Penceremin önünde duran o vişne ağacı Karanlıkta bile, ona bakmak bir mutluluktu, bol artırdı gönlümü. Sen o vişne ağacı gibisin, demek isterim sana. İlkyaz güneşinde sert, yalnız, ışınımlı aklığıyla bir kışın daha ödülünü dağıtır gibi göğe karşı çiçeklenen, t yemişi, koparılmaz sa, uzun süre karara karara kışı bekleyen vişnenin bütün hallerini sende görüyor değilim elbet. Ama onun gibi bir yaşam umudu. Yaşanabileceğini, yaşamaya çalışmak gerekeceğini duyurup duran. Ama böyle sözler sana söylemezmiş, söylenemezmiş gibi gelir hep. Kurağın ateşini söndüren, soluk aldıran, kapıları açan yaz yağmuru gibisin bana. Ama sıkılırsın diye söylemekten kaçındım. "Vişne bahçeleriyle dolu neşeli bir şehre benzerdi senin sesin" hala hatırlarım. alıntı
çocukluk anıları 1: vişne ağacında karnın ağrıyana kadar vişne yiyip, su içmek için en yakın komşu anneye gidilir, ağız burun kıpkırmızı halde, 'şükran anne salçalı ekmek var mııı' diye yüzsüz yüzsüz sorulur, şükran anne deneyimlidir, salçalı ekmekleri hemencicik hazırlar, ekmekler vişne ağacı tepesinde yenmek üzere yol konulur..
Penceremin önünde duran o vişne ağacı Karanlıkta bile, ona bakmak bir mutluluktu, bol artırdı gönlümü. Sen o vişne ağacı gibisin, demek isterim sana. İlkyaz güneşinde sert, yalnız, ışınımlı aklığıyla bir kışın daha ödülünü dağıtır gibi göğe karşı çiçeklenen, t yemişi, koparılmaz sa, uzun süre karara karara kışı bekleyen vişnenin bütün hallerini sende görüyor değilim elbet. Ama onun gibi bir yaşam umudu. Yaşanabileceğini, yaşamaya çalışmak gerekeceğini duyurup duran. Ama böyle sözler sana söylemezmiş, söylenemezmiş gibi gelir hep. Kurağın ateşini söndüren, soluk aldıran, kapıları açan yaz yağmuru gibisin bana. Ama sıkılırsın diye söylemekten kaçındım.
"Vişne bahçeleriyle dolu neşeli bir şehre benzerdi senin sesin" hala hatırlarım. alıntı
evimizin öyküleri var Vişneleriyle fıstıkları var sıcak gülüşlerinin ardında
sevgilimin nefesi var.
kiraza benzeyen daha sulu ve daha ekşi olan bir meyve.
Receli cok lezzetli olur.. lekesi cikmaz.
çocukluk anıları 1: vişne ağacında karnın ağrıyana kadar vişne yiyip, su içmek için en yakın komşu anneye gidilir, ağız burun kıpkırmızı halde, 'şükran anne salçalı ekmek var mııı' diye yüzsüz yüzsüz sorulur, şükran anne deneyimlidir, salçalı ekmekleri hemencicik hazırlar, ekmekler vişne ağacı tepesinde yenmek üzere yol konulur..
vişne böyle bişey işte.)
Çürük kiraz gibim bişey..
çekirdeklerini çıkarıp reçel yaptığımız meyve
slavca; 'vişnya' dan gelmiş(tdk'ye göre) ve türkçeden arapçaya da 'vişnetün' olarak geçmiş(oğuz düzgün'e göre)
farsça; âlû-bâlû
farsçası çok hoşmuş..öğrenmek gerek bu dili.
mmmmmmmmm..şöyle tereyağı ve çay da var mı yanında? ?
hoşafını tek geçerim!
bak vişne şarabını denemeden vazgeçme...ben sana yapıvereyim de bi tadına bak :)))
böhü:'(babaannemi de ösledim:'(''''''''fişne toplardı bana, çengelli iğneyle çekirdekini çıkattırırdı...
vişne aşkına! ! ! !