Katıksız teslimiyet ve sınırsız özgürlük, anlaşıldı mı ön safta bedeni kılıçla boydan boya kesilmiş atalarımızın güveni neye dayanıyordu, bu süreci vakalar zinciri olarak görürsen hiçbir şey anlamazsın, ama, bir ruhsa sürec olarak bakarsan, benzersizliğin diğer dünya örnekleri içindeki ayrıcalıklı yerini daha iyi kavrarsın, yani tarih bilinci önce bir ruhsal arkeoljidir, vakalar detaydır, ve işaret dili yoktur, o işareti o önü kesilemeyen ruhun karanlık dehlizlerinde bulursun, bol şans, oturup bekleyenlerede önüne geleni yiyeceksin ne olursa diyelim, yapacak bir şey yok.
Her insan bir risktir ve sonuna kadar da öyle kalır, çözüm yeri burası değildir, ondan sağlığını ve mutluluğunu korumak isteyen önce lüzumsuz yük taşımamalıdır, bu seçme olgusu da hayatidir, kendinden kaybettiğni yerine koyamıyabilirsin, ve geçip gider çoğu, ondan zaten hiç güvenmediğim bir türe, açık liman olmak, ancak süzmelerin işidir, ve sonunda iş ağır kayıplara kadar gider, ve telafi de edemez, baştan önünü kesersen, sağlığına da korumaya almışın demektir, yoksa sana ne olduğu hiç kimsenin umurunda değildir, en yakınlarım dediklerin dahil, seni tek koruyacak olan gene sensindir, Ortega Gasset in dediği gibi insan gerçekte tek başınadır, ama, kendini kalabalıkta sanır, yani Erkin Babanın altını çizdiği, - Kara ki yazı yazıldı sanma sakın, insanın da kaderi böyle, kimse kimseye yardım edemez, ancak bunu kendin yapabilirsin, ondan kaderlerini gayretlerine bıraktık der, Kuranda, ve buna boyun eğişte de özgürlük var der Hallac da, yani kalıcı özgürlük arayanlar önce girişi burdan yapacak, bir mahkumiyetten, işte artık önünde hiçbir engel yok.
Dünyada sanıldığından çok daha kısıtlıdır, hele insan organizmasında, yetersiz bile denebilir, herkesin elini sıkan insanlar aslında bunu kimsenin elini sıkmadığı için başarır, ama gerçek peşindeysen, elini sıkarken aktardığın enerji herkesi karşılamaz, eşyanın tabiatına aykırı, öyle bir hazne kimsede yok ve hiç olmadı, boş haznenin saçtığı kimseye bir şey katmaz, dolusu da, doğrudanlıkla oluşmaz, kendi gayret edeceklerin ihtiyacı kişisel değil, görsel olmalıdır, yani yazılmışlara bile bakmayanın senle bağı göstermeliktir, ve kişiliiğiniz öyle bir yapıda değilse de fazladan yüktür, bu da sağlıksız dır, yani yapay ve sahte bir konumdur, gerçeklik tabanı yoktur, sahici de değildir, bir ihtiyacın üstüne atılmasıdır, izine verirsen üstüne binmeyen kalmaz, sen den geriye bir şey de, çünkü bu türler bencilliğine oyuncak arar, sıkılınca da kırar atar, eğer farkındaliğınız yoksa lüzumsuz enerji sarfından olanı da kaybedersiniz, esası sahteyi devre dışı bırakıp, sahiciyi içerde tutmaktır, işte o zaman ilk adım atıldı, bile, çinlilerin dediği gibi, bin yıllık bir yolculuk bir adımla başlar,
Bakın doğrudan hücreye bağlanan serum budur, taktınız mı damara, doğrudan sağlık lüzumsuz kişiliklere değil, önce kendinize zaman ayırırsanız, işte katladınız ömrü değli, o önemli değil, sağlıklı yaşamayı, hasta yaşayarak, bin sene olsa ne yazar, tabii önce kafa, bir de şase önemli tabi çabuk dağlır, ondan vakit kaybı, aynı zamanda hayatınızı talana girmiş bir gaspçinin önünüzü kesmesidir, öyle ner önüne gelene bulaşırsan, tabii salgında kayıp verilebilir, bu seçmeye dayalı bir özgürlüktür, her lüzumsuzluk ayrıca özgürlüğe bir saldırıdır, bilg olsun. İşte ondan özgürlüğünüz önce gelir, ama, bunun bir mahkumiyet de olduğunu bilerek, zincirleri kırıp atmak isteyenlere.
