tek doğru benim doğrumdur diye direten,başka fikirleri değil değerlendirip anlamaya çalışmak dinlemeye bile tahammül edemeyen,omuzlarının üstündeki kıymetli hazinayi; aklını kullanmak yerine kuru bir inada saplanıp direten,kendi gibi yaşamayanları,kendi gibi düşünmeyenleri anlamayan,sevmeyen hoşgörüsüz kimse...
değişik fantestik düşünceleri olan gayriinsani düşüncelere sahip olan iki ayaklı dış görünüşüyle insanı andıran beynen gelişmemiş her yeniliğie muhalif ziyafet buldumu oturan kavga gördümü sıvışan yurdum insanı..
^^Herşeyin doğrusunu ben bilirim, en doğru fikir benim düşüncelerimdir^^ mantığı ile konuşmak, hareket etmektir.
İki tür yobaz insan vardır: 1* Dini ve ilmi bilgisi kıt olan dindarlar 2* İslâm'ı yeterince tanımadığı, bilmediği halde islâmiyete karşı çıkan, dini reddetmekle aydın olunacağını sanan, sözde aydınlardır.
İlahi emirler ve bunun getirilerini harfiyen uygulayan insanların, diğer inanışları bilmesinde bir sakınca yoktur, amma onları kabullenmesini ve başka inanışların yaşam tarzını uygulaması beklenilemez...
Örnek.... : Tesettür ve örtünme hususuna riâyet eden bir bayanın, transparan elbise giyinmesini beklemek.....(bu fikir çok yanlış, çünkü yapılmayacak bir istek ve beklentidir bu.)
Herhangi bir görüşe veya inanca sıkı sıkıya bağlı,kendi görüşü dışında herşeyin yanlış ve zararlı olduğunu düşünen,tutucu kişi.Kargadan başka kuş tanımayan şahıs.
Bazı Embesil Yaratıkların ^Hadi Abi Canım Sıkıldı Gidip Biraz Dine Saldıralım^ Deyince Aklarına Gelen İlk Terimlerden Birisidir. Günümüzde Yobaza Rastlanmamıştır.Ama Cumhuriyet Gazetesine Göre Namaz Kılan Oruç Tutan Her İnsan Yobazdır! Cahiliye Devrinde Müslümanlara Kötülük Yapan Ebu Cehilleri Anımsatıyor. Bazı Kardeşler İse Ne Olduğunu Bilmeden Etmeden İslamla İlgili Olumsuz Düşüncelerini Yansıtıyorlar.
yobazlık gaz misali, girdiği kabın şeklini alan bir olgudur, esasen, hangi şekle girerse girsin temel olarak aynı şeyin farklı yansımasıdır. müslüman yobaz vardır, hristiyan yobaz vardır, musevi yobaz, ateist yobaz ve hatta bilmiyoruz ama tahminen budist yobaz vardır. hatta teorik fizikte, topolojik matematikte, ne bileyim moleküler biyolojide, tarihte, evet özellikle de tarih biliminde nice yobazlar vardır, açık fikirliler olduğu kadar...
burada atlanan konulardan birisi de şudur: açık fikirli bir müslüman hristiyan ya da musevi sadece diğer dinlerin mensuplarına iyilik ve açık fikirlilikle davranan kişi değildir, aynı zamanda kendi dini/görüşü/çalışma alanı vb. içindekilere de saygılı olandır.
oysa ki islam'ı kullanan yobazların diğer yobazlardan karanlık farkı da budur işte: islami yobazlar, islam dünyası içinde olduğunu söyleyen ve kendi gibi düşünmeyen kişileri de nefret listesine yazarlar. islam'ı kullanan yobaz'ın en büyük zararı yine müslümanadır. çoğunluğunun salt bir koltuk sevdasıyla yanıp tutuştuğunu, örgütlediğini, cehennem azabıyla ilgili trilyon paranoya yaratarak islam'ın barış demek olduğunu unutturduğunu unuturlar.
