cemal süreya nın öğrencisi, kelimelerle o kadar güzek dans ediyor ki. bazen aklım şaşıyor. dinlerken veya okurken, durup kurduğu cümleyi düşünüyorum. nerden buldun, nerden kurdun diyorum bu cümleyi.... bütün filmlerinde oyunlarında hep şiirinden esintiler var. dolayısı ile diğer bütün özellikleri, şairliğinin dalı budağı..
Mükremin abi tiplemesiyle meşhur olan, bir ara şiire merak salan, vizontele serisini çeken, sırf o sıralar onunla aşk yaşıyordu diye vizontele serisinin ikincisine tuğba ünsalın adından kinaye vizontele tuuba diyen ve ona filminde bir rol veren, şimdilerde ise BKM Mutfak adını verdiği ekibiyle; ortasında kendisini seyirciye alkışlattırarak çıkıp birkaç espri yapıp yerine oturduğu ve bir otobüs yolculuğu sırasında işkence biçiminde izlemek zorunda bırakıldığım 'çok güzel hareketler bunlar' adında güldürüyle gündeme gelen kişi...
her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela altına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine.
bir beyaz kağıda her şey yazılabilir senin dışında güzelliğine benzetme bulmak zor sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin ve benim bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim anlarım bitkiden filan ama anlatamam toprağın güneşle konuşmasını sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
sen bana ışık ver yeter bende filiz çok köklerim içimde gizlidir gelen giden açan soran bere budak yok bir şiir istersin “içinde benzetmeler olan” kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok
uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum yaralı yarasız sevdalardan geçtim koynumda bir beyaz kağıt boşluğu her şeyi anlattım olan olmayan acıtan sancıtan bilsem ki sana varmak içindi bütün mola sancıları bütün stabilize arkadaşlıklar daha hızlı koşardım severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine
sana bakmak suya bakmaktır sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır
sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvanlar değil tüccarlardır sen öyle göz sen öyle toprak ve güneş ortaklığı sen teninde cennet kayganlığı iken sana şiir yazmak ahmaklıktır
bir tek söz kalır dişlerimin arasından ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz
sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır gördüğün suretten utanmak sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır sana bakmak allah’a inanmaktır.
Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla, Uçak örneğin, uçurtma mesela, Altına konulabilir Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için Sallanan bir masanın Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine.
Bir beyaz kağıda Her şey yazılabilir Senin dışında.. Güzelliğine benzetme bulmak zor Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden Bir gülden, Bir ilk, Bir sonbahardan sor Belki tabiattadır çaresi Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin Ve benim Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğimin.. Anlarım bitkiden filan ama anlatamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla..
Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok Köklerin içimde gizlidir.. Gelen, Giden, Açan, Solan, Dere, Budak yok.. Bir şiir istersin “içinde benzetmeler olan” Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok..
Uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Her şeyi anlattım Olan, Olmayan, Acıtan, Sancıtan Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Sever adım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine..
Sana bakmak Suya bakmaktır. Sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır.
Sana, sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor Çünkü bilenler hatırlar Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar Bahçıvanlar değil tüccarlardır..
Sen öyle göz Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kaygınlığı iken Sana şiir yazmak ahmaklıktır..
Bir tek söz kalır dişlerimin arasında Ben sana gülüm derim Gülün ömrü uzamaya başlar..
Verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim Gül sana benzediği için ölümsüz Yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz..
Sana bakmak Bir beyaz kağıda bakmaktır.. Her şey olmaya hazır Sana bakmak Suya bakmaktır Gördüğün suretten utanma.. Sana bakmak Bütün rastlantıları reddedip Bir mucizeyi anlamaktır.. Sana bakmak ALLAH’a inanmaktır...
Çocuk ve çocuksu umutların ezildiği günlerin üzerinden O’nu büyütecek denli zaman geçmiş, Yılmaz da kavgaya katılacak olgunluğa ermişti. Öte yandan savaşmadan teslim edilmiş o büyük yenilginin izlerinden kolay kolay arınmamış
sen bana ışık ver yeter bende filiz çok köklerim içimde gizlidir gelen giden açan soran bere budak yok bir şiir istersin “içinde benzetmeler olan” kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok....
