- Bir kuş türü. - Ama daha çok Mehmet Aslantuğ un bir filmini çağrıştırdı bana. Civar yalılardaki kızların gönlünü çalan çapkın bir adamı, yeğeninin gözünden anlatan bir filmdi.
Sadece 10 dakika önce,bir yarışmada(o kadar çok ki) 95.000 liralık soruydu: Yalıçapkını nedir? a) kuş b) sürüngen c) kelebek d) d yi hatırlamıyorum Bir a diyemedi yarışmacı ahh ahh bittim burada bittim :)
Kışın soğuk balıktan günlerini sayıyorum ağımda. O yaza hiç dönülmeyecek! O başlatılmamış, o varsayılan ortasında yaşanmış sevda yakılmamış bir mum gibi aklımda. Kesik ağzıyla suları eğrilten boğaza karşı durup da oraların kuşu yalıçapkınını hecelemiştik beyaz bir yelkenli gecesiyle sulara.
Kışın vurgusu açık, bağımsız bir ses, esiyor bize değmeden, bizden almadan hiç uğramadığımız bir yerlerden doğruca. Uçuyor cinsiyetin kindar ağzıyla. İbret olsun diye savuruyor uzaklara bir meddücezir haritasını. Ne uzanma, ne geri çekiliş; biz varsayılanın ortasında iki içine işleyen zaman, iki uyurgezer nokta.
Şimdi sen bile bu şiir için çeperleri kapanmış, kendi başına bir ses, kışın soğuk balıklardan takviminde sadece kendine dökülen bir yapraksın.
Yalıçapkını yeni bir sözcüğe uçuyordur şimdi bilmediğimiz bir lugatta.
- Bir kuş türü.
- Ama daha çok Mehmet Aslantuğ un bir filmini çağrıştırdı bana. Civar yalılardaki kızların gönlünü çalan çapkın bir adamı, yeğeninin gözünden anlatan bir filmdi.
Sadece 10 dakika önce,bir yarışmada(o kadar çok ki) 95.000 liralık soruydu: Yalıçapkını nedir?
a) kuş b) sürüngen c) kelebek d) d yi hatırlamıyorum
Bir a diyemedi yarışmacı ahh ahh bittim burada bittim :)
Yabaninciri, yalıçapkını Örtbas etme aşkını
Çoban aldatan çit sarmaşığı Sar bana kollarını.
yalılarda çapkınlık yapanlara deniyor, eskilerin asil küçük beyleri falan gibi mesela:P
Suavi'nin çok sevdiğim bir şarkısı
kanatlı ve uzun gagalı bir röntgenci
küçük, geveze, neşeli bir kuş olmalı.. öyle mi acaba?
çoğu kimse kuşları ve ağaçları tanımıyor, bilmiyor artık.
... sözsüz sevdanın taşıyıcısı sevimli, aylak kuş...
GİZLEDİKÇE AŞK
Kışın soğuk balıktan günlerini sayıyorum ağımda.
O yaza hiç dönülmeyecek!
O başlatılmamış, o varsayılan ortasında yaşanmış sevda
yakılmamış bir mum gibi aklımda.
Kesik ağzıyla suları eğrilten
boğaza karşı durup da
oraların kuşu yalıçapkınını hecelemiştik
beyaz bir yelkenli gecesiyle sulara.
Kışın vurgusu açık, bağımsız bir ses,
esiyor bize değmeden, bizden almadan
hiç uğramadığımız bir yerlerden doğruca.
Uçuyor cinsiyetin kindar ağzıyla.
İbret olsun diye savuruyor
uzaklara bir meddücezir haritasını.
Ne uzanma, ne geri çekiliş;
biz varsayılanın ortasında
iki içine işleyen zaman,
iki uyurgezer nokta.
Şimdi sen bile bu şiir için
çeperleri kapanmış, kendi başına bir ses,
kışın soğuk balıklardan takviminde
sadece kendine dökülen bir yapraksın.
Yalıçapkını yeni bir sözcüğe uçuyordur şimdi
bilmediğimiz bir lugatta.
ADNAN ÖZER