Öğrenmek, üretmek keyifli. İnsan sevdiği şeyler için zaman ayırmalı. Bu hem eğlenceli hem gerekli. Her gün resim çizmek için 20 dakika ayırmak güzel bir fikir, öğrenme, üretme ve daha iyi hissetme amacına ulaşmak için. Bu 20 dakika boyunca ya da belirlenen başka bir süre kadar kitap okumak, yürüyüş yapmak, yabancı dil çalışmak da olabilir. Önemli olan bu konuda bir alışkanlık kazanmak, zamanı yönetebilmek, iyi değerlendirebilmek, kendimizi zenginleştirecek, geliştirecek bir şeyler yaparken eğlenebilmek, keyifli vakit geçirmek. Ama insanın yapmak istediği çok şey olunca bazen nereden başlayacağını bilemeyebiliyorsun ki zaten başlayabilmek başlı başına bir başarı, birine yetişsen diğerini kaçırıyormuşsun gibi bir hisse kapılabiliyor insan ya da hepsini bir gün içerisine sığdıramayabiliyorsun. Bu durumda uygulanabilir, akılcı bir planlama yapmak ve ona mümkün olduğunca uymak yerinde olacaktır. Herkesin bir günde 24 saati var ancak herkesin bu süreyi değerlendirme şekli birbirinden farklı. Bence hem düşünerek hem de ne hissettiğimize odaklanarak zamanı yönetme, zamanı değerlendirme konusunda en etkili seçimleri yapmalıyız. Tabi bazen hiç bir şey yapmamayı da seçebiliriz. Hayat bizim, keyif bizim kim karışır? :))
Bakın doğrudan hücreye bağlanan serum budur, taktınız mı damara, doğrudan sağlık lüzumsuz kişiliklere değil, önce kendinize zaman ayırırsanız, işte katladınız ömrü değli, o önemli değil, sağlıklı yaşamayı, hasta yaşayarak, bin sene olsa ne yazar, tabii önce kafa, bir de şase önemli tabi çabuk dağlır, ondan vakit kaybı, aynı zamanda hayatınızı talana girmiş bir gaspçinin önünüzü kesmesidir, öyle ner önüne gelene bulaşırsan, tabii salgında kayıp verilebilir, bu seçmeye dayalı bir özgürlüktür, her lüzumsuzluk ayrıca özgürlüğe bir saldırıdır, bilg olsun. İşte ondan özgürlüğünüz önce gelir, ama, bunun bir mahkumiyet de olduğunu bilerek, zincirleri kırıp atmak isteyenlere.
zaman, zamansızlık ve zamandışılık arasında aynı olguyu paylaşan farklı dönem aralıkları olarak, zamanı bütünler, geçişlilik alanında varlık açılımı yer alır, hakedişle, kabul arası gibi, yan yanalığın bir içinde kesinlik barındıran tesadüfi olgusu olarak düşünün, hem zihinsel, hem kan, ve toplanma halinin dağıldığında barınabileceği bir aralık bütünlüğü.
Zamanın içinde olmaktan çok dışında olmak isterdim sadece bilinmek değil bilmekte isterdim Şu garip benliğimi alıp dünyadan gitmek ve siz insanlar sizleri çok uzaklardan sizden sizi habersiz izlemek isterdim zaman deyince zamansız olur her şey o zaman zaman içinde zamanın anlamını kavramak isterdim bilmek isterdim çocukken habersiz dalından kopardığım meyvenın tadını bilmek isterdim ölümün dağ deviren acısını ölmeden ölümü devirmek isterdim sevdiklerim ölmeden çicekler ilk baharda açarmış sonbahar hiç gelmesin isterdim kışın yağan kar yaz ortasında yağsın ne çocuklar üzülsün nede deniz soğusun dört mevsim mavilikler altında orada o ıssız ormanın kuytusunda bir ben birde benden içerde başka ben yo hayır olmasın başkası zira başkası zulüm saçar benim bana ait olan çehreme ve ben bensizde mutluyken sen sensiz mutlu olabilecekmisin.
Zamandışılık bir iklim tarzıdır aynı zamanda varlık bağını senin dışında kurar, varlığa dahil olduğunda o bağı kaldırır, özgür havanın alanında, başka havaya ihtiyaç duymadığın yerdir, buraya işaret eden bir özelliği yoktur, oraya özgü, buranın hakkıyla dolan yeni bir nefes çeşidi olarak varlığı yeniden yapılandırır.
