Kültür Sanat Edebiyat Şiir

yapay zeka sizce ne demek, yapay zeka size neyi çağrıştırıyor?

yapay zeka terimi Fatıma Aydoğan tarafından tarihinde eklendi

  • Güliz Ardilli
    Güliz Ardilli



    Okan Bayülgen, yapay zekaya sahip robot Sophia ile
    İzmir fuarında bir araya gelmiş. Dinlemesi hoş bir sohbetti.
    Sophia genelde komplike, politik ve ondan beklenen
    en mantıklı cevapları veriyordu. Onunla sohbet etmek bence sıkıcı
    olurdu ama Okan Bayülgen, zekası, konuşma yeteneği,
    deneyimleri ve bilgisiyle hem dinlenmeye hem de sohbet etmeye
    değer biri. Bence burada şanslı ve ayrıcalıklı olan
    Okan Bayülgen değil, Sophia'ydı. :))

  • Güliz Ardilli
    Güliz Ardilli

    https://www.youtube.com/shorts/clumF2YAGnw

    Yapay zeka ile ilgili esprili bir paylaşım olmuş,
    hoşuma gitti. :)

  • Güliz Ardilli
    Güliz Ardilli



    Dünya nasıl bir yere doğru gidiyor? Bizi nasıl bir gelecek bekliyor?
    Yapay zeka alanındaki gelişmeler hızlı ve ilginç. Kelimelerin insanlar
    üzerindeki gücü, insanlar bu gücü fark edip doğru kullanabilseler de
    kullanamasalar da bir gerçek. Şimdilerde kelimelerin yapay zeka
    üzerindeki gücüne ve yapay zekanın dünya üzerindeki etkilerine
    tanıklık ediyoruz. Yaşanan teknolojik gelişmelerle gerçekle hayalin
    birbirinden ayırt edilmesinde zorlanılacağından bahsediliyordu.
    Sanırım o günlere, öyle bir geleceğe doğru gidiyoruz.
    "Sora" isimli bu yapay zeka teknolojisi, metaverse ve daha da sonrasında
    belki beyin çipleri ile birbirine entegre edildiğinde ilerde,
    insanların kendilerini düşündükleri, hayal ettikleri bir ortamın,
    evrenin içinde bulmaları,hissetmeleri mümkün olabilecek diye düşünüyorum.
    Bu teknolojiler faydalı yönde kullanılabilir ya da kötü niyetli insanların elinde
    önlemlere rağmen kötü yönde ya da iyi niyetle yola çıktıklarını söyleyen
    iyi niyetli gözüken insanların elinde kötü yönde. Özellikle beyin çiplerinin
    insanlığın daha fazla köleleştirilmesinde, kontrol edilmesinde yeni bir araç
    olarak kullanılacağını düşünüyorum. Madalyonun her zaman iki yüzü vardır.
    Günümüzde internetin ve telefonların nasıl bağımlılık yaptığı düşünüldüğünde,
    insanları, istediklerini, hayal ettiklerini anında buldukları, gördükleri ya da yaşadıkları,
    madalyonun cazip gösterilen yüzünde gösterilen, bir evrenden gerçek dünyaya
    geri getirmenin kolay olmayacağı söylenebilir. Sanırım o zamanlar dünya değiştirdi ifadesi
    sadece tek manasıyla kullanılmayacak. Herkes hayal ettiği evrende, yerde yaşarken,
    vakit geçirirken gerçek dünyada gerçek hayatı yaşayanlar kimler olacak?
    İnsanlar tatlı uykularından uyanıp dünyaya döndüklerinde
    dünya nasıl bir yere dönüşmüş olacak? Gidip de dönebilecekler mi ya da
    dönmek isteyecekler mi, dönüp de dünyayı ya da kendilerini aynı şekilde
    bulabilecekler mi?. Dünyayı yaşanması zor bir yer haline getirenler,
    insanları köleleştirmek isteyenler ile teknolojiyi, yapay dünyaları
    bir kurtarıcı ya da şeker gibi sunanlar aynı kişiler ya da aynı amaca,
    niyete hizmet edenlerin birbirinden farklı gözüken yüzleri olabilir mi?
    Sora sora Bağdat bulunurmuş, belki bu soruların da cevapları bulunur sora sora. :)
    Gördüğüm kadarıyla dünyayı herkesin barış ve huzur içinde yaşayacağı
    bir yer haline getirmeye çalışmaktansa, dünyayı yaşanılmayacak bir yer
    haline getirmeye çalışarak yeni yapay dünyalar oluşturup
    mutluluk vaadinde bulunuyorlar. Teknolojik gelişmelerin yaşanması
    heyecan verici ve önemli, ben teknoloji geliştirilmesin demiyorum
    ancak benim karşı çıktığım teknolojinin kötü yönde kullanılmasına,
    kullanılmak istenmesine. Karşı çıktığım, teknolojinin, özgür insanların yaşadığı,
    huzur ve barış dolu bir dünyanın içinde refaha katkı sunacak şekilde kullanılabilecekken,
    konumlandırılabilecekken, mahvedilmiş dünyanın bir alternatifi olarak sunulmasına.
    Eğer gelişim sadece zeka ve bilginin artışı yönünde olursa buna vicdan,
    merhamet, adil olma gibi insani duygular eşlik etmezse yani ruhsal gelişim eksik,
    geride kalırsa o zeka ve bilgi kötüye kullanılır. Ve burası hepimizin bildiği gibi
    dünya ve herkesin zekası, ruhsal gelişimi farklı düzeylerde ki esasında kastettiğim
    bireylerden çok bireylerin birleşerek oluşturduğu gücün ya da en güçlülerin gücünün
    hangi yönde kullanıldığı. Dünyada iyiliğin ve kötülüğün savaşı devam ediyor.
    Aslında ve sonuçta hep iyiler kazanır. :)