Yobaz gerçek anlam olarak hiç birşeyden anlamayan,görgüden yoksun,eğitimsiz ve bunlara benzer anlamları içeren bir kelimedir..
Ne yazık ki bu kelime bazen islam dini ile bir arada anılmak istenmekte ve bazen cahillik ederek birlikte telaffuz edilmektedir..
Eğer yobazlık kelimesi islam ile birlikte kullanılırsa anlamını kaybeder..
Nasıl? ; ? ? ? ? ? ? ? ? ?
İslam ile birlikte kullanıldığında sonuç olarak islamın harikulade içeriklerinide içine aldığı için anlamı yine harikulade bir örtüye bürünür.. yani yobaz== Muhteşem İnsan (Anlamak İstemeyen Anlayamaz.) Selam ve dua İle...
Geçtiğimiz günlerde,Adalet Bakanlığı'nın önünde,bir kurşun sıkıldı; düşüncesini fiiliyata dökmeye çalışanların temsilcisine...Sakat düşünceler silsilesini 'öldüremeyenler'in temsilcisine...Bir piyona... Ne oldu da bu insan,kendi canına kıyabilecek kadar bağlandı bu 'sakat' düşünceye? Yoksa 'yobaz'lar mı bu düşüncenin gelişebileceği ortamı sağladı?
Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde YOBAZ kelimesi şöyle bir anlam buluyor:Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen (kimse) .
Evet,bu anlama göre 'yobaz'lık da 'sakat' bir düşünceydi.Nitekim,bu düşüncedeki beynin piyonları da 'Madımak' katliamını uyguladılar.Ancak,onlar da birer 'piyon'du işte...
Ne oldu Sivas katliamından sonra? Burada 'yobaz' kelimesinin 'mecazi' söylenişine bakmakta yarar var:(mecaz) Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse) .
Sivas katliamından sonra gözler mütedeyyin insanlara çevrildi; suçlu onlardı,o oteli yakanlar da mütedeyyinlerin piyonu; kime göre? ..mecaz anlamındaki yobazlara göre...
O yobazlar ki; Atatürk diyorlardı,laiklik diyorlardı,aydınlanma diyorlardı; başka birşey demiyorlardı! ..
Türkiye dünyanın neresinde? Jeopolitik ve jeostratejik olarak belki de en önemli noktasında.Görünürde Türkiye Cumhuriyeti Kimliği taşıyan Bir gazete yazarı,bakın ne demişti:'Türkiye,yalnızca Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir'.
Bill Clinton ise:'21. yüzyılda dünya,Türkiye'nin atacağı adımlara göre şekillenecektir' demiştir.
Peki,bu ülke Türklere bırakılamayacak kadar önemli ise ne yapmalıdır?
Tabii ki elleri kolları bağlı olarak oturamazdı 'dünya şekillendiricileri'! Öncelikle ticari olarak elimizi kolumuzu bağlayacaklardı.Bağladılarda...Şu anda ettiğimiz tüm bu kavgalar 'büyük sermayemizin' güdümünde gerşekleşmekte...Bu gerçeği görüp,kelam edenler 'sermaye düşmanı' ilan edildi.Gerçekten,sermaye düşmanları da vardı.Ama bunlar,Türkiye'de 'sosyal sınıf ayrımı' olmadığı gerçeğini göremiyorlardı; işte bu kesim yobazdı...Yobazlığı 'bağnaz'lığa kadar götürdüler.Bu yobazlar yüzünden,sermayeyi eleştirdiğiniz anda'komünist' ilan ediliyordunuz.
Evet,bugün 'iç çatışma' ortamına sürüklenmemizde sermayenin payı en üst düzeyde.Biz ne diyoruz:'Sermaye milli olmalı,öncelikle milli çıkarları gözetmeli'.Ama o sermaye ne yapıyor? Medya (Media) yoluyla,kayıtsız,şartsız Avrupa Birliği dayatması! 'Kayıt olsa,şart olsa' dediğinizde,bir de bakmışsınız gündem değişmiş,bir yerlere 'canlı bomba' girmeye çalışmış; gündem o yöne akmış; içerisinde 'seni caydırma'ya yönelik tehdit algılatmalarıyla...
