Şu aralar Devler Tiyatroları'nda bir oyun var.'Yûnus Dürür Benim Adım'.13. yy. şairi Yûnus Emre'nin Hacı Bektaş Veli ve Taptuk Emre ile maceralarını,kısacası hayatını anlatıyor.Tavsiye ederim.
Büyük ozanlarımızdan Yunus... Aleviliğin özünü kavramıştır... Bütün insanlar neden onun hümanist olduğunu merak ediyordu... Yanıt basitti çünkü aleviliği benimsemişti ulu ozanımız, bizim ozanımız...
Yunus Emre bence dostluk,kardeşlik,engin bir hoşgörü ve edep demektir. Ayrıca nefsi ıstılah etme çabası,zikr deryasında erime,kendini unutma,Hakk'a vuslat gayesi yolunda her eziyete göğüs germe gibi kavramlar bize ilk önce Yunus Emre'yi hatırlatır.
Yunus Emre'ye Selam adlı kitabında şöyle diyor Sabahattin Eyüboğlu:
Masallara göre Yunus bir orta Anadolu köylüsüymüş. Taştan topraktan ekmeğini çıkaran, yağmur yağmayınca aç kalan bir Anadolu köylüsü.
Yunus bir gün tohumsuz kalır. Tohumsuz kalan Yunus Emre eşeğine dağdan alıç, yani yabani elma, acı yalnızlıkların en tatlı dostu olan meyvayı yükler, buna karşılık biraz tohumluk buğday aramaya çıkar.
Durduğu başlıca yerlerden biri de Hacı Bektaş tekkesidir. Yunus alıçlarına karşılık tekkeden buğday istiyor. Hacı Bektaş sorduruyor: Buğday yerine nefes verse olmaz mı diye kendisine. Yunus ille de buğday istiyor. Hacı Bektaş her alıca bir nefes verelim diyor. Olmaz diyor Yunus. Her çekirdek başına bir nefese kadar çıkıyor Hacı Bektaş. Yunus da buğday diye dayatıyor. Bunun üzerine Hacı Bektaş Yunus'a götürebileceği kadar buğday verdiriyor.
Sevine sevine toprağına dönerken yolda bir düşüncedir alıyor Yunus'u. Herhalde diyor kendi kendine, bu insan büyük bir insan olmasa nefesini istemediğime kızar bu kadar cömertçe buğday vermezdi bana. Bir çuval buğday böyle bir insandan daha mı değerli benim için?
Anlıyor çiğlik ettiğini, dönüyor geriye. Alın buğdayı geri ben nefes isterim, diyor. Ama Hacı Bektaş onu Taptuk Emre'nin tekkesine yolluyor; senin kilidi ona verdik diyor.
Vardığımız illere Şol safa gönüllere Baba Taptuk manisin Saçtuk elhamdülillah.
Yunus Emre Taptuk Emre tekkesinde kırk yıl kadar eğitim görmüş, çile doldurmuştur.
1991 yılı tüm dünyada 'Yunus Emre Sevgi ve Barış Yılı' olarak kabul edilmiş ve çeşitli etkinliklerle Yunus Emre felsefesi irdelenmiştir. Ahmet Adnan Saygun'un 'Yunus Emre Oratoryosu' da bu etkinlikler çerçevesinde birçok ülkede seslendirilmiştir.
Elbette kıştan sonra bir bahar olacaktı... Çünkü gecenin en karanlık zamanı, sabaha en yakın olan zamandır.. Ve büyük insanlar, ancak bu zamanlarda zuhur ederdi. Çünkü en büyük yıkım, en büyük yapımı gerektirecekti...
Ete-kemiğe büründüm,
Yunus diye göründüm.
Yunus EMRE
Dervişlik olaydı taç ile kırka,
Biz dahi alıdık otuza kırka.
Yunus EMRE
sevdiğim ve aşık olduğum adam yunusemre...
Din u millet sorar isen, aşıklara din ne hâcet,
Aşık kişi harâb olur, harâb bilmez din diyânet.
Aşıkların gönlü gözü mâşuk diye gitmiş olur,
Ayrûk surette ne kalır, kim kılısar zühd u tâat.
Tâat kılan uçmâğ için, din tutmayan tâmu için,
Ol ikiden fariğ olur, neye benzer bu işâret.
Her kim dostu sever ise, dosttan yana gitmek gerek
İşi gücü dost olucak, cümle işten olur azâd.
Onun gibi mâşûkanın haberini kim getirir,
Cebrail-i Mürsel sığmaz, böyle olundu işâret.
Soru hesap olmayısar, dünya ahret kovana,
Münker u Nekir ne sorar, terkolucak cümle murâd.
Havf u recâ gelmez onda, varlık yokluk bırakana,
İlm u amel sığmaz onda, ne terazi var ne sırât.
Ol kıyamet pazarında, her bir kula baş kaygısı,
Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet...
Yunus
Din u millet sorar isen, aşıklara din ne hâcet,
Aşık kişi harâb olur, harâb bilmez din diyânet.
