Umut ecel terleri dökerken konuştuk
Üç papazın sürgün yerindeki
Kaybolmayan izleri üzerinde buluştuk
Ortalıkta deniz kızı yoktu
Marmara zehirlenmiş yalnızdı
Üç papazın üç kilisesi de yalnızdı
Ölesiye sevmek yalanın bir kuralı
inatlaşma kendinle sevmek varken
avucunun içine sıkıştırmışsın
uykusuz geceleri diğeri terden susıklam
ölesiye sevmek yaşamın bir kumarı
gözlerinin altına kaymış gitmiş
İstanbul’un toprağı vurmuş yüzüne
İstanbul’un denizi durmuş gözlerine
saçlarını durulamış yağmuru
İstanbul’un
cigaramın nefesi İstanbul kokuyor
ellerinden İstanbul tutmuş okşuyor
Körfez kıyısında sigaramı tüttürüyorum
Deniz üflüyor üzerine gelen dumanları
Kara gözlü zeytin bağı boğuluyor
Akşamdan kalan şarkılar kulaklarımda
İçimde bitiremediğim yalnızlığı öldürüyorum
Sen arkamdaki duvara oturmuş
kötü huylu kanser gibi
girmişsin bu dünyaya
nereden atıldıysan
bir başka yerden çıktın
Nagazaki Hiroşima,
süttozundan tanıdım ilk seni
Çürük bir bastona dayanmış bekliyoruz
Sefalet diz boyu
Haramiler ele geçirmiş sokak başlarını
Arabesk dökülüyor katran karası dinliyoruz
Aynalar bizi söyler bize baktıkça
Ellerde birer kalem
Hoşça kal
Hoş kal demiyorum
Zamansız kalma
Zamana köle ol
Zaman seni kullansın diyorum
Yalnız bırakılana dek yalnız olma
Körfezde poyraz yine solumuyordu
Balıklar gitmiş miydi, bitmiş miydi ne
Martılar ortalıkta görünmüyordu
Tepemde bulutlar tıknefes koşuştururken
Sahildeki banklardan birinde gölgem oturuyor
Susmayan kalbimde yanında duruyordu
Körfezde yine martılar dinleniyor
Balıkçı motorlarının
Garip gürültülerinde boğulurken
Körfezde güneşe üşümüş sözler
Son yaz yapraklarının savrulmasını gözlüyor
Körfezde senin gözlerin
Martılar dönmedi halâ
Kuytularda çocuklarıyla oynaşıyor
Onlara önce sevmeyi öğretiyor
Sonra uçmayı yüzmeyi zıplamayı
Körfez sessiz ve ıssız
Barbunyalar üç papazın köyünde üşüyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!