Aydınlarımız ise birer 'intikam tugayı'.Onların bilgisine,görüşüne en çok ihtiyacımız olduğu zamanlarda,Türk düşmanı her kim olursa olsun,onlara 'ezilen' muamelesi yaptılar.Neden mi? Çünkü '80 ihtilalinde' çok büyük acılar çektiler.Acılarını kendi halklarından çıkartıyorlar.Ya da ihtilal zamanın yönetimiyle hiç alakası olmayan 'askeri yönetimle' savaşları...
O kafalar...Atatürk'ün savaşı o kafalarlaydı işte; Kraldan çok kralcı olan kafalarla...'Başörtüsü/Türban takarsan,eğitim alamazsın! ' diyen kafalara; 'Beni görmek,elbette bedenen görmek değildir,çünkü o beden fanidir.Beni görmek düşüncelerimi görmektir' diye cevap vermişti.
O kafalar...Atatürk'ün mücadelesi o kafalarlaydı işte; gerçek anlamda, yobaz olan kafalarla...Çünkü mütedeyyin bir insanın en kolay sömürülebilecek yanı; yumuşak göbeği 'Dini inancı' idi.Bu inanç,bir kişinin yada zevatın kontrolüne verilemezdi.Herkes dilediğince yaşamalıydı o mukaddes inancı.Kimi 'ben Yüce Allah'tan bir parçayım' diyordu,kimi ise 'en doğru ibadet benimkidir'; kişinin kendisi ile Yüce Allah arasında bırakılmalıydı,inanç.
Bu yüzden,devlet 'dini' öğretirken,hiçbir şekilde müdahil olmuyordu,kişi ile inancı arasına.
Ama o kafalar,'Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz' söyleminden ürkerek vatandaşla arasına bir mesafe koydu.İşte,emperyalizmin,o uğruna 'tarihin kaydettiği ilk kurtuluş savaşı'nı yaptığımız emperyalizmin istediği de buydu.O kafalar,bu kadar kolay geliyordu oyuna,hep yaşadılar paranoyayla.
O kadar ki,'ekümeniklik' hazırlığı yapan,diğer dinlerin temsilcilerini,'onlar azınlıktır' diyerek görmezden gelebildiler...İşte asıl tehlike buydu.Ama onlar,bu tehlikeyi ve arkasındaki büyük oyunu görmeyerek,eğitim yuvalarında yetişenlerin 'militan' olmalarına izin verdiler.
O kafalar ki,'yaradılış'ı tümden reddettiler.Atatürk'ün 'bilim' dediğinden kendilerine bu payeyi çıkardılar.Bilim ne demeliydi:'İnsanın bir hayvandan türemesi teori bazındadır.Bu teori büyük ölçüde çürütülmesine rağmen gene de üzerinde durmaktayız.Ancak yaradılış da tümden reddedilemez.Çünküişu anki bilimsel bilgilerimiz 'tesadüfen' oluşumu açıklıyamıyor'.Dünyadaki bilim insanları bunu söylerken,bizim bilim adamlarımız 'Evrim olmadan bilim olmaz' dediler; hem halklarından,hem dünyadan kopuk olmalarının verdiği itici güçle...
Adalet Bakanlığı'nın önünde kafasına kurşun sıkılan ve ölen beynin 'efendileri',güçlerini 'Atatürk,laiklik,aydınlanma' söylemlerini kendi tekellerine alan YOBAZ beyinlerden alıyorlar.
Toplumsal mutabakatı sağlamak için,asıl mücadele edilmesi gereken beyin budur...
Savunduğunuz konularda haklı olmaya çalışırken dikkatli olalım, bilin ki nefs dışarda değil içimizdedir ve bize haklıyım dedirtmek için şeytanla bile yatağa yatırır. Bir bakarsınız yobazlarla, yobazlıkla uğraşırken farkında olmadan yobaz olup çıkmışınızdır
Dinde zorlama yoktur... Dinini seven bunu bilsin ve zorlamayı bıraksın...
Bir kimse kardeşini haksız olarak bir kusur ile ayıplarsa, kendisi o kusuru işlemeden ölmez. (Tirmiz-i)
Bu Hadis, Allah’ın kullar üzerindeki sonsuz adeletini çok açık bir şekilde ifade ediyor.
İnsanoğlu, tekamül planına eksiklikleri ve kusurları ile gönderilir ki zaten tekamülde asıl amaç; bunların tamamlanması ya da kusurların bertaraf edilmesidir. Hepimiz biliyoruz ki kişi, manevi eksikliklerini tamamladığı ölçüde realitesini yükseltir.
Herne kadar bu, manevi değerler için geçerli ise de; Hadis’i dünyasal şartlarda yorumladığımızda, bunun dünyasal eksiklikler için de geçerli olduğunu görüyoruz. İşte bu sebeple, Takdir-i İlahi adeletini gösteriyor ve yarattıklarının her ne sebeple olursa olsun birbirinin hiçbir kusurunu ayıplamalarını istemiyor, bunu tasvip etmiyor. Hele ki haksız olarak yani tek taraflı nefsi düşünceler ile bir kusur ortaya atıldığında, kişinin yaptığı hatayı en acı bir şekilde idrak edebilmesi için, o olayı ya da fiili bizzat yaşatıyor. Buna en basit örnek de “Büyük söylemek” tir.
Hem cahil, hem sefildir yobaz. Cehalet yalnızca nazari ilimlerdeki haliyle algılanmasın. En büyük cehalet dini cehalettir. Onun için cahiliye devri demişler put tapıcılığı devrine.
sıcak bulurum...çünkü bana samimiyeti çağrıştırıyor....samimiyet...düşüncesinde ve inancında sebatkar olmak..günün modasına uymamak....keşke necibimin dediği gibi tam samimi olabilmek için aklımı kaybedebilseydim..nerde....
Türkiye’deki en yoğun yobaz güruhu, din yobazlarıdır…
Haykırışları da ekseriya üç kelimedir:
“Din elden gidiyor! ...”
Deniz baykal ve şövalyeleri...
tek doğru benim doğrumdur diye direten,başka fikirleri değil değerlendirip anlamaya çalışmak dinlemeye bile tahammül edemeyen,omuzlarının üstündeki kıymetli hazinayi; aklını kullanmak yerine kuru bir inada saplanıp direten,kendi gibi yaşamayanları,kendi gibi düşünmeyenleri anlamayan,sevmeyen hoşgörüsüz kimse...
değişik fantestik düşünceleri olan gayriinsani düşüncelere sahip olan iki ayaklı dış görünüşüyle insanı andıran beynen gelişmemiş her yeniliğie muhalif ziyafet buldumu oturan kavga gördümü sıvışan yurdum insanı..
sol taraflı aydın insanlar
^^Herşeyin doğrusunu ben bilirim, en doğru fikir benim düşüncelerimdir^^ mantığı ile konuşmak, hareket etmektir.
İki tür yobaz insan vardır:
1* Dini ve ilmi bilgisi kıt olan dindarlar
2* İslâm'ı yeterince tanımadığı, bilmediği halde islâmiyete karşı çıkan, dini reddetmekle aydın olunacağını sanan, sözde aydınlardır.
yobaz kelimesi Laik Yobazlarin Dindar insanlara karsi agizlarindan düsürmedigi bir kelimedir.
yobaz kendi bildiklerini başkasına zorla dikte ettirmeye çalışan başkalarının düşüncelerine saygı duymayan kendi bildiğini doğru kabul eden kişi
İlahi emirler ve bunun getirilerini harfiyen uygulayan insanların, diğer inanışları bilmesinde bir sakınca yoktur, amma onları kabullenmesini ve başka inanışların yaşam tarzını uygulaması beklenilemez...
