Yeats, genç yaşta hastalanır ve ölüm kaçınılmaz olur. O da bunun üzerine son bir isteğini yerine getirmek ister ve bir gemi yolculuğuna çıkar. Bu yolculuk sırasında yazdığı bir şiir geldi aklıma. Şimdi aynen aklımda değil, şiir tarihi üzerine yazılmış bir kitapta okumuştum bunu. Yıldızlara bakarak iç çekmektedir. Ve acı içinde kaçınılmaz olanı, ölümü düşünmektedir. Yıldızlar sonsuzluğu, ölümsüzlüğü simgelediği için onlara soneler döktürür. Varoluşun güzelliğini, yaşamdan duyulan sevinci dillendirir.
What shall I do with this absurdity – O heart, O troubled heart – this caricature, Decrepit age that has been tied to me As a dog’s tail?
Ne yapacağım bu saçmalıkla Ey Gönlüm, ey muzdarip gönlüm – bu karikatür Bu eli ayağı tutmayan çağ ki düğümlenmiş bana, Sanki bir köpeğin kuyruğuna bağlanmış gibi…
Yeats, genç yaşta hastalanır ve ölüm kaçınılmaz olur. O da bunun üzerine son bir isteğini yerine getirmek ister ve bir gemi yolculuğuna çıkar. Bu yolculuk sırasında yazdığı bir şiir geldi aklıma. Şimdi aynen aklımda değil, şiir tarihi üzerine yazılmış bir kitapta okumuştum bunu. Yıldızlara bakarak iç çekmektedir. Ve acı içinde kaçınılmaz olanı, ölümü düşünmektedir. Yıldızlar sonsuzluğu, ölümsüzlüğü simgelediği için onlara soneler döktürür. Varoluşun güzelliğini, yaşamdan duyulan sevinci dillendirir.
The Tower isimli şiiri şöyle başlar:
What shall I do with this absurdity –
O heart, O troubled heart – this caricature,
Decrepit age that has been tied to me
As a dog’s tail?
Ne yapacağım bu saçmalıkla
Ey Gönlüm, ey muzdarip gönlüm – bu karikatür
Bu eli ayağı tutmayan çağ ki düğümlenmiş bana,
Sanki bir köpeğin kuyruğuna bağlanmış gibi…
Kelt Şafağı...yumuşacık güzel şiirleri olan adam....