kullanan kişiye ve kullandığı bağlılığı olduğu maddeye göre değişiyor bariz hafif maddeler vardır bunların kimisi bırakılabilir olmasına rağmen çok ciddi deformasyonlara yol açmaktadır 1-) ot 2-) tiner 3-) bally 4-) çakmak gazı 5-) captagon ve benzeri psikolojik tedavilerde veya ruhsal destek hapları
bu 5 temel madde bırakılması kolay olan fakat uzun süreli kullanımlarda kişiyi başkalaştırıp ruhsal fiziksel ve zihinsel yönden deformasyonlara uğratmaktadır bu 5linin içinde en masumu kim ne derse desin ottur yani esrar ve türevi cannabis türleri zira diğer maddeler suni olup insan yapımı kimyasallar olduğundan dolayı insanın doğasına zıt yaşamsal füzyonundan uzak insan için zararlı insan bedenin temizleyemeyeceği atamayacağı şeylerdir insan organik bir canlıdır diğer canlı türler gibi bu yüzden bu 5li içinde insan doğasına uygun standartlara sahip olan ot en masumlarıdır fakat sanılmasınki zararsızdır bilincsiz ve uzun süreli kullanımda kişiyi zincirlerle bağlayan bir şeydir ondan kurtulmak isteyen pek madde bağımlısı ile tanışmadım zira hepsi ellerine ne geçmişse kullanmış umutsuz ve hayatını yemiş bitirmiş bağımlılardı fakat hepsinin en az karaladığı ve şikayet ettiği şey ottu bally tiner ve hap pek tabi irade ve bilinc ile bırakılabilecek maddeler olması yanında çok ciddi sağlık ve zihinsel sorunlara yol açabilmektedir
1-) metamfetamin(crystalmeth,ateş buz,kristal.shabu) 2-) eroin 3-) crocodile 4-) kokain 5-) ecstasy(ex,ekstazi) 6-)bonzai ve jamaica 7-) LSD,magic mushrom,peyote gibi psikedelilik ve halisünojen kimyasallar(magic mushrom yani sihirli mantar ve peyote organiktir doğa tarafından üretilir LSD'ye nazaran daha az zararlı ve tehlikelidir ama aptal bir çocuğun ilk kullanımda ölme ihtimalinin gerçekten yüksek olduğu maddelerdir zira yaşattığı trans halleri ve halisünojen ile birlikte gelen aşırı psikedelilik taşkınlık tabiri caiz ise tüm yaşamsal fonksiyonların ve hormonların bariz hislerin maksimum yaşandığı anlarda kişinin gördüğü şeyler karşısında aşırı hisler yaşamasının ve tepki vermesinden dolayı ölüm %60 %70lik bir orandadır
bu saydığım 7 madde gerçekten bırakması zor olan ve zorluğuna ekseriyetle aşırı zararlı ve tehlikeli maddelerdir şahsen ben en yakın arkadaşımı metamfetamin yüzünden kaybettim kendini öldürmesiyle sonuçlanan bir bağımlılıktı jamaica bonzai genclerimizin sokakta eğlencesine keyfine yada kederine içtiklerini sandıkları esrarın otun yerine geçmiş otun kafasını sevenleri ağına çabucak düşürmüş ağır kimyasal bir maddedir içeriğindekileri her hangi bir ota çöpe samana sık kurutup iç kafa yaşatıyor aslında buna kafa yaşamak demek cahillik ve aptallık olur zira içeriğindeki bileşenler içildiği ilk 30 saniye içerisinde sinir sistemine saldırıp bedensel ve zihinsel fonksiyonları kısmi felce sokuyor yani genclerimiz kafa yaşıyoruz sanıyorlarken aslında kafalarına nanosantimlik kurşunlar sıkıyorlar öyle kişiler gördümki tüm yaşamsal faliyetleri uyuşup gücünü yitiren sinir sisteminden dolayı %20lik düzeylere inmiş sadece nefes alan şeylere cevirmişti tabi etkisi geçince herşey kaldığı yerden devam ediyor ama her tüketimde sinir sistemi bir nebze daha zarar görüp yeti kaybediyor videolardada gördüğümüz gibi yürümekte ve ayakta durmakta güçlük çeken jamaica bonzai kullanıcılarının tamamiyle sinir sistemleri alt üst olmuş kontrolü kaybetmiş haldeler crocodile gelecek olursak çok şükür türkiyeye girmedi ve dünya üzerinde kullanımı eski sovyetler ve günümüzde sovyet rus varoşları bağımlıları tarafından kullanılan bir madde o maddeyi tarif edecek gramere sahip değilim youtube üzerinden araştırılırsa aslında tanrıya kafa atmak gibi eş değerlere ve sonuçlara vesile olan bir madde eroin kokain özellikle eroin yanılmıyorsam 80lerin sonuna doğru popülerleşip kullanılmaya başlanmıştı ondan öncesinde bariz türkiye konumu şartları olsun bariz o kuşağın insanları olsun günümüze nazaran 80ler ve öncesinde az kullanıma sahipti kokain ise zaten amerikadan gelen zenginlerin sevgilisi göz bebeği halkımızın tabiriyle zengin içeceğiydi ve yine eroin kadar tehlikeli ve dönüşü neredeyse imkansız yollarsa sürükleyen bir madde ecstasye gelecek olursak genclerimizin esrarın yanında kullandıkları bu iki maddenin birleşip çok daha farklı dalgalar kafalar yaşattığından dolayı gerek tekil gerek esrar ile kullanılan bir maddedir içeriği yüksek öfori ve çoşku hali sağlayan tabiri caizse kişinin yaşadığı tüm sıkıntılardan stresten kaygılardan mutsuzluklardan çekip kişiyi mutluluk hissiyle beraber hala aklındaki o kaygılar ve sıkıntılar olmasına rağmen pek umursamayan önemsemeyen çoşkulu bir hale sokmaktadır bu yüzdenki tüm dünyada popüler ve en cok kullanılan uyuşturucudur gencler arasında malum gencler özellikle ergenlik çağındaki bireyler kardeşlerimiz her yıl değişen hızlı düşünceleri bakış acıları ve olayları algılayış bicimleriyle bir kaçış ve rahatlama kapısı olarak kullanılmıştır
bu maddeler kişinin yaşantısına ruh haline bilincine ve arzularına iradelerine göre bırakmasında ufak sayısal farklılıklar göstermektedir eğer bir kişi herşeyini kaybettiğini bitirdiğini yok ettiğini yada buna benzer mazoşist ve narsist psikolojiler ile kendine yaşattığı acılara karşın bırakması gerçekten zor oluyor her ne kadar nefret etse istemesede dönüp dolaşıp bağlılığı olduğu maddeye yani kendilerinin alt üst olmuş zihinlerinde kacış kapısı rahatlama durağına dönüyor bu ise kişinin ne kadar psikolojik bir sarsıntının ve bozukluğun bariz belirtisidir hayatını ve cevresindekileri o kötü duruma düşüren sebebiyet veren kişiler olduğunu düşünen kendini suçlayan kendinden ve o maddeden nefret etmesine rağmen acı ile bırakamıyor eğer gerçekten profesyonel yardım alıp tedavi edilip zihninin açılması sağlanmazsa ya intihara ya ölüm gelene kadar o batakta hem kendilerine acı cektirip hemde o acıya boyun eğen insanlar gördüm ki çevremde hatta en yakınlarımda beraber büyüyüp beraber yiyip içtiğimiz arkadaşlarımız tanıdıklarımız ve duyduğumuz nice insanlar bu bataklık öyle geniş bir yelpazeye ayrılıyorki kişi neredeyse tüm erişebildiği maddeleri epey kullanıp değişen dağılan psikolojisine ruhuna en yakın gelen maddeyle bağlılık lanetine o yola devam ediyor belki aklıma gelmeyen hatırlamadığım ve unuttuğum maddeler ve türevleri buna dahil sebeb sonuç ilişkileri vardır fakat 2 temel faktöre ayırıcaksak uyuşturucu maddeleri bırakması kolay ve bırakması çok zor olarak ayırmamız gerek zararlarını hiç saymamıza bile gerek yok bu iki temel faktör daldaki tahmin edilebilir sonuçlar bu işin zararlarının en gerçek ve yalın halidir