çok değiştiniz diyorlar yılmaz bey diyen bir bayana karşı evet özünde dünya dönüyor kaldı ki biz dönmeyelim diyen zatı muhterem.severim kendisini.iyi cümle devirir
Sevgilim Yoksa Sen? Hiçbir yerinde yok asaletin ibresi Sesinde kamaşmasında tensel bir büyünün Atlas hani libas ve kuytu bakışlı mavi gözlerin Sanki hepimize bütün şiirleri hala fısıldayan Bir eski büyük şairmiş gibi Sevgilim Yoksa Sen? Hiçbir yerinde yok asaletin ibresi Sesinde kamaşmasında tensel bir büyünün Atlas hani libas ve kuytu bakışlı mavi gözlerin Sanki hepimize bütün şiirleri hala fısıldayan Bir eski büyük şairmiş gibi Aşk bir erken didişme bir sorgu sualmiş de Mezbele ve yaralıymış eski yaraların yeniden kanamasından Hiçbir yerde yok asaletin ibresi Bir adamın yüzünde ya da yalana çok benzeyen Bir doğru sözünde belki..... Saçlarının çevriminde ıslak bir beyaz kadının Yüksek rakımlı göllerin buzul saflığında Ve kokusunda çiçeklerinin kanirej’in Elbet şiir olacak şairin tesellisi Ve en kötüsü bile işe yarayacak aşklaşmaların Yazana değilse bile okuyana faydalı 'bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen' O da üzülmüş aynı benim gibi.... Benimki daha acıklı değil onunkinden, Fiyakalı değil onun acısı benimkinden.. Sade güzel olan kelimeler.. Sade kelimeler... Kelimeler.... Sen aşka aşıksın müsaitsin gördüğünü abartmaya Biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım aşık olmadık Bir elim sana uzanır, öteki berikinin zaten elinde Bırak yoluma gideyim bildiğimce Yabancısı olduğum bir şey değil yabancılar Baktım yerlisi yabancısı aşağı yukarı hepsi benzer erkekler.... Eğer bir söz, bir ses bekliyorsan bu adamdan İçinde hiç gönderme isteği bulunmayan bir git Lazımsa eğer... İşte orada duruyor... Ağzımın bir yerinde... Almak ister misin dilini sokup aklıma Sana ait olan herşeyi bir nefeste Bir göz yumma anında Bir soğuk telefon konuşmasında Geri alabilir misin? Seni benden geri alabilir misin? Kovabilir misin beni senden? Sevgilim.. Yoksa sen, Sevgilim olmayabilir misin? ..
En çok sevdiğim yazarlardan biri.İyi bir şair.Güzel senarist,süper tiyatrocu... Ancak amcaoğlunu dağlardan indirdiler...İşte bu üzücü! ! ! İlk beş filmimden biridir vizontele tubaa ve en güzel tiyatro eseridir Sen hiç ateş böceği gördün mü...
Arkadaşlar hayatı anlamsızlaştırmayın lütfen farklı anlamlar çıkararak varolanlardan... Yılmaz Erdoğan iyi bir komedyen, yönetmen ve iyi bir aktör gerisi yani onun yaşam tercihi kimseyi bağlamaz, bağlamamalı... -Ki bu o yönüyle gündeme gelmek isteseydi eminim o işide çok iyi yapardı... Adam akıllı akılllıııı, kıskanmayalım... PKK'ymış... İHİİ...İHİİİ... İHİİİİHİİİİİ....
kendine has üslubuyla farklı bir yazar, tiyatrocu kişiliğiyle farklı bir gözlemci, hüzünlü, duygusal, ama komik bir zat, yaşadıklarını, yaşananları, yaşanmışları güçlü kalemiyle aktarabilen iyi bir senarist, hayal gücüyle neredeyse sınırsız bir şair realist ve radikal olunca farklı olunuyor, kısacası penceresi çok geniş..........
10 parmağında 10 marifet...... bir kere yeniden insanlara sinemaya gitmeyi öğretti..... vizontele öncesi ve sonrası diye ayırabiliriz türk filmlerindeki gişe rekorlarını......... harika bir şair ayrıca........
hayatı gerçek yönleriyle gören ve bunları bize gösteren harika insanlardan biri.. onun şiirlerini okuyupta etkilenmeyecek insanın aklına şaşarım.. onun tiyatrosuna gitmeyen birinin çok şey kaçırdığını söyleyebilirim.. bu söylediklerim ön yargılı cümleler olabilir, ve bu ön yargılarımda beni kimse yanıltamaz... iyiki varsın Yılmaz ERDOĞAN...
cemal süreya nın öğrencisi, kelimelerle o kadar güzek dans ediyor ki. bazen aklım şaşıyor.
dinlerken veya okurken, durup kurduğu cümleyi düşünüyorum.
nerden buldun, nerden kurdun diyorum bu cümleyi....
bütün filmlerinde oyunlarında hep şiirinden esintiler var. dolayısı ile diğer bütün özellikleri, şairliğinin dalı budağı..