Aşıkların gönlü gözü mâşuk diye gitmiş olur,
Ayrûk surette ne kalır, kim kılısar zühd u tâat.
Tâat kılan uçmâğ için, din tutmayan tâmu için,
Ol ikiden fariğ olur, neye benzer bu işâret.
Her kim dostu sever ise, dosttan yana gitmek gerek
İşi gücü dost olucak, cümle işten olur azâd.
Onun gibi mâşûkanın haberini kim getirir,
Cebrail-i Mürsel sığmaz, böyle olundu işâret.
Soru hesap olmayısar, dünya ahret kovana,
Münker u Nekir ne sorar, terkolucak cümle murâd.
Havf u recâ gelmez onda, varlık yokluk bırakana,
İlm u amel sığmaz onda, ne terazi var ne sırât.
Ol kıyamet pazarında, her bir kula baş kaygısı,
Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet...
Yunus
Bizim Yunus.
ben gelmedim dava için
benim işim sevgi için
dostun evi gönüllerdir
gönüller yapmaya geldim
diyendir..
Şu aralar Devler Tiyatroları'nda bir oyun var.'Yûnus Dürür Benim Adım'.13. yy. şairi Yûnus Emre'nin Hacı Bektaş Veli ve Taptuk Emre ile maceralarını,kısacası hayatını anlatıyor.Tavsiye ederim.
Ya rab bu ne derttir derman bulunmaz
Yar bu ne yaradır melhem bulunmaz
Benim garip gönlüm aşktan usanmaz
Varıp yare gider hiç geri dönmez
Aşık olan gönül aşktan usanmaz
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
Satarsın bu canı hiç kimse almaz
Dönüp de bakmaz
Dönüp dönüp sana öğüt verirler
Dünya malı ile gözün boyarlar
Aşık öldü deyi sala verirler
Ölen hayvan olur aşıklar ölmez
Aşık olan gönül aşktan usanmaz
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
Satarsın bu canı hiç kimse almaz
Dönüp de bakmaz
Yunus’a varmak
Güzele duyulan özlemin gözde
Tütüşü Yunus’a götürür beni
Bilincin nabzının bir ince sözde
Atışı Yunus’a götürür beni
Dost bakışı güzel gözlü bir eşin
Yardım eli gönlü birlik kardeşin
Günü aya teslim eden güneşin
Batışı Yunus’a götürür beni
Bir ağacın kökü, dalı, yaprağı
Anayla yavrunun çıkarsız bağı
Bir tohumun yarmak için toprağı
İtişi Yunus’a götürür beni
Bugünün daha ak olması dünden
Dostluğun evreni sarması candan
Bir yoksulun bir yoksulu elinden
Tutuşu Yunus’a götürür beni
Çiçeğin emekle sinmesi balda
Yaşamın yeniden doğması külde
Bir kuşun özgürce seçtiği dalda
Ötüşü Yunus’a götürür beni
Nevzat gölgesinde O Yüce Us’un
Umut dolu düşler için uyusun
Karaman’da mezarında Yunus’un
Yatışı Yunus’a götürür beni
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Hakkı nasıl bulursun
Hakka kul olmayınca
Erenler eşiğine
Yaslanıp yatmayınca.
der Yunus Emre'm
Dervişlik olaydı tac ile hırka
Biz dahi alırdık otuza kırka.
Yunus Emre
Yolunun tozu olsam..
Yol odur ki, doğru vara
Göz odur ki, Hakkı göre
Er odur ki alçak dura
Yüceden bakan göz değil
Ete kemige büründüm, yunus diye göründüm!
Taşdın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın
Nidem elim ermez yare
Bulunmaz,derdime çare
Odum ilimden avera
Beni bunda eğler mısın
erkek arkadasımın adı:D
Büyük ozanlarımızdan Yunus... Aleviliğin özünü kavramıştır... Bütün insanlar neden onun hümanist olduğunu merak ediyordu... Yanıt basitti çünkü aleviliği benimsemişti ulu ozanımız, bizim ozanımız...
Gözündeki perde inmişti...
yunus emre aşkı aşığı maşuğu hatırlatıyor..mvf
Seni gerçek olandan ayıran herşeyi ayıkla,
kaybolup gideceklerdir.
~ Yunus Emre ~
Yunus Emre Aşk adamıdır! Aşıkır! aşık değil Aşık!
