hayat trafiği var bir de işte, hayat trafiği, örümcek ağından yuvalardaki cinayetler; kan donduruyor, kırmızıda…,
ve sen cellat; bir yaşama her son verişinde, son sözün söylenmesine anlayış tanıman, insanın gözüne sokulmuş bir eros oku değil midir…, söyle; değil midir,
ki tutucu bir adamım ben çok doğru, bir yol tuttu mu; geriye çevrilmem öyle kolay kolay, ama yalnız, geri çevrilmenin muhabbete gitmek, anlamına geldiğine inanırsam, yön tanımaz olurum ve kararır gözlerim,
ah evet; çizgisi orta yerde, bağnazıyım gerçek hayatın…, peki şimdi söyle güzel kardeşim, tam olarak sen neredesin, bak kaç ömürdür buradayım, bu denizin karşısında…, ve ne kadar zaman oldu, yine hiçliğimle bekliyorum, kıpırdamadan, eylemsiz seni…; intiharı seçmiş bir balina kadar ölü, kıyıya vurmuş ve cansız…,
denizdeyim…, tam karşısında, kıpırtısızlığını delecek ilk dalgayı yakalamak için, gözlerimi kırpmadan bekliyorum…, kafamı kaldırıp bir an göğe baksam, yine orada kim olsa bilir, o şımarık, tembel ve inatçı bulut…,
sahi şu içi geçmiş dünyanın tepesindeki bulutlar renk değişmez mi hiç, hep o puslu gri, /kaç gündür aralıksız yağan rahmetten/ ki bir iç ses daha evet, sıkılmaz mı hiç bu inatçı bulut çakılı kalmaktan, ve hep aynı hoşnutlukta…;
renklerden gri, gri, gri, kaç fitten bana bakar sorsan, /hey; hep maviyi bekleyen, /çekil aşağımdan; ki deniz suyu, köpük, bulanık burnumun ucu…;
bazen yasamın kıyısındasınızdır.bır tarafınız ucuruma surukler sızı bır tarafınız ınadına yasama,yasamaya.ama secım cok zordur o an.yasamın kıyısında beklemektır tek care.oylece sesız sedasız.
2007 Cannes Film Festivali’nde en iyi senaryo ve özel ekümenik jüri ödülünü kazanan bir fatih akın filmi..filmin bir sahnesinde almanyada hayat kadınlığı yapan bir türkü farkeden türk namus bekçileri(erkek oluyor tabi kendileri) otobüste kadının yanına otururlar..ve aşağıdakine benzer bir diyalog geçer... bekçiler- bu işleri bırakacaksın kadın- anlamıyorum sizi(burası almanca tabee) bekçiler- yalan söleme türkçe konuştuğunu duyduk...tövbe edeceksin bir daha bu işi yapmayacaksın.. kadın- (süper bir tavır takınılır burda) tövbe estağfrulaaa.. :)))
bulunduğumuz yer: ya kapana kısılmışsın duygusu uyandırır aşılmaz bir duvardır, ya korkutur dipsiz bir kuyudur, ya çok şey vadeder derin bir uçurumdur vs.
hayat trafiği var bir de işte,
hayat trafiği,
örümcek ağından yuvalardaki cinayetler;
kan donduruyor,
kırmızıda…,
ve sen cellat;
bir yaşama her son verişinde,
son sözün söylenmesine anlayış tanıman,
insanın gözüne sokulmuş bir
eros oku değil midir…,
söyle; değil midir,
ki tutucu bir adamım ben çok doğru,
bir yol tuttu mu;
geriye çevrilmem öyle kolay kolay,
ama yalnız,
geri çevrilmenin muhabbete gitmek,
anlamına geldiğine inanırsam,
yön tanımaz olurum ve kararır gözlerim,
ah evet;
çizgisi orta yerde,
bağnazıyım gerçek hayatın…,
peki şimdi söyle güzel kardeşim,
tam olarak sen neredesin,
bak kaç ömürdür buradayım,
bu denizin karşısında…,
ve ne kadar zaman oldu,
yine hiçliğimle bekliyorum,
kıpırdamadan, eylemsiz seni…;
intiharı seçmiş bir balina kadar ölü,
kıyıya vurmuş ve cansız…,
denizdeyim…,
tam karşısında,
kıpırtısızlığını delecek ilk dalgayı yakalamak için,
gözlerimi kırpmadan bekliyorum…,
kafamı kaldırıp bir an göğe baksam,
yine orada kim olsa bilir,
o şımarık,
tembel ve inatçı bulut…,
sahi şu içi geçmiş dünyanın tepesindeki
bulutlar renk değişmez mi hiç,
hep o puslu gri,
/kaç gündür aralıksız yağan rahmetten/
ki bir iç ses daha evet,
sıkılmaz mı hiç bu inatçı bulut çakılı kalmaktan,
ve hep aynı hoşnutlukta…;
renklerden gri, gri, gri,
kaç fitten bana bakar sorsan,
/hey;
hep maviyi bekleyen,
/çekil aşağımdan;
ki deniz suyu,
köpük,
bulanık burnumun ucu…;
'kıyıyı görmeyi göze alamazsan okyanusu keşfedemezsin' demişler
o zaman ruhundaki bu felç niye..korku,kaygı anlaşılır ama hareket gereken yerde durmak haramdır
kıyıda olmak hep seyirci olmayı seçmek demektir...
Herkes kendi sahnesini kurmalı yaşamın bir yerlerinde...
Yaşamın kıyısında bir dalga olmak vardı........
tutunamayan dünyadan kopuk insan yığınlarının adeta bir kepçe ucunda yüksek uçurumlardan aşağılara sürüklendikleri anlar
tek ayağımın üzerinde duruyorum....
yaşamın kıyısında dolaştığım şu günlerde huzurluyum inadına
bazen yasamın kıyısındasınızdır.bır tarafınız ucuruma surukler sızı bır tarafınız ınadına yasama,yasamaya.ama secım cok zordur o an.yasamın kıyısında beklemektır tek care.oylece sesız sedasız.
iyi film..
2007 Cannes Film Festivali’nde en iyi senaryo ve özel ekümenik jüri ödülünü kazanan bir fatih akın filmi..filmin bir sahnesinde almanyada hayat kadınlığı yapan bir türkü farkeden türk namus bekçileri(erkek oluyor tabi kendileri) otobüste kadının yanına otururlar..ve aşağıdakine benzer bir diyalog geçer...
bekçiler- bu işleri bırakacaksın
kadın- anlamıyorum sizi(burası almanca tabee)
bekçiler- yalan söleme türkçe konuştuğunu duyduk...tövbe edeceksin bir daha bu işi yapmayacaksın..
kadın- (süper bir tavır takınılır burda) tövbe estağfrulaaa.. :)))
bulunduğumuz yer: ya kapana kısılmışsın duygusu uyandırır aşılmaz bir duvardır, ya korkutur dipsiz bir kuyudur, ya çok şey vadeder derin bir uçurumdur vs.