ve tüm bu kücük yazı dizisine rağmen genclerimizin yada madde bağımlılarının durumlarını internetten sokaktan cevreden ve medyadan az cok görüyoruz ne tür bir yaşam sürdüklerini ve bunun için içinde bulundukları ruhsal ve psikolojik ağır hasarları göz önünde bulundurursak tüm o yaşadığı şeylere ve sefil hayatlarından dolayı genclerin ve madde bağımlılarının uyuşturucudan kurtulması çook çoook güç neredeyse imkansız zaten halihazırda bu tür yeniden doğuş o kişileri tekrar hayata döndürmeye yönelik faliyetler ülkedeki madde bağımlılığına nazaran %50lik bir dilime sahip bu ise yeterince yetişilemiyor ve sönüp giden hayatlar olduğunu gösteriyor fakat bunun içinde ülkeyi veya bağımlıları suçlamamak gerek umarım ilerde bu yönde faliyetler ve kurumlar gittikçe artar(zaten aslında neredeyse bu konuda olması gereken oranda sayıda yaptırım var fakat ülkenin genclerin bağımlıların yada o yolda ilerleyen kişilerin hayatları genel bir standarta sahip değil varoş ve hep beklentilerin hayallerin umutların gerisinde bir ruha sahip sokaklar ve yaşamlar)
tüm bunları yazarken farkım olsun yada kendimi tatmin etmek gibi kompleksler olmadan yazıyorum ve itiraf etmek gerekirse bundan çekinecek değilim yada utanıcak ben komplekslerimden arındım ve egomu sağlıklı ve yararıma olaçak şekilde kullanmaya başladım yaşadık bir vebali ve maziyi
bundan uzun bir süre aslında çokta uzun değil ama içende barındırdığı anlar ve görüntülerden dolayı uzun metrajlı bir film
madde batağına feci şekilde saplanmış gerçekten bir çok şeyimi kaybedip bende yukarıda anlattığım gibi kendime narsist psikolojik saldırılarım suçlamalarım ve sorumlu tutuşlarımdan dolayı gittikçe dahada saplanıp akıl ve ruh sağlığımı neredeyse yok edip tarif edemeyeceğim duygularda anlarda yaşamlardaydım ve hiç biri durağan değildi sürekli bir kavga savaş ve mücadele vardı bu savaşlarım mücadelelerim dış etkenler ile yada birileriyle değildi kendimleydi ve o konuma gelmiş olmama rağmen cebimdeki maddemleydi günün bir anı amansız karamsar negatif düşünceler ile mazoşist ve sapkın kendine zarar verme gibi eylemler bir diğer çeyreğinde günün uzun ve sonsuz sorgulamalar düşünceler ve ekseriyetle yine her zaman aynı noktaya o gerçekten kötü hislere modlara düşüncelere dönüşüyordu yani hayatımın 5 yılını yüce cosmos şahittirki hiç bir zaman huzurlu yada dingin sakin geçirmedim hep tarif edilemez derecede acılar ve psiklojik baskılar vardı okul hayatım bitmiş nişanlımdan ayrılmış cevremden uzaklaşmış kendi odasında aylarca cıkmadan duran bir nevrotik hastaya dönüşmüştüm madde krizlerim olmuyordu onu elde edebilmek için daha büyük krizler yaşıyordum yaşamsal çöküşler biz bu yola nasıl girmiştik en yakın arkadaşımı gömüp hala devam nasıl ediyordum tüm sorunları çözmek için deliren zihnim psikolojik sorunlarıda beraberinde getirdi şizofreni teşhisi konuldu hemde şehirdeki en gözde doktorların anlam verebilmek için kafa patlattığı derecede bir tuhaflıkta halde ne kadar ironikti bu benim için çok uzun süreden sonra ilk defa tebessüm edebilmiştim doktorun ailem ve bana ypatığı o açıklamadan sonra ben üniversiteye hazırlanan ve kücüklüğünden beri psikoloji alanında okumak isteyen biriydim ve artık kendi psikolojik rahatsızlıklarım ve kucak dolusu hayal vardı geride bunlar için tebessüm etmiştim ama tebessümden uzak tatsız acı ve kederli bir ifadeyle bir insanın en yakınındakileri kimlerdir ??? az cok herkesin en yakınındaki kişiler ailesidir peki bir insan o kişilerin hayallerini ve suratlarındaki o eski huzurlu ifadeyi paramparca etmesi ne kadar ağır acaba bu gibi hissel durumu kaç kişi yaşadı ağırlığını tatdı ? şimdi şizofren olmayayımda ne olayım fakat sonrasında psikoloğum can dostum olmuştu özel olarak ilgileniyor emek sarf ediyordu zaten madde bağımlılığım krizler komalar ile gerçekleşmiyordu tüm herşey kafamın içindeki bir tornadoydu ve insanın zihni gerçekten tüm maddelerden daha zararlıdır yukarıdaki yazıda bağımlılar için çok defa betimledim imgeledim psikolojilerini göz önüne almak gerek diye hocamın tüm emeğine ilgisine ve tecrübesine bu süreçte yanımdan eksik olmayan ailem ve arkadaşımın mezar taşı çok yardımcı olmuştu hayatımı düzene sokmaya kurtulmaya uzun ve özel tedavilerin sonucunda okula tekrar dönmüş eski kiloma ve akıl sağlığıma kavuşmuş extra olarak psikolojik sorunum ve hocamın sayesinde hep istediğim bölümde tüm şehire bariz fark atmış bilgi ve tecrübeya kavuşmuştum ve üniversite çok sürmeden hemen ardından geldi istediğim bölümü bitirip üzerine yüksek lisans yaptım ama hala bazen kaçtığım kendimden sakladığım şeyler var bunlar büyük şeyler değil fakat bir sandıkta kalması gerekiyor ve şimdi yaşadığım diyardan çok uzakta kendi hayatımı kurmaya calışıyorum
feyz alın gerekirse fakat asla örnek almayın ve çok samimi olarak tavsiyem kişisel gelişim ruhani uyanış vesaire gibi mistik ruhsal şeylere odaklanın ruhunuza dokunun onun farkına varın ve egonuzun aslına ne işe yaradığını öğrenin zira ego halkın tabiriyle egoist kendini tatmin etmeye calışan bencil beğenmiş vesaire gibi kavramlardan ötedir bunu insanlar pek anlayamamış derin bir konu olduğundan dolayı aslında ego kişinin en yakın dostu ve koruyucusudur ve size bir sır vereyim ego kişinin koruma kalkanı güven alanıdır yoga ve çakra terimleriyle mahmun zihnidir o size her daim bir şeyler söyler sürekli konuşup durur bu gücü açığa cıkarmak çok zor değil kücük basit uğraşlar ile meditasyon yapıp maymun zihni dinlemek kolaydır ve bu egoyu ID ego ve alter ego ile karıştırmamak gerek onlar ayrı ve farklı konular bizim alt metnimizde ruhsal uyanış var kişinin kendi içine yolculuğu kendiyle tanışması var
sağlıcakla ve sevgiyle kalın
(dipnot: tüm yaşadığım şeylere rağmen kurtulmuş olmama rağmen genclerin ve bağımlıların kurtulmasının neredeyse imkansız olduğunu söyledim yazımızda fakat ben şanslıydım iyi bir konuma sahip cevresi etkili ve geniş olan birisiydim gerek camiada gerek ailemin cevresi ve gücüyle yeterli desteği alabildim ve o yola girmeden önceki eğitim hayatımda başarılı oluşum kurtulmamın sebebleriydi gördüğüm diğer bağımlılar gibi hiçlikte boşlukta değildim)
belirtmeden geçmeyeyim istedim bu iki listedeki crocodile hariç tüm maddeleri kullandım listeye eklemeyi unutup yeni hatırladığım diğer ağır türler ilede haşırneşirdim
