Çok şey yaşadım, neler tanıdım kırkına varmadan,
Beni üzenler oldu, ben üzdüm farkına varmadan,
Gül yüzlü güleç dostları çağırdım gönül evime,
Madrabazın, namerdin şu dönen çarkına sarmadan.
Hürdemi
Mavi biliyordum gökyüzünü Anne.
Toprak çiçeklerin rengindeydi hani.
Bahçeler kuruluyordu da Anne,
“Çocuk Bahçesi” diyorlardı ya adına.
Şeker, çikolata, dondurma filan,
Unutamadım
O apansız
O sonuncu küsmeni
Ve gecenin karanlığına bıraktım
Hiç düşünmeden ismini
Son yıldız bile şahitti
Bindik yirmi otuz kişi ULUS'ta
İterek milleti girdi maganda
Kimi oturuyor kimi ayakta
Epey kalabalık vardı vagonda
Kitap okur kimi koymuş dizine
Ana kucağında ışılayan göz
Göze bakıp yürek vermektir sevgi
Bebekçe dillerden çıkınca bir söz
Söz dinleyip göğüs germektir sevgi
Kiminde suçludur kiminde kadı
SANAT; olur kimi zamanda İNAT
Kimi zaman yarasada KANAT...
Yahut bizim gibi dost ellerinde
Sonsuzluktur diğer adı KAİNAT.
SANAT renktir, varsa beşeri DONATı
Gezdiğimiz sahiller yollar sokaklar parklar
Yalanmış meğer yalan güzel sözler şarkılar
Anıların her biri şimdi bana işkence
Ne dersen de sevgilim ayrılmalıyız bence
Acılardan pay biçtim ömrümün kalanına
Sen gözlerin yüzünden mi bu kadar güzelsin
Gözlerin senin yüzünden mi bu kadar güzel
Sormayı isterim kaç zamandır... Soramam ki
Ben sana bakışların kadar çok uzaktayım
Sen ise bana bakışlarım kadar çok yakın
O kadar mavi değil bugün gökyüzü
deniz o kadar mavi gelmiyor bana
ormanlar yeşiline mavi sıvamış
gökyüzü yeşili bölemiş bulutlara
Deniz tirşeleşmiş bir acayip bugün
Meyil verdik sana muhabbet için
Sefa eylerken sen cümle milleti
Biz bizi unuttuk bu niyet için
Bizi bizden alan alkol illeti
Ayarlı içince pek güzel hoşsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!