Yaratan irade buyurmuş ve bir tesadüf eseri Ana rahminde oluşmuşuz. Kainatin kurallari içerisnde akıl ve vicdan ile donatılmış olarak kendimizin bedenine zarar vermeden ailemizen ,vatanimiza ve tüm insanlığa hizmet ve iyilik yapmayı yerine getirmek suretiyle fani olarak şerefli olarak yaşamı terketmek gayemiz olmalı.
insanın da bir gayesi olmalı. Çünkü insan; ölümsüz değil, önünde onu bekleyen çok önemli görevleri vardır. “İpi boğazına sarılıp, istediği yerde otlamak için başıboş bırakılmamıştır. https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/WXozEPujaSc Düşünmenin temeline “Varlığın Hakikati” sorusu koyulmalıdır. http://bredaholland.blogspot.com/2018/09/dusunmenin-temeline-varlgn-hakikati.html insanın da bir gayesi olmalı. Çünkü insan; ölümsüz değil, önünde onu bekleyen çok önemli görevleri vardır. “İpi boğazına sarılıp, istediği yerde otlamak için başıboş bırakılmamıştır. https://plus.google.com/109838719669290377148/posts/CybfJxebeN9
katiyyen bil ki,hilkatin en yüce gayesi ve fıtratın en yüce neticesi iman-ı billahtır.ve insaniyetin en ali mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı,imanı billah içindeki marifetullahtır.cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti,o marifetullah içindeki muhabetullahtır.ve ruh-u beşer için en halis sürur ve kalb-i insan için en safi sevinç,o muhabetullah içindeki lezzeti ruhaniyyedir.evet,bütün hakiki saadet ve halis sürur ve şirin nimet ve safi lezzet,elbette marifetullah ve muhabbetullahtatdır.onlar onsuz olamaz.cenabı hakkı tanıyan ve seven,nihayetsiz saadete,nimete,envara,esrara,ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır.onu hakiki tanımayan sevmeyen nihayetsiz şekavat,alama ve evhama manen ve maddeten müptela olur.evet şu perişan dünyada,avare nev-i beşer içinde,semeresiz bir hayatta,sahipsiz hamisiz bir surette aciz,miskin bir insan bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder? işte bu avare nev-i beşer içinde,bu perişan fani dünyada insan sahibini tanımazsa,malikini bulmazsa,ne kadar biçare,sergerdan olduğunu herkes anlar.eğer sahibini bulsa,malikini tanısa o vakit rahmetine iltica eder,kudretine istinad eder.o vahşetgah dünya bir tenezzügaha döner ve bir ticaretgah olur
ailesine faydalı olmak arkalarında hayırlı evlatlar bırakmak. ülkesine ve dünyaya faydalı işler bırakamak ve en önemlisi esas yurdu için çalışmak ve o sınavı geçemek için çalışmaktır yaşamın gayesi. neticede tüm insanlar misafirdir burda.
