Ne giydiğini yaz bana! Sıcak tutuyor mu? Nasıl uyuduğunu yaz bana! Yatağın yumuşak mı? Nasıl göründüğünü yaz bana! Hep aynı mısın? Neyi özlediğini yaz bana! Kolumu mu? Nasılsın, yaz bana! Hoş tutuyorlar mı seni? Ne bok yiyorlar, yaz bana! Cesaretin yetiyor mu? Ne yaptığını yaz bana! Yaptığın şey iyi mi? Neyi düşündüğünü yaz bana! Beni mi? Elbette sorulardır sana bütün verebildiğim. Ve gelen yanıtları kabullenmeliyim, mecburum buna. Yorgunsan, uzatamam sana elimi. Ya da açsan, seni besleyemem. Sanki yaşamamışım bu dünyada, hiç yokmuşum. Unutmuşum sanki seni.
Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü? Samed Behrengi - Küçük Kara Balık
Hayatı bir piyango gibi gördüğünü ve ona ancak bir tek biletle katılabileceğine inandığını düşündü. Sanki çekiliş bitmiş, biletine amorti bile çıkmamıştı. Bilet çöplüğe!
Herkesin bir umudu vardır, bir savaşı, bir kaybedişi, bir acısı, bir yalnızlığı, bir hüznü. Çünkü herkesin bir gideni vardır, içinden bir türlü uğurlayamadığı...
....ben hep inandım Yeşilçam filmlerindeki o fakir ama gururlu kızlara/oğlanlara, Hulusi Kertmen gibi olacaktı babam,öfkesi hep sevgiden,ablam uçuk ve güzel kız,abim Çirkin Kral, sonra türlü türlü sevgilerle yenecektik zengin ve ukala takımını,mahallenin dulu Esma 'ya; hani şu geceleri fena bıyıklı bir adamdan bağıra bağıra şiirler, sözler okuyan..,ona bile inandın ben..
..''aşık bir dul''a geliyor.Evet, o sensin:))
...''aşık bir dul''a geliyor,evet sensin o:))
"Sevmenin ölçüsü ölçüsüz sevmektir."
Spinoza
Sorular
Ne giydiğini yaz bana!
Sıcak tutuyor mu?
Nasıl uyuduğunu yaz bana!
Yatağın yumuşak mı?
Nasıl göründüğünü yaz bana!
Hep aynı mısın?
Neyi özlediğini yaz bana!
Kolumu mu?
Nasılsın, yaz bana!
Hoş tutuyorlar mı seni?
Ne bok yiyorlar, yaz bana!
Cesaretin yetiyor mu?
Ne yaptığını yaz bana!
Yaptığın şey iyi mi?
Neyi düşündüğünü yaz bana!
Beni mi?
Elbette sorulardır
sana bütün verebildiğim.
Ve gelen yanıtları kabullenmeliyim,
mecburum buna.
Yorgunsan, uzatamam sana elimi.
Ya da açsan, seni besleyemem.
Sanki yaşamamışım bu dünyada,
hiç yokmuşum.
Unutmuşum sanki seni.
Bertolt Brecht
Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü? Samed Behrengi - Küçük Kara Balık
Hastalar sabahı, mahkumlar geceyi bekler.
Hem sabahı bekliyorum hemde geceyi.
Ben hastayım, ben sana mahkum!
Günaydın kromozon kardeşler, kağıt çıkarın, kalem çıkarın, sözlü yapıcam!
Belki bütün kötüleri yenemeyeceğiz ama asla onlar gibi de olmayacağız.
Bir şarap bir cigara
Sonbahar koynumda
Yalnızlığı kokluyorum
Kurutulmuş yapraklarda
Yağmur yemiş topraklarda
Hayatı bir piyango gibi gördüğünü ve ona ancak bir tek biletle katılabileceğine inandığını düşündü. Sanki çekiliş bitmiş, biletine amorti bile çıkmamıştı. Bilet çöplüğe!
Yalnızlar, Tarık Buğra
kilit vurdum dilime
Ne yapalım yani?
Bu dünyanın gerçekleri varsa,
bizim de hayallerimiz var..
Günaydın; soğuk ve kırık yakarış...
Bana birşeyler oldu
Artık şiir yazmıyorum içimdeki
Hüzün denizinde balık tutuyorum sadece
ödevler yapılıyor mu?
Herkesin bir umudu vardır, bir savaşı, bir kaybedişi, bir acısı, bir yalnızlığı, bir hüznü. Çünkü herkesin bir gideni vardır, içinden bir türlü uğurlayamadığı...
Bir varmış, hep yokmuş...
Sana da bu yakışırdı İ.
Hakikate katlanmak ... ister :))
Bir özelliği yok buradaki mesajların zaten sıklıkla başka profil oluyoruz :))
..... alaşağı edici, yıkıcı, insafsız kahkahalarla döndüm dostlarım. Ve "hakikati arayan,onu bulmanın cezasına katlanır":)))
Not. Özel mesajlar karışıyor ve yanlışlıkla bı tanesini okumuş oldum affola!
Beni sessizliğin defalarca kefenlemiştir ama senden daha fazla haykıran toprağa ilk defa gireceğim.
Bana şans dile ey unutan!
Çay/Sızım daha nasıl olunabilir ki...
Hastalığını öğrenip "geçmiş olsun" diyenden ziyade; bir gün sonra "nasıl oldun" diyenler olmalı yanında...
C.Süreya:
”Bir ovanın düz oluşu gibi bir şeydir, yalnızlık.”
Ö.Asaf:
”İnsanın kendine mektup yazmasıdır, yalnızlık.”
C.Zarifoğlu:
"Ah şu yalnızlık, kemik gibi ne yana dönsen batar.”
S.Karakoç:
" Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!”
E.Cansever:
"Bir kişi bile değilim yalnızlıktan.”
....ben hep inandım Yeşilçam filmlerindeki o fakir ama gururlu kızlara/oğlanlara, Hulusi Kertmen gibi olacaktı babam,öfkesi hep sevgiden,ablam uçuk ve güzel kız,abim Çirkin Kral, sonra türlü türlü sevgilerle yenecektik zengin ve ukala takımını,mahallenin dulu Esma 'ya; hani şu geceleri fena bıyıklı bir adamdan bağıra bağıra şiirler, sözler okuyan..,ona bile inandın ben..
Seni sevmeyip de ne yapacaktım acaba..
İlk defa yalnızlar mektebinde :))