  • Güliz Ardilli
    Güliz Ardilli

    Bu videoda da Barış Özcan yapay zeka konusunda, öncelikle zekanın ve yapay zekanın ne olduğundan başlayarak detaylı açıklamalar yapmış, yapay zekanın çeşitlerine ve varabileceği noktaya değinmiş. Zeka çok boyutlu bir kavram gerçekten, anlama, kavrama, edinilen bilgileri doğru analizle değerlendirebilme, doğru karar alma ve uygulayabilme, uyum sağlayabilme, öğrenme,fikir yürütme, olasılıkları hesap edebilme, mantık ile ilgili. Bir de duygusal zeka var. Kendine ve başkalarına ait duyguları anlamak ve yönetmek ile ilgili bir kavram. Yapay zeka, düşünme, öğrenme,analiz etme konularında bir gün insan zekasını geçse bile duygular konusunda bir insan düzeyine ulaşabileceğini düşünmüyorum. Şöyle ki belki ilerde bir yapay zeka kendi öğrenim becerisiyle ve kendisine yüklenen bilgilerle insanların duygularını tanımlayabilir belki bir psikolog olarak bile görev yapabilir ya da belirli kişilik özelliklerine sahip olabilir ancak bence hiç bir zaman bir insan gibi hissedemez. Belirli duygular hissedildiğinde verilen tepkileri öğrenebilir bunları çok iyi bir şekilde taklit de edebilir ve hatta bir insanı bu konuda etkileyip ikna bile edebilir belki ama bence bizim gibi hissedemez. Çünkü bence hissetmek ruha özgüdür. Gözlerimiz, beynimiz aracılığıyla görürüz ama esas gören ruhtur. Kulaklarımız, beynimiz aracılığıyla duyarız ama esas işiten ruhtur. Gören de,işiten de, tadan da, hisseden de ruhtur. İşte bizi makinalardan ayıran en önemli özelliğimiz ruhumuzdur. İleride beyin çipleri vasıtasyla kişinin ölümünün ardından kendi görüntüsünü taşıyan bir robota veya bir avatara hafızası ,kişiliği yüklenebilecek bile olsa, yine de o, aynı kişi olmayacak, çünkü bu robot veya avatar bir ruhu, aynı ruhu taşımıyor olacak diye düşünüyorum. Biz biriciğiz.