Niye durduk yerde evrilmiş, her aklına esen evrilirse işimiz var, kafayı yemiş iyice, tut evril, ama, hiç devrilme, sürekli bir kaşıntı, nereye taşıyorsa malzemeyi, evrilmenin de bir adabı olmaz mı, var ayrıca, arada kaçan ne peki, yok, peki yokluk, o neden evrilmemiş, yoksa bir varlık nedeniyle bi yerinde sayıyor, hem yerinde sayan, hem evrilene ne denir, ikisi bir arada nedir, varoluş mu, iyi de neden, her şeye maydonoz bir nedenselillik hayata içkinken, burda neden feleği şaşsın ki, yoksa feleği şaşan şu aklı evveller mi, bilemedim, ne bildim ki, her bildiğine bildim diyecek kadar da tükenmedim, yani hayat devam eder, bence ama, bundan sana ne, onu da anlamadım senin yerin belli, güberelik çay behçesi, giriş bedava, çıkış yok.
İtinayla başlar, özenle yapılanır, vahşi türlerin doğasında bu yoktur, ondan evde bulundurulmaları varoluş için mahzurludur, onların yeri kendi kulvarıdır, her kuşun eti yenmez,mesela, aynı tadı alamayabilir siniz, bu arada varlğınıza kıyarsınız, yani kıyma olmak da var, ama, siz dana değilsiniz,fark o.
hücre biyolojisinde en önemli etken besindir, yediğiniz içtiğiniz kadar, ruhunuzdan giren besinlere de dikkat etmek zorudasınız, bunun cinsi de yok, güdülerime denk derseniz, ve ruhunuz besinsiz kalırsa, ordan ancak sakat bir beden çıkar, yani seçimleriniz hayati, rasgele hiçbir şeye başlanmaz, hele ki, insani irtibatlar,daima temkinli, çünkü doğrudan sağlığınız demek.
Bunu bitirirseniz, bildiğin alçak sürünme, mezun olursanız dağ havası, nerde olduğun bilinmez, üstelik gerçek oksien, hem hava, hem de havalı, yani rercih meselesi, halatımı hapishane de parayı katlamak için harcayacak kadar kafayı yemedim daha, deliyiz dediysek her şeyin de bir sınırı var,
Bir de şu kandinden eminlere hayranım, rica etsem son neden emin oldunuz, ve sonu nasıl çıktı, hatırlıyor musunuz, yoksa beklediğıniz gibi olmayınca, yerde mi buldular, bayılmak gibi yani, ve en son gördüğünüz emin kimdi, emin misiziniz, son kararınız mı, herşeye karar variryorsanız, burda niye tereddütlü ve emin kim, de, bu kadar eminsiniz ondan.
Ödünç aklılla yarattığın teknik den bir başka teknik dana var, işte o gerçek akıl, güzel yani, ve ben masumum tanımıyor, marifetini bilecek, iyi sinide kötüsünü de, nasıl ayrışacak, o kadarı hakkında biraz fikrim var, ama, bir de fikir edinmek isteyenler olur, o da anlatarak olmaz, zaten anlattık bir işe yaramıyor, onu da öğrenmiş olduk, ama, öğrenmeminn de sonu yok.
