İki çeşit 'yalnızlık' vardır; 1- Mecburi Yalnızlık. 2- Tercihli Yalnızlık.
Mecbuurii Yalnızlık:
Adı üstünde olup, garibimin muhtemelen yakın uzak çevresindeki kişi-lerin vefat etmesi-boşanması-kaçması, borç takması, küsmesi küstürmesi, saklanması gözüne görünmemesi vb. bir şekilde yalnız kalmış, erkekse - zamanında evin bütün işlerini hanımın sırtına yüklemiş.. bu yüzden iki yumurta efsanesini tokuşturamayan, çarşafını çorabını donunu nevresimini makineye sokuşturamayan.. Habire 'ruh eşi-ikizi' arayışında, 'aşkımı arıyorum, görenler bulanlar müdüriyete..' anonsunda.. falan.
Aşağıda izah edeceğim, 'Tercihli Yalnız Kişi' özelliklerini sıyırın, mecburi yalnızlık resmi de cascavlak ortaya çıkıverecektir.
Tercihli Yalnızlık:
kuuşşlaaarr.. kuşlar.. uçabilsem sizin gibi de düz olsa şu yokuşlar düşse üstümden şu riyakaar bakışlar..
Kişi, yalnızlığı uzuun yıllar heyecanla dilemiş sabırla beklemiştir. Vatana devlete millete Sakarya'ya, aile kurumuna, komşulara mahalleye, muhtara bakkala vergi dairesine borcunu ödemiş, alacaklarından vaz geçmiş.. Ve 'İşte gün bu gündür, bayramdır düğündür.. Vira bismillahh..' deyu, kuş olup süzülmüştür.. yalnızlığaa.. yıldızlığaa.. yalınlığa.. Essahtan harbiden gerçekten özgürlüğe..
Öncelikle, yalnız kişi dik durur ve doğaya sıfır oturur. Kuuş cıvıltıları içinde gümüş sabahlar.. Üüü ü ü rüüüüü... Kukurikuuuuu.... 'ciik.. cikcikcikcik.. ciii.. ciciciciii.. crrrr.. toprak güneş dağlar orman dere bulutlar aydede yıldızlar.. geccee.. Yeşil gurrbağa vraak vrakları.. hauvv havavav.. miyaauuvv.. Evden bahçe kapısından adım attığında cummpp.. doğanın bağrına, maşuğunun koynuna kredi kartsız tektaşsız giren aşık gibi şevkatle ihtimamla ihtiramla süzülür..
Yalnızlığı tercihli statüde yaşayan kişi, spordan zamanı işlemekten aciz değildir.. Laklak edecek insan arayışı içinde bakkala manava şoföre habire çene çalmaya sarkmaz.. Kaldı ki bunlardan uzaktır zaten. Dikiş iğnesinin o nazlı cilveli inatçı delikciğinden ipliği een çok üçüncü denemede öbür tarafa yallah.. Sürekli olaraktan sürek avında eş dost arkadaş aşk arayışında değildir.. Duvarların üstüne üstüne geldiğini zannetmez.. Yemeği bir hanımdan daha leziz sağlıklı ve yenilikli yapar.. Sabahın bulaşığını akşama, akşamın bulaşığını geçen sabahınkiyle beraber bu sabaha bırakmaz.. Geceleri uykuya dalmak için, seksen sağa doksan sola dönelemez, kırk kere dizlerini karnına çekmez, yüzükoyun.. kalkk.. aç tv yi.. internete girr.. yapmaz.. 'Mevla kimseleri yalnız komasın' diye dualar etmez.. Devamlı bir üretim gelişim içindedir.. Yalnızlığın acısına dayanamayıp, ağlaya zırlaya, anasını arayan mart kuzusu gibi mee.. meeee.... melemez..
kuuşşlaaarr.. kuşlar.. tükürüp beton bloklarına teknolojik boklarına alıp vermeyen mekanlarına sosyal imkanlarına bankasına kankasına.. sarkıtıp topuklarımdan gölgemi kimsecikleri küstürmeden uçabilsem sizin gibi.. kestirmeden..
kuuşşlaarr.. benim için de uçuşun.. benim içimde uçuşun..
Ööyle 'ben yalnızım..' deyivermekle de yalnız olunmaz. Sen apartmanda iki-üç artı bir de otur, sabah akşam dedikoducu selamsız suratsız komşunla karşılaş, avm lerde vakit öldür, habire tüket, altında dört tekerli teneke kutu trafikte ömür tüket, egzoz dumanı yut, hormonlu domates hıyar ye, tv de haber dizi izle.. yazın yediğin hurmalar kışın kredi kartıyla tırmalasın.. ondan sonra otur, yok yalnızım da.. yok hüzünlüyüm de.. şarkı söyle şiir miir yaz edebiyat yap.. Cık, olmaz öyle yalnızlık anacım.
