Bazen kabuk altındaki yara yeniler kendini. Çatlar ten, kurur ter... Bir tüyün parmak uçlarında akıp gider kan gibi zaman. Yetişmek ölüme... Geç kalışım kendime...
Düşlerinin başıboşluğunda bir uçurumdan en uzağa atmak kendini. Defalarca hariçten saymak en yakınındaki yıldızı. Saç tellerin bağlar hayata...
Ateşin içinde üşümektir en büyük çaresizlik. Ve gölgelerin boşluğu doldurur gözlerini. Düğümlenir boğazına yalnızlık... En güzel çözüm eşikte güler yüzlü bir çocuk bırakmaktır bilmediğin sokaklara. Dönüp baktığında dağlar yeşilini kaybetmiş, mavide martı çığlığı ağıt yakmıştır. Şimdi çocuk! ... Göbek bağını kesip, bir ipten atlamak sana düşer. Elini çabuk tut! ... Anan oyundan seni çağırıyor. Unutma! ...Bu oynadığın son saklambaç...
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla