kavgamdır, sebebimdir, ütopyaların bütünüdür. Sevgidir Ölümden önce gelen bir karmaşadır, sonunda huzura ulaşacağım. Çelişkilerin bütünüdür, dinlenme odamın bir köşesidir.
yaşam bana denizi hissetiriyor denizde yol arıyorum önüme bazı büyük engeller çıkıyor ama o engeleri aşmak bizim elimizde, işte o engelleri aşamassak ozaman denizin dibine doğru batmaya başlarız ve sonunda boğularak ölürüz, işte bu engelleri hayatı severek aşacağız...
NOT:zevk alarak yaşamak istiyorsanız aşık olmak şart...
Kıyısından dönülmüş ölümlerin,perdesi aralanmış yaşamların ilk şahitleriydik..Doğumların müjdecisi,ölümlerin kara habercisi..acıyan yerlerine dokunurduk hep yaşamın,aksayan,sancıyan yerlerine.Ak mintanlar içinde kanlı ellerimizle.Yenidoğan bir bebenin gözlerindeki o yaşam-ışıltısında da,ölümle randevulu birinin gözlerinin önünden geçen o film şeridinin son karesinde de biz...şifa serpiştirdiğimiz yaralarda açacak güllerdi bizim tesellimiz.iyiliğin beklentisizliğinde açmış esenliğin o beyaz gülü..ilklerin ve sonların sessiz ve sabırlı tanıklarıydık beyazlar içinde,şefkatli sinelerimizle...
Acil istasyonunda bir seher vakti..Sonbahar serinliğinin alveollerimde duyumsadığım bir acil nöbeti.İniltiler,anonslar,siren sesleri..kulak telsizde,gözlerim acil kapısında.komuta merkez bizi geçiyor telsizden.cevaplıyorum..iki dakika sonra ekip olarak hazırız.
04:47 16-35 çıkışımızı anonsluyoruz.
04:52 adresteyiz.Hasta yakınlarının çaresiz ve yalvaran bakışları arasında hastanın başındayız..Aldığı alkolün döndürdüğü başını,yuvarlandığı merdivenlere çarpmış 65 yaşlarında bir adam.Şuur yarıkapalı...oksipital bölgede kesi mevcut..
Oğul:babanın başını elleri arasına almış,gözlerine bakıyor..
-Noolur baba uzaklara bakma-diyor sanki.Kan sızıyor kafasından,belli ki bir-kaç saat önce yüreğinden sızan kanı durdurmak için rakı sürmüştü yarasına...
Kızı; sitemkar.-nereye baba,biricik kızının ben olduğum bir hayatı bırakıp,hangi limana yelken açıyorsun-dercesi.Soğukkanlılığımızı kuşanıp,Anlık bir inspeksiyon,semptom tesbiti...vital bulguları aldıktan sonra vakum sedye ile ambulansa transfer ediyoruz..hemen monitorize ediyoruz Cansel ablayla.nabız 40 larda..biz zamanla yarışıyoruz,hayat ölümle..ardından ciltaltı atropin enjekte ediyorum..ve respirasyonu sağlıyoruz..
04:59 1635 gemlik ssk dayız
Hızla indirip acile çekiyoruz hastayı.ssk personeli serum hazırlarken damaryolu açıyorum.elektrodları bağlıyorum.hayata akan o ırmağın önündeki tüm sedleri birbir dinamitleme telaşesinde ekibimiz.. göğsüne bakıyorum amcanın.yaşama dair bir iniş-çıkış arayan bakışlarla..bir zamanlar yaşamın çetin fırtınalarına direnmiş,zorlukları geri püskürtmüş,gögsüne..monitöre bakıyorum sonra kimbilir hangi acıların yurt edinip yavaşlattığı,hangi ölümsüz aşklar için bir zamanlar kafesini zorlayan bir kuş gibi delice çarpmış,kalbine bakıyorum..biricik sevdiceğinin,umutlarının,yadırgılarının,kırgınlıklarının saklı ülkesine,kalbine bakıyorum monitör ekranından..evet yükseliyor nabız.Göğsü; dalgaları yaşamın kıyılarına vuran bir deniz gibi gel-gitleniyor yeniden.hayatın ölümle girdiği o nefeskesmiş 5 dakikalık yarışı hayat kazanıyor.adamın hayat denen o yeşil bahçedeki solmuş karanfili ihya oluyor, eğilmiş başını göğe kaldırıyor yeniden.Cansel ablaya bakıyorum.bilge bir gülümseyişin aydınlığı var yüzünde benim yüzümede yayılıyor o zafer tebessümü.Hastane çalışanlarıyla hem görüşmek hem de görüşmemek üzre ayrılıyoruz.kapının önünde o birazdan hayata karışacak olan ırmağın öteki kollar..O suskun bekleyişi gülümseyerek selamlıyoruz.şükran pırıltılarıyla dolan üç bakıştan birinin gözlerine birikmiş yaş, içime damlıyor.teyzenin yüzündeki anlam bana joseph campbell in şu sözünü anımsatıyor.'Kutsal bir yerde, beyaz bir mum gibidir yaşlı bir yüzün güzelliği'-geçmiş olsun-diyorum-; alnımın teri yanağımdan süzülürken..
