Oğullar işkencede... Analar ağlamakta.
Körpe yüreklere kan...
Gencecik rüyâlara gözyaşı damlamakta.
Demokrasi... Hak... Hukuk... karasevdâlıları...
Şuracıkta.. Mamak'ta
Sakarya'nın kan fışkıran toprağından yoğrulup
Unutulmuş pınarlardan doldurulan testiler.
Azgın kuzey yellerinin ateşinde kavrulan
Bağırlardan, dudaklardan susuzluğu kestiler.
Taşı aş diye yedirdiler senin yüzünden
Boğazımıza dizildi taştan lokmalar.
Ve yalnız zehir
İçtik su diye yudum yudum senin yüzünden...
Halimizi hatırımızı soran olmadı. Kırk katır mı
Bunca güzel sevdik, fakat hiçbiri,
Ağın dedikleri yar gibi değil.
Çok meyva devşirdik bağdan bahçeden,
Onun bağrındaki NAR gibi değil.
Ey ak-ın, yeşilin, morun aşığı,
Tâze gelin iken onsekizimde
İki göğcek bala iki dizimde
Ve iki damla yaş iki gözümde
Doksanüç gününden hatırladığım.
Ruhumun sururu oğlumla kızım
Er meydanlarından çekilir oldum
Çorak iklimlere ekilir oldum
Eğilmek bilmezdim bükülür oldum
Sürer mi bu gaflet daha kaç sene
Uyanıp kendine dönmeyi dene
Her şiiri muhteşem destan şairimizin.
Muhteşem şiirler, Vatan sevgisinin şiirdeki uç noktası Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Solcu Olsaydı İlahtı Şimdi.