Örnek.... : Tesettür ve örtünme hususuna riâyet eden bir bayanın, transparan elbise giyinmesini beklemek.....(bu fikir çok yanlış, çünkü yapılmayacak bir istek ve beklentidir bu.)
Herhangi bir görüşe veya inanca sıkı sıkıya bağlı,kendi görüşü dışında herşeyin yanlış ve zararlı olduğunu düşünen,tutucu kişi.Kargadan başka kuş tanımayan şahıs.
Çağımızda 'irtica' terimine kardeşlik eden ve anlamları bir türlü ayyuka çıkmamış, kalıplaşmış hakaret dizeleri... :))
yobazlık.......
doktora değil.. türbeye gitmektir.......
Bazı Embesil Yaratıkların ^Hadi Abi Canım Sıkıldı Gidip Biraz Dine Saldıralım^ Deyince Aklarına Gelen İlk Terimlerden Birisidir.
Günümüzde Yobaza Rastlanmamıştır.Ama Cumhuriyet Gazetesine Göre Namaz Kılan Oruç Tutan Her İnsan Yobazdır!
Cahiliye Devrinde Müslümanlara Kötülük Yapan Ebu Cehilleri Anımsatıyor.
Bazı Kardeşler İse Ne Olduğunu Bilmeden Etmeden İslamla İlgili Olumsuz Düşüncelerini Yansıtıyorlar.
yobazlık gaz misali, girdiği kabın şeklini alan bir olgudur, esasen, hangi şekle girerse girsin temel olarak aynı şeyin farklı yansımasıdır. müslüman yobaz vardır, hristiyan yobaz vardır, musevi yobaz, ateist yobaz ve hatta bilmiyoruz ama tahminen budist yobaz vardır. hatta teorik fizikte, topolojik matematikte, ne bileyim moleküler biyolojide, tarihte, evet özellikle de tarih biliminde nice yobazlar vardır, açık fikirliler olduğu kadar...
burada atlanan konulardan birisi de şudur: açık fikirli bir müslüman hristiyan ya da musevi sadece diğer dinlerin mensuplarına iyilik ve açık fikirlilikle davranan kişi değildir, aynı zamanda kendi dini/görüşü/çalışma alanı vb. içindekilere de saygılı olandır.
oysa ki islam'ı kullanan yobazların diğer yobazlardan karanlık farkı da budur işte: islami yobazlar, islam dünyası içinde olduğunu söyleyen ve kendi gibi düşünmeyen kişileri de nefret listesine yazarlar. islam'ı kullanan yobaz'ın en büyük zararı yine müslümanadır. çoğunluğunun salt bir koltuk sevdasıyla yanıp tutuştuğunu, örgütlediğini, cehennem azabıyla ilgili trilyon paranoya yaratarak islam'ın barış demek olduğunu unutturduğunu unuturlar.
''alıntıdır''
Hacc suresi:
3. İnsanlardan bazıları vardır, hiçbir ilme sahip olmadan Allah konusunda mücadele eder ve her inatçı-kaypak şeytanın ardı sıra gider.
8. İnsanlar içinde öylesi vardır ki, Allah konusunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlık getiren bir kitaba sahip olmaksızın mücadele edip durur.
Yobaz gerçek anlam olarak hiç birşeyden anlamayan,görgüden yoksun,eğitimsiz ve bunlara benzer anlamları içeren bir kelimedir..
Ne yazık ki bu kelime bazen islam dini ile bir arada anılmak istenmekte ve bazen cahillik ederek birlikte telaffuz edilmektedir..
Eğer yobazlık kelimesi islam ile birlikte kullanılırsa anlamını kaybeder..
Nasıl? ; ? ? ? ? ? ? ? ? ?
