gördüm çocuk!
Öyle bir rüya ki bu;
Bir rahibe haç çıkarmış,
Yeşil bir piç doğurmuştu.
Bir imam,
Kurs verirken camide,
Deli divane dolaşırsın
Yobaz yobaz konuşursun
Elindeki nedir dersin
Sen mi ne olduğunu bilmezsin
Elimdeki şaraptır şarap
İşte şarap işte mihrap
Belki de bedenimde iklimler değiştirir yüreğinden bu sürülmüşlüğüm
Belki de gözyaşlarıma bent kurar sana gizli gizli biriktirdiğim kırılmışlığım
Belki de biz diye bir şey yoktu, belki de biz; kendi kendime bir hayal kurmuşluğum
Ama inan taht-ı ilah da olsa hiç görülmemiş daha, kovulduğum yere geri dönmüşlüğüm.
Diyelim ki sürülmüşlüğümdendir bu yerimden sarsılmışlığım
Diyelim ki bu kadar çok sevmişliğimdendir sessizce ayrılmışlığım
Bak öyle masumca çarpıyor ki damlalar,
Henüz yağdığının farkında bile değiliz.
Ve öylesine tuhaf bakıyor ki insanlar,
Sanki asıl ıslanan ‘biz’ değilmişiz.
Ki, insanlar, bize bakıyorlar,
İnsanlar bakıyorlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!