tüm bu uzun yazıyı açıklamaları hatta itirafları dışa vurumlarımı neden yazdım amacım neydi bilmiyorum ama her zaman savunduğum bir görüş ile gerçekleştirdiğimi farzediyorum
bir yerde bir şey hakkında konuşuluyorsa olaya gerçeklerin girip konuşulan şeyi ve insanları aydınlatması gerek bu şekilde gerçek bilgiye ulaşılabilir bu şekilde olay gerçekliğine kavuşur
gerçeklikte kalın dünyanıza sahip çıkın :) ve unutmayın enter the matrixin exit the matrixi var her gecenin sabahı olduğu gibi
Bu gün İstanbul'da hava çok soğuk. Öğrenciler okula girerken üstlerinde kalın paltolar var. Bense incecik bir montla okul önünde düzinelerce kurşun kalem satmaya çalışıyorum. Hava soğuk mu soğuk. Titriyorum. Elimdeki kalemleri havaya kaldırıp: 'Bir kalem alır mısın? ' diye herkese soruyorum. İnsanlar çocuklarını ellerinden tutarak okula getirip bırakıyorlar. Üzerimdeki yırtık pırtık elbisemde gözlerini usulca gezdirerek, sanki beni sessizce aşağılıyorlar. Cadde üzerinde gelip geçenlerin arasından hiç kimse bana 'selamünaleyküm', 'merhaba' 'günaydın' demiyor. Ama ben aldırmadan kalemlerimi satmaya çalışıyorum. Benim gibi kalbinde derin bir aşk yarası olan zavallıya neden selam versinler ki. Birden bir ses 'günaydın abi, bana bir düzine kalem verir misin? ' Kalemlerin içinden en güzelini bulup ona verdim. 'Bu kadar çok kalemi ne yapacaksın' dediğimde, annesi babası olmayan fakir öğrencilere vereceğini söyledi. Sonra kalemleri alıp gitti. Bundan sonraki her geçişte bana selam verdi. Günler sonra, yanında genç bir adamla geçti. Daha sonra onunla nişanlandı, evlendi ve bir çocuğu oldu. Ama her gün ve her sabah üzerimde pis kokulu yırtık pırtık elbiseler olmasına rağmen bana 'günaydın' dedi. İstanbul'dan tayinim Mardin'e çıktı. Zaman; su gibi akıp geçti. Ve İstanbul özlemi kalbime gelip oturmuştu. Üsküdar da Kızkulesi'ni ve martıları seyre dalmak, Piere Loti'den İstanbul'u, Orhan Veli gibi gözlerim kapalı dinlemek istiyordum. Seneler sonra tekrar İstanbul'a döndüm. Artık zengin altında son model arabası olan genç bir iş adamı görünümünde idim. Yıllardır kalem sattığım yeri özlemiştim. Oradan tekrar geçmek istedim. Okulun önüne geldiğimde, benim yıllar önceki bağrışıma benzer bir sesle kalem satan bir kadın; 'bir kalem alır mısınız? ' diyordu. Yanına yaklaştığımda gözlerime inanamadım. O idi. Merhaba dediğimde bana üzgün gözlerle bakarak, eşinin çok alkol aldığını, çocuğu ile birlikte alkollü bir durumda araba kullanırken, karşı taraftan gelen bir kamyonun altına girdiğini ve artık dünyada kimsesinin kalmadığını söyledi. Hayatla mücadelesini verirken çok zor şeyleri yaşadığını uzun zamandır iş bulamadığını, kendisinden hep başka şeyler istendiğini ve en sonunda yıllar önceki kalem satan Beni düşünüp, kalem satmaya karar verdiğini söyledi. Ve yine caddeden geçen ve onun üzerindeki eski yırtık elbisesine bakarak, onu aşağılayan insanlara yalvarırcasına bir sesle bağırmaya başladı: 'Bir kalem alır mısınız? '
LÜTFEN UYUŞTURUCU VE ALKOL KULLANMAYINIZ.ÇOCUKLARINIZI VE AİLENİZİ BU DÜNYADA YALNIZ BIRAKMAYIN.
Benzedrin Chloralhydrat, Marihuana, Ecstasy, LSD,, Koffein gibi uyuşturucu maddeler verilen örümceklerin, ^^ Zeki Müren Kirpiği ^^, ^^ Haroşo ^^, ^^ Selanik ^^, ^^ İki ters iki yüz ^^ gibi bilinen klasik örgü tiplerini bir kenara bıraktıkları, yeni tarzlar geliştirdikleri görülmüş.Meşhur örümcek adamımız ^^spiderman^^ e uyuşturucu madde verilseydi nasıl bir örgü tarzı geliştireceği de ayrıca bir merak ettiğim konu. ;))
İşin şakası bir yana, uyuturucu maddelerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri çok daha ağır ve trajik tablolar oluşturuyor.
Uyuşturucu verilen örümceklerin yaptıkları ağları incelemek isterseniz aşağıdaki adrese uğramalısınız;
İstanbul'da 43 lisede yapılan bir araştırmaya göre, uyuşturucu madde kullanımında büyük artış var...Gençlerin yüzde 22'si bu maddeleri ilk kez aile büyüklerinden biri vasıtasıyla alıyormuş... Sabah gazetesinin haberi...Acı ama gerçek...
Beyin ve Merkezi Sinir sisteminde:Sigaradan itibaren bütün uyuşturucuların en büyük zararı ve tahribatı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir. Bu sebeple beynin mazrufu olan aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi dengeden, normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırırlar. Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturuculardır. Bağımlılarda beliren ilk olgu; akıl ve sinir hastalıkları ve arızalarıdır. Delilik, erken bunama, şuur kaybı, uykusuzluk, felçler hezeyan (sayıklama, saçmalama, akıl dışı davranışlar) halüsinasyon (vehim, hayal görme, işitme vs.) lar, zeka ve hafıza kayıpları. En kısa ifade ile: Akıl hastalıkları, zihni ve ruhi karmaşa ve kaoslar.
Sindirim Sisteminde:
Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, kanama ve yaraları, gastrit, ülser vs.
Karaciğer ve Böbreklerde:
Bu zehirlerin organizmadan atılmasında en ağır görev bu organlara düşmekte olup, karaciğer ve böbreklerde büyük arıza ve tıkanmalara, karaciğerde yetersizlik, yağlanma,sertleşme (siroz) ... Böbreklerde büyük tahribat, albümin, kan ve idrar çoğalması, tıkanmalar,ağır böbrek hastalıkları
Gözlerde:
Işık ve mesafede uyumsuzluk, şaşılık gece körlüğü, göz bebeği büyümesi, küçülmesi, göz adele felci bilinen sonuçlar ve tezahürlerdir.
Solunum Sisteminde:
Nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler bilinen olaylardır.
Kanda:
Kan,insan hayatının en önemli dokusu olup, uyuşturuculardan büyük zararlar görür. Kansızlık,kan zehirlenmeleri, kan hücrelerinde şekil ve miktar değişiklikleri, kanın korkulu arızası olan pıhtılaşma ve kangrenler başlıca arızalardır.
Solunum Sisteminde:
Nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler bilinen olaylardır.
Zehirlenme:
Uyuşturucuların başta gelen olumsuzluğu zehirlenmeler ve bu yolla gelen ölümlerdir. İlk defa olursa HAD, tekerrür ederse 'Müzmin Zehirlenme' adını alır.
2= Sosyal ve Maddi Etkileri
Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür.
Bu sebeple akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuz, hipisel (hayvani) bir hayata mahkum eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir. (Hip Kültür)
Bu sebeple, uyuşturucuların, bağımlıya, aile hayatına, doğacak çocuklara, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdi ne toplumsal ahlaka (namus,iffet, şeref, haysiyet v.s.) verdiği zararlar ifadelere sığdırılamaz.
İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhşiyat, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucu vardır.
İç ve dış düşmanların en tahripkar silahı uyuşturucu ve uyuşturucu salgınlarının itici gücü olan uyuşturucu kültürü (hip kültür) dür. Cemiyetleri inkıraza götüren her türlü maddi ve manevi tahribatın temeldeki sebebidir. Bunlar.
Ayrıca AİDS, frengi, verem, kanser, kangren ve benzeri bir çok ölümcül hastalığın yayılmasında da en büyük fail uyuşturucular ve bağımlılarıdır.
Türk Gençliği'nin sürüklendiği bataklık. 1= ^^arkadaş kıyağı^^ (= ilk adım atılıyor) 2= ^^ bombalama^^ (= ikinci adımda, ^^ayakçı^^ olarak tabir edilen satıcı, kıyağını yaptıktan sonra giderken, nasılsa yanındaki yüklüce miktarda eroini yanına almayı unutuverir, eroin tesadüfen(!) sizde kalır) Daha çok beklersiniz, ayakçı bir türlü unuttuğu eroini almaya gelmez çünkü eroin size üstü örtülü bir hediyedir.
3=^^merak^^ (=^^Yahu şundan bir kere çeksek ne olur sanki? ^^ dersiniz.) Sonra bunun gerisi gelir. Mal bittiğinde bombalanmışınız demektir.
Artık bir eroin bağımlısı olarak, her yerde kıyakçınızı, daha doğrusu ayakçınızı arar ve kolaylıkla bulursunuz.
başlangıçta keyif veren, lâkin ilerleyen zamanda bilinci hapseden, mücadele edil(e) mediği takdirde -ki mücadelesi çok zor- organizmayı ele geçirip yok eden, günümüzde -özellikle gençlerin- belki de en tehlikeli, en sinsi düşmanı.
ülkücü mafyanın tekelinde........................vatanlarını öyle siddetli severlerki..üüüüüüüüüüüüffffffff...bu ne sevgi aaaaahhh bu ne ızdıraaappppp...
Üye Değerlendirme: / 0 Kötüİyi Yazar Webmaster Cuma, 25 Ağustos 2006 İBRETLİK BİR MEKTUP 23.06.2006
Hava pusluydu, Bir tatil günüydü, Kafamdan neler yapabileceğim geçiyordu... Bilirsiniz işte,her insanın tatil gününde yapmayı planladığı şeylerdi bunlar... Telefonumun çaldığını duydum. Karşımda alo diyen can dostlarımdan sandığım biriydi... Bana hoş ve güzel vakit geçirmeyi teklif etti... Hiç tereddütsüz kabul ettim. Arkadaşımla buluştuğumda,filimlerde gördüğüm, İnsanları uçuran tozlardan arkadaşımda olduğunu gördüm... Bir defadan birşey olmaz diyerek denedim... İşte o an şeytanla dans etmeye başladım... Ama anlayamadım, Şeytan birkaç gün başkaları ile ilgilendi, Ve tekrar bana geri döndü... Sadece arkadaş kılığına bürünmüş şeytandı o... Bana gelip olayları toz pembe gösteriyordu... Şeytanla muhabbetimiz birkaç kez daha tekrarlandıktan sonra Onun emrine itaat etmem gerektiğini anladım... Bu şeytanı tam 6 yıldır içimden çıkaramadım Taki arkadaş gördüğüm insanların beni yargılamaya başladıkları o ana kadar herşey çok güzeldi...
Birgün bir duvar dibine oturup kendimle hesaplaştım... Bu duruşmada hakimde bendim,sanıkta,savcıda,avukatta... Bu duruşmada sadece eksik olan; beni bu duruma getiren,şeytan kılıklı,canım dediğim arkadaşımdı... Ama şeytan bu kez kararlıyım; Seni yeryüzüne değil,uzayın en karanlık yerine gömeceğim... Çünkü 6 yıldır beni ayık kafa ile değil,bayık kafa ile gezdirdin... Şimdi,sadece 4. gündür içtiğim suyun ve yediğim yemeğin tadına varmanın mutluluğu içindeyim... Artık hayatımda karanlık şeylere yer yok... İnşallah bundan sonra,hayatım hep aydınlık olacak... Tek dileğim benim gibi olan herkesin bu pislikten kurtulmalarıdır...
Saygılarımla… 4.Leventli…
www.cuneytbehluluz.org sitesinden bir kopyadır ve gerçek kesitten alıntıdır...
biri bana uyuştırucu kullanıyomusun diye sordu... bende dedim ki sigara kullanmıyorum bide uyuşturucu mu kullanıcam... neden sorduğnu eve gidince anladım... dışarı çıkmadan önce kiraz yemiştim, dudaklarımın çizgileri mor olmuş bu yüzden... heralde ondan sordu...
Almanya'da çalışan gurbetçinin biri Türkiye'ye tatile gelmiş. Arabasıyla İzmir'de gezerken buna arkadan bi araba çarpmış. Şoförler arabalardan inip hasara bakmışlar. Vuran adam gurbetçiye, 'Suç bende. Senin arabanın tamir parasını ben vericem' demiş ve bi tamircinin adresini vermiş. 'Sen arabayi tamir ettir. Sakın para filan da ödeme, ben hallederim' demiş. Gurbetçi arabasını verilen adrese götürüp tamir ettirmiş.
İzin süresi bittiğinde bizimki Almanya'ya geri gelmiş. Tesadüfe bakın ki, 2 gün sonra yine bi araba buna arkadan dannn diye vurmuş. Üstelik vuran gene bi Türkmüş. Olay yine aynı şekilde gelişmiş. Vuran adam bi tamirhanenin adresini vermiş ve arabasını tamir ettirmesini söylemiş. Bizim gurbetçi çaresiz kabullenmiş. O arada Alman polisi bunları görmüş ve ne olduğunu anlamak için yanlarına gelmiş. Bizimki her şeyi olduğu gibi anlatmış ve aynı olayın Türkiye'de de başına geldiğini söylemiş. Polisler hemen 'HALT! ' (dur) deyip arabayı polis garajına çektirmişler. Gurbetçinin arabasını paramparça yapmışlar ve sonunda da tam 50 kilo eroin bulmuşlar.
Meğer bu arabaya çarpanlar çeteymiş. Yurtdışına uyuşturucu çıkarabilmek için gurbetçilerin arabalarına arkadan vurup, kendi adamlarının tamirhanesinde uyuşturucu yerleştiriyolarmış. Alman polisi de zaten bu olayı bildiğinden adamların oyununu hemencecik ortaya çıkarmış.
bir kere kullandim,uyumadan rüya gördüm...sabaha kadar konustum soona sekizd sahilde kosuya ciktim.....çok fena....ayaktayken gözümü kapatinca(evin içinde) önümden danone diye bagiran bir kamyon gecti..inanilmaz birsey..sakin extacy almayin cok perisan durumda insan gördüm...irade sifir....beyin uçmus....
Allah'ım ne günlere kaldık :(
kullanan kişiye ve kullandığı bağlılığı olduğu maddeye göre değişiyor
bariz hafif maddeler vardır bunların kimisi bırakılabilir olmasına rağmen çok ciddi deformasyonlara yol açmaktadır
1-) ot
2-) tiner
3-) bally
4-) çakmak gazı
5-) captagon ve benzeri psikolojik tedavilerde veya ruhsal destek hapları
bu 5 temel madde bırakılması kolay olan fakat uzun süreli kullanımlarda kişiyi başkalaştırıp ruhsal fiziksel ve zihinsel yönden deformasyonlara uğratmaktadır bu 5linin içinde en masumu kim ne derse desin ottur yani esrar ve türevi cannabis türleri zira diğer maddeler suni olup insan yapımı kimyasallar olduğundan dolayı insanın doğasına zıt yaşamsal füzyonundan uzak insan için zararlı insan bedenin temizleyemeyeceği atamayacağı şeylerdir insan organik bir canlıdır diğer canlı türler gibi bu yüzden bu 5li içinde insan doğasına uygun standartlara sahip olan ot en masumlarıdır fakat sanılmasınki zararsızdır bilincsiz ve uzun süreli kullanımda kişiyi zincirlerle bağlayan bir şeydir ondan kurtulmak isteyen pek madde bağımlısı ile tanışmadım zira hepsi ellerine ne geçmişse kullanmış umutsuz ve hayatını yemiş bitirmiş bağımlılardı fakat hepsinin en az karaladığı ve şikayet ettiği şey ottu
bally tiner ve hap pek tabi irade ve bilinc ile bırakılabilecek maddeler olması yanında çok ciddi sağlık ve zihinsel sorunlara yol açabilmektedir
1-) metamfetamin(crystalmeth,ateş buz,kristal.shabu)
2-) eroin
3-) crocodile
4-) kokain
5-) ecstasy(ex,ekstazi)
6-)bonzai ve jamaica
7-) LSD,magic mushrom,peyote gibi psikedelilik ve halisünojen kimyasallar(magic mushrom yani sihirli mantar ve peyote organiktir doğa tarafından üretilir LSD'ye nazaran daha az zararlı ve tehlikelidir ama aptal bir çocuğun ilk kullanımda ölme ihtimalinin gerçekten yüksek olduğu maddelerdir zira yaşattığı trans halleri ve halisünojen ile birlikte gelen aşırı psikedelilik taşkınlık tabiri caiz ise tüm yaşamsal fonksiyonların ve hormonların bariz hislerin maksimum yaşandığı anlarda kişinin gördüğü şeyler karşısında aşırı hisler yaşamasının ve tepki vermesinden dolayı ölüm %60 %70lik bir orandadır
bu saydığım 7 madde gerçekten bırakması zor olan ve zorluğuna ekseriyetle aşırı zararlı ve tehlikeli maddelerdir şahsen ben en yakın arkadaşımı metamfetamin yüzünden kaybettim kendini öldürmesiyle sonuçlanan bir bağımlılıktı
jamaica bonzai genclerimizin sokakta eğlencesine keyfine yada kederine içtiklerini sandıkları esrarın otun yerine geçmiş otun kafasını sevenleri ağına çabucak düşürmüş ağır kimyasal bir maddedir içeriğindekileri her hangi bir ota çöpe samana sık kurutup iç kafa yaşatıyor aslında buna kafa yaşamak demek cahillik ve aptallık olur zira içeriğindeki bileşenler içildiği ilk 30 saniye içerisinde sinir sistemine saldırıp bedensel ve zihinsel fonksiyonları kısmi felce sokuyor yani genclerimiz kafa yaşıyoruz sanıyorlarken aslında kafalarına nanosantimlik kurşunlar sıkıyorlar öyle kişiler gördümki tüm yaşamsal faliyetleri uyuşup gücünü yitiren sinir sisteminden dolayı %20lik düzeylere inmiş sadece nefes alan şeylere cevirmişti tabi etkisi geçince herşey kaldığı yerden devam ediyor ama her tüketimde sinir sistemi bir nebze daha zarar görüp yeti kaybediyor videolardada gördüğümüz gibi yürümekte ve ayakta durmakta güçlük çeken jamaica bonzai kullanıcılarının tamamiyle sinir sistemleri alt üst olmuş kontrolü kaybetmiş haldeler
crocodile gelecek olursak çok şükür türkiyeye girmedi ve dünya üzerinde kullanımı eski sovyetler ve günümüzde sovyet rus varoşları bağımlıları tarafından kullanılan bir madde o maddeyi tarif edecek gramere sahip değilim youtube üzerinden araştırılırsa aslında tanrıya kafa atmak gibi eş değerlere ve sonuçlara vesile olan bir madde
eroin kokain özellikle eroin yanılmıyorsam 80lerin sonuna doğru popülerleşip kullanılmaya başlanmıştı ondan öncesinde bariz türkiye konumu şartları olsun bariz o kuşağın insanları olsun günümüze nazaran 80ler ve öncesinde az kullanıma sahipti kokain ise zaten amerikadan gelen zenginlerin sevgilisi göz bebeği halkımızın tabiriyle zengin içeceğiydi ve yine eroin kadar tehlikeli ve dönüşü neredeyse imkansız yollarsa sürükleyen bir madde
ecstasye gelecek olursak genclerimizin esrarın yanında kullandıkları bu iki maddenin birleşip çok daha farklı dalgalar kafalar yaşattığından dolayı gerek tekil gerek esrar ile kullanılan bir maddedir içeriği yüksek öfori ve çoşku hali sağlayan tabiri caizse kişinin yaşadığı tüm sıkıntılardan stresten kaygılardan mutsuzluklardan çekip kişiyi mutluluk hissiyle beraber hala aklındaki o kaygılar ve sıkıntılar olmasına rağmen pek umursamayan önemsemeyen çoşkulu bir hale sokmaktadır bu yüzdenki tüm dünyada popüler ve en cok kullanılan uyuşturucudur gencler arasında malum gencler özellikle ergenlik çağındaki bireyler kardeşlerimiz her yıl değişen hızlı düşünceleri bakış acıları ve olayları algılayış bicimleriyle bir kaçış ve rahatlama kapısı olarak kullanılmıştır
bu maddeler kişinin yaşantısına ruh haline bilincine ve arzularına iradelerine göre bırakmasında ufak sayısal farklılıklar göstermektedir eğer bir kişi herşeyini kaybettiğini bitirdiğini yok ettiğini yada buna benzer mazoşist ve narsist psikolojiler ile kendine yaşattığı acılara karşın bırakması gerçekten zor oluyor her ne kadar nefret etse istemesede dönüp dolaşıp bağlılığı olduğu maddeye yani kendilerinin alt üst olmuş zihinlerinde kacış kapısı rahatlama durağına dönüyor bu ise kişinin ne kadar psikolojik bir sarsıntının ve bozukluğun bariz belirtisidir
hayatını ve cevresindekileri o kötü duruma düşüren sebebiyet veren kişiler olduğunu düşünen kendini suçlayan kendinden ve o maddeden nefret etmesine rağmen acı ile bırakamıyor eğer gerçekten profesyonel yardım alıp tedavi edilip zihninin açılması sağlanmazsa ya intihara ya ölüm gelene kadar o batakta hem kendilerine acı cektirip hemde o acıya boyun eğen insanlar gördüm ki çevremde hatta en yakınlarımda beraber büyüyüp beraber yiyip içtiğimiz arkadaşlarımız tanıdıklarımız ve duyduğumuz nice insanlar bu bataklık öyle geniş bir yelpazeye ayrılıyorki kişi neredeyse tüm erişebildiği maddeleri epey kullanıp değişen dağılan psikolojisine ruhuna en yakın gelen maddeyle bağlılık lanetine o yola devam ediyor
belki aklıma gelmeyen hatırlamadığım ve unuttuğum maddeler ve türevleri buna dahil sebeb sonuç ilişkileri vardır fakat 2 temel faktöre ayırıcaksak uyuşturucu maddeleri bırakması kolay ve bırakması çok zor olarak ayırmamız gerek zararlarını hiç saymamıza bile gerek yok bu iki temel faktör daldaki tahmin edilebilir sonuçlar bu işin zararlarının en gerçek ve yalın halidir
ve tüm bu kücük yazı dizisine rağmen genclerimizin yada madde bağımlılarının durumlarını internetten sokaktan cevreden ve medyadan az cok görüyoruz ne tür bir yaşam sürdüklerini ve bunun için içinde bulundukları ruhsal ve psikolojik ağır hasarları göz önünde bulundurursak tüm o yaşadığı şeylere ve sefil hayatlarından dolayı genclerin ve madde bağımlılarının uyuşturucudan kurtulması çook çoook güç neredeyse imkansız zaten halihazırda bu tür yeniden doğuş o kişileri tekrar hayata döndürmeye yönelik faliyetler ülkedeki madde bağımlılığına nazaran %50lik bir dilime sahip bu ise yeterince yetişilemiyor ve sönüp giden hayatlar olduğunu gösteriyor fakat bunun içinde ülkeyi veya bağımlıları suçlamamak gerek umarım ilerde bu yönde faliyetler ve kurumlar gittikçe artar(zaten aslında neredeyse bu konuda olması gereken oranda sayıda yaptırım var fakat ülkenin genclerin bağımlıların yada o yolda ilerleyen kişilerin hayatları genel bir standarta sahip değil varoş ve hep beklentilerin hayallerin umutların gerisinde bir ruha sahip sokaklar ve yaşamlar)
tüm bunları yazarken farkım olsun yada kendimi tatmin etmek gibi kompleksler olmadan yazıyorum ve itiraf etmek gerekirse bundan çekinecek değilim yada utanıcak ben komplekslerimden arındım ve egomu sağlıklı ve yararıma olaçak şekilde kullanmaya başladım yaşadık bir vebali ve maziyi
bundan uzun bir süre aslında çokta uzun değil ama içende barındırdığı anlar ve görüntülerden dolayı uzun metrajlı bir film
madde batağına feci şekilde saplanmış gerçekten bir çok şeyimi kaybedip bende yukarıda anlattığım gibi kendime narsist psikolojik saldırılarım suçlamalarım ve sorumlu tutuşlarımdan dolayı gittikçe dahada saplanıp akıl ve ruh sağlığımı neredeyse yok edip tarif edemeyeceğim duygularda anlarda yaşamlardaydım ve hiç biri durağan değildi sürekli bir kavga savaş ve mücadele vardı bu savaşlarım mücadelelerim dış etkenler ile yada birileriyle değildi kendimleydi ve o konuma gelmiş olmama rağmen cebimdeki maddemleydi
günün bir anı amansız karamsar negatif düşünceler ile mazoşist ve sapkın kendine zarar verme gibi eylemler
bir diğer çeyreğinde günün uzun ve sonsuz sorgulamalar düşünceler ve ekseriyetle yine her zaman aynı noktaya o gerçekten kötü hislere modlara düşüncelere dönüşüyordu yani hayatımın 5 yılını yüce cosmos şahittirki hiç bir zaman huzurlu yada dingin sakin geçirmedim hep tarif edilemez derecede acılar ve psiklojik baskılar vardı okul hayatım bitmiş nişanlımdan ayrılmış cevremden uzaklaşmış kendi odasında aylarca cıkmadan duran bir nevrotik hastaya dönüşmüştüm madde krizlerim olmuyordu onu elde edebilmek için daha büyük krizler yaşıyordum yaşamsal çöküşler biz bu yola nasıl girmiştik en yakın arkadaşımı gömüp hala devam nasıl ediyordum tüm sorunları çözmek için deliren zihnim psikolojik sorunlarıda beraberinde getirdi şizofreni teşhisi konuldu hemde şehirdeki en gözde doktorların anlam verebilmek için kafa patlattığı derecede bir tuhaflıkta halde ne kadar ironikti bu benim için çok uzun süreden sonra ilk defa tebessüm edebilmiştim doktorun ailem ve bana ypatığı o açıklamadan sonra ben üniversiteye hazırlanan ve kücüklüğünden beri psikoloji alanında okumak isteyen biriydim ve artık kendi psikolojik rahatsızlıklarım ve kucak dolusu hayal vardı geride bunlar için tebessüm etmiştim ama tebessümden uzak tatsız acı ve kederli bir ifadeyle bir insanın en yakınındakileri kimlerdir ??? az cok herkesin en yakınındaki kişiler ailesidir peki bir insan o kişilerin hayallerini ve suratlarındaki o eski huzurlu ifadeyi paramparca etmesi ne kadar ağır acaba bu gibi hissel durumu kaç kişi yaşadı ağırlığını tatdı ? şimdi şizofren olmayayımda ne olayım
fakat sonrasında psikoloğum can dostum olmuştu özel olarak ilgileniyor emek sarf ediyordu zaten madde bağımlılığım krizler komalar ile gerçekleşmiyordu tüm herşey kafamın içindeki bir tornadoydu ve insanın zihni gerçekten tüm maddelerden daha zararlıdır yukarıdaki yazıda bağımlılar için çok defa betimledim imgeledim psikolojilerini göz önüne almak gerek diye hocamın tüm emeğine ilgisine ve tecrübesine bu süreçte yanımdan eksik olmayan ailem ve arkadaşımın mezar taşı çok yardımcı olmuştu hayatımı düzene sokmaya kurtulmaya
uzun ve özel tedavilerin sonucunda okula tekrar dönmüş eski kiloma ve akıl sağlığıma kavuşmuş extra olarak psikolojik sorunum ve hocamın sayesinde hep istediğim bölümde tüm şehire bariz fark atmış bilgi ve tecrübeya kavuşmuştum ve üniversite çok sürmeden hemen ardından geldi istediğim bölümü bitirip üzerine yüksek lisans yaptım ama hala bazen kaçtığım kendimden sakladığım şeyler var bunlar büyük şeyler değil fakat bir sandıkta kalması gerekiyor ve şimdi yaşadığım diyardan çok uzakta kendi hayatımı kurmaya calışıyorum
feyz alın gerekirse fakat asla örnek almayın ve çok samimi olarak tavsiyem kişisel gelişim ruhani uyanış vesaire gibi mistik ruhsal şeylere odaklanın ruhunuza dokunun onun farkına varın ve egonuzun aslına ne işe yaradığını öğrenin zira ego halkın tabiriyle egoist kendini tatmin etmeye calışan bencil beğenmiş vesaire gibi kavramlardan ötedir bunu insanlar pek anlayamamış derin bir konu olduğundan dolayı aslında ego kişinin en yakın dostu ve koruyucusudur ve size bir sır vereyim ego kişinin koruma kalkanı güven alanıdır yoga ve çakra terimleriyle mahmun zihnidir o size her daim bir şeyler söyler sürekli konuşup durur bu gücü açığa cıkarmak çok zor değil kücük basit uğraşlar ile meditasyon yapıp maymun zihni dinlemek kolaydır ve bu egoyu ID ego ve alter ego ile karıştırmamak gerek onlar ayrı ve farklı konular bizim alt metnimizde ruhsal uyanış var kişinin kendi içine yolculuğu kendiyle tanışması var
sağlıcakla ve sevgiyle kalın
(dipnot: tüm yaşadığım şeylere rağmen kurtulmuş olmama rağmen genclerin ve bağımlıların kurtulmasının neredeyse imkansız olduğunu söyledim yazımızda fakat ben şanslıydım iyi bir konuma sahip cevresi etkili ve geniş olan birisiydim gerek camiada gerek ailemin cevresi ve gücüyle yeterli desteği alabildim ve o yola girmeden önceki eğitim hayatımda başarılı oluşum kurtulmamın sebebleriydi gördüğüm diğer bağımlılar gibi hiçlikte boşlukta değildim)
belirtmeden geçmeyeyim istedim
bu iki listedeki crocodile hariç tüm maddeleri kullandım listeye eklemeyi unutup yeni hatırladığım diğer ağır türler ilede haşırneşirdim
tüm bu uzun yazıyı açıklamaları hatta itirafları dışa vurumlarımı neden yazdım amacım neydi bilmiyorum ama her zaman savunduğum bir görüş ile gerçekleştirdiğimi farzediyorum
bir yerde bir şey hakkında konuşuluyorsa olaya gerçeklerin girip konuşulan şeyi ve insanları aydınlatması gerek bu şekilde gerçek bilgiye ulaşılabilir bu şekilde olay gerçekliğine kavuşur
gerçeklikte kalın dünyanıza sahip çıkın :) ve unutmayın enter the matrixin exit the matrixi var her gecenin sabahı olduğu gibi
Emniyet verilerine göre 23 bin ailenin geçim kaynağı..:(
Bir kalem alır mısın?
Bu gün İstanbul'da hava çok soğuk. Öğrenciler okula girerken üstlerinde kalın paltolar var. Bense incecik bir montla okul önünde düzinelerce kurşun kalem satmaya çalışıyorum. Hava soğuk mu soğuk. Titriyorum. Elimdeki kalemleri havaya kaldırıp: 'Bir kalem alır mısın? ' diye herkese soruyorum.
