İş yaşamında önemli yerlere gelmiş bir grup eski mezun arkadaş grubu üniversitedeki hocalarından birini ziyarete gitmiş. Çeşitli konular konuşulduktan sonra sohbet, isin yarattığı strese ve hayatın zorluklarına gelmiş. Yaşlı üniversite hocası ziyaretçilerine kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş ve değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş. Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup kahvelerini oradan almalarını söylemiş. Tüm eski öğrenciler kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde hocaları onlara sunu söylemiş: 'Farkına vardınız mi bilmem, zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız. Yaşam kahveyse, iş, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca Yaşam'ı tutmaya yarayan araçlardır, ama Yaşam'ın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.'
tam başarmışken ters giden bişeyler varsa yolun daha cok uzun adımlar senin bunu unutma belki de hiç olmamak dönüp bakmamak için penceren ama yaşanmışlıklar küçük umutlar engellersin senden aynanın bir yanında gülümseyen mutlu bir yüzün war gerçeğe yansıyansa soguk karanlık ölüm kadar... (Makine_yaşam)
yaşamak nefes alıp vermrk değildir, her gününü dolu dolu yaşayacaksın ne yapıyorsan yaptığın işin hakkını vereceksin Mutlaka ki yaşıyorsam ölümsüz eserler bırakmalıyım yoksa ne anlamı var yaşamanın diye düşünmeyeceksin her sabah gözlerini açtığında tanrıya teşekkür edeceksin güneşle doğayla yaşamana yeniden izin verdiği için. günün kabus gibi geçse de olgunlaştığın için teşekkür edeceksin ben herzaman derim ki tanrım sen büyüksün ulusun yücesin ne vardı yarattığın kulların böyle ser sefil sürünmeseler sefil kulların olmasaydı dünya ne güzel olurdu...
yaşam nasıl diyeyim insan yaşamalıdır bende bunun içinde her zaman güçlü olmalı gibi geliyo bana ayakta kalmalı her zaman yıkılmamalı hayattan zevk almaya çalışmalı live strong (güçlü yaşam) insan yaşamalı...
Aldım coşkuyu bir kez.. :) Artık durmam koparım :) Tanımasanda, iyi insanların warlıgını bılmek cok güzel...Bazen insan aklı,kendi kendine yetmez..Akıl akıldan üstündür.Bunu bana yeniden hatırlatan arkadasa sevgilerle...
YAŞAM; İnsanoğluna kendisini tanımak için verilmiş bir şanstır.Her anı, insana yeni birşeyler öğrenmesini sağlar.Her öğretisi de kişinin gelişmesine ve düşünmesine yol açar.her yeni oluşan düşünce kişinin kendisini bulmasında anahtar olur.
Yaşam benim için çok şey çağrıştırıyor. her dakikası ve her saniyesi önemli ve neyazıkki hızlı akıyor, en çok zamansızlıktan şikayet edenlerdenim. çünkü kendime ve sosyal aktivitelere zaman ayıramıyorum. benim yaşamla ilgili bir felsefem vardır.(Hayata nasıl bakarsan hayatta sana öyle yansır.) bu bence doğru bir görüş hayatınıza şöyle bir göz atarsanız yaşamınızı sizin şekillendirdiğinizi göreceksiniz.
hayır. 1966 yılında yine arapça olan 'ömür' kelimesinin karşılığı olarak türetilmiştir.
fakat eski kitabelerde yazılı olan 'yaşa' (mak) kelimesine bağlanmıştır. 'yaşam' tek başına eskiye ait olmasada 'yaşa' dolayısıyla 'yaş' ve yine dolayısıyla 'yaşıl' ve yine yeni yeniden dolayısıyla 'yaşıllı' kelimeleriyle dolaylı olarak irtibatı vardır. direkt olmasada.. ben 1966 yılında bu kelimeyi 'yaşa' dan 'yaşam'a neden dönüştürdüğünü gidip arayalım ve soralım dedim. kelimenin yeni olması alakası olmadığı anlamına gelmez.. saygılar :)
yaş yaşam yaşlı(okunuşu yaşıllı) hatta yeşil (yaşıl dır okunuşu eski türkçede taze bitki rengi anlamında) kelimelerinin kök bağlantıları vardır. iddia ediyorum efendim!
rakamsal 'yaş' ile ıslak,nemli anlamına gelen 'yaş'ı ve bitkilerde 'yaşam'ın rengi olan 'yeşil'i hatta ve hatta olgunlaşmış, yeşil (yaşam) rengini iyice almış demek olan 'yaşlı' yıda alın bakalım.. zihniniz bir 'şaşırmak' tadı alıyor mu?
bir kadının neşeli kahkahası içinde saklı yaşanmış üzüntüler.
devrimcilerin sonsuzlaştırdığı kavram...
kazası olmayan tek ibadettir.
yaşantım bir eşekiyanin hayata itirazıdır. susarsa savaş,konuşursa çatışma,yazarsa destan, severse devrim olur....
Yasam her zaman sonuna varabilmek icin sürdürülür ama hicbir zaman bu son kabul edilmez aslında
İş yaşamında önemli yerlere gelmiş bir grup eski mezun arkadaş grubu üniversitedeki hocalarından birini ziyarete gitmiş. Çeşitli konular konuşulduktan sonra sohbet, isin yarattığı strese ve hayatın zorluklarına gelmiş.
Yaşlı üniversite hocası ziyaretçilerine kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş ve değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş. Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup kahvelerini oradan almalarını söylemiş.
Tüm eski öğrenciler kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde hocaları onlara sunu söylemiş:
'Farkına vardınız mi bilmem, zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız. Yaşam kahveyse, iş, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca Yaşam'ı tutmaya yarayan araçlardır, ama Yaşam'ın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.'