Zamansallığı oluşturan ögeler senle alakalı değildir, kendi içeriğini kendi kurar ve bozar, sen sadece fon olarak varsın, sürekli bir geçişgenlik sürecinde otantik, o ortam da kendini var etmek, nefes almak gibidir, kendiliğinden, ama, dikkat varlığını ötelere taşımaktır. Kolay gelsin.
Zaman açıkçası yoktur - sınır olarak şimdinin dışında - buna rağmen biz zaman tabiyiz, - Simone Weil, şimdi hatırlayalım, Tanrı bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - Spinoza ve Tanrının zihninin anlaşıldığı yerde zaman yoktur. - Novalis, ve Tanrı zamandır. - Kuran, zamandışılığı deneyimlemiş tarihsel örneklerin buluştuğu yer, onun için herkes Spinoza için ateist, panteist ve benzeri derken sadece Novalis, hem de o kadar genç yaşta - adam Tanrı sarhoşu - der, deneyimin sağladığı artı sayesinde ve Simone Weil in ölüm raporunda - merhume zihin dengesini yitirdi, yemek yemeyi reddetti, kendini öldürdü, yazar - çünkü insanların çoğunluğu için bu tür tutumlar ya enayiliktir ya da delilik, ama, Tanrısal alanda tarihsel süreçte ender örneklerden olarak mistik tecrübeye layık görülüşünün, yaradanın insandan beklentisinin, yerini sağlama alışının kaynağının ne olduğunu eş düzeyde ruhlar kavrayabilir, onun için ateist de olsa, radikal bir ahlak filozofu da olan ve modernitenin bir çeşit ağıdı olan - Yabancı - isimli kitabı yazmış olan Albert Camus, - Zamanımızın en büyük ruhuydu - der, T.S.Eliot ise - Azize düzeyinde deha sahibi bir kadındı. - Yani ne yaptığımız, ruhsal potansiyelimizi geliştirmek, geleceğimizi belirler, arınmanın önemi, çünkü ilk dönemlerinde marksistken sonradan uzaklaştığını fikirsel yönünü değiştirdiğini, farklılaşarak neyi kazandığını. Kolay gelsin.
Zaman açıkçası yoktur - sınır olarak şimdinin dışında - buna rağmen biz zamana tabiyiz. - Simone Weil, şimdi hatırlayalım, Tanrı zamandır. - Kuran, ve Tanrı bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - Spinoza, herkes Spinoza için adam ateist, panteist, benzeri derken, sadece Novalis, adam Tanrı sarhoşu der, - kapasite farkı - çünkü o alan da deneyim sahibidir ondan tespit yeteneği artar. Yani Weil in değindiği zamadışılık, Novalis in bahsettiği -Tanrının zihininin anlaşıldığı yerde zaman yoktur - yani zamandışılık, aynı mistik tecrübelerden geçmelerinden kaynaklanır. Simone Weilin ölüm raporunda - Merhume zihin dengesini yitirdi, yemek yemeyi reddetti, kendini öldürdü - diye geçer, insanların çoğunluğunun gözünde, delidir ne yapsa yeridir, enayidir, Tanrısal alandaki ayrıcalıklı yerini, yaradanın insan adayından beklentisini, ve neden mistik tecrübeye layık görüldüğünü, - tarihsel süreçte ender vakalardan olarak - onurlandırıldığını, ebediyetteki yerini sağlama aldığını, sadece eş düzeyde ruhsallıklar kavrayabilir. Onun için ateist olsa da, kavrayıştaki yeteneği ve radikal ahlak filozofu yapısıyla Albert Camus, onun için - Zamanımızın en büyük ruhuydu - der, bizi neye inandığımız değil ne yaptığımız bağlar, iman doğruluğadır. Kolay gelsin.
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri? Sana düşer azapların, tövbelerin beteri. Alçakları besler, yoksulları ezer durursun: Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri..
Arif derki; Zaman hızla akıp giderken, hayat hapishanesinde vakti dolduruyoruz. Zaman Neyimi çağrıştırıyor? Birgün bu vakit dolacak ve saat duracak. Hazırmıyım bilemiyorum, huzura çıkmaya yüzüm yok, ölümden değil, ben sorgumdan korkuyorum. Rabbim Rahmeti ile muamele eder inşallah. Vesselam
Şu hayatı var eden tek şey zamandır.düşünsenize en başında sabahı akşamı günleri takvimleri,bunların hiçbirinin olmadığını.hayata dair her şeyi saydıklarıma göre yaşıyoruz.işte hayatı var eden tek şey gerçekten de zaman.
