herşey gelir geçer, aslolan yazıdır. bir derin sızıdır hep, elinden kalemin alındığında gelip içine oturan. günün renklerini not aldığın kağıtların yandığında, yırtıldığında, ıslandığında, kaybolduğunda, o hiç affetmedğin tembellik gelip seni bulduğunda, vazgecemediğin ve kendinde olup da reklamını yapamadığın tek şeydir yazı; yalnızlıktır...
her yazı okunmak umuduyla yazılır. hep okunsun ki yazarı hiç unutulmasın değil mi. öyledir, okunsun istenir bir gün -velev ki yüz yıl sonra- bulunmasın diye daimi göçebeliğe mecbur edilen günlükler bile.
küçüklüğünün farkına varıp, iç çeken ve tüm faniliğiyle bakiliği arzulayan kişinin işidir yazı. bunca kitap bu yüzden bırakıldı.
muhtemelen bu duygunun esiri iken balasagunlu yusuf o ünlü eserinin bitiminde 'elden ve dilden kalan nişane'nin yazıp bıraktığı kitap olduğunu söyler. der:
'unıtma mini ay okıglı tirig özüm dünya kodsa töşense yirig'
'unutma beni yaşamakta olan okuyucu bu dünyayı bırakıp yere döşensem'
Sevgili Dostum Mustafa Köz ün kadiköydeki sirliginin ismidir...yazi Kitabevi..gencler toplanir 2. yeni siirini okurlardi. Cansever, Berk, Süreya, gülümserdi günese dogru..Tepemde martilarin cigliklari.. Ben ne kadar mutluymusumdu o zamanlar...
Insanin evriminde insani yaratan bir baslangic...bazen yazi olmasaydi ne yapardim diye düsünüyorum. Peki ya Hamurabi? devletler kurulabilirmiydi onsuz? Hangi anayasa kurulacakti inkalardan azteklere kadar..? Ask onsuz olurmuydu? Idam hükümleride olmazdi ama, heryer amerika yada arap yarim adasi kadar afrika gibi cahil degilki, vahsi degillki...
bedenin de söz gibi uçup gittiği fanilik içerisinde, insanın en derin arzusu olan ebediyet isteğini bir nebze de olsa gerçekleştirmenin hem en zor hem de en kolay yolu. bedenin toprak oluşunda, ruhun da öteki boyuta geçişinden sonra 'sen' denilen şeyden kalan en ölmez parça.......
Düşünceler ne ise, insan ne kadar donanımlı ise ancak onlar dökülür yazıya... Karakterin aynasıdır aslında... Kişi hakkında fikir sahibi olunmasını sağlar...
İnsanlara bir kere söylenir bana yazı yazma, yada msj atma diye....Ama bazı kendini bilmezler nedense bunun anlamayacak kadar akıldan yoksunlar...Ne diyeyim ey Allahım, sen yaratıyorsun bu kullarını ama sonra lütfen takip et ne durumdalar diye...
bunu böyle yazan elbette haktır haktır keremet dünyanın buhranı çoktur yokladım yavrumu yarası yoktur yoktur yürekte yarası beşimiş meğer beşimiş meğer
........... yazı uzar, uzadıkça eskir..dokunsan ulaşırsın, uzarsa kaybedersin.uzaklığında ötesindeki, illa ki uzak..en uzakta ki yazı! yazarsan ulaşırsın,okursan dokunursun, seversen tadarsın, hayal edersen görürsün. yazınında ötesindeki, illa ki yazı!
Kendi talep etmemişse, değmez, okur kalmak daha iyidir, değenine de herkes değmez, elden başka da bir şey gelmez.
hissettiklerimi yazmaya kalsam
bir ömür yazabilirdim
susmayı tercih ettim
seyretmeyi
Kusurlarımızı silme,
Mükemmeli resmetme nafile çabası
yazı kalır viç kalır.. :)
Söz uçar, yazı kalır
herşey gelir geçer, aslolan yazıdır. bir derin sızıdır hep, elinden kalemin alındığında gelip içine oturan. günün renklerini not aldığın kağıtların yandığında, yırtıldığında, ıslandığında, kaybolduğunda, o hiç affetmedğin tembellik gelip seni bulduğunda, vazgecemediğin ve kendinde olup da reklamını yapamadığın tek şeydir yazı; yalnızlıktır...
Yaz, yaz ki şenlensin günümüz..
Yaz yaz ki “söz” e kansın ruhumuz..
Söz uçar, yazı kalır yarınlara insanların bir şeyler öğrenmesi için...
