Ey aşk, mağrur yılların arkasından
Gidiyorsun durul durul nereye?
İşte, en güzelin alın yazısı
Ey gerçeği arayan kul, nereye?
Bin tekbirle doğar, gün pencereden
Bir sonsuz duada bu can, bu beden.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
abicim lütfen susma !!! devam ...
Bir fezai vardı diyenleriniz,
İçten arar oldu sevenleriniz,
Hasretinden ne renk kaldı ne beniz,
Bahar'la hep yaşayan gül,nereye ?
öptüm ellerinizden...
tebrikler..
Ölçü hataları varmış, ne gam... şiir, okunurken hiç takılma, zorlama olmadan zevkle okunuyor. Bence bu şiirin ölçü hatası
şiirin güzelliğinin gölgesinde kalıyor... şairimiz Feyzi Halıcıya, teşekkürler bu güzel şiiri için...
Xalide Efendiyeva ' ya katılıyorum. ölçü hataları olmasaymış güzel bir şiir olacakmış. yine de anlam ve anlatım bakımından çok kötü değil... ne şiirler gördük ne şairlerden...
Bir sevimli, bir yüce yolculuktan
Yeni döndün, söyle gönül nereye?
yüreğinize sağlık okudukça okunası kendine has dizeler.
bir vaktin tam orta yerinde durup seyre dalmış Sait Faik...arka kenar sokak ağızlarından usulca cebine giren bir ufacık hikaye (ne kadar beklemiş olsa da yazılacak) her şiirin bir ustası...bir amelesi...sokak çocukları doğurmalı o yıl kadınlar...işsiz kalıp dağılmalı yazlık sinemanın çekirdekçisi...sıralı tren vakitlerinde bir sokak kadını...geçmeli...aksi ihtiyar zaman...yine peşinde...yine terkedilmiş bir fuar...açmalı kapılarını...AnarZalem
Saygı ile..
Şairimiz Feyzi HALICI, Türk şiirine ve Türk ozanlar şenliğine katkısını esirmemiş bir kültür adamımızdır. 'Nereye' başlıklı şiirini, duru Türkçe ile sunmuş. Yayın yoluyla da genç şairlere destek vermiştir. Teşekkürlerimizle.
Antoloji.com/da kayıtlı, 'Hep O Şarkı' başlıklı şiirimin girişiyle, kendisine eşlik etmek istiyorum:
' Ürkek ceylen gibi kaçan hayalin,
' Derin oprmanlara daldırır beni.
' Yumuşak ellerin O tatlı dilin,
' Geldikçe aklıma öldürür beni.
..................
.................
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
kUTLUYORUM MANA VE İÇERİĞİ ANLAMLI OLAN ŞİİR HAKK ETTİĞİ YERE GELMİŞ TEBRİK EDERİM SAYGILAR HASAN KARABAY
Kaportan boyalı motorun çatlak
Lastikler yepyeni beşide patlak
Sorsam da ne fayda akıl yok başta
Okumuş çok lakin gözü oynaşta.
Güzel şiirinizi kutluyorum sevgili fevzi Halıcı ,yüreğinize,emeğinize ve kaleminize sağlık,günün şiiri olmayı hak etmiş, tebriklerimle...
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta