'insan' isimli eserini okumanın insan olmanın evrelerinden biri diyecegim geliyor.. 'kevir' ise yanıp tutusmus bir ic dünya manzarası.. ancak ressam/yazar tabiatı okuyabildigi kadar iyi resmedememis. o dünyayı kelimelerle örmek bir yere kadar, ondan sonrası okuyucuya kalmıs. seriati bunu üslubuyla okuyucuya saglıyor. okuyucu anlayabilmek icin aynı karsılıgı vermek zorunda. yani aslında icinde o dünyayı biraz yasıyor olması lazım. fıtrat gibi.. insanlık geregi..
kırgız yazar.. kitap okumanın lezzeti onun diliyle bambaşka.. alabildiğine yalın, insanı dinlendiren bir tabiat resmi yahut ruhunuzda akıp giden bir müzik gibi. bozkırları seyredin, aşık olun, hayal edin.. insanı tanıyın.. ve tanıdığınıza yabancı kalıp, gıpta edin..
'ne masayı anlatacagım diye masa sözcügünü kullanacaksınız, ne kusu anlatacagım diye kus sözcügünü; ne de askı anlatacagım diye ask sözcügünü.' /Cocteau
aslında bunu kamusal alana sormak gerekiyor sayın kamusal alan bu durum icin ne diyorsunuz, birileri sizin adınıza kararlar veriyor da? efendim? ses yok.. ben bir sey duyamıyorum, sizler? ne insanlık durumu ama.. önce bir sey icad eder, sonra da bir güzel tabu yaparız onu.. insanın önüne geciririz.
ne lüzumsuz..
hayalkırıklıgı..
'Hayır, sandıkları gibi değil! Yakında bilecekler.' 78/4
'Kitap'ı ve resullerimiz aracılığıyla gönderdiğimizi yalanlayanlar yakında bilecekler' 40/70
yakında bilecekler..
'Aforizmalar' okunmaya değer..
bir imgelem ustası.. 'gece dersleri' ve 'ask isaretleri' bu yönüyle cok zengin kitapları. zihin açıcı, okuyun..
'insan' isimli eserini okumanın insan olmanın evrelerinden biri diyecegim geliyor..
'kevir' ise yanıp tutusmus bir ic dünya manzarası.. ancak ressam/yazar tabiatı okuyabildigi kadar iyi resmedememis. o dünyayı kelimelerle örmek bir yere kadar, ondan sonrası okuyucuya kalmıs. seriati bunu üslubuyla okuyucuya saglıyor. okuyucu anlayabilmek icin aynı karsılıgı vermek zorunda. yani aslında icinde o dünyayı biraz yasıyor olması lazım. fıtrat gibi.. insanlık geregi..
kırgız yazar.. kitap okumanın lezzeti onun diliyle bambaşka..
alabildiğine yalın, insanı dinlendiren bir tabiat resmi yahut ruhunuzda akıp giden bir müzik gibi.
bozkırları seyredin, aşık olun, hayal edin.. insanı tanıyın.. ve tanıdığınıza yabancı kalıp, gıpta edin..
hamsun'un okunası romanı..
'ne masayı anlatacagım diye masa sözcügünü kullanacaksınız, ne kusu anlatacagım diye kus sözcügünü; ne de askı anlatacagım diye ask sözcügünü.' /Cocteau
aslında bunu kamusal alana sormak gerekiyor
sayın kamusal alan bu durum icin ne diyorsunuz, birileri sizin adınıza kararlar veriyor da?
efendim?
ses yok.. ben bir sey duyamıyorum, sizler?
ne insanlık durumu ama.. önce bir sey icad eder, sonra da bir güzel tabu yaparız onu.. insanın önüne geciririz.