Takvâ, sakınma, korunma, günahtan hassasiyetle kaçma ve korkma, haramlar bir tarafa, şüpheli olan şeylerden, mâlâyânî ve boş şeylerden uzak kalma. Vera', kısaca 'dînî hükümlere riayette titizlik' manasına gelir.
Hububatların telef olduğu bir yer o mahsül meydanı…ve ki âmiyyeldir her konuşma…ve her sudud da âmiyyel…fekat hububatların muhayyilemize madem nebatat ve dahi nohut bulmaya muvaffak olamamada…liyakatsiz kalmada sebat etmededir…o zaman usul yerine usulsüzlük dilemeli…
İnleyelim efenim o halde…
Sırra kadim hece neşretti faili o sühan Bihan bihan meyletti intihara yetmez mi (ey faili,beytim ziyadesi ilen açık değil mi? zaten topu topu iki satır anlamadıysan gayrı sarfı çabayı telef etmeye değmez ki!)
elbette efendim tarlayı ekmekte fayda vardır…ama ki eşşek inadeder,çifte atar,çüş eder…zira ki “tarlayı sür”usulü vardır…ama ki usul sadece eşeğedir an-ı seyyaldir…aslında marazlı olan usul değil merkebin kendisidir…ve ki dileriz yavaş yavaş gazir oladır…eğer ki merkebimiz bir lahzada sabrımızı taşıracak olursa derdest eder Ka'm eyleriz…
el’an…bendim için…beklemedeyim…ama ki kargalar saldırdu mu…ki merkebin usulsü muhalleb olmuştur…arazime meyyil veren o yar,artezyen hayalimi ziyadesylen sokup zora,ettireceği hayli zarardır…
aşkola merkep inadın hep banadır… tarlamın meyili o sakit yardandır bire on veren bakladan da müstağni müflis bir kuluz…bağdatta kaldı hesap dalaveradan…
Hiss-i derûnîmi sem’an âb-ı âlbâlû ahzetmek için gûşedeki bakkala nazar eyleyüb iltifat ettim. Bab-ı bakkalda, bakkal hurşid efendi’nin kerimesi ol kadd-i ra’nâ, dil-rübâ yı dil-güşâya vuruldum. Âb-ı âlbâlû ferâmuş ile bidare oldum. Hariçten bir sadâ gelüb gönlümü şâd eyledü, gale: insan, nisyan ile maluldür. Ol gül-i ruhsâr ki mutlakan özünde âlbâlû ketmeylemiş. Derûnumdan bir nidâ gelüp nefsimi irşad eyledü: gale: alâ-eyyi-hâl…
tercemesi:
Transa geçip teres vişne suyunu almak için köşedeki bakkala doğru tırıs gittim. Bakkalın kapısında, bakkal Hurşit efendi’nin o güzel (çehresi çilli, saçı muhtemelen bitli, bacağı çarpık, ne yaparsan yap artık) kızına yumuldum. Vişne suyu aklımdan pırladı. aynı anda bir dış ses zırladı: nisyan, pinhan ilen malumdur. O aşüfte kız ki kesinlikle avurtlarında çifter adet vişne depolamış. derken içimden bir ses geldi döşümü dürttü: … may be... hâlâ eyyi hâl…
Dalavera~1 Rivayet oymuş ki “allah’tan gafil olmama hali”lafzının akabinde neler söylenmiş: Efenim beş harfe gizlenmiş veduda not düşülmüş vedud şerh edilmiş.sonra tekrar giz olmuş sır olmuş sırlanıvermiş sırtlana sırtını vermiş.sen ben olup”mai” denizde boğuluvermiş lerzesiz sessiz de olmuş bu olup bitenler onca gürültü patırtıya rağmen hangi yüzle sessiz sedasız denmiş buna bir mana yakıştırılamamış el’an.koku çağırmış ses çağırmış da ona gidermiş ıraktan.evliya ya haspam.”akıl iftirakı mümkinle ittisal etmez” yıkılmış fuzulinin beytinin duvarı bu münasbetsiz teşbih yüzünden.bir aşk kırıntısı ile kanaat edileceği söylenip nokta kadar mecazi aşkı ilahiyata giydirmek o halde neden? neresine yetişir, utanmazmısınız edep yerlerinizden? Topunuza lanet ilen… Tövbe estağfrllah ilen….