Kurtulmak istenen zincirdir. Ölümle birlikte azad olur insan. Zaman dünyada vardır, sonsuzluğa zaman biçilmez. Esasen ölümün iyi yanıdır, zaman kafesinden kurtuluş.
Bir yağmur sonrası gurbetimde akşam
Ruhumun dinmeyen nedametleridir
Ağarmış saçında eskiyen şu zaman
Sonsuza dökülen gizemli bir nehir
Öğrenmek, üretmek keyifli. İnsan sevdiği şeyler için zaman ayırmalı.
Bu hem eğlenceli hem gerekli. Her gün resim çizmek için
20 dakika ayırmak güzel bir fikir, öğrenme, üretme ve daha iyi hissetme
amacına ulaşmak için. Bu 20 dakika boyunca ya da belirlenen başka bir süre kadar
kitap okumak, yürüyüş yapmak, yabancı dil çalışmak da olabilir.
Önemli olan bu konuda bir alışkanlık kazanmak, zamanı yönetebilmek,
iyi değerlendirebilmek, kendimizi zenginleştirecek, geliştirecek bir şeyler yaparken
eğlenebilmek, keyifli vakit geçirmek. Ama insanın yapmak istediği çok şey olunca
bazen nereden başlayacağını bilemeyebiliyorsun ki zaten başlayabilmek
başlı başına bir başarı, birine yetişsen diğerini kaçırıyormuşsun gibi bir hisse
kapılabiliyor insan ya da hepsini bir gün içerisine sığdıramayabiliyorsun.
Bu durumda uygulanabilir, akılcı bir planlama yapmak ve ona mümkün olduğunca
uymak yerinde olacaktır. Herkesin bir günde 24 saati var ancak
herkesin bu süreyi değerlendirme şekli birbirinden farklı. Bence
hem düşünerek hem de ne hissettiğimize odaklanarak zamanı yönetme,
zamanı değerlendirme konusunda en etkili seçimleri yapmalıyız.
Tabi bazen hiç bir şey yapmamayı da seçebiliriz.
Hayat bizim, keyif bizim kim karışır? :))
Bakın doğrudan hücreye bağlanan serum budur, taktınız mı damara, doğrudan sağlık lüzumsuz kişiliklere değil,
önce kendinize zaman ayırırsanız, işte katladınız ömrü değli, o önemli değil, sağlıklı yaşamayı, hasta yaşayarak,
bin sene olsa ne yazar, tabii önce kafa, bir de şase önemli tabi çabuk dağlır, ondan vakit kaybı, aynı zamanda
hayatınızı talana girmiş bir gaspçinin önünüzü kesmesidir, öyle ner önüne gelene bulaşırsan, tabii salgında
kayıp verilebilir, bu seçmeye dayalı bir özgürlüktür, her lüzumsuzluk ayrıca özgürlüğe bir saldırıdır, bilg olsun.
İşte ondan özgürlüğünüz önce gelir, ama, bunun bir mahkumiyet de olduğunu bilerek, zincirleri kırıp atmak
isteyenlere.
zaman, zamansızlık ve zamandışılık arasında aynı olguyu paylaşan farklı dönem aralıkları olarak, zamanı bütünler, geçişlilik alanında varlık açılımı yer alır, hakedişle, kabul arası gibi, yan yanalığın bir içinde kesinlik
barındıran tesadüfi olgusu olarak düşünün, hem zihinsel, hem kan, ve toplanma halinin dağıldığında barınabileceği bir aralık bütünlüğü.
İnsanın en değerli ve geri gelmeyen hazinesi
sonsuzluk gibi,
sonsuza kadar…,
...........................sus zamanı,
....kendini kırıştıran kumaşla kaplı,
.......................................kalbim…,
solgun,
aşkı aşındırmış sevmekten bitkin…,
..........................yasıma el sürmeyesin,
........................ufalansın ellerinde gönlüm,
...............................üzgünüm,
unut zamanı
afet aşk…,
ah,
"Zaman bütün iyileştirmeleri yaralar."
" Pis Moruğun Notları, Bukowski _
Zaman en büyük ayraçtır; ayırır insan olanı da insanla oynayanı da.