Medeni madeni sistem robotu. modern olmuş kişi üretir iki işi biri çöp biri çişi ....... Rakipsizdir yalnız kişi. Artık kimsecikler onunla sidik yarışı yapamaz. Dedikodu gıybet ikiyüzlülükten, alavera dalavera, dakkadubara, abidik gubidikten, laylaylomdan, kin nefret intikam gibi kaka duygulardan, her çeşit oyundan oyunculuktan uzaktır. Yemek yapmakta maharetli, zamanı işlemekte marifetli, temizlikte bulaşıkta çamaşırda titizdir. Öyle bol yağlı etli değildir, sportmendir. Dağda ormanda saatlerce yürüyebilir. Konuşmaya acıkmaz, güünleerce hiç konuşmadan yaşayabilir. Canı sıkılmaz.. Stres presine girmez.. Psikolojik pişik olmaz.. Depresyon onu depmez..
'E yuh çüş.. n'aaptın öyle, ot gibi sap gibi kuru odun gibi kodun, aman..' demee.. Hem 'Hu' ile hemhal ve doludoludur kişi ('bilenlerden' ise) hemi de, kendin okumaktır, ruha bürünmektir, hayata tek bir yüz ile görünmektir yalnızlık..
İki çeşit 'yalnızlık' vardır; 1- Mecburi Yalnızlık. 2- Tercihli Yalnızlık.
Mecbuurii Yalnızlık:
Adı üstünde olup, garibimin muhtemelen yakın uzak çevresindeki kişi-lerin vefat etmesi-boşanması-kaçması, borç takması, küsmesi küstürmesi, saklanması gözüne görünmemesi vb. bir şekilde yalnız kalmış, erkekse - zamanında evin bütün işlerini hanımın sırtına yüklemiş.. bu yüzden iki yumurta efsanesini tokuşturamayan, çarşafını çorabını donunu nevresimini makineye sokuşturamayan.. Habire 'ruh eşi-ikizi' arayışında, 'aşkımı arıyorum, görenler bulanlar müdüriyete..' anonsunda.. falan.
Aşağıda izah edeceğim, 'Tercihli Yalnız Kişi' özelliklerini sıyırın, mecburi yalnızlık resmi de cascavlak ortaya çıkıverecektir.
Tercihli Yalnızlık:
kuuşşlaaarr.. kuşlar.. uçabilsem sizin gibi de düz olsa şu yokuşlar düşse üstümden şu riyakaar bakışlar..
Kişi, yalnızlığı uzuun yıllar heyecanla dilemiş sabırla beklemiştir. Vatana devlete millete Sakarya'ya, aile kurumuna, komşulara mahalleye, muhtara bakkala vergi dairesine borcunu ödemiş, alacaklarından vaz geçmiş.. Ve 'İşte gün bu gündür, bayramdır düğündür.. Vira bismillahh..' deyu, kuş olup süzülmüştür.. yalnızlığaa.. yıldızlığaa.. yalınlığa.. Essahtan harbiden gerçekten özgürlüğe..
Öncelikle, yalnız kişi dik durur ve doğaya sıfır oturur. Kuuş cıvıltıları içinde gümüş sabahlar.. Üüü ü ü rüüüüü... Kukurikuuuuu.... 'ciik.. cikcikcikcik.. ciii.. ciciciciii.. crrrr.. toprak güneş dağlar orman dere bulutlar aydede yıldızlar.. geccee.. Yeşil gurrbağa vraak vrakları.. hauvv havavav.. miyaauuvv.. Evden bahçe kapısından adım attığında cummpp.. doğanın bağrına, maşuğunun koynuna kredi kartsız tektaşsız giren aşık gibi şevkatle ihtimamla ihtiramla süzülür..
Yalnızlığı tercihli statüde yaşayan kişi, spordan zamanı işlemekten aciz değildir.. Laklak edecek insan arayışı içinde bakkala manava şoföre habire çene çalmaya sarkmaz.. Kaldı ki bunlardan uzaktır zaten. Dikiş iğnesinin o nazlı cilveli inatçı delikciğinden ipliği een çok üçüncü denemede öbür tarafa yallah.. Sürekli olaraktan sürek avında eş dost arkadaş aşk arayışında değildir.. Duvarların üstüne üstüne geldiğini zannetmez.. Yemeği bir hanımdan daha leziz sağlıklı ve yenilikli yapar.. Sabahın bulaşığını akşama, akşamın bulaşığını geçen sabahınkiyle beraber bu sabaha bırakmaz.. Geceleri uykuya dalmak için, seksen sağa doksan sola dönelemez, kırk kere dizlerini karnına çekmez, yüzükoyun.. kalkk.. aç tv yi.. internete girr.. yapmaz.. 'Mevla kimseleri yalnız komasın' diye dualar etmez.. Devamlı bir üretim gelişim içindedir.. Yalnızlığın acısına dayanamayıp, ağlaya zırlaya, anasını arayan mart kuzusu gibi mee.. meeee.... melemez..