İçimizde ışıkları sönmüş bir evi aydın kılmanın sevinci..içimizde şifanın dokunan eli,atan nabzı,soluyan nefesi olabilmenin kıvancı.içimizde ölümle yaşam arasındaki yarışı,yaşam lehine finish-lemenin tarifsiz gönenci..içimizde ambulans penceresinden baktığımız hayata birini daha dahil etmeye sebeb oluşun iç huzuru..Yollara koyuluyoruz yine.Fabrika ışıklarının denizdeki rapsodisi....Körfez sularında ışıktan adacıklar..Bir balıkçı teknesi,gelmekte olan sabaha salınıyor,nazdar bir edayla....Suya güzelliğini düşürmüş dolunaya bakıyorum aşina gözlerle..
.05:15/16-35 acil istasyonundayız.muzaffer ama mütevazi bir ekip edasıyla..
İnsana dair yanımda bilge bir mutluluğu ayrımsıyorum..dudağım kıpırdıyor sessizce-Anne:bir hayat kurtardık bu gece-..
Al hilalli beyaz bir bayrak dalgalanıyor şimdi içimde..
25.09.2004/acil istasyonu..
kalbi erdemin mavi şuleli dünyasının hasretiyle çarpan doruklarda bir asil kardelen selamıyla
Sevgili Asil Kardelen'e... sevgi ve saygılarımla...
ya ben çok tuhafım yada yaşamın adı başka sustukça kayboluyorum konuştukça susuyorum anlık çıldırmalar yaşıyorum tutamıyorum ellerimden kayıp gidiyor yaşam.
Hayat bazen kırçiçekleri kadar sade Bazen coşkun akan çağlayanlar gibisin. Durgun bir deniz gibi sakin bazen Bazen esen sert rüzgarlar kadar acımasızsın Ama yinede hayat...VAZGEÇİLEMEZSİN...
54. yaşamın, tasarladıkların ile gerçekleştirebildiklerin arasında gidip gelecek: gerçekleştirebildiklerin tasarladılarından hep eksik; tasarladıkların gerçekleştirebildiklerinden hep fazla:
hep, hem eksik, hem fazla olacak yaşamın gerçekleri eksik, tasarıları fazla....
hep eksiklikler yaşayacaksın, ve hep fazlalıklar.......
Yaşam; seçmediğimiz...zorunluluğumuz...hertürlü duyguyu içerisinde barındıran...zaman zaman verilen şanslarla değiştirdiğimiz...hep daha iyiye gitmek istediğimiz...sonu olan...suali sorulan...
YAŞAM BEKLEYİŞTİR KİMİ ZAMAN, BELKİDE UMUT, YADA SEVDADIR, SEYRİDİR MEHTABIN KİMİZAMAN, YADA BİR SOLUK KADAR KISADIR, MADEMKİ BİR SOLUKTUR YAŞAM, NEDEN HEP BİR ŞEYLERİN ARAYIŞINDAYIZ BELKİ DE YAŞAM BENİM BEN VAR OLDUKÇA BENLE OLAN KİM BİLİR........................?
kavgamdır, sebebimdir,
ütopyaların bütünüdür.
Sevgidir
Ölümden önce gelen bir karmaşadır, sonunda huzura ulaşacağım.
Çelişkilerin bütünüdür,
dinlenme odamın bir köşesidir.
Düşlerdeymiş....
yaşam: yaşanmadan ögrenilmez
Yaşam
Sanırım görmediniz..
Şimdi şuradan geçti.....
Ö. Asaf
sıkıcı gelıyo artık çok hemde çokkkkkkk
Ayakta olmek dizustu yasamaktan daha iyidir.
F.D. ROOSEVELT
yaşam bana denizi hissetiriyor denizde yol arıyorum önüme bazı büyük engeller çıkıyor ama o engeleri aşmak bizim elimizde, işte o engelleri aşamassak ozaman denizin dibine doğru batmaya başlarız ve sonunda boğularak ölürüz, işte bu engelleri hayatı severek aşacağız...
NOT:zevk alarak yaşamak istiyorsanız aşık olmak şart...
yaşam çoşku,aşk,hüzün,hasret,özlem
Üzerinde her türlü yorum yapılabilir.yaşamla uğraşmayın,yaşamaya uğraşın:gibi
ANNE BAK YAŞAM VURUYOR KIYILARA...