Efenim evvelen bir hatırlatma kurşun kalem sonrasında bir tahta kurusu gelir peyda olur yanında nokta gibim durur gider gider 'tahtakurusu tarafından yenik bir kalem'olur.yalan olur dolan olur… Gelelim vera’ya hurufi,sır,zihni değil ama hissi,türk değil emma farisi,pire değil lakin tahta kurusi olduğuna dair rivayetler var idir fekat sadece ayni olmamış idir.herkes tahayyül etmiş fekat nasıl olduysa zahir olamamış idir.derkenar olarak da vedud’a düşülmüş şerh imiş tövbe haşa…kim bu kullar yarabbi göğün hangi katında sanıyorlar da kendilerini.cehennemden bi haber bir ateşin bağrında yalandan inliyorlar! desdur ilen…sonra da uzakatn uzağa ilahi aşka ulaştık dediklerine şehadet eden var mı acep? şahitleriyle beraber yansınlar “zalimler için yaşasın cehennem! ”zannedersem bu durumlar için söylenmiş! Ehl-i vera olalımmış makul olalım efendiler adam olalım aklımızı başımıza alalım! Allah cümlemizi affetsin! ! ! Amin ilen… Asabiyet ilen…
'............... Duygular paketlenmiş, tecime elverişli gövdede gökyüzünü kışkırtan şiir sahtedir gazeteler tutuklamış dünya kelimesini o dünyadan, o şiirden öcalmalı demektir
Ölüm gelir, ölüm duygusuna karşı saygısız ve zekâ babacan tavrıyla tiksinti verir söz yavan, kardeşlik şarkıları gayetle tıkız öcalınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir .............'
https://www.linkedin.com/posts/giri%C5%9Fimci-kafas%C4%B1_hayatta-4-%C5%9Fey-geri-gelmez-giri%C5%9Fimci-kafas%C4%B1-activity-7037075750612606976-zCDp?utm_source=share&utm_medium=member_ios
Takvâ, sakınma, korunma, günahtan hassasiyetle kaçma ve korkma, haramlar bir tarafa, şüpheli olan şeylerden, mâlâyânî ve boş şeylerden uzak kalma. Vera', kısaca 'dînî hükümlere riayette titizlik' manasına gelir.
dalavera-3
Meyal ise terellidir ömür hayl-i intisal etmez…
Hububatların telef olduğu bir yer o mahsül meydanı…ve ki âmiyyeldir her konuşma…ve her sudud da âmiyyel…fekat hububatların muhayyilemize madem nebatat ve dahi nohut bulmaya muvaffak olamamada…liyakatsiz kalmada sebat etmededir…o zaman usul yerine usulsüzlük dilemeli…
İnleyelim efenim o halde…
Sırra kadim hece neşretti faili o sühan
Bihan bihan meyletti intihara yetmez mi
(ey faili,beytim ziyadesi ilen açık değil mi? zaten topu topu iki satır anlamadıysan gayrı sarfı çabayı telef etmeye değmez ki!)
elbette efendim tarlayı ekmekte fayda vardır…ama ki eşşek inadeder,çifte atar,çüş eder…zira ki “tarlayı sür”usulü vardır…ama ki usul sadece eşeğedir an-ı seyyaldir…aslında marazlı olan usul değil merkebin kendisidir…ve ki dileriz yavaş yavaş gazir oladır…eğer ki merkebimiz bir lahzada sabrımızı taşıracak olursa derdest eder Ka'm eyleriz…
el’an…bendim için…beklemedeyim…ama ki kargalar saldırdu mu…ki merkebin usulsü muhalleb olmuştur…arazime meyyil veren o yar,artezyen hayalimi ziyadesylen sokup zora,ettireceği hayli zarardır…
aşkola merkep inadın hep banadır…
tarlamın meyili o sakit yardandır
bire on veren bakladan da müstağni müflis bir kuluz…bağdatta kaldı hesap dalaveradan…
Nazim Hikmet Ran'in, ugruna Saman Sarisi adli siirini yazdigi sevgilisinin adidir.
dalavera-2
Hiss-i derûnîmi sem’an âb-ı âlbâlû ahzetmek için gûşedeki bakkala nazar eyleyüb iltifat ettim. Bab-ı bakkalda, bakkal hurşid efendi’nin kerimesi ol kadd-i ra’nâ, dil-rübâ yı dil-güşâya vuruldum. Âb-ı âlbâlû ferâmuş ile bidare oldum. Hariçten bir sadâ gelüb gönlümü şâd eyledü, gale: insan, nisyan ile maluldür.