kuuşşlaaarr.. kuşlar.. tükürüp beton bloklarına teknolojik boklarına alıp vermeyen mekanlarına sosyal imkanlarına bankasına kankasına.. sarkıtıp topuklarımdan gölgemi kimsecikleri küstürmeden uçabilsem sizin gibi.. kestirmeden..
kuuşşlaarr.. benim için de uçuşun.. benim içimde uçuşun..
Ööyle 'ben yalnızım..' deyivermekle de yalnız olunmaz. Sen apartmanda iki-üç artı bir de otur, sabah akşam dedikoducu selamsız suratsız komşunla karşılaş, avm lerde vakit öldür, habire tüket, altında dört tekerli teneke kutu trafikte ömür tüket, egzoz dumanı yut, hormonlu domates hıyar ye, tv de haber dizi izle.. yazın yediğin hurmalar kışın kredi kartıyla tırmalasın.. ondan sonra otur, yok yalnızım da.. yok hüzünlüyüm de.. şarkı söyle şiir miir yaz edebiyat yap.. Cık, olmaz öyle yalnızlık anacım.
Medeni madeni sistem robotu. modern olmuş kişi üretir iki işi biri çöp biri çişi ....... Rakipsizdir yalnız kişi. Artık kimsecikler onunla sidik yarışı yapamaz. Dedikodu gıybet ikiyüzlülükten, alavera dalavera, dakkadubara, abidik gubidikten, laylaylomdan, kin nefret intikam gibi kaka duygulardan, her çeşit oyundan oyunculuktan uzaktır. Yemek yapmakta maharetli, zamanı işlemekte marifetli, temizlikte bulaşıkta çamaşırda titizdir. Öyle bol yağlı etli değildir, sportmendir. Dağda ormanda saatlerce yürüyebilir. Konuşmaya acıkmaz, güünleerce hiç konuşmadan yaşayabilir. Canı sıkılmaz.. Stres presine girmez.. Psikolojik pişik olmaz.. Depresyon onu depmez..
'E yuh çüş.. n'aaptın öyle, ot gibi sap gibi kuru odun gibi kodun, aman..' demee.. Hem 'Hu' ile hemhal ve doludoludur kişi ('bilenlerden' ise) hemi de, kendin okumaktır, ruha bürünmektir, hayata tek bir yüz ile görünmektir yalnızlık..
yalnızlık, ilerisine asla bakamayacağın bir pencere gerisinde; yağan karı,inen geceyi ve yükselen dağları izlerken,senin,yanımda olduğunu hissetmektir. hayalini yanımda taşımak,yanında varlığımı unutmaktır. küçük bir ben içinde,koca bir sensizliği yaşamaktır yalnızlık! yaşamak ve şikayet etmemek.
yalnızlık, seni,herkesini ve herşeyini kabullenmek ama bunu sana anlatma yeteneğinden yoksun olmaktır. anlatamamanın yanında durmadan konuşmak ve tüm susmaları sana kaptırmak, sonunda sessizliğe mahkum olmaktır. suskunluğunun her bir harfini yorumlamak ve haricinde duyduğum sesleri inkar etmektir yalnızlık. her şarkıda artan sızımı dindirmek yerine 'sevdiğim türkünü susur da git' diyerek haykırmaktır! .yalnızlık,acı ezgilerine sırt dönüp,sadece senin sesinin nemini dinlemektir. ezgilerden daha acı sesinin ta kendisidir yalnızlık!
şimdiyi yok saymak,yarını ertelemek ve fotorafların sınırlı karelerinde, sen’li dünleri yaşamak da,yalnızca,yalnızken yapılacak akıl karı bir deliliktir ve delilik, yalnızlığın en yalın tanımıdır!
yalnızlık, yarin kentinde kendini öksüz hissetmektir. cadde boyu ışıklarda büyüyen kimsesizliği,hiçbir gülüşe sığdıramamak, ulu orta ağlamak ve kendine konuşmaktır.suretin düştüğü her yüze sen diye bakmak, suretinin aslına korkusuzca bakmak,aynalardaki suretime bakamamaktır yalnızlık!