KENDİ KENDİME BU SORUYU SORDUM KAÇ KEZ ACABA NEDEN YAŞIYORUM DİYE DEFALARCA FARKLI SAPLANTILARA SAPLANDIM ÇOK KEZ NEDEN YAŞADIĞIMI ARARKEN KENDİMİ FARKLI YERLERDE FARKLI ORTAMLARAD ARADIM.KADERİN BİR CİLVESİMİYDİ YOKSA BAŞKA BİŞEY.NASİP.DOĞRU YOLU ARARKEN YANLIŞ YOLDA OLDUM YANLIŞA SÜRÜKLENİRKENDE İLGİNÇDİRKİ KENDİMİ DOĞRULARIN İÇİNDE BULDUM.DEMEKKİ DORULARIN FARKINA VARABİLMEK İÇN ÖNCE YANLIŞLARI GÖRMEK GEREKİYORMUŞ ONU ÖĞRENDİM EN AZINDAN.HEP SANATÇI OLMAYI YEĞLEDİM.BU YÜZDEN İSTEDİĞİM ÜNİVERSİTE VE BÖLÜMDE DEĞİLİM YA.HAYALLERİMİN PEŞİNDEN KOŞARKEN BAZI DEĞERLERİMİ YİTİRDİM.BİŞEYİ İSTİYORSAN PEŞİNDE KOŞMALISIN AMA ELİNDEKİLERLEDE YETİNMEYİ BİLMELİSİN KANAAT ETMELİSİN.YOKSA ARADIĞINA ULAŞAMAZSIN BİDE BAKMIŞSINKİ SEN ARARKEN ELİNDEKİLERDE UÇUP GİTMİŞ.ÖMÜRDE BÖYLE.KOŞUŞTURMA İÇİNDE GEÇİYOR AMA BİRDE BAKMIŞIZKİ AZRAİL KAPIMIZA DAYANMIŞ.BAŞLARIZ HEMEN PAZARLIK ETMEYE NE OLUR BİRAZ DAHA KALAYIMDA İŞLERİMİ TAMAMLAYAYIM.YADA TAMAMLADIĞIM İŞLERİN SEFASIINI SÜREYİM.AMA KİMİMİZİN HALA BİLMEDİĞİ BİR ŞEY VAR ODA AZRAİL İLE PAZARLIK OLMAZ ÇÜNKÜ O EMİR MELAKESİ EMRİNE SADIKTIR.VE İŞİNİ TAMAMLAYACAKTIR.ONUN İÇİN ONUN İŞİNİ TAMAMLADIĞI ZAMANDA BİZ NE KADAR TAMAMIZ YADA BEN TAMAMIM DİYEBİLMELİYİZ.ONUN İÇİN YAŞAMIMIZIN GAYESİNİ BİLMEMİZ LAZIM.BUNU BİLELİMKİ AZRAİL İLE KARŞILAŞTIĞIMIZDA TAMAM AZRAİL GİDEBİLİRİZ BEN HAZIRIM DİYEBİLMELİYİZ.
Guzel bir soru, bireysellikten cikip toplumsal dusunmektir. sadece kendini degil tum insanligi dusunerek yarinlara umutla bakmaktir. haksizliga susmamaktir.guzel olan herseydir. daha guzel yasanilasi dunya kurmaktir.
GERÇEK DOSTLARA MEKTUP: YAŞAMINIZIN BİR GAYESİ VAR MI? 08-04-2003v - Mustafa YÜKSEL
Yazıya atılan başlığı okuduğunuzda aklınıza ilk etapta gelebilecek ifadeleri anlayabiliyorum. 'Anlamsız, gereksiz ve boş bir yazı başlığı' diye düşünebilirsiniz. Fakat biraz zaman geçtikten sonra bu cümlede bir sır saklı olduğunu anlayacaksınız. Gerçekten de öyle; yaşamın gayesi olmalı mı? babından bir sorunun içerdiği asıl anlamın bugün kendin için ne yaptın anlam taşıdığını kestirebiliyorsunuzdur eminim.
İdeali olmayan bir insanın, yaşama hakkından başka bir hakkı varmıdır ki... Geçmişi bilmiyorum ama anlamsız ve boş bir gelecek adına yaşama hakkı elde etmiş olmanın getireceği kar zarar nedir insana? Varsan o zaman yaşıyorsun. Yaşıyorsan varsın demektir ama ne için ve kim için...
Nedir yaşamın asıl gayesi? Bir teknik adamın, zor bir maçtan hemen önce takımı motive etmek için tamı tamına 1.5 saat konuşması mıdır? Yoksa, bir futbolcunun uzatma dakikalarında atacağı bir gol mü? Veya antrenman, kamp, maç ve transferler yumağı mı?
Bence hepsi ve hiçbiri... Ortalama insanın yaşam yaşının 63 olduğu bir ülkede; bugüne değin; yarınları güven altına alacak şekilde kendini yıpratmanın mana ve sırrını anlayamıyorum. 'Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışma' ifadesinde gizlenmiş felsefi buudları düşündükçe daha iyi anlıyorum 'Elimi eteğimi çekesim geliyor' mantığındaki cümlelerin saçmalığını...