İslam ile birlikte kullanıldığında sonuç olarak islamın harikulade içeriklerinide içine aldığı için anlamı yine harikulade bir örtüye bürünür..
yani yobaz== Muhteşem İnsan (Anlamak İstemeyen Anlayamaz.)
Selam ve dua İle...
aslında herhangi bir kişinin görüş ve düşüncelerinde sabit kalıp radikalleşmesidir.
dİNİ YAŞAMAK İSTEYENLERE YOBAZ DİYENLER ASLINDA BİR NEVİ YOBAZDIR
DÜŞÜNÜLMESİ LAZIM...
Yobaz Hoca Serisi Var
İzledinizmi
İzlemenizi tavisye ederşm
neresi az çok bunlardan çok..................:P
YOBAZ
Geçtiğimiz günlerde,Adalet Bakanlığı'nın önünde,bir kurşun sıkıldı; düşüncesini fiiliyata dökmeye çalışanların temsilcisine...Sakat düşünceler silsilesini 'öldüremeyenler'in temsilcisine...Bir piyona...
Ne oldu da bu insan,kendi canına kıyabilecek kadar bağlandı bu 'sakat' düşünceye? Yoksa 'yobaz'lar mı bu düşüncenin gelişebileceği ortamı sağladı?
Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde YOBAZ kelimesi şöyle bir anlam buluyor:Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen (kimse) .
Evet,bu anlama göre 'yobaz'lık da 'sakat' bir düşünceydi.Nitekim,bu düşüncedeki beynin piyonları da 'Madımak' katliamını uyguladılar.Ancak,onlar da birer 'piyon'du işte...
Ne oldu Sivas katliamından sonra? Burada 'yobaz' kelimesinin 'mecazi' söylenişine bakmakta yarar var:(mecaz) Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse) .
Sivas katliamından sonra gözler mütedeyyin insanlara çevrildi; suçlu onlardı,o oteli yakanlar da mütedeyyinlerin piyonu; kime göre? ..mecaz anlamındaki yobazlara göre...
O yobazlar ki; Atatürk diyorlardı,laiklik diyorlardı,aydınlanma diyorlardı; başka birşey demiyorlardı! ..
Türkiye dünyanın neresinde? Jeopolitik ve jeostratejik olarak belki de en önemli noktasında.Görünürde Türkiye Cumhuriyeti Kimliği taşıyan Bir gazete yazarı,bakın ne demişti:'Türkiye,yalnızca Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir'.
Bill Clinton ise:'21. yüzyılda dünya,Türkiye'nin atacağı adımlara göre şekillenecektir' demiştir.
Peki,bu ülke Türklere bırakılamayacak kadar önemli ise ne yapmalıdır?
Tabii ki elleri kolları bağlı olarak oturamazdı 'dünya şekillendiricileri'!
Öncelikle ticari olarak elimizi kolumuzu bağlayacaklardı.Bağladılarda...Şu anda ettiğimiz tüm bu kavgalar 'büyük sermayemizin' güdümünde gerşekleşmekte...Bu gerçeği görüp,kelam edenler 'sermaye düşmanı' ilan edildi.Gerçekten,sermaye düşmanları da vardı.Ama bunlar,Türkiye'de 'sosyal sınıf ayrımı' olmadığı gerçeğini göremiyorlardı; işte bu kesim yobazdı...Yobazlığı 'bağnaz'lığa kadar götürdüler.Bu yobazlar yüzünden,sermayeyi eleştirdiğiniz anda'komünist' ilan ediliyordunuz.
Evet,bugün 'iç çatışma' ortamına sürüklenmemizde sermayenin payı en üst düzeyde.Biz ne diyoruz:'Sermaye milli olmalı,öncelikle milli çıkarları gözetmeli'.Ama o sermaye ne yapıyor? Medya (Media) yoluyla,kayıtsız,şartsız Avrupa Birliği dayatması! 'Kayıt olsa,şart olsa' dediğinizde,bir de bakmışsınız gündem değişmiş,bir yerlere 'canlı bomba' girmeye çalışmış; gündem o yöne akmış; içerisinde 'seni caydırma'ya yönelik tehdit algılatmalarıyla...