çok vagonlu bir trende,her istasyonda yeniden başlayan çok seferli bir yolculuktur yalnızlık!
yalnızlık, sana gelirken yolları günlerin ardında bitirmek; senden giderken,yollarda; 'ömrümü bitirmektir'…
yalnızlık, söylediğin her sözü aklımda tutmak,seni hiç unutmamışken, her defasında yeniden yeniden hatırlamak,geceleri terk edip,sabahları kapına sığınmak ve gittiğini bile bile 'inançsızca' dönmeni beklemektir…
şiirlere soyunup,mektup giyinmek; bütün şairleri reddedip bir yazara aşık olmaktır yalnızlık.
Ve ne kadar kalabalık yalnızlığımız. Herkeste kendimize çarpıyoruz. Kara ipekten bir yorgan gibi üstümü örtüyor, iğde kokuları, limon çiçeklerinin incecik kokusu, kızıllığı karanlığın içinde bile sezilen sardunyalar, minicik saplarının ucunda sessizce duran minicik güller, çiçeklenmemiş bir hanımeli. Sessiz sakin ve mükemmel bir gece. Ve ne kadar kalabalık yalnızlığımız. Ne tarafa dönsek kendimize çarpıyoruz...
YALNIZLIK : Yalnızlığın kadarsın yalnızlığın mis kokmalı yalnızlık dediğin büyük bir zinda...n ...dünyanın en kalabalık zindanı dinden imandan çıkarır ama öyle bir adam eder ki insanı
yalnızlık bir odada tek başın olmaktır hüzünlü hiçkimseyle konuşmayan bazen iyidir bazen kötüdür.bedenini sanki birşey kemiriyor gibi olur.sessizlik alır götürür.yaşlandıkça yanlızlık dahada asileşir.sen ölünce o da ölür gider.artık dünyada yaptım sana yapacagımı peşini bırakmam der gibi olur.hayallerin sevgilerin uçar gider.hayatın sana oynadıgı bir oyundur yalnızlık bambaşka ve acıtıcı birşeydir.seni alır götürür.
sonra kalktı yatağından,sobayı yaktı; hiç bir şey olmamış gibi defterini açtı.ayakları yine fazla ısınıyordu ama bi yandan da üşüyor du.uyumak ne zor du böyle geceler de. bir sigara içmek için ayrıldığı yatağına bir daha dönemeyebilir di. sabaha kadar sigarayla kahve içer di. işte yalnızlık tam da burda zuhur eder. hayallere ve hatırlara dalan adam şimdiye dönünce ürperir. burda bu oda da yalnız olduğuna inanmak istmez. yaşanılan acı tatlı hatıraları,kurulan hayalleri şimdiye taşımak ister. sonra kapı açılır birden. annesi bu vakitte ne yaptığını sorar. bu soğukta üşümemelidir. yatıp uyumasını söyler. üşümüyor du adam. yaşadığı şehre yağmur yağıyor du her gün yüreğine hatıralarıyla hüzün. bunları anlaramaz dı annesine. biraz sonra yatacağını söyledi ve annasi gitti. başbaşa kaldı yine kendiyle. yalnız olmadığını anladı.
'Ölmüş erkek ve kadınlarımıza yalnızca şunları söyleyebileceğimiz günü özlemle bekliyoruz: teslim olmadık, vazgeçmedik, satılmadık.' (Subcomandante Marcos)
insanı duvarlarla,yıldızlarla konuşturan,bir zaman sonra gelip gözlerine hapsolan hüzündür.kimi zaman kalabalıklar içinde yakalar insanı. bazen sevilesi özlenilesidir.bazen ölesiye nefret edilesidir.velhasıl zordur.
Yolları, duvarları geç yavaş yavaş. Giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını. Ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş. Giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının...
Benim için bir fobi..
Kişinin yaşamında yalın ve özgür olma hali.
İki çeşit 'yalnızlık' vardır;
1- Mecburi Yalnızlık.
2- Tercihli Yalnızlık.
Mecbuurii Yalnızlık:
Adı üstünde olup, garibimin muhtemelen yakın uzak çevresindeki kişi-lerin vefat etmesi-boşanması-kaçması, borç takması, küsmesi küstürmesi, saklanması gözüne görünmemesi vb. bir şekilde yalnız kalmış, erkekse - zamanında evin bütün işlerini hanımın sırtına yüklemiş.. bu yüzden iki yumurta efsanesini tokuşturamayan, çarşafını çorabını donunu nevresimini makineye sokuşturamayan..
Habire 'ruh eşi-ikizi' arayışında, 'aşkımı arıyorum, görenler bulanlar müdüriyete..' anonsunda.. falan.
Aşağıda izah edeceğim, 'Tercihli Yalnız Kişi' özelliklerini
sıyırın, mecburi yalnızlık resmi de cascavlak ortaya çıkıverecektir.