  • Güliz Ardilli
    Güliz Ardilli

    Bu videoda da Barış Özcan yapay zeka konusunda, öncelikle zekanın ve yapay zekanın ne olduğundan başlayarak detaylı açıklamalar yapmış, yapay zekanın çeşitlerine ve varabileceği noktaya değinmiş. Zeka çok boyutlu bir kavram gerçekten, anlama, kavrama, edinilen bilgileri doğru analizle değerlendirebilme, doğru karar alma ve uygulayabilme, uyum sağlayabilme, öğrenme,fikir yürütme, olasılıkları hesap edebilme, mantık ile ilgili. Bir de duygusal zeka var. Kendine ve başkalarına ait duyguları anlamak ve yönetmek ile ilgili bir kavram. Yapay zeka, düşünme, öğrenme,analiz etme konularında bir gün insan zekasını geçse bile duygular konusunda bir insan düzeyine ulaşabileceğini düşünmüyorum. Şöyle ki belki ilerde bir yapay zeka kendi öğrenim becerisiyle ve kendisine yüklenen bilgilerle insanların duygularını tanımlayabilir belki bir psikolog olarak bile görev yapabilir ya da belirli kişilik özelliklerine sahip olabilir ancak bence hiç bir zaman bir insan gibi hissedemez. Belirli duygular hissedildiğinde verilen tepkileri öğrenebilir bunları çok iyi bir şekilde taklit de edebilir ve hatta bir insanı bu konuda etkileyip ikna bile edebilir belki ama bence bizim gibi hissedemez. Çünkü bence hissetmek ruha özgüdür. Gözlerimiz, beynimiz aracılığıyla görürüz ama esas gören ruhtur. Kulaklarımız, beynimiz aracılığıyla duyarız ama esas işiten ruhtur. Gören de,işiten de, tadan da, hisseden de ruhtur. İşte bizi makinalardan ayıran en önemli özelliğimiz ruhumuzdur. İleride beyin çipleri vasıtasyla kişinin ölümünün ardından kendi görüntüsünü taşıyan bir robota veya bir avatara hafızası ,kişiliği yüklenebilecek bile olsa, yine de o, aynı kişi olmayacak, çünkü bu robot veya avatar bir ruhu, aynı ruhu taşımıyor olacak diye düşünüyorum. Biz biriciğiz.

  • Güliz Ardilli
    Güliz Ardilli

    Bugün Ex Machina isimli filmi izledim. Güzel doğa manzaralarının eşlik ettiği, ormanlık bir arazideki üstün teknolojiyle donatılmış bir evde geçen yapay zekalı robotları konu alan, izlemesi keyifli bir bilim kurgu filmiydi. Bilim kurgu diyoruz ama aslında günümüzde geliştirilmeye devam edilen yapay zekalı insansı robotlar mevcut. Bilim kurgu filmleri yavaş yavaş gerçeğe dönüyor. Bazen de Hollywood bizi bazı şeylere filmlerle hazırlıyor. Sonuçta sahip olunan tüm teknoloji ve bilgiler tüm insanlığın bilgisine ve kullanımına açık değil. Gizli dosya diye bir şey var ve bunun yanında daha üstün teknolojilere sahipken daha alt seviyedeki teknolojiler kullanıma sunuluyor diye düşünüyorum. Bu açıklamalar zamanla gerçekleşiyor ve gerçekleşecek diye düşünüyorum. Yavaş yavaş. Yavaş yavaş deyince Ömer Güçlü hocanın bir videosunun sonunda söylediği şu söz aklıma geldi. "Despacito despacito gerisi hep fasa fiso." :))

  • funda
    funda

    internette yapay zekanın olduğunu bilmicektik. şz uzların, programlara, çıktığı programlara bakmasaydık.

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Elinoğlu yapay zekayla uğraşırken, biz hayvanlara işkence eden gerizekalılarla uğraşıyoruz!

  • Yeşim Kartaliçe
    Yeşim Kartaliçe

    Güzel film..
    Yapay olmasına rağmen umudu olan bir çocuk...