Kıyısından dönülmüş ölümlerin,perdesi aralanmış yaşamların ilk şahitleriydik..Doğumların müjdecisi,ölümlerin kara habercisi..acıyan yerlerine dokunurduk hep yaşamın,aksayan,sancıyan yerlerine.Ak mintanlar içinde kanlı ellerimizle.Yenidoğan bir bebenin gözlerindeki o yaşam-ışıltısında da,ölümle randevulu birinin gözlerinin önünden geçen o film şeridinin son karesinde de biz...şifa serpiştirdiğimiz yaralarda açacak güllerdi bizim tesellimiz.iyiliğin beklentisizliğinde açmış esenliğin o beyaz gülü..ilklerin ve sonların sessiz ve sabırlı tanıklarıydık beyazlar içinde,şefkatli sinelerimizle...
Acil istasyonunda bir seher vakti..Sonbahar serinliğinin alveollerimde duyumsadığım bir acil nöbeti.İniltiler,anonslar,siren sesleri..kulak telsizde,gözlerim acil kapısında.komuta merkez bizi geçiyor telsizden.cevaplıyorum..iki dakika sonra ekip olarak hazırız.
04:47 16-35 çıkışımızı anonsluyoruz.
04:52 adresteyiz.Hasta yakınlarının çaresiz ve yalvaran bakışları arasında hastanın başındayız..Aldığı alkolün döndürdüğü başını,yuvarlandığı merdivenlere çarpmış 65 yaşlarında bir adam.Şuur yarıkapalı...oksipital bölgede kesi mevcut..
Oğul:babanın başını elleri arasına almış,gözlerine bakıyor..
-Noolur baba uzaklara bakma-diyor sanki.Kan sızıyor kafasından,belli ki bir-kaç saat önce yüreğinden sızan kanı durdurmak için rakı sürmüştü yarasına...
Kızı; sitemkar.-nereye baba,biricik kızının ben olduğum bir hayatı bırakıp,hangi limana yelken açıyorsun-dercesi.Soğukkanlılığımızı kuşanıp,Anlık bir inspeksiyon,semptom tesbiti...vital bulguları aldıktan sonra vakum sedye ile ambulansa transfer ediyoruz..hemen monitorize ediyoruz Cansel ablayla.nabız 40 larda..biz zamanla yarışıyoruz,hayat ölümle..ardından ciltaltı atropin enjekte ediyorum..ve respirasyonu sağlıyoruz..
04:59 1635 gemlik ssk dayız
Hızla indirip acile çekiyoruz hastayı.ssk personeli serum hazırlarken damaryolu açıyorum.elektrodları bağlıyorum.hayata akan o ırmağın önündeki tüm sedleri birbir dinamitleme telaşesinde ekibimiz.. göğsüne bakıyorum amcanın.yaşama dair bir iniş-çıkış arayan bakışlarla..bir zamanlar yaşamın çetin fırtınalarına direnmiş,zorlukları geri püskürtmüş,gögsüne..monitöre bakıyorum sonra kimbilir hangi acıların yurt edinip yavaşlattığı,hangi ölümsüz aşklar için bir zamanlar kafesini zorlayan bir kuş gibi delice çarpmış,kalbine bakıyorum..biricik sevdiceğinin,umutlarının,yadırgılarının,kırgınlıklarının saklı ülkesine,kalbine bakıyorum monitör ekranından..evet yükseliyor nabız.Göğsü; dalgaları yaşamın kıyılarına vuran bir deniz gibi gel-gitleniyor yeniden.hayatın ölümle girdiği o nefeskesmiş 5 dakikalık yarışı hayat kazanıyor.adamın hayat denen o yeşil bahçedeki solmuş karanfili ihya oluyor, eğilmiş başını göğe kaldırıyor yeniden.Cansel ablaya bakıyorum.bilge bir gülümseyişin aydınlığı var yüzünde benim yüzümede yayılıyor o zafer tebessümü.Hastane çalışanlarıyla hem görüşmek hem de görüşmemek üzre ayrılıyoruz.kapının önünde o birazdan hayata karışacak olan ırmağın öteki kollar..O suskun bekleyişi gülümseyerek selamlıyoruz.şükran pırıltılarıyla dolan üç bakıştan birinin gözlerine birikmiş yaş, içime damlıyor.teyzenin yüzündeki anlam bana joseph campbell in şu sözünü anımsatıyor.'Kutsal bir yerde, beyaz bir mum gibidir yaşlı bir yüzün güzelliği'-geçmiş olsun-diyorum-; alnımın teri yanağımdan süzülürken..
05:15/16-35 noktaya intikal ediyoruz.Devlet Hastanesindeki evimize..
