Beyaz hüzün derdi kimisi adına ,
Yağıyordu işte önüne geleni süpürürcesine.
Kuruluyor topraktaki tahtına,
Kimine matem, kimine sevinç katarcasına.
Tek tek süzülürken semadan,
Insan alışılagelmişe tecessüs eylemez bir nimet -i mübarek deyip
O nimete eklenirse bir acibe-i hilkat celb-i nazara muhatap deyip.
E.Nur Ünlü Kaya
Önce kelam vardı.
Evvela soruldu ,"Elestü bi rabbiküm?"
Sonra gönderildi gurbete ,
Ney oldu inledi , kamış oldu dinledi.
Ruh oldu beden giydi, beden oldu ruh giydi.
Kelam- ı kebir geldi nihayet,
Kaybolmak dört başı mamur ,
Bile isteye terk edilmek ,
Gönüllü sürgüne rıza ile bakmak,
Kaybolmak ...
Kayıp eşya bürosunun en üst rafında
Kendi kaybolmuşluğunun zirvesini tatmak.
Şimdi ben o eski semtte doğmak isterdim,
Meşk edip boğaza öyle varmak isterdim.
Şimdi ben o eski insanları tanımak isterdim,
Kur'an kokusuyla dolu odalardan odalardan geçmek isterdim.
Şimdi ben pü'rmelal halimi ahşap tavandan damlayan su sesine bırakmak isterdim,
Ben kefen görmekten korkardım.
Gazze'deki şehitlerin kanlı kesenlerin şahit olmadan önce.
Bir beyaz bir kırmızı bir yeşildir yanyana
Şimdi sadece yeşili kaldı bayrakta.
Elde olan bir beyaz bir kırmızı o da kanla.
Bazen küçük aralıktan uzanır geçmiş,
Bakarkörlük silinir, beşer şaşmaz bu defa.
Görür hasılı var olmuşu ,varı, var olacağı.
Aralanan pencereden süzülür bir düşünce ateşi,
Kapanmadan tutulur akıl,
Kapanmadan vurulur gönül.
Bazan bir hece birikir dudağının kenarına
Acıtacak zannedersin susarsın.
O savuşturdukların bir gün gelir yakalar seni
Mahzun, edalı bir gelin sanırsın.
Nefesini tutma artık ,
Tutma kendini, bir bir deyiver şimdi,
Noktalarca cümle kurup virgülsüz yaşamak bu hayatı,
Yorulmak değildir de nedir ?
Soru işaretlerini sıralamadan dümdüz çizgilerle kelime sarfetmek,
Israf değil de nedir?
Bulanarak , durularak koyduğun cümle sonu ünlemlerle ,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!