Çok yakınını kaybetmemiş birisi olarak, tek hatırladığım bir kaç yıl önce ebedi aleme göç eden dedem geliyor aklıma. Bazılarınız annesini, babasını, kardeşini hayal edip dün yaşadıklarını düşünebilir. Canımızı uğurlarına feda etmeyi göze alabileceğiniz insanların şimdi; yaşadıkları dünyadaki tüm malvarlığının mermer sütunlarla kaplı 4 metre kare içine sıkıştırılmış olmasını hiç düşündünüz mü? Dün onların var olmalarının, bugün de var olacakları anlamına gelmediğini anlıyoruz. Dün var olmadığımız için belki bugün varız ancak yarın olmayacağız. Yüce yaratıcı böyle bir çark koymuş kainata. Çok basitinden anlamsız ve ifadesiz gibi gözüken bir insan iskeleti inanın beni çok ürpertiyor ve dehşete sokuyor: Benim iskeletim de böyle olacak birgün. Benim iskeletimin böyle olacağını düşünmek, sizin vücutlarınızın da bir gün etleriyle kemiklerinin yılan ve çıyanlarla ayrılacağı kanıtını taşımıyor mu? .
Ne mutlu ki o insanlara, karşısındakinin gözlerinin içine bakarlarken bile, öteleri düşünebiliyorlar: Sevinç, gözyaşı ve mutlulukların, bir köprüden geçercesine kadar az bir zaman kalınan dünyanın geçici nimetler olduğunu biliyorlar. Ve ne mutlu o insanalara ki; din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın yaratandan ötürü insanları sevip, hoşgörüyle yaklaşabiliyorlar. Ve ne mutlu o insanlara ki; ölümü yanıbaşlarında gezdirdiklerini hiç unutmayıp, kol kola girdikleri ölümün en samimi arkadaşı olduğuna kanaat getiriyorlar.
Yaratan irade buyurmuş ve bir tesadüf
eseri Ana rahminde oluşmuşuz.
Kainatin kurallari içerisnde akıl ve vicdan
ile donatılmış olarak kendimizin bedenine
zarar vermeden ailemizen ,vatanimiza ve
tüm insanlığa hizmet ve iyilik yapmayı yerine getirmek suretiyle fani olarak
şerefli olarak yaşamı terketmek gayemiz
olmalı.
insanın da bir gayesi olmalı. Çünkü insan; ölümsüz değil, önünde onu bekleyen çok önemli görevleri vardır. “İpi boğazına sarılıp, istediği yerde otlamak için başıboş bırakılmamıştır.
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/WXozEPujaSc
Düşünmenin temeline “Varlığın Hakikati” sorusu koyulmalıdır.
http://bredaholland.blogspot.com/2018/09/dusunmenin-temeline-varlgn-hakikati.html
insanın da bir gayesi olmalı. Çünkü insan; ölümsüz değil, önünde onu bekleyen çok önemli görevleri vardır. “İpi boğazına sarılıp, istediği yerde otlamak için başıboş bırakılmamıştır.
https://plus.google.com/109838719669290377148/posts/CybfJxebeN9
hergün ölerek ölüm için yaşıyoruz.
katiyyen bil ki,hilkatin en yüce gayesi ve fıtratın en yüce neticesi iman-ı billahtır.ve insaniyetin en ali mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı,imanı billah içindeki marifetullahtır.cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti,o marifetullah içindeki muhabetullahtır.ve ruh-u beşer için en halis sürur ve kalb-i insan için en safi sevinç,o muhabetullah içindeki lezzeti ruhaniyyedir.evet,bütün hakiki saadet ve halis sürur ve şirin nimet ve safi lezzet,elbette marifetullah ve muhabbetullahtatdır.onlar onsuz olamaz.cenabı hakkı tanıyan ve seven,nihayetsiz saadete,nimete,envara,esrara,ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır.onu hakiki tanımayan sevmeyen nihayetsiz şekavat,alama ve evhama manen ve maddeten müptela olur.evet şu perişan dünyada,avare nev-i beşer içinde,semeresiz bir hayatta,sahipsiz hamisiz bir surette aciz,miskin bir insan bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder? işte bu avare nev-i beşer içinde,bu perişan fani dünyada insan sahibini tanımazsa,malikini bulmazsa,ne kadar biçare,sergerdan olduğunu herkes anlar.eğer sahibini bulsa,malikini tanısa o vakit rahmetine iltica eder,kudretine istinad eder.o vahşetgah dünya bir tenezzügaha döner ve bir ticaretgah olur
(Said-i Nursi)
ailesine faydalı olmak arkalarında hayırlı evlatlar bırakmak. ülkesine ve dünyaya faydalı işler bırakamak ve en önemlisi esas yurdu için çalışmak ve o sınavı geçemek için çalışmaktır yaşamın gayesi. neticede tüm insanlar misafirdir burda.
