Hayat kitaplarda yazılan gibi değilmiş. Kitaplarda her kelimenin altında başka bir kelime gizliymiş. Her yüzün altına başka bir yüz... Böyle gidiyormuş, bunun sonu yokmuş.
Geç de olsa şimdi anlıyorum. Beni aşar bu kelimelerin altındaki kelimeler, bu yüzlerin altındaki yüzler... Ben içimdeki acıya bakarım. İçimdeki enayiliğe bakarım. Evet, kelimelerin altındaki kelimeyi, yüzlerin altındaki yüzü biliyorum ama, ben seni içimde hissederken, sana inanmışken şehrin her tarafında yanan bir ışık vardı. Yollarda, bahçelerde, hiç durmadan yanan bir ışık... Sen bu hayatta her şeyi benden iyi bilirsin. Öyleyse açıkla seni içimde hissettiğim her an hayatı aydınlatan bu ışığı... Yollarda, bahçelerde, evlerde gece ve gündüz durmadan yanan bu ışığı..
Hadi böyle bir ışığın hiç olmadığına inandır beni. Enayisin de bana... Çocuklardan, sarhoşlardan, budalalardan bile daha enayi... dünyayı, insanları, hayatları göründüğü gibi sandığım için...herşeyin göründüğü gibi oldğuna inandığım ve öyle sevdiğim için enayisin de...
evine çağırdın ilk yaz sevinçlerini, çocukluğuna... yırtıldı gözlerin, içine hayat doldu, o karanlık ışık... yükün yok artık her sabah hoyrat bir özgürlük uyandırıyor seni... kalbinde her şey eşitlendi; haz ve sıkıntı, boşluk ve güven, hasret ve ölüm... gözlerine hastalıklı bir güzellik geldi. şimdi acı çeken yanınla bile alay ediyorsun... kalbine çağırdın herkesi, kendini bile... artık sokağa çıkabilirsin ömründen düştün kendini...
Hayat kitaplarda yazılan gibi değilmiş. Kitaplarda her kelimenin altında başka bir kelime gizliymiş. Her yüzün altına başka bir yüz... Böyle gidiyormuş, bunun sonu yokmuş.
Geç de olsa şimdi anlıyorum. Beni aşar bu kelimelerin altındaki kelimeler, bu yüzlerin altındaki yüzler... Ben içimdeki acıya bakarım. İçimdeki enayiliğe bakarım. Evet, kelimelerin altındaki kelimeyi, yüzlerin altındaki yüzü biliyorum ama, ben seni içimde hissederken, sana inanmışken şehrin her tarafında yanan bir ışık vardı. Yollarda, bahçelerde, hiç durmadan yanan bir ışık... Sen bu hayatta her şeyi benden iyi bilirsin. Öyleyse açıkla seni içimde hissettiğim her an hayatı aydınlatan bu ışığı... Yollarda, bahçelerde, evlerde gece ve gündüz durmadan yanan bu ışığı..
Hadi böyle bir ışığın hiç olmadığına inandır beni. Enayisin de bana... Çocuklardan, sarhoşlardan, budalalardan bile daha enayi...
dünyayı, insanları, hayatları göründüğü gibi sandığım için...herşeyin göründüğü gibi oldğuna inandığım ve öyle sevdiğim için enayisin de...
ama açıkla bana bu ışığı...
evine çağırdın ilk yaz sevinçlerini, çocukluğuna...
yırtıldı gözlerin,
içine hayat doldu, o karanlık ışık...
yükün yok artık
her sabah hoyrat bir özgürlük uyandırıyor seni...
kalbinde her şey eşitlendi;
haz ve sıkıntı,
boşluk ve güven,
hasret ve ölüm...
gözlerine hastalıklı bir güzellik geldi.
şimdi acı çeken yanınla bile alay ediyorsun...
kalbine çağırdın herkesi,
kendini bile...
artık sokağa çıkabilirsin
ömründen düştün kendini...
Cezmi ERSÖZ
şeffaf olmak, çıplaklaşmadan,
saflaşabilmek, bayağılaşmadan...
sürü teki olmadan bütünleşebilmek,
ve sevişebilmek,hiç dokunmadan.......
yine? kediler için sanırsam:P
Cezmi Ersöz....
ben hep buradaydım, yoksa sen görmedinmi...
hayat hep oradaydı, yoksa sen hiç yaşamadınmı,
sen daha önce hiç, hayatı benimle yaşamadınmı...
Budamı film yoksa; yok yok elf askerde olduğuna göre hayat bi ara durmuş sonra birinin gelmesi ile tekrar başlamış :)