Ol gül-i ruhsâr ki mutlakan özünde âlbâlû ketmeylemiş.
Derûnumdan bir nidâ gelüp nefsimi irşad eyledü: gale: alâ-eyyi-hâl…
tercemesi:
Transa geçip teres vişne suyunu almak için köşedeki bakkala doğru tırıs gittim. Bakkalın kapısında, bakkal Hurşit efendi’nin o güzel (çehresi çilli, saçı muhtemelen bitli, bacağı çarpık, ne yaparsan yap artık) kızına yumuldum. Vişne suyu aklımdan pırladı. aynı anda bir dış ses zırladı: nisyan, pinhan ilen malumdur.
O aşüfte kız ki kesinlikle avurtlarında çifter adet vişne depolamış. derken içimden bir ses geldi döşümü dürttü: … may be... hâlâ eyyi hâl…
Dalavera~1
Rivayet oymuş ki “allah’tan gafil olmama hali”lafzının akabinde neler söylenmiş:
Efenim beş harfe gizlenmiş veduda not düşülmüş vedud şerh edilmiş.sonra tekrar giz olmuş sır olmuş sırlanıvermiş sırtlana sırtını vermiş.sen ben olup”mai” denizde boğuluvermiş lerzesiz sessiz de olmuş bu olup bitenler onca gürültü patırtıya rağmen hangi yüzle sessiz sedasız denmiş buna bir mana yakıştırılamamış el’an.koku çağırmış ses çağırmış da ona gidermiş ıraktan.evliya ya haspam.”akıl iftirakı mümkinle ittisal etmez” yıkılmış fuzulinin beytinin duvarı bu münasbetsiz teşbih yüzünden.bir aşk kırıntısı ile kanaat edileceği söylenip nokta kadar mecazi aşkı ilahiyata giydirmek o halde neden? neresine yetişir, utanmazmısınız edep yerlerinizden?
Topunuza lanet ilen…
Tövbe estağfrllah ilen….
Efenim evvelen bir hatırlatma kurşun kalem sonrasında bir tahta kurusu gelir peyda olur yanında nokta gibim durur gider gider 'tahtakurusu tarafından yenik bir kalem'olur.yalan olur dolan olur…
Gelelim vera’ya hurufi,sır,zihni değil ama hissi,türk değil emma farisi,pire değil lakin tahta kurusi olduğuna dair rivayetler var idir fekat sadece ayni olmamış idir.herkes tahayyül etmiş fekat nasıl olduysa zahir olamamış idir.derkenar olarak da vedud’a düşülmüş şerh imiş tövbe haşa…kim bu kullar yarabbi göğün hangi katında sanıyorlar da kendilerini.cehennemden bi haber bir ateşin bağrında yalandan inliyorlar! desdur ilen…sonra da uzakatn uzağa ilahi aşka ulaştık dediklerine şehadet eden var mı acep? şahitleriyle beraber yansınlar “zalimler için yaşasın cehennem! ”zannedersem bu durumlar için söylenmiş!
Ehl-i vera olalımmış makul olalım efendiler adam olalım aklımızı başımıza alalım!
Allah cümlemizi affetsin! ! !
Amin ilen…
Asabiyet ilen…
'...............
Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
gövdede gökyüzünü kışkırtan şiir sahtedir
gazeteler tutuklamış dünya kelimesini
o dünyadan, o şiirden öcalmalı demektir
Ölüm gelir, ölüm duygusuna karşı saygısız
ve zekâ babacan tavrıyla tiksinti verir
söz yavan, kardeşlik şarkıları gayetle tıkız
öcalınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir
.............'
cok sevdigim arkadasımın kızının adı vera sanırım manasıda allaha yakın olan samımıyetle baglı olan anlamındaydı
...Sırdır Efendim..
Nazım'a güzel şiirler yazdıran son eşi.
sadece sade hikayesini duyduğum..sahi sahimiydi tüm duyduklarım ?