Tanrı zamandır. - KURAN, KENDİ.
Ah, bilseler, ahiret, gerçek hayat. - KURAN, KENDİ, Burası, sınav ve geçiş merkezi.
Kim de ahireti diler, ona uygun bir mümin olarak çaba gösterirse, işte bunların gayretleri kabul edilir. - KURAN, KENDİ.
Söz dinleyip de, uyanlara müjdele, işte Allahın doğru yola eriştirdikleri onlardır, ve onlar akıl sahipleridir. - KURAN, KENDİ.
Herşey size bağlı, tutum ve davranış.
Zamanın içinde olmaktan çok dışında olmak isterdim sadece bilinmek değil bilmekte isterdim
Şu garip benliğimi alıp dünyadan gitmek ve siz insanlar sizleri çok uzaklardan sizden sizi habersiz izlemek isterdim
zaman deyince zamansız olur her şey o zaman zaman içinde zamanın anlamını kavramak isterdim
bilmek isterdim çocukken habersiz dalından kopardığım meyvenın tadını
bilmek isterdim ölümün dağ deviren acısını ölmeden ölümü devirmek isterdim sevdiklerim ölmeden
çicekler ilk baharda açarmış sonbahar hiç gelmesin isterdim
kışın yağan kar yaz ortasında yağsın ne çocuklar üzülsün nede deniz soğusun
dört mevsim mavilikler altında orada o ıssız ormanın kuytusunda bir ben birde benden içerde başka ben
yo hayır olmasın başkası zira başkası zulüm saçar benim bana ait olan çehreme ve ben bensizde mutluyken sen sensiz mutlu olabilecekmisin.
Göğüs denizinde saklı sedef. - Hallac.
Zamandışılık bir iklim tarzıdır aynı zamanda varlık bağını senin dışında kurar, varlığa dahil olduğunda o bağı kaldırır, özgür havanın alanında, başka havaya ihtiyaç duymadığın yerdir, buraya işaret eden bir özelliği yoktur, oraya özgü, buranın hakkıyla dolan yeni bir nefes çeşidi olarak varlığı yeniden yapılandırır.
Kaybolur hayatın tarifsiz ahengi
Zaman bir tablodur düşer duvarlardan
Düşüncemi aşan gizli bir mimari
Yükselir sonsuzluk manzaralarından
Yaslasam başımı hatıralarıma
Bir şah damar gibi vuruyor hayaller
Vuslat bilemem ki hangi rüyalarda
Ayrılıktan şimdi üşür durur eller
Bir yağmur sonrası gurbetimde akşam
Ruhumun dinmeyen nedametleridir
Ağarmış saçında eskiyen şu zaman
Sonsuza dökülen gizemli bir nehir
….
Eşref Ziya
.
" ey muhteşem zaman,
ey geçen zaman,
ey mutlaka yalnızlık,
nereye ? . . "
" Rilke'mm _
.
ey zaman ,
bensiz
g e ç m e !
Zamansallığı oluşturan ögeler senle alakalı değildir, kendi içeriğini kendi kurar ve bozar, sen sadece fon olarak varsın, sürekli bir geçişgenlik sürecinde otantik, o ortam da kendini var etmek, nefes almak gibidir, kendiliğinden, ama, dikkat varlığını ötelere taşımaktır. Kolay gelsin.
Zaman açıkçası yoktur - sınır olarak şimdinin dışında - buna rağmen biz zaman tabiyiz, - Simone Weil, şimdi hatırlayalım, Tanrı bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - Spinoza ve Tanrının zihninin anlaşıldığı yerde zaman yoktur. - Novalis, ve Tanrı zamandır. - Kuran, zamandışılığı deneyimlemiş tarihsel örneklerin buluştuğu yer, onun için herkes Spinoza için ateist, panteist ve benzeri derken sadece Novalis, hem de o kadar genç yaşta - adam Tanrı sarhoşu - der, deneyimin sağladığı artı sayesinde ve Simone Weil in ölüm raporunda - merhume zihin dengesini yitirdi, yemek yemeyi reddetti, kendini öldürdü, yazar - çünkü insanların çoğunluğu için bu tür tutumlar ya enayiliktir ya da delilik, ama, Tanrısal alanda tarihsel süreçte ender örneklerden olarak mistik tecrübeye layık görülüşünün, yaradanın insandan beklentisinin, yerini sağlama alışının kaynağının ne olduğunu eş düzeyde ruhlar kavrayabilir, onun için ateist de olsa, radikal bir ahlak filozofu da olan ve modernitenin bir çeşit ağıdı olan - Yabancı - isimli kitabı yazmış olan Albert Camus, - Zamanımızın en büyük ruhuydu - der, T.S.Eliot ise - Azize düzeyinde deha sahibi bir kadındı. - Yani ne yaptığımız, ruhsal potansiyelimizi geliştirmek, geleceğimizi belirler, arınmanın önemi, çünkü ilk dönemlerinde marksistken sonradan uzaklaştığını fikirsel yönünü değiştirdiğini, farklılaşarak neyi kazandığını. Kolay gelsin.