Aydınlarımız ise birer 'intikam tugayı'.Onların bilgisine,görüşüne en çok ihtiyacımız olduğu zamanlarda,Türk düşmanı her kim olursa olsun,onlara 'ezilen' muamelesi yaptılar.Neden mi? Çünkü '80 ihtilalinde' çok büyük acılar çektiler.Acılarını kendi halklarından çıkartıyorlar.Ya da ihtilal zamanın yönetimiyle hiç alakası olmayan 'askeri yönetimle' savaşları...
O kafalar...Atatürk'ün savaşı o kafalarlaydı işte; Kraldan çok kralcı olan kafalarla...'Başörtüsü/Türban takarsan,eğitim alamazsın! ' diyen kafalara; 'Beni görmek,elbette bedenen görmek değildir,çünkü o beden fanidir.Beni görmek düşüncelerimi görmektir' diye cevap vermişti.
O kafalar...Atatürk'ün mücadelesi o kafalarlaydı işte; gerçek anlamda, yobaz olan kafalarla...Çünkü mütedeyyin bir insanın en kolay sömürülebilecek yanı; yumuşak göbeği 'Dini inancı' idi.Bu inanç,bir kişinin yada zevatın kontrolüne verilemezdi.Herkes dilediğince yaşamalıydı o mukaddes inancı.Kimi 'ben Yüce Allah'tan bir parçayım' diyordu,kimi ise 'en doğru ibadet benimkidir'; kişinin kendisi ile Yüce Allah arasında bırakılmalıydı,inanç.
Bu yüzden,devlet 'dini' öğretirken,hiçbir şekilde müdahil olmuyordu,kişi ile inancı arasına.
Ama o kafalar,'Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz' söyleminden ürkerek vatandaşla arasına bir mesafe koydu.İşte,emperyalizmin,o uğruna 'tarihin kaydettiği ilk kurtuluş savaşı'nı yaptığımız emperyalizmin istediği de buydu.O kafalar,bu kadar kolay geliyordu oyuna,hep yaşadılar paranoyayla.
O kadar ki,'ekümeniklik' hazırlığı yapan,diğer dinlerin temsilcilerini,'onlar azınlıktır' diyerek görmezden gelebildiler...İşte asıl tehlike buydu.Ama onlar,bu tehlikeyi ve arkasındaki büyük oyunu görmeyerek,eğitim yuvalarında yetişenlerin 'militan' olmalarına izin verdiler.
O kafalar ki,'yaradılış'ı tümden reddettiler.Atatürk'ün 'bilim' dediğinden kendilerine bu payeyi çıkardılar.Bilim ne demeliydi:'İnsanın bir hayvandan türemesi teori bazındadır.Bu teori büyük ölçüde çürütülmesine rağmen gene de üzerinde durmaktayız.Ancak yaradılış da tümden reddedilemez.Çünküişu anki bilimsel bilgilerimiz 'tesadüfen' oluşumu açıklıyamıyor'.Dünyadaki bilim insanları bunu söylerken,bizim bilim adamlarımız 'Evrim olmadan bilim olmaz' dediler; hem halklarından,hem dünyadan kopuk olmalarının verdiği itici güçle...
Adalet Bakanlığı'nın önünde kafasına kurşun sıkılan ve ölen beynin 'efendileri',güçlerini 'Atatürk,laiklik,aydınlanma' söylemlerini kendi tekellerine alan YOBAZ beyinlerden alıyorlar.
Toplumsal mutabakatı sağlamak için,asıl mücadele edilmesi gereken beyin budur...
ben görmeyeli kimya baya değişmi yo baz mıdır ya yo neyin kısalmasıdır tez elden öğrenile
Dinini tam manasıyla yaşayan müslümanları yobazlıkla suçlayan ASIL yobazlar.