Katıksız teslimiyet ve sınırsız özgürlük, anlaşıldı mı ön safta bedeni kılıçla boydan boya kesilmiş atalarımızın
güveni neye dayanıyordu, bu süreci vakalar zinciri olarak görürsen hiçbir şey anlamazsın, ama, bir ruhsa sürec
olarak bakarsan, benzersizliğin diğer dünya örnekleri içindeki ayrıcalıklı yerini daha iyi kavrarsın, yani tarih
bilinci önce bir ruhsal arkeoljidir, vakalar detaydır, ve işaret dili yoktur, o işareti o önü kesilemeyen ruhun
karanlık dehlizlerinde bulursun, bol şans, oturup bekleyenlerede önüne geleni yiyeceksin ne olursa diyelim, yapacak bir şey yok.
Her insan bir risktir ve sonuna kadar da öyle kalır, çözüm yeri burası değildir, ondan sağlığını ve mutluluğunu
korumak isteyen önce lüzumsuz yük taşımamalıdır, bu seçme olgusu da hayatidir, kendinden kaybettiğni yerine
koyamıyabilirsin, ve geçip gider çoğu, ondan zaten hiç güvenmediğim bir türe, açık liman olmak, ancak süzmelerin işidir, ve sonunda iş ağır kayıplara kadar gider, ve telafi de edemez, baştan önünü kesersen, sağlığına da korumaya almışın demektir, yoksa sana ne olduğu hiç kimsenin umurunda değildir, en yakınlarım dediklerin dahil, seni tek koruyacak olan gene sensindir, Ortega Gasset in dediği gibi insan gerçekte tek başınadır, ama, kendini kalabalıkta sanır, yani Erkin Babanın altını çizdiği, - Kara ki yazı yazıldı sanma sakın, insanın da kaderi böyle, kimse kimseye yardım edemez, ancak bunu kendin yapabilirsin, ondan kaderlerini
gayretlerine bıraktık der, Kuranda, ve buna boyun eğişte de özgürlük var der Hallac da, yani kalıcı özgürlük
arayanlar önce girişi burdan yapacak, bir mahkumiyetten, işte artık önünde hiçbir engel yok.
Dünyada sanıldığından çok daha kısıtlıdır, hele insan organizmasında, yetersiz bile denebilir, herkesin elini
sıkan insanlar aslında bunu kimsenin elini sıkmadığı için başarır, ama gerçek peşindeysen, elini sıkarken aktardığın enerji herkesi karşılamaz, eşyanın tabiatına aykırı, öyle bir hazne kimsede yok ve hiç olmadı,
boş haznenin saçtığı kimseye bir şey katmaz, dolusu da, doğrudanlıkla oluşmaz, kendi gayret edeceklerin
ihtiyacı kişisel değil, görsel olmalıdır, yani yazılmışlara bile bakmayanın senle bağı göstermeliktir, ve kişiliiğiniz
öyle bir yapıda değilse de fazladan yüktür, bu da sağlıksız dır, yani yapay ve sahte bir konumdur, gerçeklik
tabanı yoktur, sahici de değildir, bir ihtiyacın üstüne atılmasıdır, izine verirsen üstüne binmeyen kalmaz, sen den geriye bir şey de, çünkü bu türler bencilliğine oyuncak arar, sıkılınca da kırar atar, eğer farkındaliğınız
yoksa lüzumsuz enerji sarfından olanı da kaybedersiniz, esası sahteyi devre dışı bırakıp, sahiciyi içerde
tutmaktır, işte o zaman ilk adım atıldı, bile, çinlilerin dediği gibi, bin yıllık bir yolculuk bir adımla başlar,
Bakın doğrudan hücreye bağlanan serum budur, taktınız mı damara, doğrudan sağlık lüzumsuz kişiliklere değil,
önce kendinize zaman ayırırsanız, işte katladınız ömrü değli, o önemli değil, sağlıklı yaşamayı, hasta yaşayarak,
bin sene olsa ne yazar, tabii önce kafa, bir de şase önemli tabi çabuk dağlır, ondan vakit kaybı, aynı zamanda
hayatınızı talana girmiş bir gaspçinin önünüzü kesmesidir, öyle ner önüne gelene bulaşırsan, tabii salgında
kayıp verilebilir, bu seçmeye dayalı bir özgürlüktür, her lüzumsuzluk ayrıca özgürlüğe bir saldırıdır, bilg olsun.
