Mekanı olmuş,ezelden beri atalarımın
Eteğinde, coşkusu azalmış Kızıl Dere
Almış kucağına Toroslar, köyümü
Yol vermiş, gidenlere
Bağı çözülmüş, her gidişte
Çözülme, ey oyun bahçem!
Bulut bahane
Günü yıkayan
Toprakla buluşan
Ağaçları selama durduran
Denizleri çoğaltan
Yüreğinde kor sevdayı yeşerten
Buz kesmişti bir asırdır yüreğim
Lal olmuştum
Bildim bileli
Uzak diyarlardan
Bir zümrüt gözlü
Ateşli çağlayanlarla
Kör karanlıkta attım yürek heybemi
göğün yüzüne
Savruldu, yalnızlık ve özlem
Umut uzağa düştü
Özlenen gelir elbet
gün ışığı kırıntısı yıldızlarla
Vasiyet
Bir gün öleceğim mutlaka, nasıl nerede bilinmez olan
Bilinen yarım kalan düşler
Mavi sular, limon çiçekleri, kekik kokusu, çocuk gülüşleri
gökyüzünün çılgın çocukları martılar, en çok özleyeceklerim
Sevdalandı
Rüzgar saçlı, kekik kokulu
Yayla kızına
Yüreğindeki kor, daha da yeşertti
Yaprak gözlerini genç adamın
İstedi babasından, verdiler
Bilirim,
Dokunurum sessizce
Yüreğinin gizine
Dupduruyum,su gibi
Masmaviyim,deniz gibi
Kırılganım
Soluyorum ben
Sevdasız kalınca gönlüm
Suları çekilmiş dereler gibi
Çoğaltamıyorum yaşamın coşkusunu
Kışı bekleyen
Temmuz sıcağında bir ırmak
Yaralar, yaralar
Yüreğini bu gidişler yaralar
Tutamazsın iplerini sevdanın
Katçımı bir kez gönlünden
Can yanar gönül ağlar
Ya toprak sarar, yada başka bir can
Taşırım kanatlarımda
Maviyi,yeşili,kırmızıyı
Beyazı da
Tüm renklerini gökkuşağının
Yeşertirim, gül bahçelerinizi
Serperim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!