öyle masumdu ki, güzel gözlerin.
öyle güzeldi ki, inci sözlerin.
ey benim yarınım, gecem gündüzüm.
hasretim...
tez elden vuslata, buluver çözüm.
Deli gönlüm harlandı
Geçti ömrüm yarılandı
Yol yakınken ıralandı
Gurbet seni neylemeli...
Gönül gözüm aralandı
Sen gözlerini kapatma!
Sen gözlerini kapatınca,
ben karanlığa hapis oluyorum.
Bütün umutlarımın üzerine:
Sabahın ayazına yenik düşen,
su buharı gibi,
Söz ola,baş kese
Söz ola,hayat vere
Kim yalana, riyaya kana
Basına gelen her şey reva.
Farketmeden gönül kapısından girdim
Doğuştan doğruluk kısbetini giydik.
Zemzem suyu ile yunmasak ta
Onuncu köyden kovulsak ta
doğruyu söylemekten yılmadık..
Ateşten gömleği giyipte geldik.
Kara sabana koşardık, biz atlarımızı.
Sürerdik evlek evlek, hep tarlalarımızı.
Mola da kısraklar emzirirdi, taylarını.
Biz de ayran içerdik, silince terimizi.
Harman zamanı, düvene atlar koşulunca,
Aşk bir kere uğrarmış.
Her insan yüreğine.
Kimini teğet geçer
Kimin de konaklarmış.
Kadir kıymet bilende
Bir cuma akşamı geldi.
Yüreğimi deldi geçti.
Hayırlı cumalar dedi.
Ruhumu deldi geçti.
Kök saldı gönül bağıma.
Hasreti benliğimi yakıp kavurdu,
Ne sabır kaldı bende, ne de akıldane!
Döndüm yüzümü,el açtım Mevlama...
Eyup Sabrı diledim Rabbimden Eyup Sabrı ne çare,
Birde Hz. Omer Adaleti ben biçare...
.....................................................
O,daha küçücük bir çocukken,
Dağlarda gezer oğlaklara,kuzulara çobanlık yapardı.
Bitkilere,gök yüzüne bakıp yaratanı arardı...
Küçük aklıyla onun sonsuz sevgisine sığınırdı.
Her sabah puslu hava da sürüsü ile dağlara çıkar,
Çişem çişem yağan yağmur altında sürüşünü otlatırdı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!