Yazı/çizi, Allah'ın (c.c.) hikmetlerinden olan, insana his yoluyla gelen, kalemin ucundan dökülen, asırlardan asırlara mirastır.....
slm eynelli köyü ve insanlrı benden slm olsun size cülükcü ibrahim
her yazı okunmak umuduyla yazılır. hep okunsun ki yazarı hiç unutulmasın değil mi. öyledir, okunsun istenir bir gün -velev ki yüz yıl sonra- bulunmasın diye daimi göçebeliğe mecbur edilen günlükler bile.
küçüklüğünün farkına varıp, iç çeken ve tüm faniliğiyle bakiliği arzulayan kişinin işidir yazı. bunca kitap bu yüzden bırakıldı.
muhtemelen bu duygunun esiri iken balasagunlu yusuf o ünlü eserinin bitiminde 'elden ve dilden kalan nişane'nin yazıp bıraktığı kitap olduğunu söyler. der:
'unıtma mini ay okıglı tirig
özüm dünya kodsa töşense yirig'
'unutma beni yaşamakta olan okuyucu
bu dünyayı bırakıp yere döşensem'
Sevgili Dostum Mustafa Köz ün kadiköydeki sirliginin ismidir...yazi Kitabevi..gencler toplanir 2. yeni siirini okurlardi. Cansever, Berk, Süreya, gülümserdi günese dogru..Tepemde martilarin cigliklari..
Ben ne kadar mutluymusumdu o zamanlar...
Insanin evriminde insani yaratan bir baslangic...bazen yazi olmasaydi ne yapardim diye düsünüyorum. Peki ya Hamurabi? devletler kurulabilirmiydi onsuz? Hangi anayasa kurulacakti inkalardan azteklere kadar..? Ask onsuz olurmuydu? Idam hükümleride olmazdi ama, heryer amerika yada arap yarim adasi kadar afrika gibi cahil degilki, vahsi degillki...
bedenin de söz gibi uçup gittiği fanilik içerisinde, insanın en derin arzusu olan ebediyet isteğini bir nebze de olsa gerçekleştirmenin hem en zor hem de en kolay yolu.
bedenin toprak oluşunda, ruhun da öteki boyuta geçişinden sonra 'sen' denilen şeyden kalan en ölmez parça.......
Düşünceler ne ise, insan ne kadar donanımlı ise ancak onlar dökülür yazıya... Karakterin aynasıdır aslında... Kişi hakkında fikir sahibi olunmasını sağlar...
guneş ve deniz
İnsanlara bir kere söylenir bana yazı yazma, yada msj atma diye....Ama bazı kendini bilmezler nedense bunun anlamayacak kadar akıldan yoksunlar...Ne diyeyim ey Allahım, sen yaratıyorsun bu kullarını ama sonra lütfen takip et ne durumdalar diye...
Ruhun döküldüğü satırlarda aslına eren ifade bütünü....
hüsn-i hat ise yazı medeniyetinin sultanı....
kamış mürekkebi içer,aharlı kağıtlar üzerine hattatın elinden ruhunu süzer....
evet efendim... dünyevî,yaratılmış eşya ile ruhanî izdüşümlerdir yazılar....
çeşitleri pek çok aslında....
taşlara yazılmışlar....
su üzerine yazılmışlar...
rüzgara salıverilmiş yazılar....
zihinlere yazılmış olanları....
yüreklere kazınmışları....
Alınlarda yazılan türü bir de....
Bazen ayrı ayrı yazılan iki ayrı yazı, aynı dilin ifadesi olabiliyor...)))
Hakkımızdaki yazılar sayfasındaki yazılar, küfür, hakaret içermediği sürece kalabilir...Diğerlerinin benim sayfamda yeri yok...
bir türlü sürekli yazmayı başaramadım............))
olacak inşallah..................
çoğu kişinin yazılarını okudum..........................
nerdeyse tanıyor gibiyim........................
beğenilen yazılar vardır......insan tesadüfen okur ve hayran kalır...Allah bereketini arttırsın....
Bazı yazılar da,ender kişiler tarafından yazıldığından, okunası yazılar olur... :)
Bazı yazılar vardır,es geçilmez...Ehhhh, ne diyelim....
bunu böyle yazan elbette haktır haktır
keremet dünyanın buhranı çoktur
yokladım yavrumu yarası yoktur yoktur
yürekte yarası beşimiş meğer beşimiş meğer
Ben yazmassam, sen yaz.
İki satır da olsa yaz.
Yaz ki şenlensin şu gönlüm.:(
...........
yazı uzar, uzadıkça eskir..dokunsan ulaşırsın, uzarsa kaybedersin.uzaklığında ötesindeki, illa ki uzak..en uzakta ki yazı!
yazarsan ulaşırsın,okursan dokunursun, seversen tadarsın, hayal edersen görürsün.
yazınında ötesindeki, illa ki yazı!
rahatlatıyor insanı...
gerçekleri anlatmak istesende hayallerde kalır kalemin...
seversin yazıyı zira rahatlatır...
yepyeni dünyan...
Livepel...