Yıl bilmem kaçtı
var mıydın yok muydun
hiç haberim olmadı
sen yaşadın ve belki de öldün
tanrı'nın kızı ve benim geçmişimdin.
çok şey istedin belki de
iki yataklı bir pansiyon odasında
tek kişilik bir hayat var kapımda
tek gecelik bir aşkla.
ikinci yatağım,
nerdesin?
aşkın zifiri nefesini
enseme soluduğunu hissedebiliyorum
hissetmekten çok
yaşamayı diliyor ruhum
renksiz, soluksuz, soğuk tadını
korkuyorum seyretmekten
kalıcı olmayan dört duvar içerisinde
bir müzik inliyor
duyulduğunu hiç bilmeksizin
her an ağlamaklı, acılı ve umutsuz...
aidi olmayan eşyalarım
belki benden daha da hüzünlü
ruhumu ısıtan
kuytu bakışlı yarim
serserim....
uzayan yolların sessizliğini
kadife kokulu,
gitar ezfgileriyle donatan
yıl 1982 nisan civarları
babam üzerinde
ileri-geri ileri-geri
ahhh yaktın yıktın babam beni
bir zevk şerbetinin son damlaları oldum
ana rahminde
bir şiir okursun
içinde gitmelerin olduğu
gitme diyemediğin...
cümlelerin hep bir yerlerde gizlidir,
belki bir şiirin son mısrasında
belki ruhunun hiç görünmeyen
diyor ki
'seni sevmiyorum'
hah!
içindeyken öyle demiyor ama...
12 şubat 2007
aklar var saçlarında
gözleri yorgun ve puslu
eli yanağında
parmağında da
50 yılı anımsatan bir yüzük
bir yeminden sonra.
samanyolunun bütün yıldızları altından
patlamış birer havai fişek gösterisi sunuyorum
tüm insanlığa...
sadece balkonumdayım oysa
rüyalarına dalıp giden
biranın içindeki köpüklere tutunarak yol alan
hayatta yapacak çok da bir şey yok aslında....ben her istediğimi yaptım.. kendim gibi yaşadım asla bir başkası olmadım... ben evrimimi tamamlamış bir kelebek isem ve hayat sadece tek bir borcum kaldığını söylüyorsa bana onu da inşallah yakında başaracağım.... sadece zmana ihtiyacım var biraz da para ...