Hiç bir özelliği olmasa bile,sadece şiir okuyuşuna aşık olunacak adam..
Şair; yazar; senarist; yönetmen; yapımcı; duygu adamı...
Etliye sütlüye karışmayan....uslu çocuk.
O sesiyle en kötü şiiri bile şiir yapabilecek bir kabiliyete sahip insan...
beni sevda yerimden vurdu yine zaman...
ben sevmeyi beceremedim
belki de sevilmeyi
benim sevmeye engel evcil acılarım vardı..
'Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim! ' diyerek bizi
bu düşünceye inandırmış usta şairdir...
Mükremin abi tiplemesiyle meşhur olan, bir ara şiire merak salan, vizontele serisini çeken, sırf o sıralar onunla aşk yaşıyordu diye vizontele serisinin ikincisine tuğba ünsalın adından kinaye vizontele tuuba diyen ve ona filminde bir rol veren, şimdilerde ise BKM Mutfak adını verdiği ekibiyle; ortasında kendisini seyirciye alkışlattırarak çıkıp birkaç espri yapıp yerine oturduğu ve bir otobüs yolculuğu sırasında işkence biçiminde izlemek zorunda bırakıldığım 'çok güzel hareketler bunlar' adında güldürüyle gündeme gelen kişi...
her yönüyle mükemmel bi insan.şair yazar komedyen sinema tiyatro...
her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.
bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok
uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine
sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır
sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır
bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz
sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah’a inanmaktır.
=SANA BAKMAK=
Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla,
Uçak örneğin, uçurtma mesela,
Altına konulabilir Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
Sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir
Süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine.
Bir beyaz kağıda Her şey yazılabilir
Senin dışında..
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden
Bir gülden, Bir ilk, Bir sonbahardan sor
Belki tabiattadır çaresi
Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
Ve benim Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğimin..
Anlarım bitkiden filan ama anlatamam
Toprağın güneşle konuşmasını
Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla..
Sen bana ışık ver yeter
Bende filiz çok
Köklerin içimde gizlidir..
Gelen, Giden, Açan, Solan, Dere, Budak yok..
Bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
Kusura bakma sevgilim
Heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok..
Uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum
Yaralı yarasız sevdalardan geçtim
Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
Her şeyi anlattım Olan, Olmayan, Acıtan, Sancıtan
Bilsem ki sana varmak içindi
Bütün mola sancıları
Bütün stabilize arkadaşlıklar
Daha hızlı koşardım
Sever adım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine..
Sana bakmak Suya bakmaktır.
Sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır.
Sana, sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
Aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır
Ne yazsam olmuyor
Çünkü bilenler hatırlar
Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
Bahçıvanlar değil tüccarlardır..
Sen öyle göz
Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
Sen teninde cennet kaygınlığı iken
Sana şiir yazmak ahmaklıktır..
Bir tek söz kalır dişlerimin arasında
Ben sana gülüm derim
Gülün ömrü uzamaya başlar..
Verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim
Ben sana gülüm derim
Gül sana benzediği için ölümsüz
Yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz..
Sana bakmak
Bir beyaz kağıda bakmaktır..
Her şey olmaya hazır
Sana bakmak Suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanma..
Sana bakmak
Bütün rastlantıları reddedip
Bir mucizeyi anlamaktır..
Sana bakmak
ALLAH’a inanmaktır...
YILMAZ ERDOĞAN
Çocuk ve çocuksu umutların ezildiği günlerin üzerinden O’nu büyütecek denli zaman geçmiş, Yılmaz da kavgaya katılacak olgunluğa ermişti. Öte yandan savaşmadan teslim edilmiş o büyük yenilginin izlerinden kolay kolay arınmamış
'ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim' diyerek ihtimalini kuvvetlendirmiş kişidir..
sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok....
şiiri şiir yapan insan...
çok değiştiniz diyorlar yılmaz bey diyen bir bayana karşı
evet özünde dünya dönüyor kaldı ki biz dönmeyelim diyen zatı muhterem.severim kendisini.iyi cümle devirir
Sevgilim Yoksa Sen?
Hiçbir yerinde yok asaletin ibresi
Sesinde kamaşmasında tensel bir büyünün
Atlas hani libas ve kuytu bakışlı mavi gözlerin
Sanki hepimize bütün şiirleri hala fısıldayan
Bir eski büyük şairmiş gibi Sevgilim Yoksa Sen?