İçimizde ışıkları sönmüş bir evi aydın kılmanın sevinci..içimizde şifanın dokunan eli,atan nabzı,soluyan nefesi olabilmenin kıvancı.içimizde ölümle yaşam arasındaki yarışı,yaşam lehine finish-lemenin tarifsiz gönenci..içimizde ambulans penceresinden baktığımız hayata birini daha dahil etmeye sebeb oluşun iç huzuru..Yollara koyuluyoruz yine.Fabrika ışıklarının denizdeki rapsodisi....Körfez sularında ışıktan adacıklar..Bir balıkçı teknesi,gelmekte olan sabaha salınıyor,nazdar bir edayla....Suya güzelliğini düşürmüş dolunaya bakıyorum aşina gözlerle..
.05:15/16-35 acil istasyonundayız.muzaffer ama mütevazi bir ekip edasıyla..
İnsana dair yanımda bilge bir mutluluğu ayrımsıyorum..dudağım kıpırdıyor sessizce-Anne:bir hayat kurtardık bu gece-..
Al hilalli beyaz bir bayrak dalgalanıyor şimdi içimde..
25.09.2004/acil istasyonu..
kalbi erdemin
mavi şuleli dünyasının
hasretiyle çarpan
doruklarda bir
asil kardelen selamıyla
Sevgili Asil Kardelen'e... sevgi ve saygılarımla...
Yaşamın bir 'niçin'i var. 'Nasıl'ına da tahammül gösterecek güce sahibim!
ya ben çok tuhafım
yada
yaşamın adı başka
sustukça kayboluyorum
konuştukça susuyorum
anlık çıldırmalar yaşıyorum
tutamıyorum
ellerimden kayıp gidiyor yaşam.
HAYAT
Hayat bazen kırçiçekleri kadar sade
Bazen coşkun akan çağlayanlar gibisin.
Durgun bir deniz gibi sakin bazen
Bazen esen sert rüzgarlar kadar acımasızsın
Ama yinede hayat...VAZGEÇİLEMEZSİN...
'Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var' der şair..
yaşam bu şiirde anlatılan..
yaşam,bir amanın görebildiği kadar renkli olandır.ya da yığılmış değerler karmaşasının bir zıtlaşması yani zıtlıkların savaşı,mücadelesidir
HAYAT'ın ta kendisi...... (?) :))))))
YAŞAM; sevgidir tadını çıkartınnnnnn! ! ! ! ! :))))
Bir yasam sekli üretiyoruz,sonunda kaybetmek sartiyla...
bazan çok sıkıcı; bazan alabildiğine MAVİ.
54.
yaşamın, tasarladıkların ile gerçekleştirebildiklerin
arasında gidip gelecek: gerçekleştirebildiklerin
tasarladılarından hep eksik;
tasarladıkların gerçekleştirebildiklerinden
hep fazla:
hep, hem eksik, hem fazla olacak yaşamın
gerçekleri eksik, tasarıları fazla....
hep eksiklikler yaşayacaksın, ve hep fazlalıklar.......
Yaşamın bu olacak işte:
eksik - fazla....
Oruç Aruoba
Yaşam, ona bir anlam katılabildiği zaman yaşamdır ancak.
Ancak birine ya da aşkla bir davaya adandığı zaman anlamlı...
başı ve sonu aynı olan.
Aslanlar ülkesinde tavsan avlarken gözünüzü aslanlardan ayırmamalısınız,ama aslan avlayacaksanız tavşanlara aldırmanız gerekmez.
H.STERN
...anlıyana..
'yaşam, namazsız ezanla, ezansız namaz arasında geçen süredir:
1.insan doğduğunda kulağına okunan ezan ki namazı yoktur...
2.insan öldüğünde kılınan cenaze namazıdır ki bunun da ezanı yoktur...
(ama (antoloji üyesi anilmerkez'e göre insan doğduğunda okunan ezan aslında cenaze namazının ezanıdır...)
Yaşam; seçmediğimiz...zorunluluğumuz...hertürlü duyguyu içerisinde barındıran...zaman zaman verilen şanslarla değiştirdiğimiz...hep daha iyiye gitmek istediğimiz...sonu olan...suali sorulan...
BOŞVER DEMESİNİ ÖGRENMEKTİR.
YAŞAM BEKLEYİŞTİR KİMİ ZAMAN, BELKİDE UMUT, YADA SEVDADIR, SEYRİDİR MEHTABIN KİMİZAMAN, YADA BİR SOLUK KADAR KISADIR, MADEMKİ BİR SOLUKTUR YAŞAM, NEDEN HEP BİR ŞEYLERİN ARAYIŞINDAYIZ BELKİ DE YAŞAM BENİM BEN VAR OLDUKÇA BENLE OLAN KİM BİLİR........................?
tiyatrodur, bizlerde oyuncu
Yaşam ayrıntılarda saklıdır.....