Nevzat Bayramoğlu Hürdemi Şiirleri - Şai ...

Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Savrulmuş bir yaprak gibi, tutunacak dal kalmamış
Suya hasret toprak gibi, kurudukça hâl kalmamış
Dedi: Durmaz yanar içim, benim çilem hiç bitmez mi
Bir hastalık bir de geçim; bu acı bu dert yetmez mi

Durdu bir an sessiz kaldı, mendilini yoklayarak

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

D oğan güneş değil midir?..
İ lk seherde kıran zifiri karanlığı
R engine renk kattıkça, yeşerten yaprağı
E l verip tohuma yatak eden toprağı
N arlandıran harmanda kavruk yanağı...

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Dışarda kar deli boran
Yer uyumuş gök pervane
Yoktur ki bir halim soran
Ben çaresiz bir divane

Gece biter söker şafak

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Senelerdir süren çabadan sonra
Nice engelleri aşıyor doktor
Hipokrat yemini ettiği anda
En büyük gururu yaşıyor doktor

Stetoskop eksik olmaz elinden

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Bir o yana bir bu yana
Savurdu bizi savurdu
Döndüm baktım suratına
Ne uzaylı ne gavurdu

Ne solu belli ne sağı

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Çanakkale Çanakkale
Gel de bak bugün şu hale
Uzak yoldan dostlar gelmiş
Göz çağlar gönül şelale

Umut hep umut yarına

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Baktım içten yorumuna
Canlar beni mutlu etti
Kars'tan İzmir Çorum'una
Dostlar beni mutlu etti

Boşnak Gürcü Çerkez Kürdü

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Ortasında genç bir kent; Ankara, İstanbul’un
Ne hüzün kalır ne dert, düşerse eğer yolun
Her bir yönüyle cömert her zaman rahat olun
Gök mavi, dağ yeşil; doğan ne güzel Düzce

Hititler’den bu yana, eski zamandan beri

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Zümrüt misali yayla, nakşeder latif şehri
Akar nazlı edayla, gerdanı Çoruh Nehri
Kır çiçekleri süsler; dağı, taşını Bayburt
Mesken olur da besler; kurdu, kuşunu Bayburt

Bin bir çeşit nefaset, peynirinden keteye

Devamını Oku
Nevzat Bayramoğlu Hürdemi

Eceabat dokulu, Ece Ayhanlar gibi
Gam yüklü nice kalpler, gönülde yaşlar bizim
Çanakkale kokulu, tüm kahramanlar gibi
Yürekli cesur alpler, dik duran başlar bizim

Gök başak, kuru burçak; şen harman, puslu ova

Devamını Oku