koştur deli ayışığı
göğü yazan aynıyken nasıl daha gönenç olur yerden
diye düşmedi mi geceye şair,
kendine yetişirsin belki.
sustur papatya kayıtsız yağmurları damarlarında
dik başlı rüzgarlar göç etsin gizli gizli gülerken nefesine
tutunur damla suya tutunur
tutunur yaprak dala tutunur
tutunur el yaşama kopulur
çünkü çok yol aldık zamandan.
durursak, her sokak başı başladığımız yer
bir nefeslik beklersek kapanır su savağı
dönersek, yaşar mı bu dalgıç kuşları…..
bir haylaz sözcüktü
parmaklık dinlemedi
asırları yüklenmiş sözcüklere kavuştu,
cümleler kurdular ağlaşarak
cümleler kurdular güle oynaya
tembel düşlere inat.
kimsesiz yangınlar besteler
buzdan yürekler,
gökler aklamaz sizi
toprak aklamaz,
çadırdan kefen giymiş bebekler
ağıtlar kundaklar gülen yaşlarınız.
sorarsa bir celali ömür biç derim
sormazsa bir fidana cansuyu…
ben kucaklayayım darında rehin yolcuları
nöbetçi teşrifatçı ilan ettim kendimi…
set olayım kunduz vakti yerin yüzüne
şantaja lüzum yok
el koyup akına
atan sensen alan benim.
mil çekene hürmetkar
el edene kör ayvaz
adem sensen saki benim.
alay sensen dillenmek ben
bir serçe pençesinde mürekkep izler bıraka bıraka gidişime
en zoru hazırlık yapmakmış dedim
desem de amansız olanı
tarafsız kalmasıymış tüm uğraklarımın.
bir tek nereye diyen göz yok gözlerimde
yedekledim susuşumu.
intiharıma kurdum saatimi
ceviz kabuğumda uyur gibi yaptım
uyandım
su rengi gözlerime dokundum aynada
avuç çizgilerimde yürüyordu terkettiklerim.
yabandı yeniden
beni sadece ben dizginlerim,
damarımda ahirin kirli suyunu yaktığımdan beri,
parçalasan yağmalanmış gökyüzü akar sözlerimden,
kenara çekil
evinden kaçırılmış bir yaprak düşmesin üstüne
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!