Çökmeyin üstüme dağlar misali,
Gelmeyin üstüme kara geceler.
Yaralı gözlerim ağlar misali,
Düşürdünüz beni dara geceler.
Kimse benim gibi yetim kalmasın,
Mübtelâ-yı meyhâneyim peymâneler tanır beni
Pîr-i mugan mey-i sahbâ biçâreler tanır beni
Sorma beni hiç zâhide ne kötüye ne hâside
İçtim şarab-ı nâdide meyhâneler tanır beni
Serçeler uçuyordu serçeler
Munzur Dağı’nın üstünde
Munzur garip çoban
Şu Tunceli elinde
Anlatayım destanını
Ey Alp Dağları
Ne güzelsiniz
Tavşanlar gezer güneşinizde
Ey Sen Nehri boyunca uzanan çiçekler
Kokunuz uçar göklere
Islanmışım yaralayan bir yağmurun altında;
Ey karanlık, loş sokaklar gelip size sığındım.
Avâre bir serseriyim kötülerin katında;
Oysa ey müjdeli bahar, en aydınlık çağındım.
Tanır beni kaldırımlar, tanır beni geceler,
Düştüm gurbet ellere,
Sılada gülüm kaldı.
Hep muhabbet ellere,
Bizlere zulüm kaldı.
Dedim bir gün göreyim;
beni bırakıp da gitme ne olur
yıldızlar sesini mırıldanıyor
tellerde tünemiş kargalar gibi
esiyor göğsüme bir kör karanlık
her zamanki gamdır kaldırımlarda
Vâkıf olsam ben de sırr-ı hilkate,
Erenler bağından gül derebilsem.
Alev alsam, yansam nâr-ı hasrete,
Sevdâ yangınından kül derebilsem.
Dolaşsam derbeder dergâh u dergâh,
Yalnızlar bakar göğe
Bakar göğe ay dolunay
Yalnızım
İnsanlar arasında
Baykuşlar ağlar bana
Ey güzel ırmak
Anımsar mısın?
O mutluluk ülkesinde
Yitip gitmiş zamanın içinde
Güleç, şen bir ırmaktın
Türkü söylerdin gelinciklere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!