Taş olmak yeğ midir beşeriyetten?
İstenir mi fırlatılmak, çelikten cüsselere?
Şehit çocukların küçücük elleriyle?
Yazılır mı gayrı, şiir Filistin'e?
Seni arayanlar gark oldu çöllerine
Ben seni kaçamak bakışlarla aradım.
Kaç defa bilmem bana sorarsan.
Gözlerinin kahve renginde sabahladım.
Döktüğün yaşa karıştım.
İçimde bir buz dağı eriyor.
VATAN NEDİR?
Vatan bir çocuğu sevmektir, beşiğinde sallanan.
Vatan bir bayrağı öpmektir, endamı kanlanan.
Vatan tek bir ata binmektir, rüzgarda şahlanan.
Bir kız sevmektir ya da.
Ellerine kına, uğruna cihanlar yakılan.
Ben vazgeçtim sancaktarı olmaktan ümmetin.
Bana farketmez hangi milletten çıktığı mehdinin.
Ben bir gazaya inanırım ki Allah’tır galibi.
Kumandanı Türk olsun, Kürt, Arap ya da Farisi...
Kessin garbtan gelen rüzgar olsa dahi.
Sen geleceksin diye boş bıraktım kalbimin odalarını.
Sevdiğin renklere boyadım duvarlarını.
Kır çiçekleriyle süsledim yol kenarlarını.
Bu harap şehrin yoktu bir meliki, hükümdarı .
İstedim ki sen kur o mücella sarayını.
Sevda, seni beklediğim yoldaydı.
Yoluna döktüğüm papatyalardaydı.
Dökerken zihnime doğan masaldaydı.
Sonra yağmurlar yağdı.
Yarılırken bağrı göklerin,
Yangınıma düşen suların her damlasıydı.
Söyle bana
Hâlâ sokakta mı yıllar evvel çıkan çocuk?
Havalar uçurtma uçurmaya müsait mi hâlâ?
Takılıp da tellere püskülleri,
Küçücük sahibinin, kırıyor mu şevkini?
Islatır mı yağmur, kartondan evleri?
Adem'de kusur aradın,
Kendini melek saydın.
Yasak ağacı buldun,
Kaçtın mı insanoğlu?
Herkesin var bir cenneti,
Bir yol kenarı yalnızlığımız kalacak geriye.
Şatafatla, gırgırına geçirirken gündüzleri,
Tik tak dönecek saatlerin yelkovanı, akrebi
Dostlar gidecek önünde gözlerimizin.
Gayeler içinde çivi gibi saplanırken mazi,
Daha derinlere inecek çizgileri yüzlerimizin.
Ah, kandili bağrında gecelerin!
Sefası koynumda…
Ayı dolun, karşımda.
Karşım, bir huzur deryası,
Ben daha kıyıda…
Yolcu ki menzili derin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!