Onurumla, haysiyetimle,vicdanımla, namusumla vs. vs......
Başımı öne eğmeden yaşadım ulan diyebilmektir...
gaye ile bi gece geçirmek olabilirmi............................:P
inanan insan için,en büyük gaye ve hedef Allah'a gerçek manada kul, Resulullah'a her yönüyle sadık bir ümmet olmaktır......tabi inananlar için....
KENDİ KENDİME BU SORUYU SORDUM KAÇ KEZ ACABA NEDEN YAŞIYORUM DİYE DEFALARCA FARKLI SAPLANTILARA SAPLANDIM ÇOK KEZ NEDEN YAŞADIĞIMI ARARKEN KENDİMİ FARKLI YERLERDE FARKLI ORTAMLARAD ARADIM.KADERİN BİR CİLVESİMİYDİ YOKSA BAŞKA BİŞEY.NASİP.DOĞRU YOLU ARARKEN YANLIŞ YOLDA OLDUM YANLIŞA SÜRÜKLENİRKENDE İLGİNÇDİRKİ KENDİMİ DOĞRULARIN İÇİNDE BULDUM.DEMEKKİ DORULARIN FARKINA VARABİLMEK İÇN ÖNCE YANLIŞLARI GÖRMEK GEREKİYORMUŞ ONU ÖĞRENDİM EN AZINDAN.HEP SANATÇI OLMAYI YEĞLEDİM.BU YÜZDEN İSTEDİĞİM ÜNİVERSİTE VE BÖLÜMDE DEĞİLİM YA.HAYALLERİMİN PEŞİNDEN KOŞARKEN BAZI DEĞERLERİMİ YİTİRDİM.BİŞEYİ İSTİYORSAN PEŞİNDE KOŞMALISIN AMA ELİNDEKİLERLEDE YETİNMEYİ BİLMELİSİN KANAAT ETMELİSİN.YOKSA ARADIĞINA ULAŞAMAZSIN BİDE BAKMIŞSINKİ SEN ARARKEN ELİNDEKİLERDE UÇUP GİTMİŞ.ÖMÜRDE BÖYLE.KOŞUŞTURMA İÇİNDE GEÇİYOR AMA BİRDE BAKMIŞIZKİ AZRAİL KAPIMIZA DAYANMIŞ.BAŞLARIZ HEMEN PAZARLIK ETMEYE NE OLUR BİRAZ DAHA KALAYIMDA İŞLERİMİ TAMAMLAYAYIM.YADA TAMAMLADIĞIM İŞLERİN SEFASIINI SÜREYİM.AMA KİMİMİZİN HALA BİLMEDİĞİ BİR ŞEY VAR ODA AZRAİL İLE PAZARLIK OLMAZ ÇÜNKÜ O EMİR MELAKESİ EMRİNE SADIKTIR.VE İŞİNİ TAMAMLAYACAKTIR.ONUN İÇİN ONUN İŞİNİ TAMAMLADIĞI ZAMANDA BİZ NE KADAR TAMAMIZ YADA BEN TAMAMIM DİYEBİLMELİYİZ.ONUN İÇİN YAŞAMIMIZIN GAYESİNİ BİLMEMİZ LAZIM.BUNU BİLELİMKİ AZRAİL İLE KARŞILAŞTIĞIMIZDA TAMAM AZRAİL GİDEBİLİRİZ BEN HAZIRIM DİYEBİLMELİYİZ.
' Sana ölüm gelip çatıncaya kadar Rabb'ine kulluğa devam et.' Hicr/99
Yok Öle Bişeyy
nerden uyduruyosunuz
yawwww
Zengin çocukla fakir kızın aşkına
Bir türlü kavuşup mutlu olmayışına
Gözüm doluyorsa hala
Korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir! ! !
Bahçenin yemyeşil canlanışına
Kirazın hınzırca çiçek açışına
Yüzüm gülüyorsa hal
Korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir
Anlatacak hikayelerim bitmedi henüz
Anlaşacak dostlarım tükenmedi!