İşte ondan özgürlüğünüz önce gelir, ama, bunun bir mahkumiyet de olduğunu bilerek, zincirleri kırıp atmak
isteyenlere.
Niye durduk yerde evrilmiş, her aklına esen evrilirse işimiz var, kafayı yemiş iyice, tut evril, ama, hiç devrilme,
sürekli bir kaşıntı, nereye taşıyorsa malzemeyi, evrilmenin de bir adabı olmaz mı, var ayrıca, arada kaçan ne
peki, yok, peki yokluk, o neden evrilmemiş, yoksa bir varlık nedeniyle bi yerinde sayıyor, hem yerinde sayan,
hem evrilene ne denir, ikisi bir arada nedir, varoluş mu, iyi de neden, her şeye maydonoz bir nedenselillik
hayata içkinken, burda neden feleği şaşsın ki, yoksa feleği şaşan şu aklı evveller mi, bilemedim, ne bildim ki,
her bildiğine bildim diyecek kadar da tükenmedim, yani hayat devam eder, bence ama, bundan sana ne, onu
da anlamadım senin yerin belli, güberelik çay behçesi, giriş bedava, çıkış yok.
İtinayla başlar, özenle yapılanır, vahşi türlerin doğasında bu yoktur, ondan evde bulundurulmaları varoluş için
mahzurludur, onların yeri kendi kulvarıdır, her kuşun eti yenmez,mesela, aynı tadı alamayabilir siniz, bu arada
varlğınıza kıyarsınız, yani kıyma olmak da var, ama, siz dana değilsiniz,fark o.
hücre biyolojisinde en önemli etken besindir, yediğiniz içtiğiniz kadar, ruhunuzdan giren besinlere de dikkat etmek
zorudasınız, bunun cinsi de yok, güdülerime denk derseniz, ve ruhunuz besinsiz kalırsa, ordan ancak sakat bir
beden çıkar, yani seçimleriniz hayati, rasgele hiçbir şeye başlanmaz, hele ki, insani irtibatlar,daima temkinli,
çünkü doğrudan sağlığınız demek.
Bunu bitirirseniz, bildiğin alçak sürünme, mezun olursanız dağ havası, nerde olduğun bilinmez, üstelik gerçek
oksien, hem hava, hem de havalı, yani rercih meselesi, halatımı hapishane de parayı katlamak için harcayacak
kadar kafayı yemedim daha, deliyiz dediysek her şeyin de bir sınırı var,
Bir de şu kandinden eminlere hayranım, rica etsem son neden emin oldunuz, ve sonu nasıl çıktı, hatırlıyor musunuz, yoksa beklediğıniz gibi olmayınca, yerde mi buldular, bayılmak gibi yani, ve en son gördüğünüz emin
kimdi, emin misiziniz, son kararınız mı, herşeye karar variryorsanız, burda niye tereddütlü ve emin kim, de, bu
kadar eminsiniz ondan.
Ödünç aklılla yarattığın teknik den bir başka teknik dana var, işte o gerçek akıl, güzel yani, ve ben masumum
tanımıyor, marifetini bilecek, iyi sinide kötüsünü de, nasıl ayrışacak, o kadarı hakkında biraz fikrim var, ama,
bir de fikir edinmek isteyenler olur, o da anlatarak olmaz, zaten anlattık bir işe yaramıyor, onu da öğrenmiş olduk,
ama, öğrenmeminn de sonu yok.