ceplerine(taş değil) yargılayan,meraklı,acımasız tüm gözleri doldurup,kendini suya bırakışını düşünüyorum şimdi...'Kendime ait odamda...'Ceplerime başka gözler ekleyerek...
Virginia Woolf’dan 20 Yaşam Sırrı 1. Eğer kendin hakkında gerçeği söylemiyorsan, başkaları hakkında gerçeği söylemen daha da zordur. 2. Herkes geçmişini, kalbiyle tanıdığı bir kitabın sayfaları gibi kendi içinde kapalı saklar. Arkadaşları ise sadece başlıkları okuyabilir. 3. Başyapıtlar tek ve yalnız doğumlar değildir. Onlar uzun yıllar boyu şekillenen müşterek düşüncelerin, başka insanların bedenlerine bürünerek düşünmenin bir ürünüdür. Bu nedenle tek bir sesin ardında kalabalıkların tecrübesi vardır. 4. Zihinsel dövüş varolanla birlikte değil, varolana karşı düşünmedir. Zırvayla dolu çuvalları delmek ve hakikatin tomurcuklarını keşfetmek bizim görevimizdir. 5. Beynim benim için en anlaşılmaz makine sanki... Daima vızıldıyor, mırıldanıyor, yükseklerde süzülüyor, gürlüyor, kükrüyor, derinliğe dalıyor ve ardından çamura gömülüyor. Ama neden? Tüm bu hırs niye? 6. Kişi zafer elde ettiğinde değil, talihsizliğin muazzam kuşatması tarafından mağlup edildiğinde insanları daha çok sever. 7. Uyku, hayatın neşesinin hazin bir şekilde bölünmesidir. 8. Diğerlerinin gözleri bizim hapishanemiz, onların fikirleri bizim kafesimizdir. 9. Şairin bize sunduğu kendi özüdür, fakat nesir bedenin ve zihnin tüm küfünü söker alır. 10. Değişen ruhlardır. Ben yaşlanmaya inanmam. Sadece güneşin altındaki görünümlerimizin değiştiğine inanıyorum. Bu da benim iyimser yüzüm. 11. Özgürlüğün tadına varmak için kendimizi kontrol etmek zorundayız. 12. Biz savaşı önleme konusunda size, sizin sözcüklerinizi tekrarlayarak ve sizin yöntemlerinizi izleyerek değil, yeni sözcükler bularak ve yeni yöntemler yaratarak yardımcı olabiliriz. 13. Ruh ya da içimizdeki yaşam, hiçbir şekilde dışımızdaki dünyayla hemfikir değildir. Eğer biri ona ne düşündüğünü sorarsa daima diğer insanların söylediklerinin tam tersini söyleyecektir. 14. Düşünce ve teori tüm yararlı eylemleri geride bırakmalıdır. Fakat bir eylem yalnız başına, düşünceden de teoriden de daha soyludur. 15. Hayattan kaçarak, ondan uzak durarak barışı bulman imkansızdır. 16. Her şiddetli ızdırabın varoşlarında dikkatli ve yol gösteren birileri yaşar. 17. Bir hayaleti öldürmek, hakikati öldürmekten daha zordur. 18. Yoluna çıkan her parçayı düzene koy. 19. Dünyanın güzelliğinin iki yüzü vardır. Biri kahkahanın çehresi, diğeri de kederin çehresi. Bunlar kalbi ikiye ayırır. 20. Bir kadın olarak ülkesizim. Benim memleketim tüm yeryüzü...
Bir görüşe göre üvey babasının oğlunun tacizlerine maruz kalmış ve içerisine düştüğü buhranını şu sözlerle anlatmıştır: 'Yaşamak neden böyle içler acısı, neden bir uçurumun yanıbaşından geçen daracık bir yol gibi.'
Romanlarında bilinçakışı yöntemini kullanmış okurken zihninize bir yandan düğünler yaşatacak bir yandan kekeleticek feminizmin önemli isimlerinden sayılan sıradışı bir yazar olduğu kadar sıradışı bir hayat yaşamış ölümsüz insanlardan biri
İngiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen.. Virginia Woolf' un ölümü, eşine olan sevgisi ilgimi çekmiştir..
59 yaşında edebiyat alanında artık yetenekli olmadığını,her gün savaş korkusu ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş ve kendisini evinin yakınlarındaki bir ırmağa, ceplerini taş ile doldurarak intihar etmiştir..
Ölmeden önce eşine bıraktığı şu mektup beni çok duygulandırır: 'Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. O korkunç yeniden yaşayamayacağımı hissediyorum. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım.Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin.Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum.'
Virginia Woolf, gerek yaşantısı gerekse eserlerinde çizdiği güçlü karakterle ile tanınmıştır..Fakat mektubundaki bu sözlerin ona nasıl ait olduğu sorusu hala cevap bulamamıştır..
