BABA Kimdir? "Baba öyle büyüktür ki, takvim yaprağında tek güne, sinemada tek filme,diziye, müzikte tek türküye sığmaz. Sofrada tuz veya baharat gibidir. Çayda bazen dem, bazen şeker gibidir; hayata tat verir. Vücutta kan gibidir, dolaşır durur. Gökte ay gibidir, parlar durur. Bazen şimşek gibi gürler ama çabucak durulur. Baba, dağdan gelen su gibidir. Sürekli evlatlarının yüreğine sevgisini akıtır. Baba bazen fırtına gibi kopar, aslan gibi kükrer ama yufka ekmek gibi ince ve zariftir aslında. Baba ömürlük bir çınar ağacı gibi hic gitmeyen gölgesi altında ailesinin bireylerini etraftaki kalleşlerden ve çakallardan koruyan yeleli bir aslan gibidir. Beyaz saçlı yaşlı bir bahçıvan misali kızının yüreğini sevgi katreleriyle sular; narin bir çiçek gibi ömrü boyunca ona göz kulak olur. Oğlu için her daim güvenle yaslanilabilecek bir duvardır; ona cesaret, güç ve güven verir. Eşi için ise bazen ekmek, su gibi bazen de en zor zamanda imdada yetişen şarj aleti gibi elzemdir. Ekmek götürdüğü evindeki aile fertlerine zorluklarla başa çıkmayı ve güzellikleri paylaşmayı öğreten baba, ailenin koruyucu ve kollayıcısıdır. Baba gökkuşağı gibi etrafına renk saçar, muallim gibi karanlığı aydınlatır, pasta cila gibi bitmeyen sevgisiyle başkalarının kalplerini de parlatır. Velhasıl kelam, Cennetin kapılarından bir kapı olan baba, ailenin en değerli varlığıdır. İsteyen o kapıyı kırar, isteyen de gözü gibi muhafaza eder... (Dr. Yasin Aslan) Tüm babaların babalar günü kutlu olsun.
ilk kez mektepte; soğuk içiniz ve yüksek sesle dinleyiniz! Kamilin kaptanına, yeraltı tayfasına, gelmemiş bahara, kullan at dostluklarla, suya, sabuna :))
Üç sokak ötede yalnız yaşayan, Genç bir delikanlı otururdu. Yakışıklı, zekiydi. Gözleri ışıl ışıldı. Ve çok severdi beni. Kahvede yanıma oturur, Uzun uzun muhabbet ederdi benimle. Derin bir iç çeker, Anlatmaya başlardı bana aşık olduğu kızı; Gözleri çok güzel, Saçları sırma gibi, Yakında yüzüne söyleyeceğim herşeyi der dururdu. Her oturuşunda ondan bahsederdi.
En son 2 ay önce gelmişti kahveye, Gözleri parlayan çocuk, İlk defa mutsuz girmişti içeri. Ve hep oralet içerdi, Çay söyledi o gün, İlk defa da o zaman sigara istedi benden. Hiç konuşmuyordu, Yüzü asık olunca bekledim biraz, Bardağın yarısına gelince sordum. "Ne oldu, moralin bozuk bugün?" Cevap vermedi. Çayını bitirince tam tekrar soruyordum ki... "Başkasına vermişler" dedi. Sigarayı fırlattı, Hızla masadan kalktı.
Bugün yine oturduğu sokaktan geçiyordum, Bir kargaşa vardı evinin önünde. Gidip bakayım dedim; Beyaz bir kefen çıkıyordu kapıdan. O an anlamıştım ne olduğunu. Komşulara sordum, "İnce hastalıktan ölmüş" dediler. Peh, Ölse ölse yalnızlıktan ölmüştür. 16.03.2020
BABA Kimdir?
"Baba öyle büyüktür ki, takvim yaprağında tek güne, sinemada tek filme,diziye, müzikte tek türküye sığmaz. Sofrada tuz veya baharat gibidir. Çayda bazen dem, bazen şeker gibidir; hayata tat verir. Vücutta kan gibidir, dolaşır durur. Gökte ay gibidir, parlar durur. Bazen şimşek gibi gürler ama çabucak durulur. Baba, dağdan gelen su gibidir. Sürekli evlatlarının yüreğine sevgisini akıtır. Baba bazen fırtına gibi kopar, aslan gibi kükrer ama yufka ekmek gibi ince ve zariftir aslında. Baba ömürlük bir çınar ağacı gibi hic gitmeyen gölgesi altında ailesinin bireylerini etraftaki kalleşlerden ve çakallardan koruyan yeleli bir aslan gibidir. Beyaz saçlı yaşlı bir bahçıvan misali kızının yüreğini sevgi katreleriyle sular; narin bir çiçek gibi ömrü boyunca ona göz kulak olur. Oğlu için her daim güvenle yaslanilabilecek bir duvardır; ona cesaret, güç ve güven verir. Eşi için ise bazen ekmek, su gibi bazen de en zor zamanda imdada yetişen şarj aleti gibi elzemdir. Ekmek götürdüğü evindeki aile fertlerine zorluklarla başa çıkmayı ve güzellikleri paylaşmayı öğreten baba, ailenin koruyucu ve kollayıcısıdır. Baba gökkuşağı gibi etrafına renk saçar, muallim gibi karanlığı aydınlatır, pasta cila gibi bitmeyen sevgisiyle başkalarının kalplerini de parlatır. Velhasıl kelam, Cennetin kapılarından bir kapı
olan baba, ailenin en değerli varlığıdır. İsteyen o kapıyı kırar, isteyen de gözü gibi muhafaza eder... (Dr. Yasin Aslan)
Tüm babaların babalar günü kutlu olsun.