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    BİR YAPAY ZEKÂ UZMANI ŞAKİR KOCABAŞ

    M.NİHAT MALKOÇ

    Çağımız bilgi çağı… Teknoloji alabildiğine büyük bir hızla ilerliyor. Bu da beraberinde yeni kavramları ve oluşumları getiriyor. Bilgi çağının sözlüğümüze kazandırdığı kavramlardan birisi de ‘yapay zekâ’ dır. Çok fazla bilinmeyen, belli kişilerin ilgi alanını işgal eden bu kavramın geniş kitlelerce bilinmesi elbette ki zaman alacaktır.

    Yapay zekâ ile ilgili açık ve net bir tanım vermek mümkün değildir; mümkünden öte doğru değildir. Tek bir tanım yerine birkaç tanım vererek bu hususta bilgi sahibi olmanızı sağlamanın daha doğru olacağı kanaatindeyim. Yapay zekâ uzmanları bu konuda şu tanımları ve açıklayıcı bilgileri veriyorlar:

    “ Yapay zekâ yapay bir varlığın (genellikle bir bilgisayar) sergilediği zekâdır. Yapay zekâ bir makine ya da insan eliyle üretilmiş otonom(özerk) bir sistem kullanarak insan zekâsının benzetimini yapmaya çalışan bir araştırma alanıdır. Yapay zekâ, insanın düşünme yöntemlerini analiz ederek bunların benzeri yapay yönergeleri geliştirmeye çalışan araştırma alanıdır. Yapay zekâ, canlılarda (özellikle insanlarda) bulunan algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, düşünme, fikir yürütme, sorun çözme, iletişim kurma, çıkarım yapma ve karar verme gibi yüksek bilişsel fonksiyonları ve özerk davranışları sergilemesi beklenen yapay bir sistemdir.

    Yapay zekâ, çıkarsamalar yapmak için kavramlarla, sembolik çıkarsama yöntemleri ve sembolik bilgi temsili ile ilgilenen bir bilgisayar bilimi alt dalıdır. Yapay zekâ insan düşünüşünün bilgisayarlar üzerinde modellenmesinin bir girişi olarak da görülebilir. Bazen insanların çözebileceği her türlü problemin bilgisayarlar tarafından daha hızlı bir şekilde çözülmesine çalışmak olarak da tanımlanır. Yapay zekâ için, bilgisayar yazılımlarının, makinelere insanların zekâlarını kullanarak yaptıkları işleri yapma yeteneği kazandırmaya yönelik olarak kullanılması da denebilir.”

    Dünyada yapay zekâ kuramı bilim kurguya dayanır. Bilgisayarla yaşıt bir bilim dalıdır yapay zekâ… Fikir babası, ‘Makineler düşünebilir mi? ’ tartışmasını ortaya atarak makine zekâsını tartışmaya açan Alan Mathison Turing’dir. Alan Turing, Nazilerin Enigma makinesinin şifre algoritmasını çözmeye çalışan matematikçilerin en ünlenmiş olanlarından biriydi. Kendisi bugünkü modern bilgisayarların temellerini atanlardan birisidir.

    Türkiye’de yapay zekâ alanındaki çalışmalar yenidir. Bu alanda çalışma yapanlar arasında Şakir Kocabaş’ın büyük önemi vardır. O yapay zekâyla ilgili araştırmalar yapmış ve dersler vermiş bir akademisyendi. Şakir Kocabaş’ı 19 Ağustos 2006 günü kaybettik. İlmi kendisine rehber edinen, İslam’a müspet bakışıyla ve inancıyla da dikkat çeken Şakir Kocabaş ülkemiz için mühim bir değerdi. 61 yaşında kaybettiğimiz bu bilim adamı, arkasında birçok öğrenci varisini bıraktı.