İnsanlar çocuklarını ellerinden tutarak okula getirip bırakıyorlar. Üzerimdeki yırtık pırtık elbisemde gözlerini usulca gezdirerek, sanki beni sessizce aşağılıyorlar. Cadde üzerinde gelip geçenlerin arasından hiç kimse bana 'selamünaleyküm', 'merhaba' 'günaydın' demiyor. Ama ben aldırmadan kalemlerimi satmaya çalışıyorum. Benim gibi kalbinde derin bir aşk yarası olan zavallıya neden selam versinler ki.
Birden bir ses 'günaydın abi, bana bir düzine kalem verir misin? '
Kalemlerin içinden en güzelini bulup ona verdim. 'Bu kadar çok kalemi ne yapacaksın' dediğimde, annesi babası olmayan fakir öğrencilere vereceğini söyledi. Sonra kalemleri alıp gitti. Bundan sonraki her geçişte bana selam verdi. Günler sonra, yanında genç bir adamla geçti. Daha sonra onunla nişanlandı, evlendi ve bir çocuğu oldu. Ama her gün ve her sabah üzerimde pis kokulu yırtık pırtık elbiseler olmasına rağmen bana 'günaydın' dedi.
İstanbul'dan tayinim Mardin'e çıktı. Zaman; su gibi akıp geçti. Ve İstanbul özlemi kalbime gelip oturmuştu. Üsküdar da Kızkulesi'ni ve martıları seyre dalmak, Piere Loti'den İstanbul'u, Orhan Veli gibi gözlerim kapalı dinlemek istiyordum. Seneler sonra tekrar İstanbul'a döndüm. Artık zengin altında son model arabası olan genç bir iş adamı görünümünde idim. Yıllardır kalem sattığım yeri özlemiştim. Oradan tekrar geçmek istedim. Okulun önüne geldiğimde, benim yıllar önceki bağrışıma benzer bir sesle kalem satan bir kadın; 'bir kalem alır mısınız? ' diyordu. Yanına yaklaştığımda gözlerime inanamadım. O idi.
Merhaba dediğimde bana üzgün gözlerle bakarak, eşinin çok alkol aldığını, çocuğu ile birlikte alkollü bir durumda araba kullanırken, karşı taraftan gelen bir kamyonun altına girdiğini ve artık dünyada kimsesinin kalmadığını söyledi. Hayatla mücadelesini verirken çok zor şeyleri yaşadığını uzun zamandır iş bulamadığını, kendisinden hep başka şeyler istendiğini ve en sonunda yıllar önceki kalem satan Beni düşünüp, kalem satmaya karar verdiğini söyledi. Ve yine caddeden geçen ve onun üzerindeki eski yırtık elbisesine bakarak, onu aşağılayan insanlara yalvarırcasına bir sesle bağırmaya başladı:
'Bir kalem alır mısınız? '
LÜTFEN UYUŞTURUCU VE ALKOL KULLANMAYINIZ.ÇOCUKLARINIZI VE AİLENİZİ BU DÜNYADA YALNIZ BIRAKMAYIN.
YAZAN; CAN AKIN
Benzedrin Chloralhydrat, Marihuana, Ecstasy, LSD,, Koffein gibi uyuşturucu maddeler verilen örümceklerin, ^^ Zeki Müren Kirpiği ^^, ^^ Haroşo ^^, ^^ Selanik ^^, ^^ İki ters iki yüz ^^ gibi bilinen klasik örgü tiplerini bir kenara bıraktıkları, yeni tarzlar geliştirdikleri görülmüş.Meşhur örümcek adamımız ^^spiderman^^ e uyuşturucu madde verilseydi nasıl bir örgü tarzı geliştireceği de ayrıca bir merak ettiğim konu. ;))
İşin şakası bir yana, uyuturucu maddelerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri çok daha ağır ve trajik tablolar oluşturuyor.
Uyuşturucu verilen örümceklerin yaptıkları ağları incelemek isterseniz aşağıdaki adrese uğramalısınız;
http://www.hafif.org/yazi/uyusturucularin-etkileri
İstanbul'da 43 lisede yapılan bir araştırmaya göre, uyuşturucu madde kullanımında büyük artış var...Gençlerin yüzde 22'si bu maddeleri ilk kez aile büyüklerinden biri vasıtasıyla alıyormuş...
Sabah gazetesinin haberi...Acı ama gerçek...
UYUŞTURUCUNUN ZARARLARI
1=Fiziki Etkileri
Beyin ve Merkezi Sinir sisteminde:Sigaradan itibaren bütün uyuşturucuların en büyük zararı ve tahribatı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir.
Bu sebeple beynin mazrufu olan aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi dengeden, normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırırlar. Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturuculardır. Bağımlılarda beliren ilk olgu; akıl ve sinir hastalıkları ve arızalarıdır.
Delilik, erken bunama, şuur kaybı, uykusuzluk, felçler hezeyan (sayıklama, saçmalama, akıl dışı davranışlar) halüsinasyon (vehim, hayal görme, işitme vs.) lar, zeka ve hafıza kayıpları.
En kısa ifade ile: Akıl hastalıkları, zihni ve ruhi karmaşa ve kaoslar.
Sindirim Sisteminde:
Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, kanama ve yaraları, gastrit, ülser vs.
Karaciğer ve Böbreklerde:
Bu zehirlerin organizmadan atılmasında en ağır görev bu organlara düşmekte olup, karaciğer ve böbreklerde büyük arıza ve tıkanmalara, karaciğerde yetersizlik, yağlanma,sertleşme (siroz) ...
Böbreklerde büyük tahribat, albümin, kan ve idrar çoğalması, tıkanmalar,ağır böbrek hastalıkları
Gözlerde:
Işık ve mesafede uyumsuzluk, şaşılık gece körlüğü, göz bebeği büyümesi, küçülmesi, göz adele felci bilinen sonuçlar ve tezahürlerdir.
Solunum Sisteminde:
Nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler bilinen olaylardır.
Kanda:
Kan,insan hayatının en önemli dokusu olup, uyuşturuculardan büyük zararlar görür. Kansızlık,kan zehirlenmeleri, kan hücrelerinde şekil ve miktar değişiklikleri, kanın korkulu arızası olan pıhtılaşma ve kangrenler başlıca arızalardır.
Solunum Sisteminde:
Nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler bilinen olaylardır.
Zehirlenme:
Uyuşturucuların başta gelen olumsuzluğu zehirlenmeler ve bu yolla gelen ölümlerdir. İlk defa olursa HAD, tekerrür ederse 'Müzmin Zehirlenme' adını alır.
2= Sosyal ve Maddi Etkileri
Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür.
Bu sebeple akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuz, hipisel (hayvani) bir hayata mahkum eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir. (Hip Kültür)
Bu sebeple, uyuşturucuların, bağımlıya, aile hayatına, doğacak çocuklara, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdi ne toplumsal ahlaka (namus,iffet, şeref, haysiyet v.s.) verdiği zararlar ifadelere sığdırılamaz.
İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhşiyat, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucu vardır.
İç ve dış düşmanların en tahripkar silahı uyuşturucu ve uyuşturucu salgınlarının itici gücü olan uyuşturucu kültürü (hip kültür) dür. Cemiyetleri inkıraza götüren her türlü maddi ve manevi tahribatın temeldeki sebebidir. Bunlar.
Ayrıca AİDS, frengi, verem, kanser, kangren ve benzeri bir çok ölümcül hastalığın yayılmasında da en büyük fail uyuşturucular ve bağımlılarıdır.
Türk Gençliği'nin sürüklendiği bataklık.