Tercihli Yalnızlık:
kuuşşlaaarr.. kuşlar..
uçabilsem sizin gibi de
düz olsa şu yokuşlar
düşse üstümden
şu riyakaar bakışlar..
Kişi, yalnızlığı uzuun yıllar heyecanla dilemiş sabırla beklemiştir. Vatana devlete millete Sakarya'ya, aile kurumuna, komşulara mahalleye, muhtara bakkala vergi dairesine borcunu ödemiş, alacaklarından vaz geçmiş..
Ve 'İşte gün bu gündür, bayramdır düğündür.. Vira bismillahh..' deyu, kuş olup süzülmüştür.. yalnızlığaa.. yıldızlığaa.. yalınlığa.. Essahtan harbiden gerçekten özgürlüğe..
Öncelikle, yalnız kişi dik durur ve doğaya sıfır oturur.
Kuuş cıvıltıları içinde gümüş sabahlar..
Üüü ü ü rüüüüü... Kukurikuuuuu.... 'ciik.. cikcikcikcik.. ciii.. ciciciciii.. crrrr..
toprak güneş dağlar orman dere bulutlar aydede yıldızlar.. geccee..
Yeşil gurrbağa vraak vrakları.. hauvv havavav.. miyaauuvv..
Evden bahçe kapısından adım attığında cummpp.. doğanın bağrına, maşuğunun koynuna kredi kartsız tektaşsız giren aşık gibi şevkatle ihtimamla ihtiramla süzülür..
Yalnızlığı tercihli statüde yaşayan kişi, spordan zamanı işlemekten aciz değildir..
Laklak edecek insan arayışı içinde bakkala manava şoföre
habire çene çalmaya sarkmaz.. Kaldı ki bunlardan uzaktır zaten.
Dikiş iğnesinin o nazlı cilveli inatçı delikciğinden ipliği
een çok üçüncü denemede öbür tarafa yallah..
Sürekli olaraktan sürek avında eş dost arkadaş aşk arayışında değildir..
Duvarların üstüne üstüne geldiğini zannetmez..
Yemeği bir hanımdan daha leziz sağlıklı ve yenilikli yapar..
Sabahın bulaşığını akşama, akşamın bulaşığını geçen sabahınkiyle beraber bu sabaha bırakmaz..
Geceleri uykuya dalmak için, seksen sağa doksan sola dönelemez, kırk kere dizlerini karnına çekmez, yüzükoyun.. kalkk.. aç tv yi.. internete girr.. yapmaz..
'Mevla kimseleri yalnız komasın' diye dualar etmez..
Devamlı bir üretim gelişim içindedir..
Yalnızlığın acısına dayanamayıp, ağlaya zırlaya, anasını arayan mart kuzusu gibi mee.. meeee.... melemez..
kuuşşlaaarr.. kuşlar..
tükürüp beton bloklarına
teknolojik boklarına
alıp vermeyen mekanlarına
sosyal imkanlarına
bankasına kankasına..
sarkıtıp topuklarımdan gölgemi
kimsecikleri küstürmeden
uçabilsem sizin gibi..
kestirmeden..
kuuşşlaarr..
benim için de uçuşun..
benim içimde uçuşun..
Ööyle 'ben yalnızım..' deyivermekle de yalnız olunmaz.
Sen apartmanda iki-üç artı bir de otur, sabah akşam dedikoducu selamsız suratsız komşunla karşılaş, avm lerde vakit öldür, habire tüket, altında dört tekerli teneke kutu trafikte ömür tüket, egzoz dumanı yut, hormonlu domates hıyar ye, tv de haber dizi izle.. yazın yediğin hurmalar kışın kredi kartıyla tırmalasın.. ondan sonra otur, yok yalnızım da.. yok hüzünlüyüm de.. şarkı söyle şiir miir yaz edebiyat yap..
Cık, olmaz öyle yalnızlık anacım.
Medeni madeni sistem robotu.
modern olmuş kişi
üretir iki işi
biri çöp biri çişi
.......
Rakipsizdir yalnız kişi. Artık kimsecikler onunla sidik yarışı yapamaz. Dedikodu gıybet ikiyüzlülükten, alavera dalavera, dakkadubara, abidik gubidikten, laylaylomdan, kin nefret intikam gibi kaka duygulardan, her çeşit oyundan oyunculuktan uzaktır.
Yemek yapmakta maharetli, zamanı işlemekte marifetli,
temizlikte bulaşıkta çamaşırda titizdir.
Öyle bol yağlı etli değildir, sportmendir.
Dağda ormanda saatlerce yürüyebilir.
Konuşmaya acıkmaz, güünleerce hiç konuşmadan yaşayabilir.
Canı sıkılmaz..
Stres presine girmez..
Psikolojik pişik olmaz..
Depresyon onu depmez..
