I
güneşi hiç görmedim penceremde
ne ay doğdu geceme ne bir yıldız
hem sıkış sıkış hem çöl kadar ıssız
beş yıldır bir şeyler soluyor içimde
II
I
kara sürülmesin diye anamızın ak sütüne
başımızın gölgesini bile düşürmedik önümüze
koşarak gelirdi seksek çizgisinden çocukların sesi
acının aynasında yansırdı yurdumun o can sureti
duvara demire değmekten
gün boyu yorgun
uzanıyorum ranzama
birdenbire kokun
Bütün güzelligini giyinip gelmissin
Saclarin selale omuzlarinda
bu kis günü kiyamette
ilk yaz ciceklerimi gögsünün catlaina taktigin
Parmak uclarini avuclarina yedirmende yetmedi
(1)
yola çık
upuzun yürü
vurulmuş çocuk başları arama
zeytin dalında asılı kızın
çıplaklığında kalma
bir gün eğer yolun
düşerse sorguevlerine
cinsiyetin yaşın rengin
farketmez kardeşim
yeter ki
tükür dilini yüzüne
geceler ayaz olur
geceler yalçın olur
berbat olur hayın
kadın olur be kadın olur
katar katar geçerler de
dişi dişi sekerler de
I
yüreklerimizi gencecik
çıkarıp verebilseydik
üşümezdi göğsümüzde
biber gibi bir uçurum
genç mi olunurmuş içerde a benim gülüm
söyledim yedi yılda bütün türkülerini ömrün
güz bir yandan uçuşur saçlarımda
kış bir yandan
ihtimâl ki ben senden tam sekiz ilkbahar büyüğüm
biliyorum sokaklarda
kartopu oynuyor çocuklar
üşüdüm acıktım demeden
buz üstünde sınıyorlar
miniminnacık gövdelerini
tam zamanıdır
SAYGILAR NEVZAT BEY
Bir insan ölüme yaklaşmanın nedemek olduğunu bu kadar mı güzel anlatır. Önünde saygıyla eğiliyorum
O
- nevzat çelik’e
Dev gibi bir adam
Zayıfca bir vücudun içinde
Yüreği azarlarla kırılmış
Ama hiç yılmamış
Yazmış zaten
Kitap gibi
Bize hatmetmek kalmış
Yüreği kanatlanmış sayfalarca
Güney afrikaya uçmuş
K ...