Allah herkese hesabını verebileceği bir yaşam ihsan etsin.
Başlangıcı doğum, bitişi ölüm olan yorucu maraton.
tam başarmışken ters giden bişeyler varsa
yolun daha cok uzun adımlar senin bunu unutma
belki de hiç olmamak dönüp bakmamak için penceren
ama yaşanmışlıklar küçük umutlar engellersin senden
aynanın bir yanında gülümseyen mutlu bir yüzün war
gerçeğe yansıyansa soguk karanlık ölüm kadar...
(Makine_yaşam)
yaşamak nefes alıp vermrk değildir, her gününü dolu dolu yaşayacaksın ne yapıyorsan yaptığın işin hakkını vereceksin Mutlaka ki yaşıyorsam ölümsüz eserler bırakmalıyım yoksa ne anlamı var yaşamanın diye düşünmeyeceksin her sabah gözlerini açtığında tanrıya teşekkür edeceksin güneşle doğayla yaşamana yeniden izin verdiği için. günün kabus gibi geçse de olgunlaştığın için teşekkür edeceksin ben herzaman derim ki tanrım sen büyüksün ulusun yücesin ne vardı yarattığın kulların böyle ser sefil sürünmeseler sefil kulların olmasaydı dünya ne güzel olurdu...
canlılığını sürdüren her türlü yaşam şekline saygı duyarsan kendi yaşamının da bir anlamı olur...
yaşam hayatımıza bağlılığımızı açıklar
zorluklarla dolu, aradabir gün ışığının, aydın latığı uzun bir yol
yaşam nasıl diyeyim insan yaşamalıdır bende bunun içinde her zaman güçlü olmalı gibi geliyo bana ayakta kalmalı her zaman yıkılmamalı hayattan zevk almaya çalışmalı live strong (güçlü yaşam) insan yaşamalı...
Yaşam bir hediyedir ve bizimdir, onu almayı öğrenin.
Lazaris
bizim olanı, bize verileni tükettiğimiz zaman dilimi.
Aldım coşkuyu bir kez.. :) Artık durmam koparım :)
Tanımasanda, iyi insanların warlıgını bılmek cok güzel...Bazen insan aklı,kendi kendine yetmez..Akıl akıldan üstündür.Bunu bana yeniden hatırlatan arkadasa sevgilerle...
geriye doğru anlaşılır / ileri doğru yaşanırmış
benim minik japonumun adıı :) yaşam balık it's very lovely
YAŞAM; İnsanoğluna kendisini tanımak için verilmiş bir şanstır.Her anı, insana yeni birşeyler öğrenmesini sağlar.Her öğretisi de kişinin gelişmesine ve düşünmesine yol açar.her yeni oluşan düşünce kişinin kendisini bulmasında anahtar olur.
zabahtan akşama gadar köpük köpük sularınan temizlik yapmak dimek.
' Yaşam, kendisini bilen her kişiyi eğitir, bilmeyenleri ise tereddütsüz öğütür '.
Yaşam benim için çok şey çağrıştırıyor. her dakikası ve her saniyesi önemli ve neyazıkki hızlı akıyor, en çok zamansızlıktan şikayet edenlerdenim. çünkü kendime ve sosyal aktivitelere zaman ayıramıyorum. benim yaşamla ilgili bir felsefem vardır.(Hayata nasıl bakarsan hayatta sana öyle yansır.) bu bence doğru bir görüş hayatınıza şöyle bir göz atarsanız yaşamınızı sizin şekillendirdiğinizi göreceksiniz.
Bazı gönlübol insanlarımızın,bozuk para gibi harcadıkları,nefes alıp vermek suretiyle sürdürdükleri faaliyetleri...
Yaşamda;
Görüntümüz, ifademiz, çevreye yaydığımız enerjimiz, sesimiz ve aklımızla ayırt ediliriz...
hayır.
1966 yılında yine arapça olan 'ömür' kelimesinin karşılığı olarak türetilmiştir.
fakat eski kitabelerde yazılı olan 'yaşa' (mak) kelimesine bağlanmıştır.
'yaşam'
tek başına eskiye ait olmasada
'yaşa' dolayısıyla 'yaş' ve yine dolayısıyla 'yaşıl' ve yine yeni yeniden
dolayısıyla
'yaşıllı' kelimeleriyle
dolaylı olarak irtibatı vardır.
direkt olmasada..
ben 1966 yılında bu kelimeyi 'yaşa' dan 'yaşam'a neden dönüştürdüğünü
gidip arayalım ve soralım dedim.
kelimenin yeni olması
alakası olmadığı anlamına gelmez..
saygılar :)
yaş
yaşam
yaşlı(okunuşu yaşıllı)
hatta
yeşil (yaşıl dır okunuşu eski türkçede taze bitki rengi anlamında)
kelimelerinin kök bağlantıları vardır.
iddia ediyorum efendim!
rakamsal 'yaş' ile
ıslak,nemli anlamına gelen 'yaş'ı
ve
bitkilerde 'yaşam'ın rengi olan 'yeşil'i
hatta ve hatta
olgunlaşmış, yeşil (yaşam) rengini iyice almış demek olan 'yaşlı' yıda alın bakalım..
zihniniz bir 'şaşırmak' tadı alıyor mu?
tam içerisindeyiz farkına varmak lazım ki haddimizi aşmayalım ölümlü dünya
* biz bir önceki yaşamımızda herhalde hizmetçi ya da köleydik
**çıks ben soytarıydım.yani öyle olmayı tercih ederdim..
*? ? ? ? ? ! ! ! !
**ne beee? ? ? ? ?
*? ? ? ? ? ! ! ! ! :))))))))
**neeeee? ? ? ? ? soytarılar zekidir bikerem!