'E yuh çüş.. n'aaptın öyle, ot gibi sap gibi kuru odun gibi kodun, aman..'
demee..
Hem 'Hu' ile hemhal ve doludoludur kişi ('bilenlerden' ise) hemi de,
kendin okumaktır, ruha bürünmektir, hayata tek bir yüz ile görünmektir yalnızlık..
Sihirlidir..
Kişinin yaşamında yalın ve özgür olma hali.
İki çeşit 'yalnızlık' vardır;
1- Mecburi Yalnızlık.
2- Tercihli Yalnızlık.
Mecbuurii Yalnızlık:
Adı üstünde olup, garibimin muhtemelen yakın uzak çevresindeki kişi-lerin vefat etmesi-boşanması-kaçması, borç takması, küsmesi küstürmesi, saklanması gözüne görünmemesi vb. bir şekilde yalnız kalmış, erkekse - zamanında evin bütün işlerini hanımın sırtına yüklemiş.. bu yüzden iki yumurta efsanesini tokuşturamayan, çarşafını çorabını donunu nevresimini makineye sokuşturamayan..
Habire 'ruh eşi-ikizi' arayışında, 'aşkımı arıyorum, görenler bulanlar müdüriyete..' anonsunda.. falan.
Aşağıda izah edeceğim, 'Tercihli Yalnız Kişi' özelliklerini
sıyırın, mecburi yalnızlık resmi de cascavlak ortaya çıkıverecektir.
Tercihli Yalnızlık:
kuuşşlaaarr.. kuşlar..
uçabilsem sizin gibi de
düz olsa şu yokuşlar
düşse üstümden
şu riyakaar bakışlar..
Kişi, yalnızlığı uzuun yıllar heyecanla dilemiş sabırla beklemiştir. Vatana devlete millete Sakarya'ya, aile kurumuna, komşulara mahalleye, muhtara bakkala vergi dairesine borcunu ödemiş, alacaklarından vaz geçmiş..
Ve 'İşte gün bu gündür, bayramdır düğündür.. Vira bismillahh..' deyu, kuş olup süzülmüştür.. yalnızlığaa.. yıldızlığaa.. yalınlığa.. Essahtan harbiden gerçekten özgürlüğe..
Öncelikle, yalnız kişi dik durur ve doğaya sıfır oturur.
Kuuş cıvıltıları içinde gümüş sabahlar..
Üüü ü ü rüüüüü... Kukurikuuuuu.... 'ciik.. cikcikcikcik.. ciii.. ciciciciii.. crrrr..
toprak güneş dağlar orman dere bulutlar aydede yıldızlar.. geccee..
Yeşil gurrbağa vraak vrakları.. hauvv havavav.. miyaauuvv..
Evden bahçe kapısından adım attığında cummpp.. doğanın bağrına, maşuğunun koynuna kredi kartsız tektaşsız giren aşık gibi şevkatle ihtimamla ihtiramla süzülür..
Yalnızlığı tercihli statüde yaşayan kişi, spordan zamanı işlemekten aciz değildir..
Laklak edecek insan arayışı içinde bakkala manava şoföre
habire çene çalmaya sarkmaz.. Kaldı ki bunlardan uzaktır zaten.
Dikiş iğnesinin o nazlı cilveli inatçı delikciğinden ipliği
een çok üçüncü denemede öbür tarafa yallah..
Sürekli olaraktan sürek avında eş dost arkadaş aşk arayışında değildir..
Duvarların üstüne üstüne geldiğini zannetmez..
Yemeği bir hanımdan daha leziz sağlıklı ve yenilikli yapar..
Sabahın bulaşığını akşama, akşamın bulaşığını geçen sabahınkiyle beraber bu sabaha bırakmaz..
Geceleri uykuya dalmak için, seksen sağa doksan sola dönelemez, kırk kere dizlerini karnına çekmez, yüzükoyun.. kalkk.. aç tv yi.. internete girr.. yapmaz..
'Mevla kimseleri yalnız komasın' diye dualar etmez..
Devamlı bir üretim gelişim içindedir..
Yalnızlığın acısına dayanamayıp, ağlaya zırlaya, anasını arayan mart kuzusu gibi mee.. meeee.... melemez..
kuuşşlaaarr.. kuşlar..
tükürüp beton bloklarına
teknolojik boklarına
alıp vermeyen mekanlarına
sosyal imkanlarına
bankasına kankasına..
sarkıtıp topuklarımdan gölgemi
kimsecikleri küstürmeden
uçabilsem sizin gibi..
kestirmeden..
kuuşşlaarr..
benim için de uçuşun..
benim içimde uçuşun..
Ööyle 'ben yalnızım..' deyivermekle de yalnız olunmaz.
