Hatırla.. Avucunda kanayan güllerimi, Ruhumun depremiyle titreyen ellerimi, Bir an için - usulca - tutuşun, bırakışın, Beni sakın bırakma dercesine bakışın,
Gözlerin batan güne yakılmış bir ağıttı, Rüzgârlar esti ılık, saçlarını dağıttı, Mesneviler okundu Galib’in türbesinde, Yeniden doğuyordum o efsunkâr sesinde,
Dudağının kıvrımı sanki sultanîyegâh Saatleri öylece durdurabilseydim ahh Hangi yöne gideyim sırtımdaki bu yükle, Gölgen gibi beni de ardın sıra sürükle..! !
Asteroid üzerinde seyehat ediyorum, kara deliklerden galaksilere geçiyorum.
Hatırla..
Avucunda kanayan güllerimi,
Ruhumun depremiyle titreyen ellerimi,
Bir an için - usulca - tutuşun, bırakışın,
Beni sakın bırakma dercesine bakışın,
Gözlerin batan güne yakılmış bir ağıttı,
Rüzgârlar esti ılık, saçlarını dağıttı,
Mesneviler okundu Galib’in türbesinde,
Yeniden doğuyordum o efsunkâr sesinde,
Dudağının kıvrımı sanki sultanîyegâh
Saatleri öylece durdurabilseydim ahh
Hangi yöne gideyim sırtımdaki bu yükle,
Gölgen gibi beni de
ardın sıra sürükle..! !
Böyle bir kullanım olduğundan habersizim.
Fakat neyi çağrıştırdığı bariz gibi geldi bana :)
Seyr-i Doyumsuzdu Gül cemalinin,
heyhat ki bulandı o berrak su'lar...
Tahayyül-ü zülf-i tahayyül..