Ben neden edebiyatçıların ölümleri ile bu kadar uğraşıyorum ya..=)
Şimdi'si yitik diziyor diziyor notalarını, göğe ışık üzerine boncuklarını, ucuza getiriyor varlığını sonsuzun sessizliğiyle sonlunun gürültüsü arasında, O bitirince kıyısında gezindiği yol çöküyor...
Şimdi'si yitik bundan yazıyor yazıyor enine boyuna içini ve dışını ve yeri ve göğü ve suyu, bindiği kadırga o inince batıyor.
Virginia woolf'un 'Kendine ait bir oda' adlı kitabını bütün kadınlara tavsiye ediyorum.Bence bütün kadınların elinden düşürmemesi gereken bir kitap.Sadece kendine ait bir oda değil,Woolf un bütün kitapları çok güzel.Ama woolf un kitaplarını anlamak için ilk önce onu tanımanız gerekir.Ben onunla saatler adlı filmini izlediğim zaman tanıştım ve hayranıyım
dalgalar, dalgalar, dalgalar.. bir başyapıttır, dönüp dönüp okunası bir kitaptır ve virginia en az kendi kahramanları kadar şiirsel bir hayat yaşamıştır.. ömrünü cebine doldurduğu taşların yardımıyla bir gölün dibinde noktalamıştır..
Dalgalar ve Deniz Feneri, dahiyane, meraklısına.
Mutfaktan sonra, evin en güzel odası kitaplıktır, hiç değişmez.
ceplerine(taş değil) yargılayan,meraklı,acımasız tüm gözleri doldurup,kendini suya bırakışını düşünüyorum şimdi...'Kendime ait odamda...'Ceplerime başka gözler ekleyerek...
Bir kadının yazı yazabilmesi için,
parasının ve kendisine ait bir odasının olması gerekir.
Virginia Woolf’dan 20 Yaşam Sırrı
1. Eğer kendin hakkında gerçeği söylemiyorsan, başkaları hakkında gerçeği söylemen daha da zordur.
2. Herkes geçmişini, kalbiyle tanıdığı bir kitabın sayfaları gibi kendi içinde kapalı saklar. Arkadaşları ise sadece başlıkları okuyabilir.
3. Başyapıtlar tek ve yalnız doğumlar değildir. Onlar uzun yıllar boyu şekillenen müşterek düşüncelerin, başka insanların bedenlerine bürünerek düşünmenin bir ürünüdür. Bu nedenle tek bir sesin ardında kalabalıkların tecrübesi vardır.
4. Zihinsel dövüş varolanla birlikte değil, varolana karşı düşünmedir. Zırvayla dolu çuvalları delmek ve hakikatin tomurcuklarını keşfetmek bizim görevimizdir.
5. Beynim benim için en anlaşılmaz makine sanki... Daima vızıldıyor, mırıldanıyor, yükseklerde süzülüyor, gürlüyor, kükrüyor, derinliğe dalıyor ve ardından çamura gömülüyor. Ama neden? Tüm bu hırs niye?
6. Kişi zafer elde ettiğinde değil, talihsizliğin muazzam kuşatması tarafından mağlup edildiğinde insanları daha çok sever.
7. Uyku, hayatın neşesinin hazin bir şekilde bölünmesidir.
8. Diğerlerinin gözleri bizim hapishanemiz, onların fikirleri bizim kafesimizdir.
9. Şairin bize sunduğu kendi özüdür, fakat nesir bedenin ve zihnin tüm küfünü söker alır.
10. Değişen ruhlardır. Ben yaşlanmaya inanmam. Sadece güneşin altındaki görünümlerimizin değiştiğine inanıyorum. Bu da benim iyimser yüzüm.
11. Özgürlüğün tadına varmak için kendimizi kontrol etmek zorundayız.
12. Biz savaşı önleme konusunda size, sizin sözcüklerinizi tekrarlayarak ve sizin yöntemlerinizi izleyerek değil, yeni sözcükler bularak ve yeni yöntemler yaratarak yardımcı olabiliriz.
13. Ruh ya da içimizdeki yaşam, hiçbir şekilde dışımızdaki dünyayla hemfikir değildir. Eğer biri ona ne düşündüğünü sorarsa daima diğer insanların söylediklerinin tam tersini söyleyecektir.
14. Düşünce ve teori tüm yararlı eylemleri geride bırakmalıdır. Fakat bir eylem yalnız başına, düşünceden de teoriden de daha soyludur.
15. Hayattan kaçarak, ondan uzak durarak barışı bulman imkansızdır.
16. Her şiddetli ızdırabın varoşlarında dikkatli ve yol gösteren birileri yaşar.
17. Bir hayaleti öldürmek, hakikati öldürmekten daha zordur.
18. Yoluna çıkan her parçayı düzene koy.
19. Dünyanın güzelliğinin iki yüzü vardır. Biri kahkahanın çehresi, diğeri de kederin çehresi. Bunlar kalbi ikiye ayırır.