Sen apartmanda iki-üç artı bir de otur, sabah akşam dedikoducu selamsız suratsız komşunla karşılaş, avm lerde vakit öldür, habire tüket, altında dört tekerli teneke kutu trafikte ömür tüket, egzoz dumanı yut, hormonlu domates hıyar ye, tv de haber dizi izle.. yazın yediğin hurmalar kışın kredi kartıyla tırmalasın.. ondan sonra otur, yok yalnızım da.. yok hüzünlüyüm de.. şarkı söyle şiir miir yaz edebiyat yap..
Cık, olmaz öyle yalnızlık anacım.
Medeni madeni sistem robotu.
modern olmuş kişi
üretir iki işi
biri çöp biri çişi
.......
Rakipsizdir yalnız kişi. Artık kimsecikler onunla sidik yarışı yapamaz. Dedikodu gıybet ikiyüzlülükten, alavera dalavera, dakkadubara, abidik gubidikten, laylaylomdan, kin nefret intikam gibi kaka duygulardan, her çeşit oyundan oyunculuktan uzaktır.
Yemek yapmakta maharetli, zamanı işlemekte marifetli,
temizlikte bulaşıkta çamaşırda titizdir.
Öyle bol yağlı etli değildir, sportmendir.
Dağda ormanda saatlerce yürüyebilir.
Konuşmaya acıkmaz, güünleerce hiç konuşmadan yaşayabilir.
Canı sıkılmaz..
Stres presine girmez..
Psikolojik pişik olmaz..
Depresyon onu depmez..
'E yuh çüş.. n'aaptın öyle, ot gibi sap gibi kuru odun gibi kodun, aman..'
demee..
Hem 'Hu' ile hemhal ve doludoludur kişi ('bilenlerden' ise) hemi de,
kendin okumaktır, ruha bürünmektir, hayata tek bir yüz ile görünmektir yalnızlık..
Sihirlidir..
Al yalnızlığını gel, sıkılmayız.
Senin yalnızlığın,
Benim yalnızlığımla konuşur.
Biz, ikimiz SuSarız..
Erhan Güleryüz
Yalnızlık
yalnızlık,
ilerisine asla bakamayacağın bir pencere gerisinde;
yağan karı,inen geceyi ve yükselen dağları izlerken,senin,yanımda olduğunu hissetmektir.
hayalini yanımda taşımak,yanında varlığımı unutmaktır.
küçük bir ben içinde,koca bir sensizliği yaşamaktır yalnızlık!
yaşamak ve şikayet etmemek.
yalnızlık,
seni,herkesini ve herşeyini kabullenmek ama bunu sana anlatma yeteneğinden yoksun olmaktır.
anlatamamanın yanında durmadan konuşmak ve tüm susmaları sana kaptırmak,
sonunda sessizliğe mahkum olmaktır.
suskunluğunun her bir harfini yorumlamak ve
haricinde duyduğum sesleri inkar etmektir yalnızlık.
her şarkıda artan sızımı dindirmek yerine 'sevdiğim türkünü susur da git' diyerek haykırmaktır! .yalnızlık,acı ezgilerine sırt dönüp,sadece senin sesinin nemini dinlemektir.
ezgilerden daha acı sesinin ta kendisidir yalnızlık!
şimdiyi yok saymak,yarını ertelemek ve fotorafların sınırlı karelerinde,
sen’li dünleri yaşamak da,yalnızca,yalnızken yapılacak akıl karı bir deliliktir ve delilik,
yalnızlığın en yalın tanımıdır!
yalnızlık,
yarin kentinde kendini öksüz hissetmektir.
cadde boyu ışıklarda büyüyen kimsesizliği,hiçbir gülüşe sığdıramamak,
ulu orta ağlamak ve kendine konuşmaktır.suretin düştüğü her yüze sen diye bakmak,
suretinin aslına korkusuzca bakmak,aynalardaki suretime bakamamaktır yalnızlık!
çok vagonlu bir trende,her istasyonda yeniden başlayan çok seferli bir yolculuktur yalnızlık!
yalnızlık,
sana gelirken yolları günlerin ardında bitirmek; senden giderken,yollarda;
'ömrümü bitirmektir'…
yalnızlık,
söylediğin her sözü aklımda tutmak,seni hiç unutmamışken,
her defasında yeniden yeniden hatırlamak,geceleri terk edip,sabahları kapına sığınmak ve
gittiğini bile bile 'inançsızca' dönmeni beklemektir…
şiirlere soyunup,mektup giyinmek; bütün şairleri reddedip bir yazara aşık olmaktır yalnızlık.
ve…
yalnızlık…
varlığında yokluğunda,
'yalnızım çünkü sen varsın' demektir…
Kahraman TAZEOĞLU
Yanlızlık sardı vücudumu doldu taştı heryer bunaldım, ama gitmiyorum tek gerçeyim o benim,,yalansız,dolansız..
