Sus yüreğim
Söyleme aklına her geleni
Demlene demlene, yaşa hayata dair
Ne varsa…
Sevgi adına,
Alacalı ayaz gecelerden kurtar beni
Yalnızlığımın yerine sen çal kapımı
Sessiz, sensiz geçen yıllarıma nispet
Sadece ömründen bir gece
Gel bu gece….
Sevmek mi zor, sevdiğine sevgini hissettirmek mi,gerçek aşk hiç sizin yüzünüze gülümsedi mi?
Yüzü esrarlı, sözleri yalan, adına aşk denilen her duyguya alıştırıldık, kandık. Belki de “bilerek” kolayımıza geldi “aşık” olmak. Hissetmek yerine sözcüklerle avunduk. Bazen bir bakışa, bazen pembemsi dudaklarda takılı kalan gülümsemeye iç geçirdik. Ulaşılmaz olan her yabani çiçeğin peşinden sürüklendik. Gün batımı hızında aşklar yaşattı hayat bize, kabullendik. Dili zehir tadındaki her şeyi aşk kadehine koyarak yudumladık, aldandık. Gerçek gibi yaşatılan yansımasız eğreti duygulara, ödünç sevdalara yenik düştük. Tükendik…
Utangaçtır oysa ki aşk; dili tutuk, yanakları al al’dır. Yaldızlı sözcükler yavan kalır, kaldırıp başını bakamaz açmamış gülünün, gül yüzüne. Değdiremez kirpiğini sevdiğinin cemaline. Suskun ve içlidir… Kaç satır tüketir, kaç şarkı besteler… Kalemler, tükenir sözler kifayetsiz kalır; ama aşkını anlatacak sözler hep eksiktir, yarımdır sanki. Dil devreye girince bozulur o ummana boylu boyunca uzanan büyü.
Sözler; yerini gülen nemli bakışlara bırakır, dil artık hükmünü kaybetmiştir. Vaatler veremez sevdiğine, yarına çıkmaya mecali yokken, onunla geçirilecek bir dakikaya teslimdir artık çaresiz ve tutsaktır gerçek aşkı tadan yürekler.
Bizler sevmeden sevilmeyi, beklentisiz teslimiyeti hiç öğrenemedik.
İçime çekiyorum seni
Sonsuzluk gibi,aşk gibi
Mabetlere gizliyorum
Ceplerime saklıyorum
Sandıklarda naftalinliyorum
Gözlerimi bile açmıyorum
Ne çok özenirdim başıbozuk köy çocuklarına
Çıplak ayak dağ bayır koşup,
Donla göl dedikleri suya atlamalarına
Yankılı sesleri kucağıma düşerdi
Ben onların sevinçlerine
_Susardım…
I.
iki hüzün bulutu duruyordu gözlerinde,
kirpiklerinde özlemlerin sancılı,
ela harelerinde yanlızlığın çığlık çığlıktı.
düşlerini yitirmiş masal kahramanıydın
Hayali yazıyorum ne varsa sana dair
Ne dokunacak ellerin,
Ne gülümseyecek yüzün var
Yanımda uyandığını düşlediğim,
Hayalin var.
Tek hücreli bir koğuşun ıslak duvarlarıdır
Yalnızlık anılarımı kazıdım.
Gün ne doğar, ne batar
Senin gibi haindir güneş
Selamsız sabahsız geçer gider,
Mapusane duvarlarını yalar yalandan
İnceden bir titrememe diz kapaklarımda, sol yanımda uğuldayan fırtına sessizliğin sinsice beklemekte, sözler bitse de yazacak son bir sözüm var davetsiz yüreğime giren yar! ..
İhaneti tattım her aşk kisvesinde
Çiçekler açıyor sandım kış güneşinde
Gün, geceye eğildiğinde
İki yanağından öper özlemle
Gece sımsıkı sarılır güneşe
Yıllardır sevişmemiş gibi hasretle
Okşar alev saçan bedenini
Pembe omuzlarına yüz sürer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!