Artık açıldı yüreğinin yangını,
Kendi küllerinden yarattığın yalnızlık,
Şimdi döndü yüzünü güneşe.
Açtığın pencerende menekşeler gülümsedi.
Sen; kendi savaşının galibi,başı dik kumandan!
Kaç savaş meydanında kaldı kimbilir düşlerin.?
Ben seni;
Kelimelerin anlamına küstüğü bir dilde sevdim.
Rengini yitirmiş fotoğraflarda,
Aranıp bulunamayan tebessümler gibi,
Dönüp dolaşıp aklıma saplanmanı sevdim.
Arsız bir umut gibi;
7,4'tü bu kez ölümün adı.
Kaybedişin,yalvarışın,cehennemin adı.
Yeryüzünün isyanıydı insanoğluna.
Toprak; ondan alınan herşeyi geri istiyordu.
İlk değildi şüphesiz bu sarsılış,
Ama en büyük çığlıktı.
Yoluma çıkıp durma aşk!
Yüreğimi oradan oraya savurup durma.
Ben sensizliğe hazırladım bütün yeminlerimi.
Sen zannettiğim bütün yanılgılarımı,
Sallandırdım mazimin darağacında.
Yoluma çıkıp durma aşk!
Dün çocukluğumla konuştum uzun uzun.
Geçen onca zamanın hesabını sordu bana.
Onu bir kenara attığım için,
Sitemler sıraladı ardarda.
Hak verdim ona.
Bana yaşattığı sevinçleri düşündüm sonra.
Uzayıp giden yolların ardındaki,
Kayıp bir düş gibisin.
Yüzüme çarpan rüzgar,
Avuçlarımdaki eylül yağmurusun.
Biliyorum yalnızlığı sarıyorsun
Büyükşehir gecelerinde.
Keşke aradığım sen olsan.
Onca zamandır kitaplarda okuduğum;
Çocukken dinlediğim masallardaki,
Uzak diyarlardan gelen kusursuz insan,keşke sen olsan.
Yeni baştan yazsak efsaneleri.
Mutlu çocukların oynadığı,
Umudu kör kıyılarda yıllarca,
Ve düşüncelerimin boşluğunda seni buldum.
Soğuk kış gecelerinde,
Gözlerin avuttu beni,kış güneşi misali.
Geceleri yıldızları toplayıp adresine yolladım,
'düşler sokağı'...
Bir zamanlar melektim; bir adamın düşünde,
Şimdi kanatlarımı arıyorum,
Her aşkın yanlış suretinde...
06,03,2008
Adem Havva'ya sevdalandığında,
Acı varolmamıştı daha.
Günah yasak elmanın,kekeremsi tadıydı yalnızca.
Kördü gözleri ikisininde.
Adem ve Havva'nın eseridir; güzel olanın acı vermesi.
Belki bu yüzdendir; aşkın gözleri böyle kör etmesi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!