Hiçbir yerinde yok asaletin ibresi
Sesinde kamaşmasında tensel bir büyünün
Atlas hani libas ve kuytu bakışlı mavi gözlerin
Sanki hepimize bütün şiirleri hala fısıldayan
Bir eski büyük şairmiş gibi
Aşk bir erken didişme bir sorgu sualmiş de
Mezbele ve yaralıymış eski yaraların yeniden kanamasından
Hiçbir yerde yok asaletin ibresi
Bir adamın yüzünde ya da yalana çok benzeyen
Bir doğru sözünde belki.....
Saçlarının çevriminde ıslak bir beyaz kadının
Yüksek rakımlı göllerin buzul saflığında
Ve kokusunda çiçeklerinin kanirej’in
Elbet şiir olacak şairin tesellisi
Ve en kötüsü bile işe yarayacak aşklaşmaların
Yazana değilse bile okuyana faydalı
'bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen'
O da üzülmüş aynı benim gibi....
Benimki daha acıklı değil onunkinden,
Fiyakalı değil onun acısı benimkinden..
Sade güzel olan kelimeler..
Sade kelimeler...
Kelimeler....
Sen aşka aşıksın müsaitsin gördüğünü abartmaya
Biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım aşık olmadık
Bir elim sana uzanır, öteki berikinin zaten elinde
Bırak yoluma gideyim bildiğimce
Yabancısı olduğum bir şey değil yabancılar
Baktım yerlisi yabancısı aşağı yukarı hepsi benzer erkekler....
Eğer bir söz, bir ses bekliyorsan bu adamdan
İçinde hiç gönderme isteği bulunmayan bir git
Lazımsa eğer...
İşte orada duruyor...
Ağzımın bir yerinde...
Almak ister misin dilini sokup aklıma
Sana ait olan herşeyi bir nefeste
Bir göz yumma anında
Bir soğuk telefon konuşmasında
Geri alabilir misin?
Seni benden geri alabilir misin?
Kovabilir misin beni senden?
Sevgilim..
Yoksa sen,
Sevgilim olmayabilir misin? ..
En çok sevdiğim yazarlardan biri.İyi bir şair.Güzel senarist,süper tiyatrocu...
Ancak amcaoğlunu dağlardan indirdiler...İşte bu üzücü! ! !
İlk beş filmimden biridir vizontele tubaa ve en güzel tiyatro eseridir Sen hiç ateş böceği gördün mü...
Ben sana gülüm demem..
Gülün Ömrü Az olur..
Öc biter..
Biter Şarki Yaz olur..
Y.E.
Hımmm yazılanları okudum da tabi ki iyi bir yazar ve şair... Heybesindeki sözcükler hiç tükenmesin! ! !
Arkadaşlar hayatı anlamsızlaştırmayın lütfen farklı anlamlar çıkararak varolanlardan... Yılmaz Erdoğan iyi bir komedyen, yönetmen ve iyi bir aktör gerisi yani onun yaşam tercihi kimseyi bağlamaz, bağlamamalı... -Ki bu o yönüyle gündeme gelmek isteseydi eminim o işide çok iyi yapardı... Adam akıllı akılllıııı, kıskanmayalım... PKK'ymış... İHİİ...İHİİİ... İHİİİİHİİİİİ....
komunist pkk nın teki ya
kendine has üslubuyla farklı bir yazar,
tiyatrocu kişiliğiyle farklı bir gözlemci,
hüzünlü, duygusal, ama komik bir zat,
yaşadıklarını, yaşananları, yaşanmışları güçlü kalemiyle aktarabilen iyi bir senarist,
hayal gücüyle neredeyse sınırsız bir şair
realist ve radikal olunca farklı olunuyor, kısacası penceresi çok geniş..........
MÜKREMIN abi :)
Acaba?
Aşkları da devralır mı
kalp nakli yaptıranlar?
Yılmaz Erdoğan
10 parmağında 10 marifet......
bir kere yeniden insanlara sinemaya gitmeyi öğretti.....
vizontele öncesi ve sonrası diye ayırabiliriz türk filmlerindeki gişe rekorlarını.........
harika bir şair ayrıca........
Yerinde olmak için, hayatımdan vazgeçebileceğimiz tek insan. Bu kadar yeteneğin tek bir insana verilmesi adaletsizlik ama ne yapalım takdir böylemiş.
ankaraya öyle yakışırdı ki kar
buz tutardı resmi yalanlar
...
hayatı gerçek yönleriyle gören ve bunları bize gösteren harika insanlardan biri..
onun şiirlerini okuyupta etkilenmeyecek insanın aklına şaşarım..
onun tiyatrosuna gitmeyen birinin çok şey kaçırdığını söyleyebilirim..
bu söylediklerim ön yargılı cümleler olabilir, ve bu ön yargılarımda beni kimse yanıltamaz...
iyiki varsın Yılmaz ERDOĞAN...