İlahi aşkla kendinden geçmiş bir Hak aşığı,Türkçenin gelmiş geçmiş en iyi şaiiri herkesin gönlünde taht kurmuş sevgi ve gönül adamı,,,
Yunus Emrenin beni ilk duyduğumda beni derinden etkileyen şiiri:
GER TAŞ İSEN
Sana ibret gerek ise,gel göresin bu sinleri
Ger taş isen eriyesin,bakıp görücek bunları
Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halleri
Son ucu bir gömlek imiş,anın da yoktur yenleri
Kanı mülke benim deyen,köşk ü saray beğenmeyen
Şimdi bir evde yaturlar, taşlar olmuş üstünleri
Bunlar geri gelmeyeler,zühdü taat kılmayalar
Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları
Kani ol şirin ol sözlüler, kani ol şirin sözlüler
Şöyle kaybolmuş bunlar,hiç belirmez nişanları
Ne kapı vardır giresi,ne yamek vardır yiyesi
Şöyle kaybolmuş bunlar, hiç belirmez nişanları
Bunlar bir vakit beyler idi,kapıcılar korlar idi
Gel imdi gör bilmeyesin,bey hangisidir ya kulları
Ne kapı vardır giresi, ne yemek vardır yiyesi
Ne ışık vardır göresi,dün olmuştur gündüzleri
Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala
Seni dahi böyle ide, nitekim etti bunları
Yunus Emre
İnsanları salt sevmenin anlamı YUNUS EMRE
MADEMKİ CAN TENDEDİR
BÜTÜN İSYAN BENDEDİR
acep şu yerde var m ola
şöyle garip bencileyin
bağrı başlı gözü yaşlı
şöyle garip bencileyin
Yunus Emre bence dostluk,kardeşlik,engin bir hoşgörü ve edep demektir. Ayrıca nefsi ıstılah etme çabası,zikr deryasında erime,kendini unutma,Hakk'a vuslat gayesi yolunda her eziyete göğüs germe gibi kavramlar bize ilk önce Yunus Emre'yi hatırlatır.
Evvel kapı şeriattır,emri nehyi bildirir
Yuya günahlarını her bir kur'an hecesi !
İkincisi tarikattır,kulluğa bel bağlaya
Yola doğru varanı yargılaya hocası !
Üçüncüsü marifettir,canın gözünü açar
Bu mana sarayının Arş'a değin yücesi !
Dördüncüsü hakikattir,eren her şeyi bula
Bayram ola gündüzü Kadir ola gecesi !
Baki gerçekler demine hu dost Allah eyvallah hu !
Yunus Emre'ye Selam adlı kitabında şöyle diyor Sabahattin Eyüboğlu:
Masallara göre Yunus bir orta Anadolu köylüsüymüş. Taştan topraktan ekmeğini çıkaran, yağmur yağmayınca aç kalan bir Anadolu köylüsü.
Yunus bir gün tohumsuz kalır. Tohumsuz kalan Yunus Emre eşeğine dağdan alıç, yani yabani elma, acı yalnızlıkların en tatlı dostu olan meyvayı yükler, buna karşılık biraz tohumluk buğday aramaya çıkar.
Durduğu başlıca yerlerden biri de Hacı Bektaş tekkesidir. Yunus alıçlarına karşılık tekkeden buğday istiyor. Hacı Bektaş sorduruyor: Buğday yerine nefes verse olmaz mı diye kendisine. Yunus ille de buğday istiyor. Hacı Bektaş her alıca bir nefes verelim diyor. Olmaz diyor Yunus. Her çekirdek başına bir nefese kadar çıkıyor Hacı Bektaş. Yunus da buğday diye dayatıyor. Bunun üzerine Hacı Bektaş Yunus'a götürebileceği kadar buğday verdiriyor.
Sevine sevine toprağına dönerken yolda bir düşüncedir alıyor Yunus'u. Herhalde diyor kendi kendine, bu insan büyük bir insan olmasa nefesini istemediğime kızar bu kadar cömertçe buğday vermezdi bana. Bir çuval buğday böyle bir insandan daha mı değerli benim için?
Anlıyor çiğlik ettiğini, dönüyor geriye. Alın buğdayı geri ben nefes isterim, diyor. Ama Hacı Bektaş onu Taptuk Emre'nin tekkesine yolluyor; senin kilidi ona verdik diyor.
Yunus ne der bir dinleyelim:
Taptuğun tapusunda
Kul olduk kapusunda
Yunus miskin çiğ idik
Piştik elhamdülillah.
Vardığımız illere
Şol safa gönüllere
Baba Taptuk manisin
Saçtuk elhamdülillah.
Yunus Emre Taptuk Emre tekkesinde kırk yıl kadar eğitim görmüş, çile doldurmuştur.
1991 yılı tüm dünyada 'Yunus Emre Sevgi ve Barış Yılı' olarak kabul edilmiş ve çeşitli etkinliklerle Yunus Emre felsefesi irdelenmiştir. Ahmet Adnan Saygun'un 'Yunus Emre Oratoryosu' da bu etkinlikler çerçevesinde birçok ülkede seslendirilmiştir.
pişmeyi, gerçek aşk ateşiyle yanmayı ve Hakka yönelmeyi hatırlatanların en güzel örneklerinden biri...
Elbette kıştan sonra bir bahar olacaktı... Çünkü gecenin en karanlık zamanı, sabaha en yakın olan zamandır.. Ve büyük insanlar, ancak bu zamanlarda zuhur ederdi. Çünkü en büyük yıkım, en büyük yapımı gerektirecekti...