Yağmur damlıyor saçımdan yüzüme.
Gözüm perde perde bulut.
Şimşekler çakıyor sesimde.
Ellerimi açtım, göğe yalvarıyorum.
Son açmış çiçeklerim de ıslak.
Yağmura küskün rengi bile heyhât!
Sevmek bir korkulu rüya mı?
Yoksa sensiz bir diyar mı?
Meçhûle giden yolcu misali.
Gider gitmez dönülen sefer mi?
Bilmem gurbeti, sılayı sensiz.
Gün ağarınca güvercin çırpınışında dizge sesler.
Sözler ummanda açılmış yelken.
Dizeler asumanda yıldız yıldız gezerken.
Gülüşler bahçemizde açılmış kızıl gül.
Nefesler Boğaz'da aşiyan dalga sesi bize.
Göze aşina yabancılar seyreder alemi.
Kalbimin en doğusundaki coğrafyanın
filizlenen çiçeğinde güneşi açarken
buldum sabahları.
Suskun gülüşlerin köşe başlarında sabahladım.
Yokluktan gelen çırpınışların
satır aralarına bağladım kimligimi.
Yaz gülü, açmış toprağımda.
Gözüm, yedi renk ebem kuşağı.
Pare pare olmuş, sevdamın yolu.
Gönlüme sordum, gizli adını.
İnleyen ezgiler, dilimde.
Dudağım, gonca gül.
Şiirler, şarkılar tükenir elbet
Azalır düş kırıklıkları
Bilenir yaşam, yeniden filizlenir.
Biteviye hayaller doğar,
rüyalardan uzun bitmeyen senfonisi.
Kapı önüne düşmüş bir gül yıllar;
Tepeye çıkan patikalara koşarak
Bir hayale kavuşma arzusu zaman.
Sırmalanmış mücevher, düş sandıklarımız,
Rüyalardan arta kalanlar...
Huzur bulduğumuz ev,
Kaçtığımız yalnızlık,
Güzel bir şiir.