Ve ne kadar kalabalık yalnızlığımız.
Herkeste kendimize çarpıyoruz.
Kara ipekten bir yorgan gibi üstümü örtüyor,
iğde kokuları, limon çiçeklerinin incecik kokusu,
kızıllığı karanlığın içinde bile sezilen sardunyalar,
minicik saplarının ucunda sessizce duran minicik güller,
çiçeklenmemiş bir hanımeli.
Sessiz sakin ve mükemmel bir gece.
Ve ne kadar kalabalık yalnızlığımız.
Ne tarafa dönsek kendimize çarpıyoruz...
AHMET ALTAN
güzeldir bazen yalnızlık..hatıralar olmasa...
Paylaşabileceğim tek şey yalnızlığımdı. Yapamadım, etraf çok kalabalıktı!
YALNIZLIK
:
Yalnızlığın kadarsın
yalnızlığın mis kokmalı
yalnızlık dediğin büyük bir zinda...n
...dünyanın en kalabalık zindanı
dinden imandan çıkarır
ama öyle bir adam eder ki insanı
Bedri Rahmi EYÜBOĞLU
Sen yokken tıklım tıklım yalnız kalıyorum.. Mahsun düşüyor güneşe gölgem.. Senin ellerinde ne var bilmiyorum tuttukça kalabalık oluyorum...
yalnızlık bir odada tek başın olmaktır hüzünlü hiçkimseyle konuşmayan bazen iyidir bazen kötüdür.bedenini sanki birşey kemiriyor gibi olur.sessizlik alır götürür.yaşlandıkça yanlızlık dahada asileşir.sen ölünce o da ölür gider.artık dünyada yaptım sana yapacagımı peşini bırakmam der gibi olur.hayallerin sevgilerin uçar gider.hayatın sana oynadıgı bir oyundur yalnızlık bambaşka ve acıtıcı birşeydir.seni alır götürür.
sabahı olmayan gece kalabalık kimsesizlik tir
ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı
fuzuli
sonra kalktı yatağından,sobayı yaktı; hiç bir şey olmamış gibi defterini açtı.ayakları yine fazla ısınıyordu ama bi yandan da üşüyor du.uyumak ne zor du böyle geceler de. bir sigara içmek için ayrıldığı yatağına bir daha dönemeyebilir di. sabaha kadar sigarayla kahve içer di. işte yalnızlık tam da burda zuhur eder. hayallere ve hatırlara dalan adam şimdiye dönünce ürperir. burda bu oda da yalnız olduğuna inanmak istmez. yaşanılan acı tatlı hatıraları,kurulan hayalleri şimdiye taşımak ister. sonra kapı açılır birden. annesi bu vakitte ne yaptığını sorar. bu soğukta üşümemelidir. yatıp uyumasını söyler. üşümüyor du adam. yaşadığı şehre yağmur yağıyor du her gün yüreğine hatıralarıyla hüzün. bunları anlaramaz dı annesine. biraz sonra yatacağını söyledi ve annasi gitti. başbaşa kaldı yine kendiyle. yalnız olmadığını anladı.
yalnız kelimesi ek almaz,
alsa da eğreti durur
'Ölmüş erkek ve kadınlarımıza yalnızca şunları söyleyebileceğimiz günü özlemle bekliyoruz: teslim olmadık, vazgeçmedik, satılmadık.' (Subcomandante Marcos)
Yalnızlığın lisanı Sükûttur...
insanı duvarlarla,yıldızlarla konuşturan,bir zaman sonra gelip gözlerine hapsolan hüzündür.kimi zaman kalabalıklar içinde yakalar insanı.
bazen sevilesi özlenilesidir.bazen ölesiye nefret edilesidir.velhasıl zordur.
Seçimdir...
Peki niye seçilir?
gerçek benlik!
seçilmiş yalnızlıktan daha kötüdür seçilmemiş yalnızlık..
gördüğü nesneleri paylaşacak kimsesi olmayınca insan kendi resmini çekermiş..
YALNIZLIK+HAYAT=BEN
İki satırlık ömrümüzü hebâ ettik yalnızlığa..
Adam sandık,sarıldık; gönül verdik ıssızlığa..!
kendimi dinleme fırsatı...iç dünyama yolculuğun giriş kapısı...
umarsızca boşluğa bakıp, çaresizce hayallere sarılmak...
yalnızlık benim eskimeyen sevgilim.
yalnızlık benim eski sevgilim
Yolları, duvarları geç yavaş yavaş.
Giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını.
Ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş.
Giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının...
bir yalnızlık büyütürdüm saksıda...