Söz gümüş ise sükut altindir
ilk kez mektepte; soğuk içiniz ve yüksek sesle dinleyiniz!
Kamilin kaptanına, yeraltı tayfasına, gelmemiş bahara, kullan at dostluklarla, suya, sabuna :))
Kamilden, karada hapsolmuş kaptanına gelsin...
.....,sizi özledim çocuklar.
ilk kez mektepte...
Kamilin kaptanına ve düşlerin ressamına gelsin...
Hiç sırası değil, hiç...
Bugün orda da Cumartesi mi?
Sende beni, benim kadar özledin mi?
Malum sebepten dolayı mektepte uzaktan eğitime geçti... tek bir sınav ödev şeklinde olacak konu serbest :))
....karar verdim bugün hindistan cevizli kek yapacağım,,insan bu acıya ancak böyle dayanabilir.
..
Kahramanın olabiliriz
Kahraman olabiliriz
Kahramanın olabilirim
Bir günlüğünede olsa
.... Güney usta, sen bize iki salep ver bide David Bowie çalsın, duygusal bı finalin tam ortasındayız.
... Elif bı yerlere biseyler yaz, kıssalı fıkra olur, şiir olur, kek tarifi olur...
Ses ver yani.
Mısralara sarılır öyle uyurum gece
Düşlerimi süsler bir mürekkep mavisi
Kelimeler yol olur gönlüme hece hece
Birden dilime vurur yalnızlığın ezgisi
.... ellerini yıka sevgilim.
Yalnızlıktan Ölmüştür
Üç sokak ötede yalnız yaşayan,
Genç bir delikanlı otururdu.
Yakışıklı, zekiydi.
Gözleri ışıl ışıldı.
Ve çok severdi beni.
Kahvede yanıma oturur,
Uzun uzun muhabbet ederdi benimle.
Derin bir iç çeker,
Anlatmaya başlardı bana aşık olduğu kızı;
Gözleri çok güzel,
Saçları sırma gibi,
Yakında yüzüne söyleyeceğim herşeyi der dururdu.
Her oturuşunda ondan bahsederdi.
En son 2 ay önce gelmişti kahveye,
Gözleri parlayan çocuk,
İlk defa mutsuz girmişti içeri.
Ve hep oralet içerdi,
Çay söyledi o gün,
İlk defa da o zaman sigara istedi benden.
Hiç konuşmuyordu,
Yüzü asık olunca bekledim biraz,
Bardağın yarısına gelince sordum.
"Ne oldu, moralin bozuk bugün?"
Cevap vermedi.
Çayını bitirince tam tekrar soruyordum ki...
"Başkasına vermişler" dedi.
Sigarayı fırlattı,
Hızla masadan kalktı.
Bugün yine oturduğu sokaktan geçiyordum,
Bir kargaşa vardı evinin önünde.
Gidip bakayım dedim;
Beyaz bir kefen çıkıyordu kapıdan.
O an anlamıştım ne olduğunu.
Komşulara sordum,
"İnce hastalıktan ölmüş" dediler.
Peh,
Ölse ölse yalnızlıktan ölmüştür.
16.03.2020
2yi de devirdik...
İlk kez mektepte, Kamilin Kaptanına :))
Volume....
Kimse bilemez...
Senin olmadığın
Bir gecenin ne kadar karanlık
Senin olmadığın
Yalnızlığın ne kadar kalabalık olduğunu...
....selam Elif’im,sana
Yarayı sardım, yapıştırdım...
Tütüyor ciğerlerimde...
....bazı harfleri olduğu gibi seviniz.
Aşkı hatırlatıyorsun bana
Yapma...
Hayat yeterince zor zaten
Üstelik bugün pazartesi...
....Harikulade yalnızlıklar çağındayız.
"İyiyim" işte.
Sargılarını açtım yaralarımın.
Kanadıkça gülümsüyorum
Gülümsedikçe "iyiyim" diyorum...
Bir dal yakalım o zaman :))
Hasret, hüzün atbaşı gidiyor yine... Vuslat çizgisi kaf dağında...
sağım solum önüm arkam nanik ;))))
Her daim çift dikiş ikmale kaldık.
Bütün dillerin ortak şarkısı,
Bütün şarkıların sustuğu yerdir sevmek.
İnsanın acısını insan alır.
Şükrü Erbaş