Zaman açıkçası yoktur - sınır olarak şimdinin dışında - buna rağmen biz zamana tabiyiz. - Simone Weil, şimdi hatırlayalım, Tanrı zamandır. - Kuran, ve Tanrı bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - Spinoza, herkes Spinoza için adam ateist, panteist, benzeri derken, sadece Novalis, adam Tanrı sarhoşu der, - kapasite farkı - çünkü o alan da deneyim sahibidir ondan tespit yeteneği artar. Yani Weil in değindiği zamadışılık, Novalis in bahsettiği -Tanrının zihininin anlaşıldığı yerde zaman yoktur - yani zamandışılık, aynı mistik tecrübelerden geçmelerinden kaynaklanır. Simone Weilin ölüm raporunda - Merhume zihin dengesini yitirdi, yemek yemeyi reddetti, kendini öldürdü - diye geçer, insanların çoğunluğunun gözünde, delidir ne yapsa yeridir, enayidir, Tanrısal alandaki ayrıcalıklı yerini, yaradanın insan adayından beklentisini, ve neden mistik tecrübeye layık görüldüğünü, - tarihsel süreçte ender vakalardan olarak - onurlandırıldığını, ebediyetteki yerini sağlama aldığını, sadece eş düzeyde ruhsallıklar kavrayabilir. Onun için ateist olsa da, kavrayıştaki yeteneği ve radikal ahlak filozofu yapısıyla Albert Camus, onun için - Zamanımızın en büyük ruhuydu - der, bizi neye inandığımız değil ne yaptığımız bağlar, iman doğruluğadır. Kolay gelsin.
Ey zaman,
bilmez misin ettiğin kötülükleri?
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri.
Alçakları besler, yoksulları ezer durursun:
Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri..
Dün ile bu gün arasına sıkışmış binlerce anı
Mutluluklar,pişmanlıklar,özlemler...
Geriye dönüşü olmayan bir yol.
Her defasında keşkelerden ibaret...
Annesi azabın,
Sonsuzluk, şarkısı.
Annesi azabın,
Cinnetin tıpkısı.
İçimde bir nokta;
Dönüyor aleve.
İçimde bir nokta;
Beynimde bir güve.
Akrep ve yelkovan,
Varlığın nabzında.
Akrep ve yelkovan,
Yokluğun ağzında.
gelenin keyfi için gidene sövemem...
Yasadigimiz anın akışı.
Zaman her bir günün yeniden tekrarı..
Arif derki; Zaman hızla akıp giderken, hayat hapishanesinde vakti dolduruyoruz. Zaman Neyimi çağrıştırıyor? Birgün bu vakit dolacak ve saat duracak. Hazırmıyım bilemiyorum, huzura çıkmaya yüzüm yok, ölümden değil, ben sorgumdan korkuyorum. Rabbim Rahmeti ile muamele eder inşallah. Vesselam
İçinde evcilik oynadığımız, nasıl geçip gittiğini bilmediğimiz bir serüven...
Şu hayatı var eden tek şey zamandır.düşünsenize en başında sabahı akşamı günleri takvimleri,bunların hiçbirinin olmadığını.hayata dair her şeyi saydıklarıma göre yaşıyoruz.işte hayatı var eden tek şey gerçekten de zaman.
Zaman ayağımın altından kayan bir cevher
Zaman, zincirlenmiş bir serüven..
Kurtulmak istenen zincirdir. Ölümle birlikte azad olur insan. Zaman dünyada vardır, sonsuzluğa zaman biçilmez. Esasen ölümün iyi yanıdır, zaman kafesinden kurtuluş.