çağdaşlıktan dem vuran kişiler
Seyh Edebâlî (ya da Edebali) , damadı Osman Gazi “Bey” oldugu zaman ona söyle sesleniyor:
Ey ogul! ..Bey’sin…
Bundan sonra öfke bize, uysallik sana…
Güceniklik bize, gönül almak sana…
Suçlamak bize, katlanmak sana…
Âcizlik bize, yanılgı bize, hoşgörmek sana…
Geçimsizlikler, çatışmalar, anlaşmazliklar bize, adâlet sana…
Kötü göz, şom agız, haksız yorum bize, bağışlama sana…
Ey oğul!
Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana…
Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana…
Ey Oğul
Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz…
Şunu da unutma!
İnsanı yaşat ki, Devlet yasasin.
Ey Oğul,
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağli.
Allah yardımcın olsun! ..
KADERİN CİLVESİ
Savunduğunuz konularda haklı olmaya çalışırken dikkatli olalım, bilin ki nefs dışarda değil içimizdedir ve bize haklıyım dedirtmek için şeytanla bile yatağa yatırır. Bir bakarsınız yobazlarla, yobazlıkla uğraşırken farkında olmadan yobaz olup çıkmışınızdır
Dinde zorlama yoktur... Dinini seven bunu bilsin ve zorlamayı bıraksın...
Bir kimse kardeşini haksız olarak bir kusur ile ayıplarsa, kendisi o kusuru işlemeden ölmez. (Tirmiz-i)
Bu Hadis, Allah’ın kullar üzerindeki sonsuz adeletini çok açık bir şekilde ifade ediyor.
İnsanoğlu, tekamül planına eksiklikleri ve kusurları ile gönderilir ki zaten tekamülde asıl amaç; bunların tamamlanması ya da kusurların bertaraf edilmesidir. Hepimiz biliyoruz ki kişi, manevi eksikliklerini tamamladığı ölçüde realitesini yükseltir.
Herne kadar bu, manevi değerler için geçerli ise de; Hadis’i dünyasal şartlarda yorumladığımızda, bunun dünyasal eksiklikler için de geçerli olduğunu görüyoruz. İşte bu sebeple, Takdir-i İlahi adeletini gösteriyor ve yarattıklarının her ne sebeple olursa olsun birbirinin hiçbir kusurunu ayıplamalarını istemiyor, bunu tasvip etmiyor. Hele ki haksız olarak yani tek taraflı nefsi düşünceler ile bir kusur ortaya atıldığında, kişinin yaptığı hatayı en acı bir şekilde idrak edebilmesi için, o olayı ya da fiili bizzat yaşatıyor. Buna en basit örnek de “Büyük söylemek” tir.
En büyük yobazlar da geçen sene yaptıkları toplantıyla dini yenilediğini açıklayan bilmem kaç tane alim(!) ..
Hem cahil, hem sefildir yobaz. Cehalet yalnızca nazari ilimlerdeki haliyle algılanmasın. En büyük cehalet dini cehalettir. Onun için cahiliye devri demişler put tapıcılığı devrine.
Hımmm...
Terimi tarif etmek yeterli sanirim...
Temsil etmeye gerek yok arkadaşlar....
Ne ararsın Tanrı ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa neden türban sorarsın?
Rakı, şarap içiyorsam sana ne,
Yoksa sana bir zararı içerim
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esir iken mümkün müdür ibadet
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et...
Senin gibi dürzülerin yüzünden
Dininden de soğuyacak bu millet.
İşgaldeki hali sakın unutma
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz
Sen anandan yine çıkardın amma
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz!
Mutlu Çelik
sıcak bulurum...çünkü bana samimiyeti çağrıştırıyor....samimiyet...düşüncesinde ve inancında sebatkar olmak..günün modasına uymamak....keşke necibimin dediği gibi tam samimi olabilmek için aklımı kaybedebilseydim..nerde....