1= ^^arkadaş kıyağı^^ (= ilk adım atılıyor)
2= ^^ bombalama^^ (= ikinci adımda, ^^ayakçı^^ olarak tabir edilen satıcı, kıyağını yaptıktan sonra giderken, nasılsa yanındaki yüklüce miktarda eroini yanına almayı unutuverir, eroin tesadüfen(!) sizde kalır)
Daha çok beklersiniz, ayakçı bir türlü unuttuğu eroini almaya gelmez çünkü eroin size üstü örtülü bir hediyedir.
3=^^merak^^ (=^^Yahu şundan bir kere çeksek ne olur sanki? ^^ dersiniz.) Sonra bunun gerisi gelir. Mal bittiğinde bombalanmışınız demektir.
Artık bir eroin bağımlısı olarak, her yerde kıyakçınızı, daha doğrusu ayakçınızı arar ve kolaylıkla bulursunuz.
başlangıçta keyif veren, lâkin ilerleyen zamanda bilinci hapseden, mücadele edil(e) mediği takdirde -ki mücadelesi çok zor- organizmayı ele geçirip yok eden, günümüzde -özellikle gençlerin- belki de en tehlikeli, en sinsi düşmanı.
çatlı,baybasin,daş...........
uyuşturucu ölüm.terör.kavga.kin.yaralama.ve buna benzer ne varsa
mahmut yıldırım,abdullah çatlı,nejat daş,baybaşinler,ve bilumum ülkücüler.....
ülkücü mafyanın tekelinde........................vatanlarını öyle siddetli severlerki..üüüüüüüüüüüüffffffff...bu ne sevgi aaaaahhh bu ne ızdıraaappppp...
Mutluluk peşindeki insanları hatır için madde bağımlısı yapan dostların malum hediyesi.
İbretlik Bir Mektup
Üye Değerlendirme: / 0
Kötüİyi
Yazar Webmaster
Cuma, 25 Ağustos 2006
İBRETLİK BİR MEKTUP 23.06.2006
Hava pusluydu,
Bir tatil günüydü,
Kafamdan neler yapabileceğim geçiyordu...
Bilirsiniz işte,her insanın tatil gününde yapmayı planladığı şeylerdi bunlar...
Telefonumun çaldığını duydum.
Karşımda alo diyen can dostlarımdan sandığım biriydi...
Bana hoş ve güzel vakit geçirmeyi teklif etti...
Hiç tereddütsüz kabul ettim.
Arkadaşımla buluştuğumda,filimlerde gördüğüm,
İnsanları uçuran tozlardan arkadaşımda olduğunu gördüm...
Bir defadan birşey olmaz diyerek denedim...
İşte o an şeytanla dans etmeye başladım...
Ama anlayamadım,
Şeytan birkaç gün başkaları ile ilgilendi,
Ve tekrar bana geri döndü...
Sadece arkadaş kılığına bürünmüş şeytandı o...
Bana gelip olayları toz pembe gösteriyordu...
Şeytanla muhabbetimiz birkaç kez daha tekrarlandıktan sonra
Onun emrine itaat etmem gerektiğini anladım...
Bu şeytanı tam 6 yıldır içimden çıkaramadım
Taki arkadaş gördüğüm insanların beni yargılamaya başladıkları o ana kadar
herşey çok güzeldi...
Birgün bir duvar dibine oturup kendimle hesaplaştım...
Bu duruşmada hakimde bendim,sanıkta,savcıda,avukatta...
Bu duruşmada sadece eksik olan; beni bu duruma getiren,şeytan kılıklı,canım dediğim arkadaşımdı...
Ama şeytan bu kez kararlıyım;
Seni yeryüzüne değil,uzayın en karanlık yerine gömeceğim...
Çünkü 6 yıldır beni ayık kafa ile değil,bayık kafa ile gezdirdin...
Şimdi,sadece 4. gündür içtiğim suyun ve yediğim yemeğin tadına varmanın mutluluğu içindeyim...
Artık hayatımda karanlık şeylere yer yok...
İnşallah bundan sonra,hayatım hep aydınlık olacak...
Tek dileğim benim gibi olan herkesin bu pislikten kurtulmalarıdır...
Saygılarımla… 4.Leventli…
www.cuneytbehluluz.org sitesinden bir kopyadır ve gerçek kesitten alıntıdır...
bır anlık zevk ıçin butun bır hayatını heba etmek bana çok sacma geliyor.
bakırköyde amatem e başvurmanızı tavsiye edebilirim...
ancak ilk adım kişinin kendi bırakmak istemeli..buna kesin karar vermeli...
oldukça zor ve meşakkatli bir dönem...
Rabbim yardımcınız olsun..
ben bu adrese bir anda baş vurdum arkadaşım ölüyo ya nefret ediyorum bu pislikten arkadaşımı alıyor benden
biri bana uyuştırucu kullanıyomusun diye sordu...
bende dedim ki sigara kullanmıyorum bide uyuşturucu mu kullanıcam...
neden sorduğnu eve gidince anladım...
dışarı çıkmadan önce kiraz yemiştim, dudaklarımın çizgileri mor olmuş bu yüzden... heralde ondan sordu...
Almanya'da çalışan gurbetçinin biri Türkiye'ye tatile gelmiş. Arabasıyla İzmir'de gezerken buna arkadan bi araba çarpmış. Şoförler arabalardan inip hasara bakmışlar. Vuran adam gurbetçiye, 'Suç bende. Senin arabanın tamir parasını ben vericem' demiş ve bi tamircinin adresini vermiş. 'Sen arabayi tamir ettir. Sakın para filan da ödeme, ben hallederim' demiş. Gurbetçi arabasını verilen adrese götürüp tamir ettirmiş.
İzin süresi bittiğinde bizimki Almanya'ya geri gelmiş. Tesadüfe bakın ki, 2 gün sonra yine bi araba buna arkadan dannn diye vurmuş. Üstelik vuran gene bi Türkmüş. Olay yine aynı şekilde gelişmiş. Vuran adam bi tamirhanenin adresini vermiş ve arabasını tamir ettirmesini söylemiş. Bizim gurbetçi çaresiz kabullenmiş. O arada Alman polisi bunları görmüş ve ne olduğunu anlamak için yanlarına gelmiş. Bizimki her şeyi olduğu gibi anlatmış ve aynı olayın Türkiye'de de başına geldiğini söylemiş. Polisler hemen 'HALT! ' (dur) deyip arabayı polis garajına çektirmişler. Gurbetçinin arabasını paramparça yapmışlar ve sonunda da tam 50 kilo eroin bulmuşlar.
Meğer bu arabaya çarpanlar çeteymiş. Yurtdışına uyuşturucu çıkarabilmek için gurbetçilerin arabalarına arkadan vurup, kendi adamlarının tamirhanesinde uyuşturucu yerleştiriyolarmış. Alman polisi de zaten bu olayı bildiğinden adamların oyununu hemencecik ortaya çıkarmış.
bir kere kullandim,uyumadan rüya gördüm...sabaha kadar konustum soona sekizd sahilde kosuya ciktim.....çok fena....ayaktayken gözümü kapatinca(evin içinde) önümden danone diye bagiran bir kamyon gecti..inanilmaz birsey..sakin extacy almayin cok perisan durumda
insan gördüm...irade sifir....beyin uçmus....
Bugün kendimi acaba hangisi daha etkili diye araştırırken buldum. Anlık da olsa mutlu hissedebilme ihtiyacı sanırım.
uyusturucu demek ınsanların beynını uyustururve ınsanlar ne yapıgını bılmez vede kötu sonuclar ortaya cıkar
erkek arkadaşımın hayatını alt üst etti hala devam ediyor
insanların yaşamına engel olan öldürücü bir madde
adı üstünde uyuşmak.farklı bir algı boyutu.başlarken hastaneye gidilmesi gerekmeyen ama bırakırken illaki gidilmesi gereken şeylerden biri.
insanın yaratıcılığının doruk noktası...rüyalar ve imgelemler ve yerçekiminin yok olması..
TV
70'imden sonra bunaklık başladığında mutlaka kullanacağım sahte dünyalara açılan kapının anahtarı...
-uyuşturucu satıcıları--uyuşturucu kullanıcıları--