Yorgunluk kırgınlık hepsi geçer
Herşeye rağmen yaşamak güzel....
benim biricik aşkımdır yaşamın gayesi.o olmazsa yaşamın gayesi olmaz.sçs esmerim :)
Guzel bir soru, bireysellikten cikip toplumsal dusunmektir. sadece kendini degil tum insanligi dusunerek yarinlara umutla bakmaktir. haksizliga susmamaktir.guzel olan herseydir. daha guzel yasanilasi dunya kurmaktir.
Keşke terim 'hayatın anlamı' olarak yazılsaydı. Yazılan terimi okurken yapılan vurgu farklı anlamlara yol açabilir de ondan.
yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.yazmak.
GERÇEK DOSTLARA MEKTUP: YAŞAMINIZIN BİR GAYESİ VAR MI? 08-04-2003v - Mustafa YÜKSEL
Yazıya atılan başlığı okuduğunuzda aklınıza ilk etapta gelebilecek ifadeleri anlayabiliyorum. 'Anlamsız, gereksiz ve boş bir yazı başlığı' diye düşünebilirsiniz.
Fakat biraz zaman geçtikten sonra bu cümlede bir sır saklı olduğunu anlayacaksınız. Gerçekten de öyle; yaşamın gayesi olmalı mı? babından bir sorunun içerdiği asıl anlamın bugün kendin için ne yaptın anlam taşıdığını kestirebiliyorsunuzdur eminim.
İdeali olmayan bir insanın, yaşama hakkından başka bir hakkı varmıdır ki... Geçmişi bilmiyorum ama anlamsız ve boş bir gelecek adına yaşama hakkı elde etmiş olmanın getireceği kar zarar nedir insana? Varsan o zaman yaşıyorsun. Yaşıyorsan varsın demektir ama ne için ve kim için...
Nedir yaşamın asıl gayesi? Bir teknik adamın, zor bir maçtan hemen önce takımı motive etmek için tamı tamına 1.5 saat konuşması mıdır? Yoksa, bir futbolcunun uzatma dakikalarında atacağı bir gol mü? Veya antrenman, kamp, maç ve transferler yumağı mı?
Bence hepsi ve hiçbiri... Ortalama insanın yaşam yaşının 63 olduğu bir ülkede; bugüne değin; yarınları güven altına alacak şekilde kendini yıpratmanın mana ve sırrını anlayamıyorum. 'Hiç ölmeyecekmiş gibi
dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışma' ifadesinde gizlenmiş felsefi buudları düşündükçe daha iyi anlıyorum 'Elimi eteğimi çekesim geliyor' mantığındaki cümlelerin saçmalığını...
Çok yakınını kaybetmemiş birisi olarak, tek hatırladığım bir kaç yıl önce ebedi aleme göç eden dedem geliyor aklıma. Bazılarınız annesini, babasını, kardeşini hayal edip dün yaşadıklarını düşünebilir. Canımızı uğurlarına feda etmeyi göze alabileceğiniz insanların şimdi; yaşadıkları dünyadaki tüm malvarlığının mermer sütunlarla kaplı 4 metre kare içine sıkıştırılmış olmasını hiç düşündünüz mü? Dün onların var olmalarının, bugün de var olacakları anlamına gelmediğini anlıyoruz. Dün var olmadığımız için belki bugün varız ancak yarın olmayacağız. Yüce yaratıcı böyle bir çark koymuş kainata. Çok basitinden anlamsız ve ifadesiz gibi gözüken bir insan iskeleti inanın beni çok ürpertiyor ve dehşete sokuyor: Benim iskeletim de böyle olacak birgün. Benim iskeletimin böyle olacağını düşünmek, sizin vücutlarınızın da bir gün etleriyle kemiklerinin yılan ve çıyanlarla ayrılacağı kanıtını taşımıyor mu? .
Ne mutlu ki o insanlara, karşısındakinin gözlerinin içine bakarlarken bile, öteleri düşünebiliyorlar: Sevinç, gözyaşı ve mutlulukların, bir köprüden geçercesine kadar az bir zaman kalınan dünyanın geçici nimetler olduğunu biliyorlar. Ve ne mutlu o insanalara ki; din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın yaratandan ötürü insanları sevip, hoşgörüyle yaklaşabiliyorlar. Ve ne mutlu o insanlara ki; ölümü yanıbaşlarında gezdirdiklerini hiç unutmayıp, kol kola girdikleri ölümün en samimi arkadaşı olduğuna kanaat getiriyorlar.