Döndüm ki bu şehir
Benim bıraktığım İstanbul değil
Dolaştım şaşkın, şaşkın seyredip
Etrafta olanı biteni inceleyip
Köyler İstanbul'a gelmiş
Nerede bıraktığım İstanbul
Nerede güleç yüzlü İstanbullu
Nerede bey efendiler, hanfendiler
Eminönü bir pazar yerini andırıyor
Türkçe bozulmuş, kibarlık bitmiş
Nerede Beyoğlu, nerede Çiçek Pasajı
Tabelalar, mağazalar değişmiş
Sanki şehirden köye inmişim
Gençler kulak küpeleri ile modern gözükse de
Ağızlarda amca, dayı kelamları
İnsanlar saygısız omuş birbirine
Nerede benim İstanbulum
Nerede medeniyetin beşiği İstanbul
Köyü şehre taşımışlar
İstanbul'u yok etmişler
Şöyle bir boğazı gezdim
Her yer taş yığını olmuş
Ne gizemi kalmış, ne güzelliği
Nerede o manzaralar
Laleli olmuş bir Rus kenti
Türkçe bitmiş, Rusça gelmiş
Yine tabelalar yabancı
Türk lirası yok, fiyatlar dolar
Neredesin İstanbulum
Yazık etmişler sana
Yönetenler İstanbullu değil
Vekiller İstanbullu değil
İnsanların yarını yok
Bu günü kurtarmak için düşünceli
Çöpten ekmek toplayanlar
Öte yanda çok lüks yaşayanlar
Varsa dayın, amcan kralsın
Yoksa devlet erkanından kimin, kimsen
Sürünmeye mahkumsun
Ne dürüstlük kalmış, ne namus mevhumu.
Her yerde işporta
Yakandan tutan ayakçılar, çığırtkanlar
Din kisvesi altında çember sakallılar
Cüppeli takkeli insanlar
Neredesin benim İstanbulum
Neredesin bey efendim, hanfendim
Nerede tiyatro tiryakileri
Nerede sinema gişelerindeki kuyruklar
Nerede eski üniversite gençliği
Nerede İstanbul Erkek Lisesi
Okullar para makinası
Talebeler cep telefonlu olmuş
Kafası çalışan aç, yolunu bilen zengin
Devlet kapısı akraba, hemşehri iş yeri
Sende kayboldum, bulamıyorum kendimi
Neredesin benim İstanbulum
Neredesin beni büyüleyen İstanbulum
Nasıl bu kadar değiştirebildiler seni
Kimler nasıl yaptı sana bunu
İstanbul'un kapılarını, İstanbullu'ya kim kapattı...
Kayıt Tarihi : 20.11.2003 09:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (5)