    Kocabaş, 1945 yılında İstanbul’da doğmuştu. İlk, orta ve lise tahsilini İstanbul’da tamamlamıştı. 1970 yılında İTÜ Kimya Fakültesi’nden mezun olmuştu. 1972–86 yıllarında Türkiye ve İngiltere’de kimya sanayiinde teknik ve idari görevlerde bulunmuştu. Bu süre içinde bilim ve dil felsefesi çalışmıştı. 1985’te yayınladığı ‘İfadelerin Gramatik Ayırımı’ isimli kitabı Düşünce dalında Yazarlar Birliği’nin ödülünü kazanmıştı.

    Genç denebilecek bir yaşta kaybettiğimiz Şakir Kocabaş,1985–90 yılları arasında Londra Üniversitesi’nde yapay zekâ alanında doktora yaptı. Doktora tezinin konusu ‘Bilginin İşlevsel Sınıflandırılması: Bilimsel Araştırma ve Buluşlar Üzerine Uygulamalar’ idi. Aynı yıllarda Türkiye’de İlim ve Sanat dergisi ve Hindistan’da Aligarh Üniversitesi tarafından yayınlanan MAAS Journal of Islamic Science dergilerinde İslam, bilim ve felsefe konularında makaleleri ve ‘The Qur’anic Concept of Intellect’ ve ‘Foundations of Scientific Thought in Islam’ isimli iki küçük kitabı yayınlandı. 1991 yılında Türkiye’ye dönen Dr. Kocabaş, İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı ve Tübitak Marmara Araştırma Merkezi’nde Yapay Zekâ Grup başkanlığı yaptı. Kocabaş’ın yapay zekâ alanında 15’den fazla uluslararası makale ve konferans yayını bulunmaktadır.

    Onun İz Yayıncılık tarafından basılan ‘İslâm’da Bilginin Temelleri’ adlı eseri okunmaya lâyık orijinal bir kitaptır. Kur’ân’dan seçilmiş yedi temel kavramın (emr, kadr, izn, sahhara, sultan, akl ve ruh) anlamlandırılması yolunda girişilmiş emek mahsulü bir çalışmadır bu… Gayretli bir insan olan Kocabaş’ın pek çok hususta yazdığı makaleler bizlere ışık tutmaktadır. Gençlerimiz onun sistematik çalışma modelini kendilerine örnek edinmelidir.

    Bu ölümlü dünyada insanlar yaptıklarıyla ve geride bıraktıklarıyla anılacaklardır. Kimsenin şahsî malı mülkü adını yaşatmaya yetmez. Kalıcı eser bırakmak lâzımdır. Bu somut veya soyut bir varlık olabilir. Yapay zekâ deyince de merhum Şakir Kocabaş akla gelecek isimlerin başında yer alacaktır. Allah rahmet eylesin.

  • Aybars Dinç
    Aybars Dinç

    Artificial intelligence,Steven Spilberg

  • Osmanbaşaran
    Osmanbaşaran

    Bence yapay zeka doğaldır..Belki şimdi imkansızdır ama ileride insan oğlunun bütün işlerini o yapay zekalar görecektir...Korkunç hem güçlüler hemde insanoğlundan daha akıllılar...

  • Nazlı Bozdağ
    Nazlı Bozdağ

    Yönetilebilen zeka

  • Gamze Kırlangıç
    Gamze Kırlangıç

    Makinalari insanlastirmak..aman Allah korusun..
    sonuçlarini düsünmek bile kötü.

    Birde böyle bir film var..6. Histe oynayan çocuk oynuyor..Robot olan bir çocuk daha sonra insani duygular tasimaya basliyor.bu çocuk gerçekten çok basarili bir oyuncu olacak.

  • İmpiger
    İmpiger

    Dünya'da milyar dollarlık bir araştırma bedeliyle gelişmeye çalışan, peşinden on binlerce bilimadamı sürükleyen ve ülkemizde kanımca hakettiği değeri bulamayan matematik-bilgisayar-elektronik müh. tabanlı bir olgudur. Eğer bilgisayarlarda düşünce ve karar mekanizmalarına sahip olursa insanlığın karşılaşacağı ekonamik,sosyolojik,piskolojik sorunlarsa bu araştırmaların diğer yüzüdür.