20. Bir kadın olarak ülkesizim. Benim memleketim tüm yeryüzü...
Bir görüşe göre üvey babasının oğlunun tacizlerine maruz kalmış ve içerisine düştüğü buhranını şu sözlerle anlatmıştır:
'Yaşamak neden böyle içler acısı, neden bir uçurumun yanıbaşından geçen daracık bir yol gibi.'
Romanlarında bilinçakışı yöntemini kullanmış okurken zihninize bir yandan düğünler yaşatacak bir yandan kekeleticek feminizmin önemli isimlerinden sayılan sıradışı bir yazar olduğu kadar sıradışı bir hayat yaşamış ölümsüz insanlardan biri
İngiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen..
Virginia Woolf' un ölümü, eşine olan sevgisi ilgimi çekmiştir..
59 yaşında edebiyat alanında artık yetenekli olmadığını,her gün savaş korkusu ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş ve kendisini evinin yakınlarındaki bir ırmağa, ceplerini
taş ile doldurarak intihar etmiştir..
Ölmeden önce eşine bıraktığı şu mektup beni çok duygulandırır:
'Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. O korkunç yeniden yaşayamayacağımı hissediyorum. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım.Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin.Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum.'
Virginia Woolf, gerek yaşantısı gerekse eserlerinde çizdiği güçlü karakterle ile tanınmıştır..Fakat mektubundaki bu sözlerin ona nasıl ait olduğu
sorusu hala cevap bulamamıştır..
Ben neden edebiyatçıların ölümleri ile bu kadar uğraşıyorum ya..=)
Şimdi'si yitik
diziyor diziyor notalarını,
göğe ışık üzerine boncuklarını,
ucuza getiriyor varlığını
sonsuzun sessizliğiyle
sonlunun gürültüsü arasında,
O bitirince kıyısında gezindiği
yol çöküyor...
Şimdi'si yitik
bundan yazıyor
yazıyor enine boyuna
içini ve dışını ve yeri
ve göğü ve suyu,
bindiği kadırga
o inince batıyor.
____ Nilgün MARMARA
YAKARIM GECELERİ
Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
Aslı bende kalacak
Bizi hasret saracak
Bulutlar çıldıracak
Ayrılık başımı döndürüyor
Kavuşmayı özlettin
İntiharlar kuşandım
Bu aşkı sen kirlettin
Geçtim borandan kardan
Yitirdim bahçeleri
Ellerimi tutmazsan gülüm
Yatamam geceleri
Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
Kahrı bende duracak
Sende ihanet gülüm
Bende matem kalacak
Bu aşkın efkarı şarkılarda
Yüzün bende solacak
Bizi zaman yenecek
Ve anılar kalacak
Geçtim borandan kardan
Yitirdim bahçeleri
Ellerini tutmazsam gülüm
Yatamam geceleri.
bir yüzyıl sonra bile ona aşık olmaya hazır olduğumu hissettirdiğime göre, sanıyorum don juan konusundaki fikrim yanlı olabilir
virginia woolf
denince, aklıma ilkin
dalgalar gelir...
'Kandırmak için değil,başkalarının hoşuna gitsin diye de değil.Yazmaktan zevk aldığım için yazacağım.'
orlando..
harika bi hayal gücü ve eleştri tarzı..
ve bir nehir susex aldı onu çeyiz olarak..
bir kadın..
kafa tutan, hakkını arayan, bir aydın...
Virginia woolf'un 'Kendine ait bir oda' adlı kitabını bütün kadınlara tavsiye ediyorum.Bence bütün kadınların elinden düşürmemesi gereken bir kitap.Sadece kendine ait bir oda değil,Woolf un bütün kitapları çok güzel.Ama woolf un kitaplarını anlamak için ilk önce onu tanımanız gerekir.Ben onunla saatler adlı filmini izlediğim zaman tanıştım ve hayranıyım
' Kadınlar, yüzyıllardır erkeğin aslının iki katı görünmesine yarayan birer mercek görevi görmüştür' diyen kadın yazar.
zor kadın
'yaşam bir rüyadır, uyanmak bizi ölüdürür.'
'hayata neyle başlarsan başla elinde çok az şey kalıyor.gurur ve aptallık.halbuki her şeyi istemiştik,öyle değil mi '
'düşünce dile getirildiğinde mutlaka anlamından birşeyler kaybeder'
'hayatın bir temeli varsa, o temel anılardır'
'gerçekte umrumda olan dünya; aşk, kalp, seks, ihtiras olmayan, rüya gibi belirsiz dünya yazmak ve bunu sahiden enteresan buluyorum'
mrs. dalloway: tek bir günü böylesine derinleştirecek başka isim tanımıyorum
ayrıca yazım alanında bilinç akışının öncüsüdür kendisi
dalgalar, dalgalar, dalgalar.. bir başyapıttır, dönüp dönüp okunası bir kitaptır ve virginia en az kendi kahramanları kadar şiirsel bir hayat yaşamıştır.. ömrünü cebine doldurduğu taşların yardımıyla bir gölün dibinde noktalamıştır..